Kullanıcı:Oasistr/Çalışma

Sultan Abdülaziz

Abdülaziz, (Osmanlı Türkçesi: عبد العزيز) (d. 8 Şubat 1830 - ö. 4 Haziran 1876), 32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam halifesidir. II. Mahmut ve Pertevniyal Sultan'ın oğlu, Abdülmecid'in kardeşidir. Abdülaziz 25 Haziran 1861 tarihinde kardeşinin ölümü üzerine, 31 yaşında iken tahta geçmiştir.

Saltanat öncesi , Kişiliği

değiştir

Babası II. Mahmut'un saltanatı sırasında sıkı bir disiplin altında yetiştirildi. Oldukça serbest yaşadı, ve iyi bir eğitim aldı. Arap dili ve Edebiyatı, dini ilimler ve müzik eğitimi gördü. Güçlü bir yapıya sahipti ve Güreş, cirit, av ve bilek güreşi sporlarına meraklıydı. Batı ve doğu karışımı bir giyim tarzı olan ve Aziziye olarak adlandırılan bir modaya öncülük etti. Mevlevi eğilimi vardı ve Ney üflerdi. kendi ilgisi de olduğundan saltanatı zamanında Hayal, Orta oyunu , Karakucak güreşi hayli ilgi gördü. Topluma yakın olması ve sade yaşantısı nedeniyle toplum tarafından sevilmişti.

Saltanatı

değiştir

Kardeşi Abdülmecid in aşırı yenilikçiliği ve israfçılığına karşı, veliahtlığı döneminde sürdüğü sade yaşantısı ve halka yakınlığı nedeniyle tahta geçtiği zaman kendisine sevgi ve güven duyulmasının yanında imparatorluğun kötü gidişine son verecek kişi olarak görüldü. Nitekim başlarda Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa, Yusuf Kamil Paşa, Fuad Paşa gibi yetenekli ve deneyimli devlet adamlarına verdiği yetki nedeniyle önemli ve gerçekçi yenilikler yaptı. Ancak 1871 de Sadrazam ve hariciye vekili Ali paşa'nın ölümü ve sonra yerine geçen Mahmud Nedim Paşa döneminde, Mahmut Nedim Paşa'nın Tanzimatçı kadroları da uzaklaştırması nedeniyle de, daha baskıcı bir yönetim uygulamaya başladı. Saltanattan indirilinceye kadar aralarında Meşrutiyet yanlısı Midhad Paşa nın da olduğu çok sayıda sadrazam ve nazır değişiklikleri yapılması nedeniyle de yönetimde ciddi aksaklıklar ortaya çıktı. Bu dönemde ayrıca, devlet gelirlerindeki düşüşler, kötü maaliyet politikaları, özellikle donanmaya yapılan aşırı masraflar ve artan saray giderleri nedeniyle ekonomik yapı iyice bozuldu. 1875 yılında Mahmut Nedim paşa artık devletin borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etmek zorunda kaldı.

Abdülaziz'in tahtta kaldığı sürece en çok üzerinde çalıştığı konu Osmanlı Donanması'nın modernizasyonu idi. Hem redif hem de Sayısı gün geçtikçe artan Osmanlı Ordusu'nun askerlerine yetecek dönemin son model top ve tüfeklerin de sağlanması Abdülaziz döneminde gerçekleşmiştir.

Sultan Abdülâziz hükümdarlığı süresince sık sık ülke içi ve ülke dışı temaslarda bulunmuş geziler düzenlemiştir. Yavuz Sultan Selim'den sonra Mısır'ı ziyaret eden ilk ve tek Osmanlı Padişahı Abdülaziz'dir.

 
Abdülaziz'in (Abdullah Biraderler tarafından çekilen 1863 tarihli fotoğrafı.
 
Abdülaziz Avrupa seyahatinde (1867).

