Muhammed ve Hristiyanlar

İslam peygamberi Muhammed'in Hristiyanlar hakkındaki görüşleri, onlarla olan temasları yoluyla şekillendi. Muhammed, Hristiyanlar hakkında genel olarak yarı olumlu bir görüşe sahipti ve onları İbrahim'den gelen vahyin alıcıları (ehl-i kitap) olarak görüyordu. Ancak onları bazı inançlarından dolayı da eleştirdi.

Muhammed'in Hristiyanlarla ilk temasının, 12 yaşındayken amcası Ebû Talib ile birlikte Suriye'nin güneyindeki Busra'ya yolculuğunda Nestûrî bir rahip olan Bahira ile olduğu bilinmektedir. Muhammed, Mekke'de vahiy aldığını iddia ettiği dönem içerisinde Mekkeli Müslümanlar zulüm ve baskı görmeye başlayınca, takipçilerine Habeşistan coğrafyasındaki Aksum Krallığı'na göç etmelerini tavsiye etti ve Habeşistan'ın o dönemki hükümdarı olan Ashame bin Ebcer'e de kendisini İslam'a davet eden ve kendisine gönderdiği Müslüman grubu korumasını talep eden bir mektup yolladı. Habeş kralının da kendisine sığınan Müslüman grubu ülkesine kabul ettiği ve daha sonra İslam'ı kabul etmiş olduğu, bazı İslamî kaynaklarda yer almaktadır. Ayrıca Muhammed'in, Habeş kralının ölümünün ardından onun gıyabında cenaze namazı kıldırdığı da rivayet edilir.

Bunların yanı sıra Muhammed, vahiy aldıktan sonraki dönemde Azize Katerina Manastırı'nın rahipleriyle bir aştiname yaptı ve bu aştinameyle de onlara bazı ayrıcalıklar tanıdı. Muhammed daha sonraki dönemlerde, içlerinde Doğu Roma İmparatoru Herakleios'un da olduğu bazı devlet yöneticilerine, onları İslam'a davet eden bazı mektuplar gönderdi. Her ne kadar Herakleios, kendisine gelen bu teklifi kabul etmek istese de Bizans Senatosu tarafından eleştirildi ve bu sebepten ötürü de bu isteğinden vazgeçti. Muhammed tüm bu olaylardan sonra gözünü, o dönemde bir ticaret merkezi olan Necran'a çevirdi; buradaki yerli halkla bir anlaşma yaparak onları da himayesi altına aldı.

İlk vahiyden önce

değiştir
 
Muhammed'in Bahira ile karşılaşmasını gösteren bir tasvir; Câmiu't-Tevârîh, 1315.

Muhammed, yaklaşık 12 yaşındayken amcası Ebû Talib ile birlikte Doğu Roma hâkimiyetindeki Suriye'nin Şam kentine doğru yolculuğa çıktı ve Busra kentinin yakınlarındaki Kefer köyüne geldiklerinde, Nestûrî bir rahip olan Bahira ile karşılaştılar.[1][2] Bu karşılaşmanın sonucunda Bahira, Muhammed'in bir peygamber olduğunu kabul etti.[1][2][3][4]

İbn Sa'd'dan nakledilen bir başka anlatıma göre Hatice, Muhammed ile evlenmeden önce onunla iş birliği yaptığı zamanda, Meysere adındaki kölesini Muhammed'in emrine verip onları Suriye'nin Şam kentine bir yolculuğa çıkardı.[1][2][4][5] Suriye'nin güneyindeki Busra'ya vardıklarında Muhammed bir ağacın altına yaslandı ve bir keşiş o esnada Meysere'ye yaklaşıp ona ağacın altındaki adamın kim olduğunu sordu.[1][2][4][5] Meysere de keşişe "O, Kureyş kabilesinden bir adamdır." dedi ve keşiş de ona "Onun gözünde kırmızılık var mı?" diye sordu.[1][4][5] Meysere'den evet cevabını alan keşiş, "O ağacın altında peygamberden başkası oturmamıştır. Dolayısıyla, o bir peygamberdir ve peygamberlerin sonuncusudur." dedi.[1][2][4][5][6]

Varaka bin Nevfel, Muhammed'in karısı Hatice'nin birinci dereceden kuzeni[7] olan Nestûrî bir keşiş ve bazı kaynaklara göre de Mekke'nin rahibi veya vaiziydi.[8] Varaka, Hira Mağarası'nda aldığı ilk vahye dayanarak Muhammed'e onun bir peygamber olduğunu söyleyen ilk insandır.[6][7][8][9][10]

Habeşistan (Etiyopya) ile ilişkiler

değiştir
 
Müslümanların 615 yılında göç ettikleri Habeşistan'ın haritası (Aksum Krallığı). Muhammed'in döneminde Habeşistan, Hristiyanların çoğunlukta yaşadığı bir ülkeydi.

