Nurbanu Sultan

II.Selim Han'ın Hasekisi ve III.Murad Han'ın validesi. Valide Sultan (1574 - 1583)

Afife Nurbanu Valide Sultan (Osmanlı Türkçesi: نور بانو سلطان; d. 1525/1530[1] - ö. 7 Aralık 1583, İstanbul), Osmanlı Padişahı II. Selim'in (saltanatı 1566-1574) yasal eşi olarak Haseki Sultan, Sultan III. Murad'ın (saltanatı 1574-1595) annesi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Valide Sultan'ıdır. Haseki Hürrem Sultan'ın gelinidir. Kadınlar Saltanatı döneminin en önemli isimlerinden biriydi. Çelişkili teoriler onu Venedikli, Yahudi veya Yunan kökenli olarak tanımlıyor. Doğum adı Cecilia Venier-Baffo, Rachel veya Kalē Kartanou olabilir.

Afife Nurbanu Sultan
نور بانو سلطان
Valide Sultan
Hüküm süresi16 Aralık 1574 - 7 Aralık 1583
Önce gelenAyşe Hafsa Sultan
Sonra gelenSafiye Sultan
Haseki Sultan
Hüküm süresi24 Eylül 1566 - 15 Aralık 1574
Önce gelenHürrem Sultan
Sonra gelenSafiye Sultan
DoğumCecilia Venier-Baffo, Rachel ya da Kalē Kartanou
1525/1530
Paros, Kiklad Adaları, ya da Korfu, Venedik Cumhuriyeti
Ölüm7 Aralık 1583 (52–58)
Topkapı Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
DefinII. Selim Türbesi, Ayasofya Camii, İstanbul
Eş(ler)iII. Selim (e. 1571)
Çocuk(lar)ıIII. Murad
Esmehan Sultan
Şah Sultan
Gevherhan Sultan
Fatma Sultan
HanedanOsmanlı Hanedanı
Diniİslam, doğumunda Katolik, Yahudi ya da Ortodoks

Kökeni hakkında teoriler

değiştir

Nurbanu'nun etnik kökenleri hakkında çeşitli teoriler vardır. Her ne kadar hiçbir teori kesin olarak kanıtlanmamış olsa da, Venedik kökenli olan teori hem en iyi bilinen, hem de en güvenilir olanıdır ve tarihçiler arasında en fazla fikir birliğine varılandır.

Cecilia Venier-Baffo

değiştir

1900 yılında Emilio Spagni, Nicolò Venier ve Violante Baffo'nun kızı ve Venedikli bir asilzade olduğunu ve Üçüncü Osmanlı-Venedik Savaşı'nda Paros, Osmanlı amirali Barbaros Hayreddin Paşa tarafından ele geçirildiğinde kaçırıldığını iddia etti. Sultana da sık sık onun Venedikli asilzade kökenli olduğunu söylerdi ama ailesinin adını asla vermezdi.[2] Franz Babinger, Nurbanu Sultan'ın Cecilia Venier-Baffo olduğu hakkındaki görüşünü Dizionario Biografico degli Italiani makalesinde takip etti.[3]

Kale Kartanou

değiştir

1992'de tarihçi Benjamin Arbel, Nurbanu'nun Nikolas Kartanos'un kızı Kale Kartanou adında Korfulu bir Yunan olduğu ve 1538'de adadan kaçırıldığı yönünde yeni bir teori öne sürdü. Bu teoriye göre, Venedikli senatörler keyfi olarak onun için Cecilia Venier-Baffo olarak yeni bir kimlik yaratmayı seçtiler ve o da bunu siyasi ve maddi kazançlar için benimsedi. Bu teori, diğerlerinin yanı sıra İtalyan tarihçi Maria Pia Pidani[4] ve Türk tarihçi Emrah Safa Gürkan[5] tarafından da kabul edilmiştir. İkinci tarihçiye göre, "Venediklilerin gözüne girmek için imparatorluklar arası bir bağ kurması, Osmanlıların da bu ortak geçmişi diplomatik bir varlık olarak değerlendirdiğini gösteriyor".

