Alamut Kalesi
Alamut Kalesi, ya da Elemût – Belde't-ûl'İkbâl (Farsça: قلعه الموت; Kal'at Elemût veya Elemût); Nizârî-İsmaili Devleti'nin ve Haşhaşîler tarikatının yönetim merkezi konumunda olan ve Hazar Denizi güneyinde, İran'ın Kazvin şehri sınırları içerisinde yer alan bir kaledir. Kelime mânâsı olarak "Kartal Yuvası" anlamına gelmektedir.[1]:23 Rivayete göre Cüstânîler kralı Veşudan İbn-i Cüstan tarafından inşa ettirilmiştir.[2]:29 Ebced hesabına göre ise "Elemût" (Farsça: الموت), Hicrî 483 yılına tekâbül etmektedir ki, bu sayı da kalenin tarikat kurucusu Hasan Sabbah tarafından zaptedildiği yıla karşılık gelmektedir.[2]:29[3][4][5] Alamut Kalesi, Hasan bin Sabbah tarafından fethedilene kadar Cüstânîler'in denetimi altında kalmıştır. Hasan Sabbah'ın eline geçen kale, Haşhaşiler'in karargâhı hâline gelmiştir. Kale, 1256 yılında, Bağdat İşgali'ne giden Hülâgû Han komutasındaki Moğol ordusu tarafından Haşhaşiler'i yok etmek amacıyla ele geçirilmiş ve kalede bulunan neredeyse tüm Haşhaşiler öldürülmüştür.[6] Kale tahrip edilmiş, içinde bulunan ünlü kütüphanesi de yakılmıştır.[6]
Alamût Kalesi
değiştirHeft Bab-ı Seyyidne Kelam-i Pir olarak da anılan Elemût Devleti'nin kurucusu Nizârî Dâ’îsi Hasan bin Sabbah’ın Yemen’den Kûfe yakınlarındaki Himyari bölgesine gelen, oradan İran’a geçerek bir süre Kumm şehrinde yaşayan, ve daha sonra Rey kentine yerleşen bir aileye mensup olduğu iddia edilir. Kurucusu olduğu İran'nın Elemût Bölgesi merkezli Nizârî İsmâ‘îlî Devlet, İmamet (İsmailiyye öğretisi) ve İmâmet (Nizârî i'tikadı) üzerine inşa edilmiştir.
Tarihçe
değiştirHasan Sabbah'ın önderliğini yaptığı, fedailerine sahte bir cennet vaadiyle kendi Haşhaşilik öğretisini yaydığı, tarihte Belde’t-ûl’İkbâl adıyla şöhrete kavuşan Elemûtlar Devleti'in karargahı ve başkenti niteliğinde hizmet vermiş olan bir yerleşim birimidir. Nizari-İsmaili mezhebinin yaşatılmasında büyük bir rol oynayan bu merkezde adamlarına cennetin anahtarlarını kendi ellerinde bulundurduğuna inandıran ve haşhaşın uyuşturucu etkisini kullanan Hasan bin Sabbah, eğitime tabi tuttuğu fedaileri aracılığıyla birçok devlet adamı ve hükümdarın canına mâl olan suikastler tertip etmeyi başarabilmiş ve çevresindeki ülkelere epey gözdağı vermeyi başarabilmişti. Suikast düzenlemek anlamına gelen İngilizce assassination kelimesinin burada yaşayan haşhaşin örgütünün adından değişerek türetildiği zannedilmektedir. Zamanın Haçlı kaynaklı tarihçileri Hasan bin Sabbah fedailerinin kendilerini feda edecek kadar davaya bağlı olmalarını anlamlandıramamış ve siyasi suikastları yerine getirmesi için haşhaşın uyuşturucu etkisini kullanıldığını öne sürmüşlerdir.