Eyâletlerin yanı sıra Abdülaziz Batı Avrupa'da ziyaretler yapan ilk ve tek padişahtır. 1867 yılında Paris'te açılan büyük bir sanat sergisine III. Napolyon'un daveti üzerine katılan Abdülaziz, sergiden sonra imparator ile temaslarda bulunmuş İngiltere, Belçika, Almanya, Avusturya-Macaristan gezilerinden sonra da geri dönmüştür. Ayrıca Richard Wagner'in Bayreuth operasına maddi yardımda bulunmuş ve davet edilmiştir. Seyahatlerinde İngiltere kraliçesi Victoria, Belçika kralı II. Leopold, Prusya kralı I. Wilhelm, Avusturya-Macaristan imparatoru François-Josef ve Romanya Prensi I. Karol ile görüşmüştür.

Osmanlı'da Abdülaziz döneminde Batı'yla iyi ilişkiler kurulmasına özellikle dikkat edildi. Tanzimat Fermanı ile Osmanlı'nın girdiği Batılılaşma süreci bu dönemde de devam etti. Ülke genelinde yeni vilâyetler ilân edildi ve İstanbul Üniversitesi Fransız Eğitim sistemi örnek alınarak tekrar düzenlendi. Doğu Ekspres'in bir durağı olan Sirkeci Garı'nın temelleri Abdülaziz döneminde atılmıştır. Abdülaziz'in 15 senelik hükümdarlığı boyunca yaptığı bazı yenilikler şunlardır;

  • Osmanlı'da ilk kez posta pulu basıldı 1863.
  • İlk kez Osmanlı ürünlerinin sergilendiği bir sergi olan Sergi-i Umumi-i Osmani açıldı 1863
  • Bank-ı Osmani-i Şahane (Osmanlı bankası) açıldı 1863.
  • Galata ve Eminönüyü birleştiren Yeni Galata Köprüsü açıldı 1863
  • Osmanlı donanmasına ilk zırhlı savaş gemisi katıldı 1864
  • Osmanlı donanması döneminin en büyük 4. donanması oldu
  • Genel Nüfus sayımı yapıldı 1854
  • Vilayet nizamnamesi ile yeni idari yapı ve bunun uygulanmasıyla meclisler oluşturuldu 1864
  • Mekteb-i Sanayi (Sanayi okulu) açıldı 1865
  • Darü'l Fünun faaliyete geçti 1868
  • Mekteb-i Sultani açıldı 1868
  • Divan-ı Ahkam-ı Adliye (Yargıtay) kuruldu (Meclis-i Ahkam-ı Adliye'nin bölünmesiyle) 1868
  • Şuray-ı Devlet (Danıştay-Yasama) kuruldu (Meclis-i Ahkam-ı Adliye'nin bölünmesiyle) 1868
  • Mecelle yayınlandı 1869
  • Şark Demiryolları (Rumeli) hatt (1877 de tamamlandı) 1869
  • İlk Atlı tramvay işletmeye açıldı 1869
  • Dar'ül Muallimat (Kız Öğretmen Okulu) açıldı 1870
  • Belediyeye bağlı ilk modern İtfaiye teşkilâtı kuruldu 1871.
  • İdare-i Aziziye vapur işletmesi kuruldu 1871
  • Anadolu-Bağdat ve Cenup demir yolları açıldı 1872
  • Haydarpaşa - İzmit demiryolu hattı açıldı 1873
  • Darü'ş şafakka açıldı 1873
  • Mekteb-i Maadin (Maden mektebi) açıldı 1874
  • Dünyanın ikinci metrosu olarak kabul edilen Karaköy-Beyoğlu Tünel'in yapıldı 1875