Kabul edilen görüşe göre, Mekke'deki ilk Müslüman topluluğun üyeleri çeşitli zulümlerle karşı karşıya kaldı ve bu da Muhammed'in onları Habeşistan'a (günümüzde Etiyopya) sığınmalarını tavsiye etmesine yol açtı.[11] Bu konu hakkındaki en eski açıklama, 8. yüzyıl tarihçisi İbn-i İshak (ö. 767) tarafından verilmektedir:[12][13]

Peygamber, ashabının sıkıntısını görünce onlara şöyle dedi: "Eğer Allah bizi bu sıkıntıdan kurtarıncaya kadar Habeşistan'a giderseniz bu sizin için daha iyi olur, çünkü oranın kralı adaletsizliğe tahammül etmez ve orası dost bir ülkedir." Bunun üzerine ashabı, irtidattan korkarak dinleriyle Allah'a kaçarak Habeşistan'a gittiler. Bu, İslam'daki ilk hicrettir.[12][13]

Muhammed, Müslümanları ülkesine kabul etmesi için Habeş necaşisi Ashame'ye bir mektup yazdı:[14]

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Allah'ın elçisi Muhammed'den Habeş necaşisi Ashame'ye:

Kendisinden başka ilah bulunmayan gerçek Melik (hükümdar), Kuddûs (mukaddes), Selâm, Mü'min ve Müheymin (koruyucu ve kurtarıcı) olan Allah'a hamd ederim. Tasdik edip şehâdet ederim ki; Meryem oğlu İsa Allah'ın ruhu ve kelimesidir. Bu kelime, kendisine dokunulmamış olan Meryem'e ilka edilmiştir. Böylece Meryem İsa'ya hamile kalmış, Allah ruh ve nefesinden olmak üzere Âdem'i nasıl yarattıysa onu da öylece yaratmıştır. Seni tek olan, eşi ve ortağı bulunmayan Allah'a davet ediyorum. O'na itaat konusunda karşılıklı yardıma çağırıyorum. Beni takip et, bana uy ve bana gelen şeye iman et. Muhakkak ki ben, Allah'ın Resûlüyüm. Bu nedenle seni ve etrafında bulunan askerlerini Allah'a iman etmeye çağırıyorum. Nasihat ve sözlerimi kabul etmenizi tavsiye ederim. Amca tarafından yeğenim olan Cafer'i, yanında az sayıda Müslüman grubuyla beraber sana doğru yola çıkarıyorum. O sana ulaşır ulaşmaz gurur ve azameti bir kenara bırakıp onlara konukseverlik göster. Selam, gerçek hidayet yolu üzerinde bulunanlara olsun.[14][15]

 
Fars yazar ve tarihçi Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî tarafından 1314'te yapılmış olan bu illüstrasyon, Habeş Kralı Ashame'nin, Müslümanların teslim edilmesini talep eden Mekkeli pagan heyetinin isteğini reddettiğini betimlemektedir.

Kureyşliler, Muhammed'in yakınlarının Aksum Krallığı'nda dinlerini güvenle yaşayabileceklerini öğrendiğinde, kaçakların teslim olmasını talep etmek için Kral Ashame'ye bir heyet göndermeye karar verdiler.[16][17] Heyetin içinde, Mekkeli paganların önde gelen isimlerinden olan Ebû Cehil de vardı. Mekkeliler; Müslüman göçmenlerin, ne Mekkelilerin ne de Aksumluların duymadığı yeni bir din icat eden "aptal gençler" olduğunu ve onları akrabalarının merak ettiğini söyleyerek Habeşistan'ın ileri gelenlerine başvurdu.[16][17] Necaşi ile görüştüler ve Necaşi, Müslümanlara yanlarında Tanrı'dan gelen bir şey olup olmadığını sordu. Müslümanlardan biri olan, Muhammed'in amcası Ebû Talib'in oğlu Cafer, Kur'an'ın Meryem Suresi'nden bir parça okudu.[18] Necaşi de bunu duyduğunda şöyle haykırdı: "Gerçekten bu Kur'an ve İsa'nın getirdiği şey (İncil) aynı kaynaktan gelmiştir."[16][17] Necaşi daha sonra Kureyşlilere Müslümanlardan asla vazgeçmeyeceğini söyledi.[19]

Bu olaylardan sonra Ashame, Muhammed'e bir cevap mektubu yazdı. Mektuba verdiği cevaba dair seküler kaynaklar bulunmamakla beraber bazı İslamî kaynaklar Necaşi'nin şöyle bir cevabının olduğundan bahsederler:[15]

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Necaşi Ashame bin Ebcer'den Allah'ın elçisi Muhammed'e:

Ey Allah'ın elçisi! Kendisinden başka ilâh olmayan ve beni İslam'la şereflendiren Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. İsa'dan bahsettiğin mektubun bana ulaştı. Göğün ve yerin rabbine andolsun ki, İsa senin anlattığın gibidir. Bize gönderdiğin mesajı aldık. Amcazâdeni (amca oğlunu) ve yakınlarını ağırladık. Ben senin Allah'ın elçisi olduğunu tasdik ederek şehâdet ediyorum. Amcazâdene ve yakınlarına sana olan bağlılığımı bildirdim. Onların huzurunda âlemlerin rabbi olan Allah için Müslüman oldum. Sana oğlum Erha'yı gönderiyorum. Ben sadece kendimden sorumluyum. Ey Allah'ın elçisi! Gelmemi istersen gelirim ve senin her sözünün hak olduğuna şehâdet ederim. Selam sana Ya Resûlallah![14][19][20]