İ'tikadları
değiştirŞiîlik mezhebinin İsmâilîlik meşrebinin Nizârîlik koluna bağlı Hasan Sabbah'ın zamanında şöhretinin doruk noktasına ulaşmıştır. Tarihe "Haşhaşiler" ve "suikastçılar" olarak geçen bu kalede ikamet eden İsmâilîler'in bu şekilde tanımlanmalarının nedenlerinden biri Marco Polo'nun anılarında aktarmış olduğu bilgilerdir. Şiîlik mezheblerinden olan İsmailî-Nizârîler kolunun temelini teşkil eden bu tarikat günümüzde IV. Ağa Han'ın önderliğinde ezoterik-batınilik dünyasının en büyük temsilcisi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Elemût – Belde’t-ûl’İkbâl Komutanları (1090-1256)
değiştir- "Birinci Hûccet ve Elemût Kalesi Komutanlığı" Hasan Sabbah (H. 483-518 / M. 1090-1124) (35 sene)
- "Elemût Birinci Gizlenen İmamı" El-Hâdî bin el-Nizâr (Doğum: H. 470 / M. 1076 ) (İmâmlık süresi: Hicrî 490-530 / M. 1097-1136) (Ebû Mansûr Nizâr el-Mustafâ li-Dîn’il-Lâh'ın öz oğlu olduğu öne sürülen)
- "İkinci Hûccet ve Elemût Kalesi Komutanlığı " Kiya Buzrug Ummid (H. 518-532 / M. 1124-1138) (14 sene)
- "Elemût İkinci Gizlenen İmamı" El-Môhtadî bin el-Hâdî (Doğum: H. 500 / M. 1106 ) (İmâmlık süresi: Hicrî 530-552 / M. 1136-1157) ("Devr-i Setr" adı verilen "Gizlenen-İmâmlar" devrinin "Kırk yıllık" ilk bölümü sona erdi ve "Gizlenen İmam" hâlindeki İmâm "Yarı-Gözükür-İmâm" hâline gelerek Setir Devri'nin sonunun yaklaştığını hazırladığı tebliğler ve Dâ’îler aracılığıyla Nizârî mezhebinin mensûplarına bildirdi ve Elemût Devleti'ni resmen yönetmeğe başladı.) (I. Muhammed - Ebû Mansûr Nizâr el-Mustafâ li-Dîn’il-Lâh'ın öz torunu olarak iddia edilen)
- "Üçüncü Hûccet ve Elemût Kalesi Komutanı" Muhammad bin Kiya Buzrug Ummid (Hicrî 532-554 / M. 1138-1159) (22 sene)
- "Elemût Üçüncü Gizlenen İmamı ve Dördüncü Elemût Kalesi Komutanı" El-Kahir bin el-Môhtadî bi-Kuvvet’ûl-Lâh / bi-Ahkâmî’l-Lâh bin el-Hâdî bin el-Nizâr (Doğum: H. 520 / M. 1126) (İmâmlık süresi: Hicrî 552-557 / M. 1157-1162; Dördüncü Elemût Kalesi Komutanlığı süresi: Hicrî 554-557 / M. 1159-1162) (I. Hasan / Hasan-ı Evvel bin el-Muhammed bin Ali)
- II. Hasan (Doğum: Hicrî 539 / M. 1145) veya (Doğum: Hicrî 536 / M. 1142) (İmâmlık ve Beşinci Elemût Kalesi Komutanlığı süresi: Hicrî 557-561 / M. 1162-1166) (II. Hasan - Cûveynî'nin Elemût Kütüphanesi'nin Moğollar tarafından yakılmasından evvel yaptığı tetkiklere göre ise II. Hasan'ın Muhammad bin Kiya Buzrug Ummid'in oğlu olduğu neticesine varılmıştır. Bu iddia Nizârî Bâtınî-İsmâ‘îl’îyye Mezhebi'nin İmâmet i'tikadına aykırı düşeceğinden ve İmâmet silsilelerini tamamen bozacağından dolayı Nizârîler tarafından reddedilmektedir. Nizârîler'in kuramına göre ise, Elemût'taki yetmiş yıllık "Setir Devri" sona erdiğinde ve İmâm II. Hasan "Gözükür-İmâm" olarak ortaya çıktığı zamân, vezîr, Dâ’î ve Hüccet vazifelerini yüklenmiş olan bir başka "Hasan" daha vardı. Bu şahıs Muhammad bin Kiya Buzrug Ummid'in oğlu olan "el-Hasan bin Muhammed bin Kiya Buzrug" idi.[7] )