Yahudi Kökeni

değiştir

Türk tarihçi Ahmet Refik ise devlet işlerine Yahudileri bulaştırdığından, diğer bazı Türk tarihçiler gibi, Yahudi kökenli ve adının da Rachel Marié Nassi olduğuna inanıyordu.[6]

 
Nurbanu Valide Sultan'ın II. Selim Türbesi içerisinde eşi II. Selim'in yanındaki (sol) kabri, Ayasofya, İstanbul

İlk yılları

değiştir

Güzelliği ve olağanüstü zekasıyla sarayda öne çıktığı söylenen Nurbanu, 1543 yılında Şehzade Selim'in harem kızlarından biri olarak Manisa'ya gönderilmiş ve ona dört kız ve Osmanlı'nın bir sonraki padişahı olacak olan Murad adında bir oğul vermiştir.[7]

Haseki Sultan (1566-1574)

değiştir

Nurbanu, Şehzade Selim'in (1566'da II. Selim olarak Osmanlı Padişahı oldu) en gözde eşi ve Şehzade Murad'ın (müstakbel III. Murad, 1546) annesi oldu. Eşi Selim henüz şehzadeyken Nurbanu onun Manisa'daki şehzade hareminin başıydı. Selim, padişah olduktan sonra selefi Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptığı gibi, en sevdiği eşi haseki Nurbanu'nun, saltanatı boyunca Topkapı Sarayı'nda kalmasına izin verdi.[8]

 
Eşi II. Selim.

Selim başka cariyeler almaya başladıktan sonra bile Nurbanu, güzelliği ve zekasıyla gözdesi olmaya devam etti. Varisin annesi olarak kocasına danışmanlık yaptı. O zamanlar normalden uzak olmasına rağmen II. Selim, onun sağduyusuna duyduğu saygıdan dolayı sık sık Nurbanu'dan çeşitli konularda tavsiye isterdi. Venedik büyükelçisi Jacopo Soranzor şunları bildirdi:

"Haseki'nin Majesteleri tarafından, hem muhteşem güzelliği hem de alışılmadık derecede zeki olması nedeniyle son derece sevildiği ve onurlandırıldığı söyleniyor."[9]

Bu süre zarfında geniş kapsamlı etkiye sahip, zorlu bir figür haline geldi. Bazı kaynaklara göre (çoğunlukla Venedik kayıtları), Nurbanu Sultan'ın nüfuzu o kadar fazlaydı ki hükûmeti Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa ile birlikte etkili bir şekilde yönetiyordu. Selim, yetkilerinin neredeyse tamamını imparatorluğu onun yerine yöneten Sokollu'ya devretti. Nurbanu siyasete doğrudan müdahale etmedi ancak Sokollu ile düzenli olarak istişarede bulunduğuna şüphe yoktu. Osmanlı İmparatorluğu zirvesi ve veraset sistemi istikrarlı olmaktan uzaktı ve imparatorluk tahtı üzerinde çatışmalar yaygındı. Bu tür mücadelelerde kaybedenlerin tüm ailesiyle birlikte katledilmesi de alışılmadık bir durum değildi. Ancak Nurbanu Sultan, gelecekte yaşanması muhtemel zorlukların çözümü ve oğlunun babasının yerine geçme zamanı geldiğinde karşılaşılabilecek müdahaleleri önlemek konusunda kararlıydı.

II. Selim'in hükümdarlığı 1574'te sona erdiğinde, haseki Nurbanu günde 1.100 akçe alırken, Selim'in her biri bir erkek çocuk annesi olan diğer eşleri yalnızca 40 akçe alıyordu. Ayrıca Selim, Murad'ın kendisinin varisi olduğunu defalarca kamuoyuna açıklayarak ilk doğan oğlunun konumunu güvence altına aldı ve diğer oğullarını idama mahkûm etti.

Selim, kendisi için tek bir kadının önemli olduğunu vurgulamak için Nurbanu Sultan ile yasal olarak evlendi. Büyükelçilik kayıtlarında evliliğin 1571 yılının başlarında gerçekleştiği belirtilir. Bu haber, Selim'in Nurbanu'yu ne kadar sevdiği ve tek meşru varisin oğulları Murad olduğunun evlilik yoluyla ifade edilişi şeklinde aktarılır.[10]

Valide Sultan (1574-1583)

değiştir
 
Nurbanu Sultan'ın oğlu III. Murad.