Ayrıca bazı kaynaklara göre Muhammed, Medine'de Necaşi'nin gıyabi cenaze namazını kıldırmıştır.[14][19][21][22][23][24]

Muhammed'in Aştinamesi

değiştir
 
Azize Katerina Manastırı, günümüzde Mısır'ın Güney Sina ilinde, Sina Dağı'nın eteklerinde yer almaktadır.
 
Muhammed'in Aştinamesi'nin bir nüshası

Muhammed'in Aştinamesi (Barış Kitabı), Azize Katerina Manastırı'nın Hristiyan rahiplerine verilen, İsa'nın takipçilerine korunma ve diğer ayrıcalıklar tanıyan ve Muhammed tarafından onaylanan bir belgedir.[25] Muhammed'in elini temsil eden bir damga ile mühürlenmiştir. Rahiplerin anlattığına göre Muhammed, manastırı sık sık ziyaret ediyor, Sina'nın ileri gelenleriyle harika tartışmalar yaşıyordu ve onlarla iyi ilişkilere sahipti.[26][27]

Aştinamenin kısaltılmış hâli şu şekildedir:[25][28][29]

Bu, Allah'ın bütün yarattıklarına bir emaneti olarak, hiçbir itirazları olmasın diye bütün insanlara gönderilen; Elçi, Nebi, Mü'min olan Abdullah'ın oğlu Muhammed'in yayınladığı bir mektuptur. Şüphesiz Allah, her şeye kâdirdir ve hikmet sahibidir. Bu mektup, Doğu ve Batı'daki Nasıralı İsa'nın takipçilerine, uzak ve yakınlara, Araplara ve yabancılara, bilinen ve bilinmeyenlere verilen bir antlaşma olarak İslam'ı kucaklayanlara yöneliktir.

Bu mektup, onlara verilen yemini içermektedir ve kim bu yemine itaat etmezse kâfir ve kendisine emredilenlere karşı gelen biri olur.

Hristiyan rahipler, dine adananlar ve hacılar, ister bir dağda, ister bir vadide, ister bir mağarada, ister uğrak bir alanda, ister düzlükte, ister bir kilisede, ister ibadethanelerinde bir araya geldiklerinde biz onların arkasındayız. Onlar ve onların malları ve ahlâkları benim, dostlarım ve yardımcılarım tarafından korunacaktır; zira onlar benim kullarımdandır ve benim korumam altındadır.

Sadakat yemini gibi başkaları tarafından verilen sorumluluklara benzer rahatsızlık verebilecek şeylerden onları muaf tutacağım. Onların hâkimleri değiştirilmemeli, görevlerini yapmaları engellenmemeli, keşişler dinî emirlerini yerine getirirken rahatsız edilmemeli, inzivadakilerin hücrelerinde yaşamaları engellenmemelidir. Hiç kimsenin bu Hristiyanların mallarını yağmalamasına, kiliselerini ve ibadethanelerini yıkmasına ya da yağmalamasına, onların evlerindeki eşyaları alıp kendi evlerine getirmesine izin verilmez. Kim bu eylemleri gerçekleştirmeye kalkarsa o, Allah'ın yeminini bozan ve gerçekten Allah'ın elçisine isyan eden kimse olur.

Hiç kimse onları yaşadığı bölgenin dışına çıkmaya, savaşa gitmeye ya da silah taşımaya zorlamayacaktır; çünkü Müslümanlar onlar için savaşmak zorundadır. Onlarla çekişmeyin ve tartışmayın; ancak Kur'an'da vahyedilen şu ayete göre davranın: "İçlerinden haksızlığa sapanlar dışında ehl-i kitap ile mücadelenizi sadece en güzel yolla sürdürün ve deyin ki: 'Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim tanrımız da sizin tanrınız da birdir. Biz O'na teslim olmuşuzdur.'[30]" Böylece nerede olurlarsa olsunlar ve nerede ikamet ederlerse etsinler, dine (İslam'a) çağıranların kendilerini rahatsız edebilecek her şeyden uzak bir şekilde yaşamaları ve korunmaları sağlanır.

Herhangi bir Hristiyan kadın bir Müslümanla evlenecekse, bu evlilik onun rızası dışında yapılmamalı ve kilisesine dua etmek için gitmesi engellenmemelidir. Onların kiliseleri onurlandırılmalı ve onlar kilise inşa etmekten veya manastırlarını onarmaktan alıkonulmamalıdır.