- II. Muhammed (Doğum: Hicrî 550 / M. 1155) veya (Doğum: Hicrî 553 / M. 1158 ) (İmâmlık ve Altıncı Elemût Kalesi Komutanlığı süresi: Hicrî 561-607 / M. 1166-1210)
- Celal’ed-Dîn Hasan-ı Sâlis (Doğum: Hicrî 583 / M. 1187) (İmâmlık ve Yedinci Elemût Kalesi Komutanlığı süresi: Hicrî 607-618 / M. 1210-1221) (III. Hasan)
- III. Muhammed ( Doğum: Hicrî 609 / M. 1213 ) (İmâmlık ve Sekizinci Elemût Kalesi Komutanlığı süresi: Hicrî 618-653 / M. 1221-1255) (III. Muhammed)
- Rûkn’ed-Dîn Hûr-Şâh (Doğum: Hicrî 627 / M. 1230) (İmâmlık ve Dokuzuncu Elemût Kalesi Komutanlığı süresi: Hicrî 653-655 / M. 1255-1257)
Elemûtlar imâmlarının soyağacı
değiştirSelçuklu Kuşatmaları
değiştirKale Selçuklular tarafından pek çok defa kuşatmaya maruz kaldı ama kuşatmalar komutanın veya padişahın ölmesi üzerine kaldırılıyordu bazı Selçuklu sultanları Haşhaşîler ile ittifak dahi yapmıştır.[kaynak belirtilmeli] Örnegin Sencer kardeşleri ile taht kavgasına giriştiğinde Haşhaşîler ile ittifak yaptı.[8] Kaleye yönelik ilk ciddi kuşatma 1092 Yılında yapıldı. Nizamülmülk komutasındaki Selçuklu ordusu kaleyi kuşattı (1. Alamut Savaşı) ama Nizamülmülk kuşatma sırasında bir Haşhaşî tarafından öldürüldü. 1 ay sonra da Sultan Melikşah öldü ve kuşatma kaldırıldı.
1117 Yılında Kale Sultan Muhammed Tapar'ın emri üzerine Selçuklu Emiri Anuştegin Şirgir tarafından uzun bir süre kuşatıldı 2.Alamut Muharebesi Kale düşmeye yakın bir durumda iken Sultan öldü kuşatma kaldırıldı.
Yıkılışı
değiştirMoğolların Nizari İsmaili devletini yıkmadan batı Asya'da genişlemesi ve İslam devletlerinin topraklarını istila etmesi imkansızdı.[9]
Nizariler Moğolların batı Asya istilalarının önünde önemli bir engel teşkil ediyordu. Bu kaleleri peş peşe yıkma görevi, kardeşi Büyük Han Möngke'nin yönetiminde Hülagû' ye verildi. Hülagü İran'a doğru yola çıkmadan önce, büyüyen Moğol kuvvetinin Müslüman dünyasına yönelik tehdidi, 1238'de Abbasi halifesi el-Abbâsî'ye katılan İsmaili İmam Alaeddin Muhammed tarafından fark edilmişti.
Abbasi halifesi Mustansir, İngiltere ve Fransa'nın Avrupalı hükümdarlarına Moğollara karşı bir Hristiyan-Müslüman İttifakı'nda birleşme çağrısında bulunurken.[9] Avrupalı hükümdarlar bu teklifi kabul etmediler. İsmaili İmam, MS 1246'da ikisi Moğolistan'daki Büyük Han Güyük'ün tahta çıkışını kutlamak için gittiklerinde Sünni halife ile tekrar ortaklık kurulup birlikte Büyük Han' a barış teklif edildiği iddia edilse de Abbasi halifesinin Moğol sarayına yaptığı yolculuk için güvenilir bir kaynak bulunmamaktadır.[9] Barıştan yana ifadeler Güyük tarafından kabul edilmedi ve kısa bir süre sonra MS 1252'de Moğollar Kuhistan'a geldi.