Dış Olaylar

değiştir

Döneminde yaşanan önemli olaylardan bir kısmı ise Rusya ve Avrupa devletleri'nin kışkırttığı Balkan isyanlarıdır. 1861-64 yılları arasındaki Karadağ İsyanı İkinci Karadağ Harekatı ile bastırılmasına rağmen, Karadağ sorunu büyümeye devam etti. 1861-66 yılları arasındaki Eflak-Boğdan olayları Birleşik Romanya'nın doğuşunu ve bağımsızlık mücadelesini hızlandırdı. 1862-67 yılları arasındaki Sırbistan olayları ise Türk askerlerinin Sırbistan'daki kalelerden çekilmesiyle sonuçlandı. 1866-68 arasındaki Girit Ayaklanması Girit Nizamnamesi ile çözümlenmeye çalışıldıysa da Girit'in kaybına giden olaylar dizisi başlamış oldu. Hıdivlikle yönetilen Mısır'ın özerklik haklarının genişletilmesi bu eyaletin 1882'de kesinkes kaybına yolaçan Mısır'ın borç sorununun ortaya çıkmasına başlangıç teşkil etti. Abdülaziz'in hükümdarlığının son yılları ise 1875-76 yılındaki Hersek İsyanı ile 1867'de başlayan ve 1876'da iyice yayılan Bulgar İsyanları ile mücadele ederek geçti. 30 Mayıs 1876 Darbesi ile tahttan indirildi. Gözaltında bulundurulduğu Feriye Saraylarında 4 Haziran 1876 günü bilekleri kesilmiş olarak ölü bulundu.

Abdülaziz'in ölümü hep tartışma konusu olmuştur. Resmî tarih olarak intihar ettiği yazılsa da özellikle son yıllarda öldürüldüğüne dair iddialar daha da artmıştır. Bahattin Öztuncay’'ın hazırladığı ve Aygaz tarafından yayımlanan “Hatıra-i Uhuvvet: Portre Fotoğraflarının Cazibesi 1846-1950” adlı kitapta ilk kez yayınlanan bir resimde Abdülaziz'in hal edildikten sonra ve ölmeden önce çekilmiş son fotoğrafı yer almaktadır. Bu resimde saray hizmetçileri laubali bir şekilde padişaha dirsek dayamış, padişah ise eski bir üst baş ve etrafa öfkeyle bakan gözlerle görülmektedir.[1]

  1. Dürr-i Nev Baş Kadın Efendi (d.15 Mart 1835 - ö.4 Aralık 1892)
  2. Hayran-î-Dil İkinci Kadın Efendi (d.2 Kasım 1846-ö.26 Kasım 1898)
  3. Eda-Dil İkinci Kadın Efendi 25 Temmuz (d.1845 - ö.12 Aralık 1875)
  4. Neş’erek (Nesrin) Üçüncü Kadın Efendi (d.1 Nisan 1848 - ö.11 Haziran 1876)
  5. Gevheri Dördüncü Kadın Efendi (d.8 Temmuz 1856-ö.20 Eylül 1894)
  6. Yıldız (Gözde) (d.24 Mart 1860 - ö.29 Eylül 1895)

Gözdeler

değiştir
  1. Çeşmidil Hanımefendi: İlk Gözde

Erkek çocukları

değiştir
  1. Abdülmecit (d.30 Mayıs 1868-ö.23 Ağustos 1944) (Son halife)
  2. Yusuf İzzettin Efendi (d.10 Ekim 1857-1 ö.Şubat 1916) (Veliaht)
  3. Mahmud Celaleddin Efendi (d.16 Kasım 1862-1 ö.Eylül 1888)
  4. Mehmed Selim Efendi (d.28 Eylül 1866-ö.21 Ekim 1867)
  5. Mehmed Seyfeddin Efendi (d.21 Eylül 1874-ö.19 Ekim 1927)
  6. Mehmed Şevket Efendi (d.5 Haziran 1872 - Ö22 Ekim 1899)

Kız çocukları

değiştir
  1. Nazime Sultan (d.14 Şubat 1866-ö.1947)
  2. Esma Sultan (d.21 Mart 1873-ö.7 Mayıs 1899)
  3. Emine Sultan (d.24 Ağustos 1874-ö.29 Ocak 1920)
  4. Saliha Sultan (d.9 Ağustos 1862-ö.1942)
  5. Emine Sultan (d.30 Kasım 1866 - ö.23 Ocak 1867)
  6. Fatma Sultan (d.1874 - ö.1875)
  7. Münire Sultan (d.1877 - ö.1877)

Hakkında Yazılan Eserler

değiştir

Kadir Mısıroğlu'nun Bir Mazlum Padişah - Sultan Abdülaziz Han adlı bir eseri bulunmaktadır. Ramazan Balcı-Sultan Abdülaziz Hakan Kağan-Abdülaziz Ölümün İlkyazıdır Güz