Şehzade Murad, 1574'te Sultan II. Selim'in vefatı sırasında Manisa Valisi olarak görev yapmak üzere gönderilmişti. Nurbanu önce haberi duydu, ardından herkese çenelerini kapalı tutmalarını emretti. Padişahın ölümünü Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa dışında kimseyle paylaşmadı. Amacı, kimse bu durumdan faydalanamadan oğlu Murad'ın gizlice İstanbul'a gelmesini sağlamaktı. Bu genellikle doğru kabul edilir çünkü Sultan'ın ölmesi ve oğlunun başkentten uzakta sancak görevinde olması durumu iktidarı ele geçirmek isteyenler için mükemmel bir fırsat doğuruyordu. Nurbanu bunu herkesten daha önce fark etti ve hızlı bir şekilde harekete geçti. Haremdeki güvenlik ve mahremiyet katıydı ve hiç kimse II. Selim'in gerçekte ne zaman öldüğünü bilmiyordu. Nurbanu bunu kimseye söylemedi ve kocasının cansız bedenini bir buzluğa sakladı ve oğlunun derhal Konstantinopolis'e gelmesi için Manisa'ya haber gönderdi. On iki gün sonra Murad gelip Nurbanu, Selim'in cesedini teslim edene kadar bu durum kamuoyuna duyurulmadı. Oğlu padişah oldu ve Nurbanu, Osmanlı İmparatorluğu'nda bir kadının sahip olabileceği en yüksek mevki olan Valide Sultan mertebesine erişti.

Nurbanu'nun gerçek etkisi bu dönemde başladı; 1574 ile 1583 yılları arasında mutlak iktidara sahipti. Geçmişte bir Haseki olarak pek çok şeye etkisi olsa da çoğunlukla eşi Selim'i arka planda desteklemiş ve geleceğe yönelik yavaş yavaş kendi çevrelerini kurmuştu. Ancak valide olduktan hemen sonra işe koyuldu ve güvendiği insanları daha üst pozisyonlara taşıyarak hem kendisini hem de oğlunu güçlendirdi. Oğlunun hükümdarlığı boyunca ölümüne kadar Valide-i Atik Sultan ("hüküm süren padişahın ilk güçlü annesi") olarak saygı gördü.

Nurbanu, hem Haseki hem de Valide rütbesine sahip olan ilk kadın oldu. Valide Sultan rütbesi II. Bayezid döneminden beri mevcut olmasına rağmen, annesi Nurbanu adına onu yasal olarak kayıtlı bir pozisyona dönüştüren ilk kişi III. Murad olmuştur. Bu, Valide Sultan'ın daha önce her listede yalnızca "Sultan'ın Annesi" olarak yer aldığı anlamına geliyor. Ancak Murad sayesinde padişahın annesi resmi bir unvan olan Valide Sultan unvanını kazandı. Valide Sultan resmi unvanıyla imparatorluğun en yüce memurları arasına katıldı. Böylece Nurbanu'ya "Sultan III. Murad'ın annesi" yerine "Nurbanu Valide Sultan" denmeye başlandı. Ve bu değişiklikle birlikte valide sadece geleneğe göre olağan sorumlulukları yerine getirmekle kalmadı, aynı zamanda görevleri ve olanakları da önemli ölçüde arttı.

Nurbanu, oğlu üzerindeki etkisi sayesinde yönetimle ilgileniyordu ve Sultan'ın kendisinin bile kendi yönetiminde söz hakkı yokmuş gibi görünüyordu. Sultan Murad annesine karşı ölçülemez bir saygı ve sevgi duyuyordu, belki de hiçbir padişah annesine bu kadar bağlı değildi. Her konuda annesinin fikrini sorar ve onun tavsiyesine uyardı. Nurbanu, Kösem Sultan örneğinde olduğu gibi oğlu aracılığıyla hüküm sürmeye çalışmasa da çocuğunun halk tarafından sevilen, kabul edilen ve saygı duyulan adil ve değerli bir padişah olmasına yardımcı oldu. Bu sayede yüksek bir statüye kavuşmuş ve hanedanın önemli ve güçlü bir figürü haline gelmiştir. Nurbanu'nun hem hanedan üyeleri hem de üst düzey yetkililer arasında yüksek miktarlara ulaşan harçlıkları, bu gücün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Valide Sultan olarak kendisine günlük 2000 akçe tahsis ediliyordu.[7]