İsmaililere yönelik ilk Moğol saldırısı MS 1253 Nisan'ında, Moğol generali Ket-Buqa'nın Kuhistan kalelerini aldığı zaman yapıldı. Mayıs ayına kadar, Moğol birlikleri, İsmaili kuvvetlerinin geri çekilmeye zorlayarak Girdkuh kalesine kadar ilerlemişti. Aralık ayında kale içindeki bir kolera salgını İsmaili savunmasını zayıflattı. Takviye kuvvetleri, komşu Alamut kalesinden hızla geldi ve saldıran Moğolları engelledi ve yüzlerce Ket-Buqa askeri öldürdü.[9]
Kale kurtarıldı, ancak daha sonra Tun ve Tus kasabalarına yapılan Moğol saldırıları katliamlarla sonuçlandı. Horasan genelinde Moğollar zalim yasalar uyguladılar ve eyalet nüfusunun kitlesel olarak göç etmesine sebep oldular.[9]
1256 yılında Tun katliamından sonra, Hülagü, İsmaili güç merkezlerini ortadan kaldırmak için yapılan sefere doğrudan dahil oldu. Hülagü, Tus'ta kendisi için kurulan gösterişli bir çadıra Kuhistan' da ki İsmaili valisi Nasıreddin Muhtasham'ı çağırdı ve vilayetindeki bütün kalelerin teslim edilmesini istedi. Nasır el-Din, boyun eğmenin ancak İmam'ın emriyle gerçekleşebileceğini ve kendisinin bir vali olarak İsmaililerin rızasını isteyemeye gücünün yetmeyeceğini Hülagü' ya açıkladı.[10] Bu arada öldürülen İmam Alaeddin Muhammed'in yerine MS 1255'te oğlu Rukn al-Din Khurshah geçti. MS 1256'da Rukn al- Din, Moğollara boyun eğdiğini gösteren bir dizi hareketler başlattı. Hülagü'nün talebi üzerine Rüknüddin, itaatinin bir göstergesi olarak Alamut, Maymundiz ve Lamasar'da kuleleri ve mazgalları sökme işlemine başladı.[10] Ancak kış yaklaşırken, Hülagü bu hareketleri kaleleri ele geçirmek için bir fırsat olarak gördü ve 8 Kasım 1256'da Moğol birlikleri Maymundiz kalesini ve İmam'ın ikametgâhını hızla kuşattı. Her iki taraf için de önemli kayıplar veren dört günlük ön bombardımandan sonra, Moğollar, doğrudan bir kuşatmaya hazırlık olarak mangonellerini kalenin etrafına topladılar. Mevsim kış olmasında rağmen yerde hala kar yoktu. Mogol ordusu saldırılarına devam etti ve Rukn al-Din'i kendisinin ve ailesinin güvenli geçişi karşılığında teslim olmaları gerektiğine ilan etmeye zorladı.[9] Cüveyni. Başka bir bombardımandan sonra, Rukn al-Din 19 Kasım'da Maymundiz'den indi. Hülegü'nün elindeki Rüknüddin, Alamut vadisindeki bütün kalelere teslimiyet mesajını göndermek zorunda kaldı. Moğol Prensi Balaghai birlikleri Alamut kalesinin önüne geldi ve kaleyi kuşattıktan sonra teslim olmasını istedi. Mukaddeme bir gün içinde teslim olup Büyük Kağan'a biat etmesi halinde Alamut'takilerin canlarının bağışlanacağını bildirildi. Mukaddem ve adamları, İmam'a itaat ederek kaleden indiler. ve Moğol ordusu Alamut'a girdi ve yıkıma başladı.[9] Alamut teslim olmuştu ama Maymundiz isteksizdi ve İmam'ın teslimiyet mesajının altında gerçekten bir baskı olup olmadığından emin değildi.[9]
Maymundiz ile karşılaştırıldığında, Alamut kalesi çok daha iyi tahkim edilmişti ve Moğol ordusunun saldırılarına uzun süre dayanabilirdi. Ancak, kale nispeten küçüktü ve Moğollar tarafından kolayca kuşatıldı. İsmaililerin Alamut'taki yenilgisini belirleyen en önemli faktör, İmam'ın vadideki kaleleri teslim etme emriydi. Diğer kalelerin çoğu zaten buna uymuştu, bu nedenle sadece Mukaddam' ın direnişi bir sonuç elde etmeyecekti ve İsmaili komutanının İmam'a tam itaat yeminini açık bir şekilde tutmamış olacaktı.[9]