Kaynakça

değiştir

Dış bağlantılar

değiştir
Oasistr/Çalışma
Doğumu: 9 Şubat 1830 Ölümü: 4 Haziran 1876
Resmî unvanlar
Önce gelen
Abdülmecid
Osmanlı Sultanı
25 Haziran 1861 - 30 Mayıs 1876
Sonra gelen
V. Murad
Sünni İslam unvanları
Önce gelen
Abdülmecid
İslam Halifesi
25 Haziran 1861 - 30 Mayıs 1876
Sonra gelen
V. Murad



Kuleli vakası

değiştir

Kuleli Olayı ya da Kuleli Vakası, Osmanlı İmparatorluğu'nda gerçekleşen, siyasi tarihimiz içinde ilk kurulan siyasi parti niteliğindeki[1] Fedailer Cemiyeti tarafından planlanan, 14 Eylül 1859 günü bir ihbar sonucu ortaya çıkartılan, amacı Abdülmecid'i devirip Abdülaziz'i yerine tahta geçirmek olan başarısız bir darbe girişimidir. Devletin yönetimini beğenmeyen bir kısım askeri erkanla, mülkiye memurları ve ulemadan bazı kişiler bir araya gelerek 1859 yılı başlarında Fedailer Cemiyeti adı altında gizli bir cemiyet kurdular. Üyeleri şunlardı; askerî erkândan Bâb-ı Seraskerî Dâr-ı Şûrâ Reisi Hüseyin Dâim Paşa, Arnavut Câferdem Paşa, Tophâne müftüsü Bekir Efendi, İmalât Meclisi âzasından Binbaşı Râsim Efendi, Tophane kâtiplerinden Ârif Bey, Süleymaniyeli Şeyh Ahmed Efendi, Fâtih Medresesi hocalarından Nasûhî Efendi, Hezargradlı Şeyh Feyzullah Efendi ile Tophâne müşirliğine mensup yaklaşık yirmi beş kişi.[2] Dernek, Padişah Abdülmecid'i öldürerek, şeriata daha uygun bir hükümet kurmayı amaçlıyordu. Kumanda ettiği birliklerden taraftar toplanması amacıyla propaganda yapılırken, bu gizli örgütten haberdar olan Mirliva Hasan Paşa olayı Saraya ihbar etti. Dernek üyeleri, 14 Eylül 1859 tarihinde İstanbul'da Tophane'de Kılıç Ali Paşa Camii'nde toplantı halinde iken basıldı. Çoğu yakalanarak, Çengelköy'deki Kuleli kışlasında gözaltına alınmıştır. Soruşturma ve yargılama burada yapıldığından, olay Kuleli Vakası adıyla tarihe geçmiştir. Gizli örgütün üyelerinin yüksek rütbeli subaylar, ulema ve gençler gibi farklı toplumsal kesimlerden olması ve yargılamaların kapalı yapılması nedeniyle örgütün ideolojisi hakkında kesin bir işaret bulunamamıştır. Tanzimat Fermanı ile gelen yeni uygulamaların toplumun bazı kesimlerinde yarattığı memnuniyetsizlik, savaşlardan dolayı devletin malî durumunun sarsılması, toplumun yüksek tabakasında görülen, batı taklitçiliğinin doğurduğu lüks yaşama özentisine duyulan tepkiler, darbe girişiminin ana sebepleri arasında gösterilmektedir. Tarihçiler tarafından Islahat Fermanı'na [3] karşı bir tepki olarak kabul edilmiştir.