Onlar silah veya taş taşımaya zorlanmamalılar ama Müslümanların onları koruması ve başkalarına karşı savunması gerekir. Kıyamet gününe ve dünyanın sonuna kadar bu yemine aykırı davranmamak veya itaatsizlik etmemek, İslam'a inanan her bireyin üzerinde kesinlikle farzdır.[28][29]

Muhammed ve Bizanslılar

değiştir
 
Muhammed'in Bizans İmparatoru Herakleios'a gönderdiği mektup. (Röprodüksiyon: Majid Ali Khan, Muhammad: The Final Messenger, Islamic Book Service, Yeni Delhi, 1998)

İslam kaynaklarına göre Muhammed, 628 yılında dönemin Doğu Roma (Bizans) İmparatoru Herakleios'a kendisini İslam'a davet eden bir mektup göndermiştir.[31] Muhammed'in mektup gönderdiği diğer hükümdarlar arasında dönemin Sasani İmparatoru II. Hüsrev (590–628), Mısır İskenderiye Patriği Mukavkıs başta olmak üzere Suriye'de hüküm süren Arap kökenli Hristiyan Gassânîler, Yemen, Umman, Bahreyn gibi çeşitli devletlerin hükümdarları da vardı. Akademisyen bilim insanları arasında bu mektupların özgünlükleri konusunda tartışmalar olsa da[32] ve bazı kesimler tarafından mektupların "sahte" olduğu iddia edilse de,[33] Georgetown Üniversitesi'nde Arap dili ve İslam edebiyatı profesörü olan İrfan Shahid, Muhammed tarafından gönderilen bu mektupların sahte olduğu gerekçesiyle reddedilmesinin "yersiz" olduğunu belirtmekte ve örnek olarak Bizans İmparatoru Herakleios'a gönderilen mektubun tarihselliğini ortaya koyan son araştırmalara işaret etmektedir.[34] Bir İslam araştırma âlimi olan Muhammed Hamidullah ise, Herakleios'a gönderilen mektubun sıhhatini savunmaktadır.[33]

 
Herakleios'un Bizans ordusu ile II. Hüsrev'in Sasani ordusu arasında gerçekleşen Ninova Muharebesi'nin (627) tasviri. Muhammed, Herakleios'un II. Hüsrev'e karşı elde ettiği zaferden sonra mektubunu gönderdi.

Buna göre Muhammed, Bizans İmparatoru Herakleios'a mektubu göndermesi için elçi olarak Dihye bin Halife'yi seçti.[35] İslam kaynaklarına göre bu sıralarda Herakleios, Sasani hükümdarı II. Hüsrev'e karşı Ninova civarında kazanmış olduğu büyük zaferden sonra dinî bir ziyaret amacıyla Kudüs'te bulunuyordu.[35] Dihye'nin asıl görevi, mektubu Herakleios'a ulaştırmak üzere Bizans İmparatorluğu'nun Busra valisine teslim etmekti. Ancak bu sırada imparatorun Filistin'de bulunması nedeniyle onun huzuruna çıkması teklif edildi.[36] Kaynaklarda Dihye'nin bizzat Herakleios ile görüştüğü ve o esnada ticaret için Gazze civarında bulunan Mekkeli Kureyş lideri Ebû Süfyan'ın da imparatorun isteği üzerine oraya gelerek görüşmede hazır bulunduğu belirtilir.[36]

Herakleios'a yazılan mektubun metni şu şekildedir:[37][38]

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Allah'ın kulu ve elçisi Muhammed'den Romalıların öncüsü Herakleios'a:

Hidayet yolunda ilerleyenlere selam olsun!

Bu nedenle, doğrusu ben senin iradeni Allah'a teslim olmaya çağırıyorum. İradeni Allah'a teslim et, emniyette olacaksın. Allah bunun sevabını misliyle verir. Ama yüz çevirirsen, o zaman [senin] köylülerinin günahları da sizin üzerinize olacaktır.

"Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda eşit bir noktaya gelin ki, yalnızca Allah'a ibadet edelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'tan başka hiçbir kimseyi Rab edinmeyelim." (Allah, buyuruyor ki) Ama eğer yüz çevirirlerse, o zaman de ki: Bizim, (Allah'a) teslim olanlar (Müslümanlar) olduğumuza şahit olun." (Âl-i İmrân: 64)[39]

 
Herakleios dönemine ait bir Doğu Roma sikkesi

İslam kaynakları, İmparator Herakleios'un mektubun kendisine okunmasından sonra kendisinin bundan etkilendiğini ve elçiye elbise ve madeni para hediye ettiğini belirtmektedirler.[40] Herakleios'un bu çağrı metnini kucağına koyduğu, daha sonra Muhammed'in peygamberlik iddiasının meşru olup olmadığını doğrulamak için Roma'daki bir din görevlisine mektup yazdığı ve mektubuna yanıt aldıktan sonra da Bizans Senatosu'nu toplayıp şöyle dediği söylenir: "Eğer kurtuluşu ve imparatorluğunuzun sağlam bir şekilde yeniden kuruluşu için ortodoks yolu arzuluyorsanız, bu peygambere uyun."[40] Bizans Senatosu ise bu karara itiraz etti.[40][41] Herakleios en sonunda din değiştirmemeye karar verdi; ancak elçi, imparatorun nazik tutumu ve tebrikleriyle Medine'ye geri döndü.[42] Ancak bazı tarihçiler, İslamî kaynaklar dışında Herakleios'un İslam hakkında herhangi bir bilgiye sahip olduğunu gösteren başka hiçbir kaynak bulunmadığını ileri sürerek bu açıklamaya katılmamaktadırlar.[43] İrfan Shahid de, Bizans'a giden mektubu çevreleyen olumlu anlatıların çok az inandırıcılık içerdiğini ileri sürmektedir.[34]

