Türkiye'deki Suriyeliler
Türkiye'deki Suriyeliler (Arapça: السوريون في تركيا, romanize: al-Sūriyyūn fī Turkiyā, Kürtçe: Sûriyeyîyên li Tirkîyê), Türkiye'de yaşayan Suriye kökenli kişileri ifade eder. Ekim 2024 itibarıyla Türkiye'de "geçici koruma" statüsündeki Suriyeli sayısı resmi rakamlara göre 3 milyon kişinin üzerinde olup[3][4] bu durum Türkiye'yi dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ikinci ülke yapmaktadır.[5] Uzun yıllar birinci sırada olan Türkiye, Taliban'ın Afganistan'da iktidara gelişi sonrası İran'a olan göçler sonucu ikinci sıraya gerilemiştir.[6] Geçici koruma altındaki Suriyelilere ek olarak, oturma izni ile Türkiye'de yaşayan Suriye uyruklu sayısı yaklaşık 75 bin olup, Türk vatandaşlığı almış Suriyeli sayısı ise Ağustos 2024 itibarıyla 104 bin 144'ü çocuk olmak üzere 238 bin 768 kişidir.[7][8]
Toplam nüfus | |
---|---|
y. 3,4 milyon | |
Geçici koruma statüsünde: 3.086.775 (24 Ekim 2024)[1] | |
Oturma iznine sahip: 74.786 (24 Ekim 2024)[1] | |
Türk vatandaşı: 238.768 (Ağustos 2024)[2] | |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
Azalan sıra ile Suriyeli sığınmacı nüfusu: İstanbul, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Konya, Ankara, Kahramanmaraş, Kilis, Mardin, Kayseri | |
Diller | |
Din | |
Suriyelilerin Türkiye'ye ilk kitlesel göçü 2011'de başlayan Suriye İç Savaşı sonucunda meydana geldi ve bu yılın Nisan ayında ilk mülteci kafilesi ülkeye giriş yaptı. Ekim 2012’de ülkedeki Suriyeli sayısı 100 bine ulaştı. Irak ve Şam İslam Devleti'nin 2014 ve 2015'te Suriye'nin bir kısmını ele geçirmesinden ötürü göç hız kazandı ve 2014 bittiğinde Türkiye’de Suriyelilerin sayısı 1.5 milyondan, 2015'te ise 2.5 milyondan fazlaydı. Suriyelilerin varlığı ve göç olgusu Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yeni politik gelişmelerin yaşanmasına neden oldu ve AB-Türkiye Mutabakatı'nı 2016'da iki partinin de kabul etmesiyle Türkiye'nin mültecilere ev sahipliği yapması kararlaştırıldı. 2016 yılından beri Türkiye'ye göç eden Suriyeli sayısı düşmektedir, ancak doğal nüfus artışı nedeniyle Suriyeli nüfusu Türkiye'de yükselme eğilimindedir.
Ağustos 2024 itibarıyla 2016 yılından itibaren Türkiye'den Suriye'ye geri dönen sığınmacı sayısı 658 bin 463 kişidir.[9]
Türkiye'deki Suriyeliler, Suriye'nin demografik yapısına paralel şekilde büyük çoğunlukla Araptır. Kürt ve Türkmen Suriyeliler en önemli azınlıklardır. Arapça baskın dil, Sünni İslam çoğunluğun dinidir. Coğrafi açıdan halk İstanbul başta olmak üzere bazı büyük şehirler ile Türkiye-Suriye sınırındaki illere yoğunlaşmıştır. Suriyeliler genel Türk toplumu ile kıyaslandığında daha genç, doğurgan, eğitimsiz ve erkek ağırlıklıdır.
Türkiye'deki genel kamuoyu görüşü Suriyelilerin ülkedeki varlığını desteklememekte olup, çalışmalar Türk kamuoyu ve Suriyeliler arasında "çok belirgin" bir sosyal mesafenin var olduğunu belirtmiştir. Türkiye'deki Suriyeli karşıtlığı çerçevesinde Suriyeliler sosyal ve ekonomik alanlarda ayrımcılığa maruz kalmakta ve çeşitli şiddet olayları yaşanmaktadır.