Nurbanu'nun çok güvendiği nedimeleri Canfeda Hatun, Raziye Hatun ve Hubbi Hatun'un da onun hükümdarlığı sırasında çok güçlü ve nüfuzlu olduğu görünmektedir.[11][12]

Safiye Sultan ile rekabeti

değiştir
 
Gelini Safiye Sultan

Sultanlar arasında annesine en çok bağlı olanı Murad'dı. Ancak Nurbanu'nun tekeli ve üstünlüğü hâlâ tehdit altındaydı. Murad'ın çok fazla eşi yoktu ve kendini tek bir kadına, Safiye'ye adamıştı. Murad'ın padişah olmasıyla birlikte Safiye Sultan'a Haseki rütbesi verilmiş ve böylece Nurbanu'dan çok daha az olsa bile etkili bir figür haline gelmişti. Safiye, devlet işlerinde söz sahibi olmak istiyordu, bu yüzden Murad'ı etkilemeye çalıştı ve bu da Nurbanu'nun ondan hoşlanmamasına neden oldu. Murad, annesi dışında hiçbir kadını dinlemediği için girişimleri boşunaydı. Safiye ile Nurbanu arasındaki mücadelenin ayrıntıları bilinmemekle birlikte muhtemel harem içi düşmanlıklarının 1582'de doruğa çıktığı tahmin edilir.

Hanedanlığın yok olması tehlikesini önlemek için Safiye'nin daha fazla çocuk doğurması mantıklı görünüyordu ancak yıllardır hamile kalamamıştı. Hamile kaldığı durumlarda ya düşük yapmış ya da çocuk prematüre doğmuş veya sonrasında ölmüştü. Ancak Murad, Safiye'yi çok sevdiği ve başka kimseyle ilişkiye girmeyi reddettiği için yeni cariyeleri kabul etmiyordu. Nurbanu daha sonra bir plan tasarladı ve Safiye'yi padişahı iktidarsız kılmak için kara büyü kullanmakla suçladı. Söylenti tüm şehre yayılmaya başladı ve sonunda Murad, Safiye'yi Eski Saray'a sürgün etti. Doktorlar Murad'ın iktidarsızlığını çözdüler ve sonraki yıllarda düzinelerce çocuk sahibi oldu.

Torunu Mehmed, annesi Safiye'nin hatırı için hem kendisiyle hem de padişahla açıkça fikir ayrılığına düşmüştü. Nitekim kaynaklarda Nurbanu'nun, Mehmed'in tavırlarının Murad'ı kızdıracağından ve oğlunun torunu hakkında verebileceği idam kararından korktuğu açıkça belirtiliyor. Nurbanu, Safiye'yi sevmese de bütün torunları gibi Mehmed'i de seviyordu. Bu, 1582 tarihli bir takip raporunda açıkça belirtilmektedir. Buna göre Mehmed, sünnet olduktan sonra Nurbanu'nun hizmetkarlarından birini hamile bırakmıştır ki bu, kızın Mehmed'in değil Murad'ın hareminin bir üyesi olması nedeniyle gizlenmeye çalışılmıştır. Mehmed'in babasıyla ilişkisi zaten çok kötü olduğundan Nurbanu, bu haberi Murad'dan saklamak için kızı öldürmüştür. Görünüşe göre Murad ne olduğunu asla anlamamış ve sonunda Mehmed'le ilişkisini düzeltmeyi başarmıştır.

Nurbanu 1583'te aniden ölünce iki yıldan kısa bir süre sonra, 1585'in başlarında Safiye, kocasının güvenini ve sevgisini yeniden kazandı. O ve sürgündeki kızları kraliyet haremine geri döndü. Böylece Safiye, oğlunu korumak ve saltanatını hazırlanmak için yeterli güce ve nüfuza yeniden kavuştu hatta eskisinden çok daha fazla olacak şekilde. Safiye, Nurbanu ve selefi Hürrem Sultan gibi kendisi ve oğlunun yanında bir taraftar çevresi oluşturup muhalefeti defetmeyi başardı. Eşi Murad'ın Ocak 1595'teki vefatının ardından Safiye, merhum kayınvalidesi Nurbanu gibi, oğlunun Konstantinopolis'e gelişine kadar bu haberi gizli tutmayı başardı.[13]

Dış politika

değiştir

Nurbanu, oğlu III. Murad padişah olduktan sonra, Valide Sultan olarak Kadınlar Saltanatı döneminde padişaha vekillik yapan Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa ile birlikte hükûmeti etkin bir şekilde yönetti.