Bilinene göre 629 yılında Muhammed, Kerek yakınlarında 100.000[44][45][46] kişiden oluşan Bizans ordusuyla (Bizans kuvvetlerinin 100.000 kişi olup olmadığı tartışmalıdır. Bazı kaynaklara göre bu sayı yalnızca 10.000 ve altı iken[47] bazı abartı kaynaklara göre de bu sayı 200.000'i bulmaktadır.[48][49]) savaşmak için yaklaşık 3.000 kişilik bir kuvvet gönderdi.[44] Mute Muharebesi olarak bilinen bu savaş, İslamî kaynaklara göre İslam ordusunun kendilerinden kat ve kat büyük olan bir orduyla planlı bir şekilde muharebe ettikleri ve ordu Medine'ye emniyetle ulaştığı için bir "zafer" olarak görülmektedir;[50] ancak Hristiyan kaynaklara göre de savaş, Müslümanların mağlubiyetiyle sona erdi.[51][52]

Necran Hristiyanları ile etkileşimler

değiştir
 
Necran bölgesinin Arap Yarımadası'ndaki konumu

Günümüzde Uhdûd olarak adlandırılan antik Necran şehri,[53] Medine'nin yaklaşık 1200 mil güneyinde, bugünkü Necran'ın hemen dışında yer almaktadır.[54] Eski Necran, iki ana kervan yolunun kesiştiği yerde bulunan bir Hristiyan şehriydi. Şehir aynı zamanda bölgede tarım ve sanayinin gelişmesini sağlayan ve bölgeyi ideal bir ticaret merkezi hâline getiren uygun bir coğrafi konuma sahipti.[53] Muhammed'in şehre olan ilgisinde bunun önemli bir rol oynadığı sonucuna varılabilir.[54] Bu ilgi nedeniyle Hristiyan kültürü ilk olarak Mekke döneminde, Arap Yarımadası'nda Kur'an'ın yaygınlaşmasıyla birlikte İslam karşısında savunmasız hâle gelmiştir. Ancak Necran'daki Hristiyanlar ile Muhammed arasındaki ilk temaslar Medine dönemine kadar gerçekleşmedi.[54]

Muhammed Medine'de bulunduğu dönemde bazı grupları İslam'a davet etmeye başladı. Necran'a tahmini olarak hicrî 9 yılında (630-631) özel olarak iki elçi gönderdi.[9] Bu elçilerden biri; halkın İslamî hükûmet altında Hristiyan kültürü yaşayabileceğini vadeden Hâlid bin Velîd,[55] bir diğeri ise Necranlılara davet mektubunu ileten Mugire bin Şu'be idi.[9] Necranlılara gönderilen çağrı metni şu şekildeydi:[9][56]

İbrahim, İshak ve Yakub'un ilâhı olan Allah'ın ismiyle! Bu mektup, Peygamber ve Allah'ın Resûlü Muhammed'den Necran halkı ile onların piskoposunadır! Siz barış ehlisiniz. Ben İbrahim, İshak ve Yakub'un ilâhına hamdediyorum. Bundan sonra ben sizi, kullara ibadeti bırakıp Allah'a ibadete ve yine kulların velâyetini bırakıp Allah'ın velâyetine dönmeye davet ediyorum. Eğer bunu yapmazsanız o zaman haraç veriniz. Yok bunu da yapmazsanız, size harp ilan ediyorum. Vesselâm.[9][56]

Mektup üzerine Necran halkı, bu davete cevaben Peygamber'in vahiylerini araştırmak amacıyla, içlerinde Şurahbîl bin Vedâa el-Hemdânî, Abdullah bin Şurahbîl el-Esbahî ve Cebbâr bin Feyz el-Hâris adında üç Hristiyan âlimin de bulunduğu 60 kişilik bir heyet gönderdi.[9][53] Heyet Muhammed tarafından misafirperverlik ve güvenlikle karşılandı. Bazı kaynaklara göre heyet ve Muhammed iki veya üç gün boyunca bir araya gelerek dinleri hakkında barışçıl bir şekilde tartıştılar. Tartışmalar, her dinin diğerini yalnız bırakacağı anlayışıyla sonuçlandı.[9][57]

Muhammed ile Necranlılar arasındaki sözleşmenin şartları şunlardı:[28][58][59]

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Bu, Allah'ın elçisi Muhammed'in Necranlılar ile antlaşma metnidir:

Allah elçisinin onların her çeşit meyve, altın, gümüş ve kölesi ile ilgili her türlü hakkı bulunmakla beraber, o bundan vazgeçerek onlara sadece 1.000'i her yılın recep ayında, 1.000'i de safer ayında olmak üzere 2.000 elbise cizye ödemelerini kararlaştırdı. Gönderdiğim elçiler bir ayı geçmemek üzere misafir edilecektir, bunun sorumluluğu Necranlılara aittir. Yemen'de bir cürüm (suç) işlendiği veya bir savaş çıktığı zaman, onlar (Necranlılar) gönderdiğim elçilere 30 zırhlı gömlek, 30 at ve 30 deve ödünç olarak temin etmek mecburiyetindedirler. Bu zırhlı gömleklerden, atlardan, bineklerden ve elçilerime temin edilip verilen diğer şeylerden telef olup kaybolanların, Necranlılara iade edileceğine dair elçilerim teminat verecektir. Necran ve civarında yaşayan herkesin malları, canları, dinleri, aşiretleri, mabetleri, az veya çok sahip oldukları her şey Allah'ın ve onun elçisi Muhammed'in himayesi altındadır. Hiçbir piskopos, kâhin, papaz ve rahibin görevlerini yapmasına engel olunamaz ve onlar mabetlerinden uzaklaştırılamazlar. Almış oldukları borçlar için faiz istenemez ve onlara karşı Câhiliye'den kalma kan davası güdülemez. Onlar askere alınamaz ve kendilerinden öşür talep edilemez. Topraklarına askerler ayak basamaz. Onlardan herhangi bir hak talebinde bulunan olursa insaf ile hareket edilecek, ne zulmedecek ne de zulme maruz bırakılacaklardır. Anlaşmadan sonra faiz yiyenler benim himayem altında değildir. Onlardan hiç kimse, başkasının yaptığı haksızlıktan dolayı cezalandırılamaz. Onlar antlaşma hükümlerine samimi olarak bağlı kaldıkları sürece kıyamete kadar Allah'ın ve onun peygamberi Muhammed'in himayesi altında olup hiçbir zulme uğramayacaklardır.[28][58][59]