Tarihçe
değiştirGünümüzde Suriye devletinin bulunduğu bölge Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolüne 16 yüzyılda geçti ve çeşitli farklı idari yapılar altında yönetildi. 1916 yılında Şerif Hüseyin önderliğindeki Arap Ayaklanması'nın ardında; Suriye, Hicaz ve Mezopotamya bölgelerindeki 5 bin civarındaki aileye yaklaşan Arap, İç ve Batı Anadolu bölgelerine tehcir edilmiştir. 1920 yılında Fransa'nın bölgeyi kontrolü altına almasından sonra oluşturulan Fransız Suriye ve Lübnan Mandası ve ardılı Suriye ile Osmanlı İmparatorluğu ve ardılı Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklı göçler yaşanmıştır.[10]
Hafız Esad tarafından kurulmuş Esad rejiminin Suriye'de kontrolü ele geçirdiği 1970 yılının ardından ayrımcı ve otorite olarak tanımlanmış politikalar sonucunda Arap ve Nusayri olmayan grupların Türkiye başta olmak üzere çevre ülkelere göç ettiği rapor edilmiştir. Bu küçük göçlere rağmen 2011 yılında meydana gelen iç savaş sonucunda Türkiye'ye yapılan göçler Suriyelilerin Türkiye'ye yaptığı ilk kitlesel göç olarak tanımlanmaktadır.[10]
Suriye İç Savaşı ve takip eden dönemler
değiştirGrafikler teknik sorunlar nedeniyle geçici olarak kullanılamıyor. (T334940) |
2011 yılında Suriye İç Savaşı'nın başlaması sonucunda Türkiye'ye savaştan kaçan ilk mülteciler giriş yapmaya başladı. 252 kişilik ilk mülteci kafilesi ülkeye 29 Nisan 2011’de Hatay, Reyhanlı'da yer alan Cilvegözü sınır kapısından giriş yaptı. Bu yıl Türkiye'de toplam uluslararası koruma sahibi olanların sayısı 58.018 idi ve toplamda Türkiye’ye gelen Suriyeli 14 bin kişiydi. Ağustos 2012’de Türkiye'deki Suriyeli nüfusu 60 bin civarına ulaştı; eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Suriyeli sayısı hakkında “psikolojik sınır 100 bindir” açıklamasında bulundu. Ekim 2012’de Suriyeli sayısı 100 bine ulaştı, 2013 sonunda sayı 224 bini aştı.[12]
Irak ve Şam İslam Devleti'nin 2014 ve 2015 yıllarında Suriye ve Irak'ın önemli bir bölümünü kontrolü altına almasının ardından Türkiye'deki mülteci dalgası hız kazandı. 2014’te dünyada en fazla mülteci barındıran ülke hâline geldi. 2014 bittiğinde Türkiye’de Suriyelilerin sayısı 1.5 milyondan fazlaydı. Bu sayı 2015 sonunda 2.5 milyona çıkan sayı, 2016 sonunda 2.8 olarak kaydedildi.[12]
Suriyelilerin Avrupa'ya göçmek üzere Türkiye'yi transit ülke olarak kullanmaları sonucunda Türkiye-AB ilişkileri arasında yeni gelişmelere meydana geldi. 16 Mart 2016'da iki parti tarafından da kabul edilmiş “Türkiye-AB Mutabakatı” kapsamında AB'nin Türkiye’ye 4 yıl boyunca mültecilere harcanmak üzere toplamda 3+3 milyar Euro olmak üzere 6 milyar Euro desteği yapması ve bunun sonucunda Türkiye'nin mültecilere ev sahipliği yapması kararlaştırıldı. Anlaşma kapsamında Türkiye ve Türk vatandaşlarına AB ülkeleri ve pazarında bazı siyasi ve ekonomik ayrıcalıkların tanınması da planlanmıştı, ancak bunlar gerçekleştirilmedi. Türkiye hükûmeti ilerleyen zamanlarda birkaç kez mültecilerin sınır kapılarından geçişine karışılmayacağını açıklayarak göçmenleri AB ülkelerine karşı koz olarak kullanmak ile tehdit eti, ancak bu eylemler gerçekleştirilmedi. Bu tehditler göçmenlerin silahlaştırılması olarak ele alındı ve Türkiye'nin göçmenleri yumuşak güç olarak kullandığı öne sürüldü.[12]