Genç Osmanlı

değiştir

Vikipedi, özgür ansiklopedi (Yeni Osmanlılar sayfasından yönlendirildi) Yeni Osmanlılar 1865 yılında ortaya çıkan, Osmanlı milliyetçiliğini savunan, Montesquieu ve Rousseau gibi Fransız devriminin kavramcılarını benimsemiş, Osmanlının ilk anayasasını ve parlementer sistemini geliştirmiş devlet adamları. Çoğunlukla Jön Türkler ile karıştırılmalarına rağmen, bu grup Tanzimat reformlarını yeterli bulmayan bürokratik, mükemmeliyetçi ve demokratik çözümü öngören kesimdir.[kaynak belirtilmeli] Osmanlı modernleşme hareketi, yönetici elit içindeki dar bir grubun, gelgitler yaşamasıyla devam eden bir süreçti. Modernleşme yanlısı yönetici elit, Tanzimat sonrasında kendi içerisinde önemli bölünmelere uğramıştı. Tanzimat modernleşmesi, bir anlamda kendisini tamamlarken, diğer bir taraftan da kendi zıddını oluşturmuştu. Tanzimat modernleşmesinin eleştirisi olan ve Yeni Osmanlılar hareketi olarak tanımlanan, genç yönetici elit adayları, Osmanlı modernleşme hareketi içinde, modernleşme yanlısı grup içinde muhalefeti oluşturuyordu. Genel olarak bilinenin aksine, Yeni Osmanlılar hareketi homojen bir siyasi grup değildi. Yeni Osmanlılar hareketi içerisinde bulunan yönetici elit adaylar bazen birbirleriyle uyuşan fikirlerle, bazen de birbirlerine tamamen zıd olan fikirlerle varlıklarını devam ettirmişlerdi. Yeni Osmanlılar örgütsel, tutarlı ve hedefleri belirlenmiş olan bir grup değildi.


meSLEK cEMİYETİ

değiştir

TENİ OSM ALTERNATİFİ SAYFA İÇİNDE AYRICA sAĞIR aHMETBEYZADE mEHMED OLACAK


Mustafa Fazıl paşa nın aziz'e mektubu

değiştir

şşşşşşşşşşşşşşşşşşşş


Muhbir gazetesi

değiştir

mmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm


I. Nikolay

değiştir

Bu halii çok kısa ve yetersiz

Litvinov protokolü

değiştir

Litvinov Protokolu, 9 Şubat 1929

Sovyetler Birliği'nin Briand-Kellog Paktının güttüğü aynı amacı kapsayan bir protokolü kendi komşuları arasında da en kısa zamanda yürürlüğe koymak için hazırladığı özel bir protokol.