Bu sözleşme, Muhammed'in ölümünden sonra ikinci hâlife olan Ömer'in, Necran'ın barışı ihlal ettiği gerekçesiyle Necran'daki Hristiyanları sınır dışı etmesine kadar bozulmadan kaldı.[53] Ömer onları sığınmacı olarak götürülmek üzere Irak'ta Necrâniye adını verdikleri bir yerleşim yerine göndererek oraya yerleşmelerini sağladı.[53][60] Necranlılardan bazıları ise Necran'da yaşamaya devam etti.[53]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d e f Demircili, Hatice (2020). XVIII. Asır Osmanlı Ulemasından Abdulbaki Arif Efendi ve Siyer-i Nebi Adlı Eseri (PDF) (Yüksek Lisans). Uludağ Üniversitesi. ss. 84-88. Erişim tarihi: 24 Eylül 2023. 
  2. ^ a b c d e Güngör, Zeynep (2018). Manastırlı Mehmed Rıfat'ın Tuhfet'ül-İslam'ı (PDF) (Yüksek Lisans). Bartın Üniversitesi. s. 63. 13 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Eylül 2023. 
  3. ^ Heykel, Muhammed Hüseyin (1935). The Life of Muhammad. el-Faruki, İsmail tarafından çevrildi. American Trust Publications (1976 tarihinde yayınlandı). s. 50. ISBN 9780892591374. 15 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2024. 
  4. ^ a b c d e Demil, Emine (2018). Peygamberin Risalet Öncesi Hayatına Dair Rivayetler (Doktora). Ankara Üniversitesi. ss. 232-247. Erişim tarihi: 24 Eylül 2023. 
  5. ^ a b c d "Hatice'nin Evliliği ve İlgili Rivayetlerin Değerlendirilmesi". Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi. 11 (1). Dergipark. s. 313. 15 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023. 
  6. ^ a b Mücahit Yüksel (Haziran 2022). "Varaka Bin Nevfel'in Hayatı Ve Peygamber İle İlişkilerine Dair Rivayetlerin Tahlili". Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi. 9 (17). DergiPark. ss. 51-54. Erişim tarihi: 9 Eylül 2023. 
  7. ^ a b Erul, Bünyamin (2012). "Varaka bin Nevfel". TDV İslâm Ansiklopedisi (Türkçe). 42. ss. 517-518. 27 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2023. 
  8. ^ a b Hıdır, Özcan (2004). "İlk Vahyin Gelişi Hadisi Bağlamında Varaka Bin Nevfel'in Peygambere Dini-Kültürel Etkisine Dair İddiaların Değerlendirilmesi". 4 (2). Marife. s. 29. Erişim tarihi: 9 Eylül 2023. 
  9. ^ a b c d e f g Sönmez, Zekiye (2017). "Necran'da Hristiyanlık ve Muhammed'in Necran Hristiyan Din Adamlarıyla Münasebetleri". Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 26 (2). DergiPark. ss. 133-139. 30 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ağustos 2023. 
  10. ^ "Vahyin Başlangıcı - ihya.org". web.archive.org. 9 Nisan 2014. 9 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2023. 
  11. ^ Apak, Adem (22 Haziran 2017). "Habeşistan Hicreti Üzerine Mülahazalar". Siyer Araştırmaları Dergisi. DergiPark (2): 28. ISSN 2547-9822. 7 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2023. 
  12. ^ a b İbn-i İshak (2004). Sīratu Rasūlillāh. Guillaume, Alfred tarafından çevrildi. Oxford University Press. s. 146. 
  13. ^ a b W. Montgomery Watt (1980). Muhammad at Mecca (İngilizce). Oxford University Press. ss. 110-111. ISBN 9780199067169. 
  14. ^ a b c d "Peygamber Muhammed'in Habeş Necaşisine Mektubu". byvm.kapadokya.edu.tr. Kapadokya Üniversitesi. 22 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023. 
  15. ^ a b Takvimi, Mevlana (17 Mayıs 2019). "Peygamberin Habeş Necaşisine Gönderdiği Mektup". Mevlana Takvimi. 2 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2023. 
  16. ^ a b c Martin Lings (1983). Muhammad: His Life Based on the Earliest Sources. Inner Traditions. ss. 81-84. ISBN 9780892810468. 
  17. ^ a b c İbn-i İshak (2004). Sīratu Rasūlillāh. Guillaume, Alfred tarafından çevrildi. Oxford University Press. ss. 150-153. 
  18. ^ Okutan, Miraç. "İki Hicret Sahibi: Ca'fer b. Ebû Tâlib – Siyer Dergisi". 15 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2023. 
  19. ^ a b c Öztürk, Levent (2006). "Necaşi Ashame". TDV İslâm Ansiklopedisi. 32. ss. 476-477. 8 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023. 
  20. ^ İbn Kayyim el-Cevziyye (1331). Zâdü'l-Meâd (PDF). Polen Yayınları (2006 tarihinde yayınlandı). s. 53. 12 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Temmuz 2024. 
  21. ^ Muhammed el-Buhari (2013). Sahih-i Buhari islam'ın Erken Yılları. Muhammed Esad tarafından çevrildi. The Other Press. s. 179. ISBN 978-967-506-298-8. 29 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2020. 
  22. ^ Sahih-i Buhari 5.58.220 22 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  23. ^ "Tirmizi, Cenâiz, 58". Sunnah.com - Peygamber Muhammed hakkındaki Sözler ve Öğretiler. 12 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2024. 
  24. ^ Ayhan, Mehmet (2018). "Necaşi Rivayetleri Bağlamında Gıyabi Cenaze Namazı İle İlgili Tartışmalar". İslami İlimler Dergisi. 13 (2). DergiPark. s. 255. 7 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2023. 
  25. ^ a b Ratliff, Brandie (2008). "Sina Dağı'ndaki Azize Katerina Manastırı ve Halifenin Hristiyanlarla İletişimi" (PDF). The bulletin of the Saint Catherine Foundation. ss. 14-16. 13 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Temmuz 2024. 
  26. ^ "Sina'nın Kutsal Manastırı ve Muhammed". 13 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2013. 
  27. ^ Göksoy, İsmail Hakkı (2014). "Peygamberin Bazı Hristiyan Topluluklara Verdiği Kabul Edilen Ahidnamelerle İlgili İngilizce Bir Kitap". 2 (33). Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. ss. 249-258. 10 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2023. 
  28. ^ a b c d Muhammad. "Peygamber Muhammed'in Sina'daki Hristiyanlarla Sözleşmesi". 11 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2013. 
  29. ^ a b Anton F. Haddad (1902). "Peygamber Muhammed'in Nasrani Takipçilerine Yemini". New York City: Board of Counsel, 1902. 13 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2018. 