2016 yılından beri Türkiye'ye göç eden Suriyeli sayısında önemli azalmalar meydana gelmiş olmakla birlikte, doğal nüfus artışı nedeniyle Suriyeli nüfusu Türkiye'de yükselme eğiliminde olmaktadır. Suriyeli nüfusu 2017 sonunda 3.4, 2018 sonunda 3.6, 2019 sonunda ise 3.576.370 olarak kaydedildi. Ocak 2018’de başlayan Afrin Operasyonu ile birlikte askeri operasyon "terörle mücadele" kadar "Suriyelilerin evlerine dönmesine imkân sağlayacak" bir politika olarak da lanse edilmiştir. Suriye'nin bulunduğu kaotik durum, mültecilerin Türkiye'de yeni hayat kurmuş olmaları, aktif olarak Avrupa'ya göç etmek isteyen mülteci sayısının azlığı gibi nedenlerde ötürü Suriyelilerin Türkiye'den ayrılması "zor" olarak nitelendirilmiştir.[12]
Cumhuriyet Halk Partisi üyesi Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan 2021'de Suriyeliler başta olmak üzere bölgedeki göçmenlere karşı ayrımcı olarak tanımlanmış politikalar getirileceğini duyurdu. Özcan Türkiye vatandaşı olmayan bireylerden su ücretinin 11 kat daha fazla alınacağını ve evlilik belgelerinden 100,000 Türk lirası isteneceğini ve açıkladı. Bu düzenlemeler diğer CHP'liler de dahil olmak üzere çeşitli politikacılar tarafından eleştirildi. Şubat 2022'de Uluslararası Mülteci Hakları Derneği bu uygulamalara karşı açmış olduğu davayı kazandı ve mahkeme yürütmenin durdurulmasına hükmetti.[13][14]
Yasal statü
değiştirTürkiye'deki Suriyelilerin büyük bir kısmı hukuken "geçici koruma" statüsüne sahiptir. Bu statü sığınma başvurularında her bir kişinin ayrı ayrı ele alınmasının mümkün olmadığı kitlesel göç olaylarında (örneğin AB'deki Kosovalı sığınmacılar) kullanılmaktadır. Geçici koruma ile geniş kitleler için geri gönderme yasağı uygulanmakta ve asgari ölçüde koruma temin edilmektedir. Geçici koruma bir uluslararası koruma değildir; tümüyle iç hukuka tâbi bir koruma tedbiridir. Türk hukukunda AB hukukundan farklı olarak geçici korumanın maksimum süresi belirtilmemiştir. Geçici koruma altındaki bir bireyin kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılması geçici korumanın sonlanma sebebidir. Ancak uygulamada özellikle dini bayramlarda belirlenen tarihlerde Suriyelilerin Suriye’deki akrabalarını ziyaretlerine izin verilmektedir.[15]
Suriyeliler için sıklıkla toplumda "mülteci" veya "göçmen" terimleri kullanılmakla birlikte bu hukukî statüleri açısından doğru bir tanımlama değildir. Türkiye, 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşmesi'ne 1961 tarihinde "coğrafi çekince" şerhiyle taraf olmuş, sözleşmenin kapsamını genişleten 1967 tarihli New York Protokolü'ne de 1968 yılında katılmıştır. Bu coğrafi kısıtlama Avrupa Konseyi üye ülkeleri dışından Türkiye’ye sığınan bireylere "mülteci" statüsünün tanınmamasına sebebiyet vermektedir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na göre bu ülkelerden Türkiye'ye sığınan bireyler, "mülteci" kavramıyla aynı kıstasları karşılıyorlarsa "şartlı mültecilik" statüsü kazanabilirler, ancak bu sadece bireysel göç vasıtasıyla alınabileceğinden kitlesel göç gerçekleştirmiş Suriyeliler bu statüde değildir. İskan Kanunu ise sadece "Türk soyundan gelenler ve Türk kültürüne bağlı olanları" göçmen olarak kabul etmektedir. Suriyeliler hukuken bu terimlere ait değildir.[15]
Vatandaşlık verilmesi
değiştirNormal durumlarda Türk vatandaşlığı ülkede 5 yıllık oturuma sahip, Türk vatandaşıyla evlenmiş veya "istisnai durumlar" çerçevesinde tanımlanmış kıstaslarından herhangi birini karşılayan yabancı uyruklu kişilere verilmektedir. Suriyeliler, "geçici koruma" statüleri dolayısıyla 5 yıllık oturum kıstasını karşılasalar bile telsik hakkına sahip olmamaktadır (Geçici Koruma Yönetmeliği m. 25). Bu, İç Savaş sırasında Türkiye'ye iltica etmiş koruma altındaki Suriye uyrukluların sadece evlilik veya "istisnai durumlar" vasıtasıyla vatandaşlık elde edebileceği manasına gelmektedir.