I. Alexander

değiştir

Bu halii çok kısa ve yetersiz


Syllaeum savaşı

değiştir

Fatih kerimi

değiştir

Fatih Kerimi http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=3023

Hatice Gayıbova

değiştir
Hatice Gayıbova 24 Mayıs 1893 yılında Tiflis şehrinde tanınmış din adamı Osman Müftizade’nin ailesinde dünyaya gelmiştir. Hatice hanımın annesi Züleyha Hanım ünlü Terequlovlar ailesinden idi (bu ailenin iki kızı - Melike ve Badigülcamal Üzeyir Hacıbeyli’nin ve Müslüm Maqomayev’in hanımı olmuştur). Babası ailenin ilk çocuğu olan Hatice'ye maddi durumuna göre iyi eğitim vermeye çalışıyordu. Onun Kafkas canişinliyine yazdığı dilekçeye göre Hatice hanım kur’a çekmek yöntemi ile Tiflis'te "Kutsal Nina" kızlar okuluna girer. Çocuk yaşlarından özel müzik yeteneği ile farklanan Hatice ilk müzik eğitimini de okuduğu bu okulda almış, ilkel müzik teorisini ve piyano çalmayı öğrenmiştir. Kendisinin yazdığına göre, onun müzik öğretmenleri L.N.Knini ve Truskovski isimli öğretmenler olmuşlardır.
   1911 yılında okulu bitiren  genç Hatice aydın bir ailenin - Gori Öğretmenler Semineri Azerbaycan bölümü oluşturulmasının müteşebbislerinden olmuş Kafkas müftüsü Mirza Hüseyin Efendi'nin oğlu mühendis Nadir Gayıbovla aile hayatı kuruyor. Hem Müftizadelerin, hem de Gayıbovların aydınlanma gelenekleri ve çevrenin kültürel ortamı Hatice hanımın bakış açısının oluşmasını ciddi etkilemişdir. Ve Hatice hanım sadece bir müzisyen olarak kalmamış, aynı zamanda döneminin sosyal adamı ve seçilen aydınlarından olmuştur.
   Aile kurduktan sonra H.Gayıbova bir süre Tiflis'te tatar (Azerbaycan) okulunda ders deyir.1919 yılında ise o, ailesiyle Bakü'ye taşındı. Ve bu dönemden başlayarak onun bir müzisyen, eğitimci, araştırmacı ve aydın gibi faaliyetleri de genişliyor. Kadın sanatçıların az olduğu Bakü'de kısa sürede şöhret kazanır, kubar meclislerinde yer alıyor. Hatice hanım artık bu dönemden konserlerde çıkışa başlar. "İsmayilliye"de düzenlenen konserlerde piyanoda halk şarkıları ve makamlar temelinde ilginç improvizasiyalar ediyor. Ve az süre geçdikten sonra Hatice hanım Bakü'nün müzik ortamında tanınmaya başlıyor. Onun evi bir çeşit müzik ocağına döner. Burada sürekli olarak yapılan müzik meclislerinde dönemin aydınları, müzisyenleri, şair ve yazarları, bilim adamları, aktörleri yer alıyordu. Ü.Hacıbeyli, F.Köprülüzade, R.Qliyer, L.Rudolf, M.Pressman, Sarabski ve Bülbül'ün, bazı devlet adamlarının, Bakü'ye turneye gelen yorumcuların, çeşitli etkinliklere katılan yabancı konukların da katıldığı müzik gecelerinde Hatice hanım sadece müzik icra etmekle kalmıyor, Azerbaycan millî müziğinin geleceği, halk şarkılarının muhafaza edilmesi, kadın müzisyenlerin eğitim olanakları vb. hakkında tartışmalar gerçekleşmesini sağlıyordu.
  H.Gayıbova Sovyet döneminde müzik kültürünün gelişmesine geniş hizmet verir, pedagojik alanda çeşitli projelere imza atıyor. Bu dönem hakkında Hatice hanım kendisi şöyle diyordu: "Azerbaycan'da Sovyet hakimiyetinin kurulmasının birinci gününden ben sanat ve müzik alanında çalışıyordum. Halk Maarifi Komiserliği bünyesinde bulunan Doğu müziği adlı şubeye müdür olarak atandım. Doğu Konservatuarı'nı yarattım ve oraya tüm profesyonel müzisyenleri davet ettim. Bu müzisyenler  o zaman düzenlenen Doğu Orkestrası'na girdiler. Sonra Türk kadınları için müzik-dramatik stüdyo açıldı ki, burada sahne için Türk kadınlarından kareler hazırlanmalıydı. Stüdyonun işi değişince ben yaratıcı işle uğraşıp konserler verdim ... " Bundan sonra H.Gayıbova 1927 yılında yüksek müzik eğitimi almak için Azerbaycan Devlet Konservatuvarı'nda profesör L.Abdan teori ve bestecilik dersleri alır.
  Hatice Gayıbovanın girişimciliği, sosyal aktivite ve pedagojik etkinliği onun sonraki kaderine etkisiz ötüşmür. 1933 yılında o, Sovyet hukuk-muhafaza kurumları tarafından şüpheli şahıs gibi casuslukla itham olunarak 3 ay hapis olunur. Hatice hanım inkilap aleyhine etkinlikte ve Türkçülük düşüncelerinin yayılmasında itham olunsa da, hiçbir kanıt, delil olmadığına göre hapisten tahliye edilir.