İsmaili kalelerinin fethi Moğol'un batıya doğru siyasi ve bölgesel genişlemesi için kritik öneme sahipti. Yine de, Alamut' un düşüşü Cüveyn' i tarafından "Şeytan'ın yuvasındaki sapkınlar üzerindeki ilahi ceza meselesi" olarak tasvir edilmiştir.[9] Cüveyni'nin Nizari İsmaili devletinin düşüşünü tasviri, İsmaili karşıtı tarihçinin dini eğilimlerini ortaya koymaktadır. Rukn al-Din, egemen İsmaili kalelerini teslim olmaya ikna etme vaadiyle Moğolistan'a vardığında, Büyük Han Möngke artık İmam'ın bir işe yaradığına inanmıyordu. Vatanına dönüş yolunda, Rukn al-Din Moğollar tarafından idam edildi. Cüveynî, buna ilişkin açıklamasında, İmam'ın öldürülmesinin "onların şerriyle kirlenmiş olan dünyayı" temizlediği sonucuna varır.[9] Daha sonra, Kuhistan'da, İsmaililer binlerce kişi tarafından büyük toplantılara katılmaya çağrıldı ve burada katledildiler. Bazıları komşu bölgelere kaçarken, İsmaili garnizonlarının ele geçirilmesinin ardından yaşanan katliamlarda can veren İsmaililerin sayısı yaklaşık 100.000'di.[9]
Alamut kalesine yapılan saldırı sırasında Hülagû emrindeki Hitaylı mühendis alayına kalenin bulunduğu dağ'ın altına tüneller açılmasını, tünellerin içini ise petrol ve barut doldurmasını emretmiştir. Bu sayede dağ patlatılmak suretiyle son Haşhaşi kalesi de imha edilerek ele geçirilmiştir.[11]
Galeri
değiştirKaynakça
değiştir- ^ Willey, Peter (2005). Eagle's Nest: Ismaili Castles in Iran and Syria. Londra: I.B. Tauris. ISBN 978-1-85043-464-1.
- ^ a b Virani, Shafique N. (2007). The Ismailis in the Middle Ages: A History of Survival, a Search for Salvation. New York: Oxford University Press. ISBN 9780195311730.
- ^ Petrushevskiĭ, Ilʹi͡a Pavlovich (1985). Islam in Iran. SUNY Press. s. 363, Note 40. ISBN 0887060706. 27 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mart 2014: Ebced hesabına göre ise "Elemût" (Farsça: الموت) Hicrî 483 yılına tekâbül etmektedir ki bu sayı kalenin Hassan-ı Sabbah tarafından zapt edildiği yıla karşılık gelmektedir. (483 AH = 1090/91 AD).
- ^ Hourcade, B. (15 Aralık 1985). "ALAMŪT". Encyclopædia Iranica. 30 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2013.
According to legend, an eagle indicated the site to a Daylamite ruler; hence the name, from aloh (eagle) and āmū(ḵ)t (taught).
- ^ Bosworth, C. E. (Ocak 1989). "Review of Books". Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain & Ireland. 121 (1). ss. 153-154. doi:10.1017/S0035869X00168108.
- ^ a b John Morris Roberts (2011). DÜNYA TARİHİ Tarihöncesi Çağlardan 18. Yüzyıla... YAKINDOĞU'NUN MİRAS KAVGASI. İnkılap Kitabevi. s. 382. ISBN 9789751030658.
- ^ Dr. Mustapha Ghaleb, The Ismailis of Syria, sahife 73-74, Beirut, 1970.
- ^ Bernard Lewis ,Haşişiler
- ^ a b c d e f g h i j k l Willey, Peter (2005). Eagle's nest : Ismaili castles in Iran and Syria. Institute of Ismaili Studies. Londra: I.B. Tauris. ISBN 1-4237-6818-3. OCLC 67713931. 20 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2021.
- ^ a b Hodgson, Marshall G. S. (2005). The secret order of assassins : the struggle of the early Nizârî Ismâʻîlîs against the Islamic world. Marshall G. S. Hodgson. Philadelphia: University of Pennsylvania Press. ISBN 0-8122-1916-3. OCLC 57722569. 20 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2021.
- ^ "NEW BOOKS". Mind. II (6): 254-255. 1 Nisan 1893. doi:10.1093/mind/ii.6.254. ISSN 0026-4423.
Dış bağlantılar
değiştir- "Alamut Cultural Heritage Base - Official Website" 31 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.