İstisnai durumlar 4 farklı kategoride değerlendirilmektedir. Bunlardan ilki "Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıkların haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişileri" kapsamaktadır ve Suriyeliler bireysel olarak bu vasıtayla vatandaş olabilmektedir. İkinci kategori oturma iznine veya turkuaz karta sahip olan kişileri kapsamaktadır ve Suriyeliler hukuken turkuaz kart da elde edemediklerinden bu vasıtayla vatandaş olmaları mümkün değildir. Buna ek olarak, Suriyelilerin "geçici koruma" statüleri nedeniyle yatırım yoluyla oturma izni ve sonrasında vatandaşlık başvurusu hakkı kazanamayacakları da bildirilmiştir. 3. kategori "vatandaşlığa alınması zaruri görülenleri" kapsar ve idarenin hikmet-i hükümet anlayışı ile Türk vatandaşlığa alınmasına gerek duyulan yabancıların kolay ve hızlı bir şekilde vatandaşlığa alınmasına imkân tanır. Son kategori ise göçmenleri kapsar, ancak Suriyeliler İskân Kanunu'na göre bu tanıma uymadığından bu haktan yararlanamazlar.[15]
Türkiye'de doğan yabancı uyruklu bir birey ülkede jus sanguinis sistemi olduğundan ötürü otomatik olarak vatandaş olamaz. Buna karşın vatansızlığı önlemek adına Türkiye’de doğan ancak doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuğun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip olacağı hükmüne yer verilmiştir. Buna karşın Suriyeli sığınmacılara Türkiye’de kalış hakkı sağlayan geçici koruma kimlik belgesi sunulduğu için Suriyelilerin çocukları vatansız addedilmez ve Suriye uyruklu olarak sınıflandırılır.[16]
Demografi
değiştirOcak 2021 itibarıyla Türkiye'deki geçici koruma altındaki Suriyeli mültecilerin sayısı 3.688.238 kişidir ve bu grup Türkiye'deki Suriyeliler arasındaki en büyük kısmı oluşturur.[17] Nüfusun %55 kadarını erkekler, %45'ini ise kadınlar oluşturmaktadır. 2019 verilerine göre 2011'den beri Türkiye'de 405.521 adet Suriyeli bebek doğmuş, 79.820 Suriyeli vatandaşlık almış, 329.000 Suriyeli ise Suriye'ye geri dönmüştür, son 4 yılda dönen kişi sayısı ise UNHCR'ye göre yaklaşık 55 bin kişidir.[18] 2021 itibarıyla 1,7 milyon Suriyeli mülteci çocuk Türkiye'de bulunmaktadır.[19]
Geçici koruma dışında kalan ve Türkiye'de oturma izni ile ikamet eden Suriyeli sayısı ise 99 bin 643 kişidir. Bu grup diğer Suriyeliler ile kıyaslandığında ekonomik açıdan daha iyi durumda olarak tanımlanmaktadır.[20] Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre Ağustos 2019 itibarıyla yıl içinde 21 bin 988 Suriye uyruklu düzensiz göçmen (geçici koruma altında veya oturma izni olmayan göçmen) yakalandı.
Suriyeli göçmenlerin ortalama yaşı 23.0 yıl olup, Türkiye (33.0) dahil dünyadaki diğer pek çok ulustan genç olarak tanımlanmıştır. 15-65 yaş arası erkeklerin %71'inin çalışırken bu oranın kadınlarda %11,2 olduğu tespit edilmiştir. Bu oran diğer çeşitli Arap ülkeleri ile benzer olmakla birlikte Türkiye ortalamasının altında olarak tanımlanmıştır. Suriyeli mülteci kadınlar dünyanın en yüksek NEET oranlarından birine sahiptir.[21]
Coğrafi dağılım
değiştirSuriyeliler için göç krizinin ilk dönemlerinde "geçici barınma merkezleri" olarak isimlendirilen mülteci kamplarının kurulması kararlaştırıldı ve ilerleyen dönemlerde Şanlıurfa, Adana, Kilis, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Malatya ve Gaziantep'te bu merkezler açıldı.[20]