    1934 yılından yetenekli müzisyenin profesyonel faaliyeti Azerbaycan Devlet Konservatuvarı bünyesinde Bilimsel Araştırma Müzik kurulu ile ilgili oluyor. Burada Hatice hanım bilimsel araştırmalar yapar, halk dastanlarının, şarkı ve makamların toplanması ile uğraşıyor.     Fakat represiyanın güçlendiği 1937 yılında "hain ve casus avında" Gayıbovlar ailesi bir hedef olarak kalmakta idi. Gayıbovların evinde gerek Cumhuriyet döneminde de, gerekse Sovyet yıllarında yabancı konuklar, özellikle de Türk aydınları ve subayları çok oluyordu. Bu yüzden de bu evde yapılan müzik akşamları 1937 yılında siyasi bağlamda hatırlanmaya başlanır ve öncelikle H.Gayıbovanın eşi Reşit Gayıbov Halk İçişleri Komiserliği tarafından inkilap aleyhine ve milliyetçi örgütün üyesi olarak tutuklandı. 17 Mart  1938 yılında Devlet Güvenlik Kurulu'nun 4390 №-li orderine göre Hatice hanımın tutuklanmasıyla ise bu evdeki piyano ebediyen susturuluyor. H.Gayıbovanın hapsi Azerbaycan Halk İçişleri Komiserliği Devlet Güvenlik Kurumu birinci bölümünün 3. Şube Başkan Yardımcısı ermeni asıllı teğmen Tevosyanın düzenlediği rapor esasında gerçekleştirilir. Rapora göre Hatice hanım casuslukta, inqilap aleyhine etkinlikte itham olunurdu. Tutuklandığı ilk kırk gün içinde H.Gayıbova sorğu yarğıcı tarafından 9 kez dindirilmişdi. Sağlam iradeye sahip H.Gayıbova kendisine yöneltilen tüm suçlamaları kesin olarak reddediyor, olayları olduğu gibi konuşuyor. Ancak Hatice hanım ona karşı sürülen tüm bu sözde suçlamalara göre cezalandırılacağını biliyordu. Ama hiç aklına bile gelmezdi ki, onu kurşunlayacaklar. Bu nedenle cezaevinde kendi iradesini, hayat gücünü koruyup saxlayır, ümitsizlenmiyormuş, çevresindeki kadınlara diyormuş: "Ben gerek kendimi koruyam, sarsılmayam. Sakıncası yoktur, lap sürgüne de gönderseler mahv olan değilim, lap orada da müzik kulübü yapıp dans edeceğim, okuyacağım, çalacağım ... Öyleyse onlar sevinmesinler".
  Fakat toplam 15 dakika süren mahkemede hiçbir delilin olmamasına rağmen, Hatice hanım Türkiye konsolosluğu ile ilişkisine göre ve casusluk faaliyetlerinden dolayı suçlu bulundu ve ona emlakı müsadere suretiyle ölüm hükmü kesildi. Hüküm 1938 yılında 27 Ekim de icra edildi.      Ama Hatice hanımın çocukları ve akrabaları onun kurşunlandığını düz 16 yıldan sonra bildiler. Kızı Alanqu hanımın 1954 yılında Azerbaycan İçişleri Bakanlığı'na annesinin kaderi hakkında yaptığı başvuru üzerine H.Gayıbovanın işi yeniden incelenmiş, onun kurşuna dizilmesi kararı asılsız sayılmış, işte suç içeriği olmadığı için işin hatim edilmesi ve hükmün iptaline karar verilmişdir. Böylece, Mahkeme Kollegiyasının 14 Şubat 1956 yıl kararına göre Gayıbova Hatice Osman kızına beraat verilmiştir.
    Fakat gecikmiş beraat piyanonun şirmayı dillerini dillendiren zarif parmakların sahibini - Hatice Gayıbovanı hayata geri döndere bilmedi ...

Gennady Kolbin

değiştir

Gennady Kolbin (Russian: Геннадий Колбин; 1927 in Nizhny Tagil – 1998) was the First Secretary of the Central Committee of the Communist Party of the Kazakh SSR from December 16, 1986 to June 22, 1989.

Kolbin had not worked in the Kazakh SSR prior to his appointment. He was appointed by Mikhail Gorbachev in an attempt to root out corruption in the Communist Party of the Kazakh SSR.

As an outsider to Kazakhstan, he was not well received there. His appointment resulted in violent protests in the Kazakh capital Almaty and other cities, with several protesters killed and hundreds injured. This revolt is now known as "Jeltoqsan", the Kazakh for "December". It is reported that the outgoing first secretary, Dinmukhamed Kunayev, participated in organizing the protests, which involved 60,000 protesters [1].

In June 1989, Kolbin was replaced by Kazakh Nursultan Nazarbayev. Kolbin was then transferred to a position in Moscow.