Harem dışındaki dünyayla olan aracısı, "Kira"sı Esther Handali'ydi. Fransa kraliçesi Catherine de' Medici ile yazıştı.

Nurbanu Sultan'ın Yahudi asıllı Kira Ester Handali'yi kendi kişisel işleri için kullandığı ve Naxos Dükü Joseph Nasi ile mali ilişkisi olduğu anlaşılıyor. Belki de bu ilişki ağı nedeniyle Yahudi kökenli olduğu söylentisi yayılmıştır. Yakın adamları arasında Bâbüssaâde Ağası Gazanfer Ağa, papaz Şemsi Paşa, Manisa'dan bu yana yanında olan haremin güçlü simaları, Canfeda Hatun ve Raziye Hatun bulunmaktadır. Nurbanu Sultan'ın Venediklilerle yakın siyasi diplomatik teması hakkında elçi raporlarında kapsamlı bilgi mevcuttur. 1583'te Venedik senatosu, yararlı hizmetlerinden dolayı ona 2000 Venedik altını değerinde bir hediye göndermeyi kabul etti. Bir başka rivayete göre ise Osmanlı'nın Girit'e olası saldırısını önlemiş ve Yüzbaşı Ali Paşa'yı Venedik'e savaş açmaması konusunda uyarmıştır.

Nurbanu Sultan'ı Venedikli kökenlerini asla unutmayan bir kadın olarak tanımlayan en verimli kaynaklar Venedik kayıtlarıdır. Bildirildiğine göre, kendisinin (Chirana) Venedik Temsilcisi olarak harçlık aldığı Venedik'teki Onlar Konseyi ile düzenli iletişim halinde olan nedime Chirana aracılığıyla Venedik ile iletişimini sürdürdü.

Dokuz yıllık Valide Sultanlığı ve ortak vekilliği sırasında (1574-1583), siyaseti o kadar Venedik yanlısıydı ki, Ceneviz Cumhuriyeti ondan nefret ediyordu. Hatta bazıları onun Cenevizli bir ajan tarafından zehirlendiğini öne sürdü. 7 Aralık 1583'te Yenikapı Mahallesi'ndeki sarayda öldü.

 
Nurbanu Sultan'ın yaptırdığı Atik Valide Sultan Camii

Mimarlık Hamiliği

değiştir

Bu cami külliyesi Mimar Sinan tarafından geniş bir alan üzerine inşa edilmiştir. Kompleksteki bileşen binalar bir dizi ardışık ve basamaklı düz kat üzerine kurulmuştur. İki ayrı düzlükte cami, medrese, mektep ve tekke gibi yapılar inşa edilmiştir. Bunların batısında, daha alçak bir düzlükte, hayırseverlik gibi sosyal işlevleri karşılamak üzere tasarlanmış bina kompleksi inşa edildi. Hamam ise güneydedir.[14]

 
Nurbanu Sultan'ın emriyle yaptırılan Çemberlitaş Hamamı'nın girişi

Darüşşifa, Osmanlı'nın büyük mimarı Mimar Sinan tarafından 1570-1579 yılları arasında Nurbanu Sultan'ın himayesinde inşa edilen cami külliyesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Nurbanu Sultan'ın cami külliyesinde darüşşifaya ayırdığı araziler şunlardır: İstanbul'un, Rumeli'nin ve Anadolu'nun birçok köşesine dağılmış durumda. Bu kaynaklardan aktarılan gelirlerle darüşşifaya başvuran hastaların tedavi ve ihtiyaçları karşılanıyordu. Darüşşifa binasına gelirlerin idaresi konusunda uzmanlaşmış bir bölüm de dahil edildi.[15]

Nurbanu, dokuz yıllık saltanatı sırasında, ünlü Osmanlı mimarı Mimar Sinan'a, daha önce bir "Yahudi hamamı"nın bulunduğu İstanbul'un Üsküdar ilçesinde Atik Valide Camii ve çevresindeki külliyeyi inşa ettirdi. Külliyenin inşaatı, Nurbanu'nun 7 Aralık 1583'teki vefatından hemen önce, 1583 yılı sonunda tamamlanarak hizmete açılmıştır.