2021 itibarıyla %97,6'sı mülteci kampları dışında yaşayan Suriyeliler, coğrafi açıdan Türkiye'nin Suriye'ye sınır illeri ile bazı büyük şehirlerinde yoğunlaşmıştır. İstanbul, yarım milyonu aşkın kayıtlı Suriyeli ile Türkiye'de en büyük Suriyeli nüfusuna sahip şehri oluşturmaktadır. İstanbul'un Sultanbeyli, Sultangazi, Bağcılar, Esenler ve Fatih ilçeleri Suriyeli nüfusu yoğun olarak tanımlanmıştır.[22] İstanbul'u Şanlıurfa, Hatay, Gaziantep, Mersin ve Adana takip etmektedir. Oransal açıdan bakıldığında Kilis en yoğun Suriyeli yerleşiminin olduğu ildir. Yaklaşık 130 bin kişilik Suriyeli olmayan nüfusa sahip ilde 131 bin adet Suriyeli kaydedilmiştir. En az Suriyeli kaydedilmiş illeri sırasıyla Bayburt, Artvin ve Bartın oluşturmaktadır.[23] Süryani Suriyelilerin Midyat'a göç etmeyi seçtikleri rapor edilmiştir.[24][ölü/kırık bağlantı]
Etnik ve dilsel yapı
değiştirEtnik açıdan Türkiye'de Suriyeli bireylerin çoğunluğu Arap kökenli olmaktadır. Bunun yanı sıra Türkmen ve Kürt kökenli Suriyeliler önemli azınlıkları oluşturmaktadır.[25] Suriye’den Türkiye’ye gelenlerin etnik-dini özellikleri konusunda çok net veriler bulunmamaktadır. Ancak Türkiye’deki Suriyelilerin %80’inden fazlasının Sünni Araplardan, %10-15 civarı da Suriyeli Kürtlerden ve yaklaşık %10-15 arasındakilerin ise Suriyeli Türkmenlerden oluştuğu tahmin edilmektedir.[26]
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) 2019'da yayımladığı Suriyeli Barometresi adlı çalışmadaki verilere göre Türkiye'deki Suriyelilerin %81'inin anadili Arapça, %16,1'i Kürtçe, %13,3'ü ise Türkçedir (ankette birden fazla yanıt verilebilmektedir).[26]
Nüfusa dair diğer iddialar
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'ın iddialarına göre Türkiye'deki Suriyeli sayısı Temmuz 2022 itibarıyla kayıtsız olanlarla birlikte 5,3 milyon kişi olup, bunların 1 milyon 476 bin 368 kişisi Türk vatandaşlığı almıştır.[27][28]
Eğitim
değiştir2016 yılından sonra Suriyeli çocukların Türk devlet okullarında Türkçe eğitim almalarına karar verildi. O sene 291 bin çocuğun Arapça eğitim aldığı kaydedilmiş olup, bu sayı 2020’de 10 bine düştü. 671 bin Suriyeli çocuğun Türkçe eğitim gördüğü belirtilmektedir. İlk başta Suriye’de üniversite eğitimi yarıda kalmış olan bireylerin Türkiye'de üniversiteye girmesine, daha sonra ise Türkiye’de liseyi bitiren Suriyelilerin sınavla üniversiteye girmelerine izin verildi. 2015’te 6 bin civarında olan Suriyeli üniversite öğrenci sayısı 2019-2020 öğretim yılında 33 bini aştı. Eğitim konusundaki bu düzenlemeler Suriyelilerin Türkiye'deki kalıcılığına bir işaret olarak yorumlandı.[12]
Ekonomik durum
değiştirTicaret Bakanlığı'na göre Şubat 2019'da en az bir ortağı Suriye uyruklu olan şirket sayısı 15 bin 159 olmuştur. Kızılay ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı'nın 2019 yılı "Refugees in Turkey: Livelihoods Survey Findings" raporuna göre Türkiye'de düzenli işi olmayan mülteciler ayda 1058 Türk lirası, düzenli işi olan mülteciler ise 1312 TL almakta olup, en yüksek maaş aylık 1332 TL ile tekstil sektöründe, en düşük maaş ise 756 TL ile tarım sektöründe gözlemlenmektedir. Raporda yer almış bireylerin %84'u düzenli veya düzensiz işlerde çalıştıklarını belirtmiş ve bu kişilerden %3'ü kayıtlı çalıştığını aktarmıştır.[20]
Samsun (%51), Kayseri (%36) ve Hatay (%30) en fazla işsizlik oranın gözlemlendiği illeri oluşturmuşken, en az işsizlik oranları %4 ile İzmir, %7 ile İstanbul ve %9 ile Bursa'da bulunmuştur. Çalışmaya göre mülteci kadınların işsizlik oranı %32 ile erkeklerin iki katından fazladır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2019 verilerine göre Türkiye'de çalışma izni verilen 96 bin 972 yabancıdan Suriyeli olanların sayısı 31 bin 185 kişidir. Mevsimlik tarım işi ya da hayvancılık sektörlerinde çalışma izni gerekmemekte olup, çalışmak isteyen Suriyelinin geçici koruma sağlayan ilin valiliğine başvuru yapılması yeterlidir. Avukatlık, eczacılık ve diş hekimliği gibi yabancılara yasaklı meslekler, Suriyeliler için de yasaklıdır.[20]