  30. ^ "Ankebût Suresi 46. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 30 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2023. 
  31. ^ "Mishkat al-Masabih 3926 - Cihad - كتاب الجهاد". sunnah.com. Sunnah.com - Peygamber Muhammed hakkındaki Sözler ve Öğretiler (صلى الله عليه و سلم). 19 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2021. 
  32. ^ Footnote of the El-Cheikh(1999) reads: "Opposed to its authenticity is R. B. Sejeant "Early Arabic Prose: in Arabic Literature to the End of the Umayyad Period, ed. A. E L. Beeston et a1 ... (Cambridge, 1983), pp. 141–2. Suhaila aljaburi also doubts the authenticity of the document; "Ridlat al-nabi ila hiraql malik al-~m,H" amdard Islamicus 1 (1978) no. 3, pp. 15–49"
  33. ^ a b El-Cheikh, Nadia Maria (1999). Muhammad and Heraclius: A Study in Legitimacy. Studia Islamica (İngilizce). Academia.edu. ss. 5-21. 14 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Temmuz 2024. 
  34. ^ a b Shahîd, İrfan. Arabic Literature to the End of the Umayyad Period. Journal of the American Oriental Society. 106. JSTOR. s. 531. 
  35. ^ a b Demirkent, Işın (1998). "Herakleios". TDV İslâm Ansiklopedisi. 17. ss. 210-215. 3 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2022. 
  36. ^ a b Yardım, Ali (1994). "Dihye bin Halife". TDV İslâm Ansiklopedisi. 9. s. 294. 23 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2022. 
  37. ^ "Sahih-i Buhari 2940, 2941 - Allah yolunda mücadele etmek (Cihad) - كتاب الجهاد والسير". sunnah.com. Sunnah.com - Peygamber Muhammed hakkındaki Sözler ve Öğretiler. 18 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2021. 
  38. ^ "Resimlerde Peygamber Muhammed'in hükümdarlara gönderdiği mektuplar". Al Arabiya English. 14 Mayıs 2017. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023. 
  39. ^ "Âl-i İmrân Suresi 64. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri Başkanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 17 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023. 
  40. ^ a b c Mubarakpuri, Safi ar-Rahman (2002). When the moon split: A biography of Prophet Muhammad (İngilizce). Darussalam Publications. s. 224. ISBN 978-603-500-060-4. 12 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2024. 
  41. ^ "Sahih-i Buhari 7 - Vahiy - كتاب بدء الوحى". sunnah.com. Sunnah.com - Peygamber Muhammed hakkındaki sözler ve öğretiler. 7 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2021. 
  42. ^ Mubârakpûrî, Safî-ur-Rahmân (2002). Sealed Nectar : Biography of the Noble Prophet (İngilizce). Medine, Suudi Arabistan: Darussalam Publications. s. 477. ISBN 978-1-59144-071-0. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2024. 
  43. ^ Kaegi, Walter Emil (2003). Heraclius : emperor of Byzantium. Cambridge, Birleşik Krallık: Cambridge Üniversitesi Basımı. ISBN 0-521-81459-6. 
  44. ^ a b A. I. Akram (1970). The Sword of Allah, Khalid Bin Al-Waleed: His Life and Campaigns (İngilizce). National Publishing House. s. 82. 12 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2024. 
  45. ^ Peters 1994, s. 231.
  46. ^ Haldon 2010, s. 188.
  47. ^ Kaegi, Walter E. (1992). Byzantium and the Early Islamic Conquests. Chicago Üniversitesi (Tez). Cambridge University Press (Eylül 2009 tarihinde yayınlandı). s. 79. ISBN 9780511470615. 14 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Temmuz 2024. The numbers that the Byzantines raised are, of course, uncertain but unlikely to have exceeded 10,000. 
  48. ^ İbn-i İshak (2004). Sīratu Rasūlillāh. Guillaume, Alfred tarafından çevrildi. Oxford University Press. ss. 532, 536. ISBN 0-19-636033-1. 
  49. ^ Buhl 1993, s. 756-757.
  50. ^ "Mute Savaşı". TDV İslam Ansiklopedisi. 29 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023. 
  51. ^ Powers, David S. (2009). Muhammad Is Not the Father of Any of Your Men: The Making of the Last Prophet (İngilizce). University of Pennsylvania Press. s. 75. ISBN 9780812221497. 12 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2024. 
  52. ^ Kaegi 1992, s. 67.
  53. ^ a b c d e f Bilge, Mustafa L. (2006). "Necran". TDV İslâm Ansiklopedisi. 32. ss. 507-508. 9 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2023. 
  54. ^ a b c Şahid, İrfan. "Necran". İslam Ansiklopedisi. 2. Brill Online, 2013. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2023. 
  55. ^ Tobi, Joseph (1999). Yemen'deki yahudiler: Onların Tarihleri ve Kültürleri Hakkındaki Eğitimler. Leiden, Hollanda: Koninklijke Brill NV. s. 20. ISBN 9004112650. 29 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023. 
  56. ^ a b Fayda, Mustafa (1975). "Muhammed'in Necranlı Hristiyanlarla Görüşmesi ve Mübahele" (PDF). Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam İlimleri Enstitüsü, 2. DergiPark. s. 145. 22 Haziran 2024 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2024. 
  57. ^ Acar, İsmail. "Peygamber Muhammed ve Hristiyanlar Arasındaki Etkileşimler". The Fountain on Life, Knowledge, and Belief. 5 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2013. 
  58. ^ a b Salahi, Adil. "Peygamber Muhammed'in Necran'daki Hristiyanlarla Buluşması". OnIslam. 12 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2013. 
  59. ^ a b "10. Mübâhele ve Necran Hristiyanları ile Yapılan Antlaşma". byvm.kapadokya.edu.tr. 9 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2023. 
  60. ^ Abdül Muhsin Madʼaj (1988). Erken İslâmi Dönemde (9-233/630-847) Yemen: Bir Politik Tarih. Londra: Ithaca Press. s. 112. ISBN 9780863721021. 29 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2023. 

Dış bağlantılar

değiştir