Atik Valide Külliyesi, cami, medrese, sıbyan mektebi, tekke, Kur'an-ı Kerim ve hadis okulları, aşevi, hastane ve hamamdan oluşuyor. Mimar Sinan, büyük camilerini, orijinal vahyin yeniden canlandırılmasıyla, Kur'an'ı olay olarak metin olarak seslendirmek amacıyla ince ayarlı enstrümanlar olarak tasarladı. Kutsal metnin güzel bir şekilde icra edilmesini sağlamak için kubbelere sondaj kapları bile entegre etti. Bağış belgesine (vakfiye) dayanarak, Nurbanu'nun onun himayesi aracılığıyla yarattığı ses manzarası yeniden inşa edilebilir.[16]

Nurbanu Sultan, İstanbul'da Mercan, Alemdağ ve Langa'da yaptırdığı imaret ve hamam da yaptırmış, bir külliyeye kütüphane yaptıran ilk Osmanlı kadını olmuştur. Bu cami ve külliyenin inşası sırasında ihtiyaç duyulan taş, İznik ve Gelibolu gibi İstanbul'a yakın yerlerden, ahşap Sapanca ve İznik'ten temin edilmiştir.

Kocası II. Selim'in Sultanahmet'teki Ayasofya'nın (o zamanlar cami) içindeki türbesine gömüldü.

Ölümü

değiştir
 
Nurbanu Sultan'ın Ṣalāt al-Janāzah'ı ve cenazesi (Shahan-Shah-Namah-i Lokhmann)

Nurbanu, oğlu III. Murad'ın hükümdarlığı sırasında 7 Aralık 1583'te İstanbul'da öldü. Ayasofya'nın avlusundaki türbesinde II. Selim'in yanına defnedildi ve böylece eşinin yanında toprağa verilme şerefine erişen ilk padişah eşi oldu.

Nurbanu Sultan sadece yaşarken değil, öldükten sonra da büyük saygı gördü. Cenaze töreni sırasında padişahların sarayda kalması geleneğine aykırı olarak III. Murad, annesinin naaşına hem yürüyerek hem de ağlayarak cenaze töreninin okunacağı Fatih Camii'ne kadar eşlik etti. Cenaze töreni için saraya en uzak mescid olan Fatih Camii tahsis edildi. Bu seçim, yalnızca mümkün olduğu kadar çok insanın Nurbanu Sultan'ın ruhunu kutsamasını sağlamakla kalmadı, aynı zamanda imparatorluk başkentinde yaşayanların ona gösterdiği bu dini saygının yaygın takdirini de sürdürdü.

Nurbanu'nun ölümünden önce, Osmanlı sarayındaki Venedik büyükelçisi Paolo Contarini şunları söylemişti:

"Bütün iyilikler ve kötülükler ana kraliçeden gelir."

Nurbanu Aralık 1583'te öldüğünde Contarini'nin halefi şunları bildirdi:

"Bu kadının ölümü, çıkarları açısından bazılarını üzdü, bazılarını da sevindirdi. Oğlu üzerinde sahip olduğu büyük otorite, birçok kişiye önemli kazançlar sağladı, bazılarının ise tam tersine, bu dileklerinin gerçekleşme umutlarını yok etti. Ancak herkes, genel olarak aşırı derecede iyi, cesur ve bilgili bir kadın olduğunu kabul ediyor"

Çocukları

değiştir

Nurbanu'nun Selim'den bir oğlu ve dört kızı vardı:

  • Şah Sultan (Manisa, c. 1544 - İstanbul, 3 Kasım 1580, Zal Mahmud Paşa Türbesi, Eyüp'te gömülü), ilk olarak 1562'de Damad Hasan Ağa ile, ikinci olarak 1575'te Damad Zal Mahmud Paşa ile evlenmiştir.
  • Gevherhan Sultan (1544/1545, Manisa Sarayı, Manisa – 1624, İstanbul, II. Selim Türbesi, Ayasofya Camii'nde gömülü), ilk olarak 1562 yılında Damat Piyale Paşa ile, ikinci olarak Damad Cerrah Mehmed Paşa ile evlenmiştir.
  • Esmehan Sultan (1545, Manisa - 8 Ağustos 1585, İstanbul, II. Selim Türbesi, Ayasofya Camii'nde gömülü), ilk olarak 1562'de Damad Sokollu Mehmed Paşa ile, ikinci olarak 1584'te Damad Kalaylıköz Ali Paşa ile evlendi.
  • Murad III (4 Temmuz 1546, Manisa Sarayı, Manisa - 16 Ocak 1595, Topkapı Sarayı, İstanbul, III. Murad Türbesi, Ayasofya'da gömülü)
  • Fatma Sultan (c. 1558 - Ekim 1580, İstanbul, Siyavuş Paşa Camii'ne gömüldü), 1573 yılında Damad Kanijeli Siyavuş Paşa ile evlendi.

Popüler kültürdeki yeri

değiştir
  • 2011-2014 yılları arasında yayınlanan Muhteşem Yüzyıl adlı dizide Merve Boluğur tarafından canlandırılmıştır.
  • Nurbanu Sultan'ın yaşamı ve ölümünün kurgulanmış bir versiyonu, Marina Fiorato'nun the Venetian Contract'te ortaya çıktı; burada Dük Sebastiano Venier'in yeğeni ve romanın baş kahramanı Freya'nın annesi olarak tasvir edildi.
  • Nurbanu Sultan, Katherine Nouri Hughes'un yazdığı, Nurbanu Sultan'ın anılarından oluşan The Mapmaker's Daughter adlı kitabın baş kahramanıdır.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt: 33, Sayfa: 250
  2. ^ Arbel, Benjamin, Nur Banu (c. 1530-1583): A Venetian Sultana?, Turcica, 24 (1992), pp. 241-259.
  3. ^ "BAFFO, Cecilia in "Dizionario Biografico"". www.treccani.it (İtalyanca). 26 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2023. 
  4. ^ Pedani, M.P. (2000). Safiye's Household and Venetian Diplomacy. Turcica, 32, 9-32.
  5. ^ Gürkan, Emrah Safa (2016). "His Bailo's Kapudan: Conversion, Tangled Loyalties and Hasan Veneziano between Istanbul and Venice (1588-1591)" 12 Şubat 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Osmanlı Araştırmaları. 48 (48): 277–319.
  6. ^ Çağatay Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları p.68, citing Kadınlar Saltanatı I p.95
  7. ^ a b "NURBÂNÛ SULTAN (ö. 991/1583) III. Murad'ın annesi, vâlide sultan". 27 Mayıs 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İslam Ansiklopedisi. Retrieved 3 February 2020.
  8. ^ Peirce 1993, p. 121. Peirce, Leslie Penn (1993). The Imperial Harem: Women and Sovereignty in the Ottoman Empire. Studies in Middle Eastern History. New York: Oxford University Press.
  9. ^ Peirce 1993, p. 228
  10. ^ Peirce 1993, s. 108
  11. ^ Maria Pia Pedani Fabris; Alessio Bombaci (2010). Inventory of the Lettere E Scritture Turchesche in the Venetian State Archives. BRILL. p. 26.
  12. ^ Petruccioli, Attilio (1997). Gardens in the Time of the Great Muslim Empires: Theory and Design. E. J. Brill. p. 50.
  13. ^ "Nurbanu Sultan Haseki Sultan, Hayırsever, Valide Sultan". 14 Nisan 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. www.biyografia.com. Retrieved 23 June 2020.
  14. ^ Düzbakar 2006, p. 14.
  15. ^ Düzbakar 2006, p. 15.
  16. ^ Ergin 2014, p. 100.
Önce gelen:
Hürrem Sultan
Haseki Sultan
7 Eylül 1566 - 15 Aralık 1574
Sonra gelen:
Safiye Sultan
Önce gelen:
Ayşe Hafsa Sultan
Valide Sultan
15 Aralık 1574 - 7 Aralık 1583
Sonra gelen:
Safiye Sultan
Önce gelen:
Mihrimah Sultan
Kadınlar saltanatı
7 Eylül 1566 - 7 Aralık 1583
Sonra gelen:
Safiye Sultan