Avrupa Birliği'nin fonladığı Sosyal Uyum Yardımı Programı çerçevesinde 2019'da 1 milyon 456 bin 942 Suriyeliye ayda 120 TL nakit yardımı yapılmaktadır. Buna ek olarak valilik ve belediyeler de Suriyelilere yardım gerçekleştirmektedir. AB ve ABD tarafından finanse edilen Şartlı Eğitim Yardımı'yla eğitimine devam eden Suriyelilerin ailelerine nakit yardımı yapılmaktadır.[20]
Hawala sistemi
değiştirSuriyelilerin Suriye'ye para transferi için diğer bazı Müslüman topluluklarında da gözlemlenen kayıt dışı Hawala adlı bir sistem kullandıkları tespit edilmiştir. Bu sistemde karşı tarafa para gönderecek kişi önce kendi bulunduğu yerde parayı teslim edebileceği bir aracı bulmakta, sonrasında ise göndermek istediği meblağı verip teslim alacak kişinin bilgilerini paylaşmaktadır. Daha sonra aracı, paranın ulaşacağı yerde hizmet veren diğer bir aracıyla iletişime geçmekte ve o kişiye belirlenen miktar kadar para aktarılmasını söylemektedir. Bu metodla aracılar arasında fiziksel para gönderimi meydana gelmeyip, karşılıklı hesap defterleri vasıtasıyla kayıtlar tutulmaktadır.[29] Bu sistem, "para aklama, uyuşturucu ticareti ve terör saldırılarının finansmanına imkân sağladığı" öne sürülerek eleştirilmektedir.[30]
Kültür ve sanat
değiştirTürkiye'nin sağladığı görece özgürlükler nedeniyle ülkede yeni bir Arap altkültürün geliştiği rapor edilmiştir.[31] Türkiye'deki Suriyeliler tarafından 2014'te kurulmuş ve Kadıköy'de bulunan ArtHere Istanbul gibi çeşitli sanat merkezleri yer almaktadır. Bu merkezler Suriyeli ve Türk sanatçıların sergilerine yer vermektedir. SALT'ın Galata şubesinde yer alan DEPO'da Suriyeli sanatçılara özellikle sinema alanında ifade özgürlüğünü geliştirmeye yönelik projeler yürütmektedir.[32] Sahne sanatları ile ilişkili aktiviteler genellikle Suriyelilerin yoğun yaşadığı Antep ve Hatay gibi sınır illerinde kurulmuştur. Gaziantep’te kurulan CUT Akademi de sahne sanatlarının Suriyelilere eğitim vermek ve Suriyelilerin yaşadıklarını topluma aktarmak için kurulan bir sanat akademisidir.[32]
Sokak sanatı, özellikle de sokak müzisyenliği İstanbul’da Suriyeli amatör müzisyenlerin çoğunun geçimini sokak müzisyenliğinden sağladığı gözlemlenmektedir. Bu durum Suriye'de dilencilik ile ilişkilendirilen sokak müzisyenliği anlayışına tezatlık oluşturmaktadır. Suriyeli sokak müzisyenleri genellikle Arapça şarkılar söylediklerinden dolayı Arapça konuşulan ülkelerden gelen turistlerin tercih ettikleri bölgelerde bulunmaktadır.[32]
Mutfak
değiştirTürkiye'de Suriyelilere ait işletmelerin büyük çoğunluğu gıda sektöründe hizmet vermektedir. Ülkedeki büyük şehirlerin çoğunda Suriye restoranları açılmıştır, bu restoranlar ise ağırlıklı olarak Suriyeli müşterilere hitap etmektedir.[33] Bazı Suriyeli grupların Suriye'deki ile aynı beslenme şeklini devam ettirdiği, bazı grupların tamamen beslenme alışkanlıklarını değiştirdiğini, bazı gruplarda ise Türkiye’deki kültürün etkisiyle melezleşmenin başladığını ifade etmiştir.[34]
Türkiye'ye etkileri
değiştirİş marketi, tüketici fiyatları ve emlak
değiştir2016 tarihli, Suriyelilere iş izni verilmeden önce yayımlanmış bir çalışma, Anadolu'nun güney ve doğu bölgelerinde Suriyeli göçü almış ve almamış (kontrol) illeri incelemiş ve bu illeri birbirleriyle karşılaştırmıştır. Çalışmaya göre Suriyelilerin ucuz işgücü olarak varlığı göç edilen bölgedeki yerli nüfusta genel anlamda çalışan sayısının nüfusa oranında %1,8'lik bir azalmaya neden olmaktadır. Göç fenomeni Türkiye'de önemli bir yer tutan kayıt dışı ekonomide %2,26'lık bir azalmaya sebep olurken, kayıt altına alınan ekonomide bu oran %0,46 artış göstermiştir. Her iki tür ekonomide de ödenen maaş miktarında istatistiki açıdan kayda değer bir değişim gözlemlenmemiştir.[35]
Tüketici fiyatları Suriyeli göçü sonucunda düşüş göstermiştir. Bu düşüş Türkiye genelinde y. %2,5 olmuştur. Kayıt dışı ekonomiyi kapsayan sektörlere ait ürün ve hizmetlerin fiyatları y. %4 kadar düşüş göstermiş iken, kayıtlı ekonomi ile ilişkili sektörlere ait ürünlerde neredeyse hiç düşüş yaşanmamıştır. Bu düşüşler Suriyelilerin kayıt dışı ekonomiye sağladığı ucuz işgücü ile ilişkilendirilmektedir.[35] Suriyeli göçü dolayısıyla genel kira fiyatlarında %5,5'lik bir fiyat artışı meydana gelmiştir. Bu artış en yoğun şekilde y. %11'lik oran ile yüksek kiralı konutlarda gözlemlenmiş, düşük kiralı konutlarda sadece %1,7 olarak tespit edilmiştir. Yüksek kiralı konutlardaki kira artışının bu kadar fazla olması, özellikle yerli nüfusun göç dalgası sonucunda daha güvenli ve iyi olarak algıladıkları yüksek kiralı konutlara olan talebinin artmasına bağlanmıştır.[35]
Suç
değiştirResmi verilere göre 2018'de suçların %1,46'sı Suriyeli mülteciler tarafından işlendiği[36] iddia edilse de çoğu çevreler bu sayıyı, hükûmetin mülteci politikası nedeniyle, gerçekçi bulmadı.[37][38][39][40] Sözcü'ye göreyse 2016 yılında sadece Kilis'te Suriyelilerin suç oranı %30'du.[41] 2021 tarihli çalışma, suça yatkınlık ile ilişkilendirilen daha genç, erkek ağırlıklı ve ortalama eğitim seviyesinin altında olma göstergelerinin Türkiye'deki Suriyeli demografisine uymasına rağmen Suriyelilerin Ağır Ceza ve Asliye Ceza Mahkemeleri'nde her yıl açılan yeni dava sayıları ile çeşitli suçlardan hüküm giyenler baz alındığında Türkiye’deki suç oranları üzerinde, Türkiye kamuoyu tarafından inanılan yaygın kanın aksine, artırıcı bir etkisi bulunmadığını tespit edilmiştir. Çalışmada toplumda yer alan bu kanın sebebi çeşitli medya kuruluşlarının 2016 yılından beri sürdürdüğü "ayrımcı dile" ve genel mülteci karşıtlığına bağlanmıştır.[42]
Suriyeli Barometresi anketine göre 2019 anketine göre Türk toplumunda ortalamada her on kişiden birisi, sınır illerinde her on kişiden ikisi Suriyelilerden “kişisel zarar” gördüğünden söz etmekte olup, bu zararları “hırsızlık” (%43,5), “sataşma/taciz” (%40,5), “şiddet” (%38,2) ve “huzursuzluk/gürültü” (%38) oluşturmuştur.[26] Toplumsal algıyı anlamaya yönelik yapılan anket çalışmaları çoğunluğun Suriyelileri suç işleyerek toplumsal düzene zarar verdiğine inandığını ortaya koymaktadır.[42]
Aralık 2021'de Süleyman Soylu, 3,7 milyon Suriyeliden 2020'de 37 bin 418, 2021'de 50 bin 231'inin suça karıştığını duyurdu.[43]
Kamuoyu görüşü
değiştirUNHCR tarafından yayımlanmış 2019 anket sonuçlarına göre ankete katılmış Türk vatandaşı bireyler “Suriyeliler bize kültürel bakımdan ne kadar benziyor?” sorusuna %80,2 oranında “hiç benzemiyorlar” ile “benzemiyorlar” demiştir. Bu soru değiştirilerek Suriyelilere yöneltildiğinde %56,9'u "çok benziyorlar" veya "benziyorlar" cevabını vermiştir. Suriyelileri tanımlamaları istendiğinde ankete katılmış Türk bireylerin ağırlıklı olarak “çalışkan”, “temiz”, “kibar”, “güvenilir”, “iyi”, “cana yakın” gibi olumlu sıfatlardan kaçındığı, olumsuz nitelikleri daha güçlü bir biçimde Suriyeliler için uygun gördüğü tespit edilmiştir. Çalışma anket sonuçlarını değerlendirerek Türk kamuoyu ve Suriyeliler arasında "çok belirgin" bir sosyal mesafenin var olduğunu belirtmiştir.
Türk katılımcılar "Türkiye’de bulunan Suriyeliler nerede yaşamalı?" sorusuna %44,8 oranında "Suriye’de kurulacak güvenli bölgelere gönderilmeli ve orada yaşamalılar" ve %25 oranında "Her halükarda geri gönderilmeliler" cevabını vermiştir. “Suriyelilerle huzur içinde bir arada yaşayabiliriz” sorusu ise yaklaşık %75 oranında "Katılmıyorum" cevabını almıştır. Benzer oranda kişi Suriyeliler'in hiçbir şekilde vatandaşlık almaması gerektiğini savunmuştur. Suriyelilere yerel ve genel seçimleri kapsayacak bir seçme-seçilme hakkının verilmesi %3'lük bir kesim tarafından desteklenmiştir.[26]
Ayrıca bakınız
değiştirKaynakça
değiştir- ^ a b "Geçici Koruma". 3 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2024.
- ^ "Türkiye'deki Suriyeliler: Bakan Yerlikaya: 238 bin 55 Suriyeli vatandaşlık aldı". 11 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2024.
- ^ "Ülkesine dönen ve Türkiye'de kayıt altına alınan Suriyelilerin sayısı açıklandı". birgun.net. 3 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2022.
- ^ "GEÇİCİ KORUMA". www.goc.gov.tr. 3 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2022.
- ^ "10 Years On, Turkey Continues Its Support for an Ever-Growing Number of Syrian Refugees". World Bank (İngilizce). 23 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2021.
- ^ "How Iran has just become the world's main host country for refugees". EURAC Research (İngilizce). 11 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2024.
- ^ https://www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/turkiyede-bulunan-yabancilarin-sayisi-ve-vatandaslik-durumlari-ile-ilgili-iddialara-dair-aciklama 11 Eylül 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. [yalın URL]
- ^ "Kaç Suriyeliye vatandaşlık verildi?". Son dakika haberleri | Günlük haberler. 11 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2024.
- ^ "Türkiye'de yaşayan Suriyeliler hakkındaki güncel bilgiler neler?". BBC News Türkçe. 4 Temmuz 2024. 10 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2024.
- ^ a b "Türkiye'den Suriye'ye Gerçekleşen Göçlerin Tarihsel Boyutu". Fatma Nur Mollaalioğlu. ÇEKMECE İZÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, Cilt 8: Sayı:17 2020: 1- 24. 18 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Registered Syrian Refugees". data2.unhcr.org. 5 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2022.
- ^ a b c d e "Türkiye'deki Suriyeliler: 9 Yılın Kısa Muhasebesi". PERSPEKTİF. 28 Şubat 2020. 7 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2021.
- ^ odatv4.com. "Tanju Özcan'a kötü haber". www.odatv4.com. 17 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Şubat 2022.
- ^ Farooq, Umar. "How killing of Syrian refugee marks an alarming trend in Turkey". www.aljazeera.com (İngilizce). 17 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Şubat 2022.
- ^ a b c Sibel Özel, “Türkiye’deki Suriyelilerin Hukuki Statüsü 19 Şubat 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.”, YÜHFD, C.XVII, 2020/2, s.709-734.
- ^ "Suriyeli Sığınmacıların Türkiye'de Doğan Çocuklarının Otomatik Olarak Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Olduğu İddiası". Malumatfuruş. 29 Ocak 2021. 19 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2022.
- ^ Türkiye, Sputnik (Nisan 2021). "Türkiye'deki Suriyeli sayısı açıklandı". Sputnik Türkiye. 14 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2021.
- ^ Doğanışık, İrem. "Türkiye'de Suriyeli Sığınmacılar". www.dogrulukpayi.com. 16 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2021.
- ^ "Inclusion of Syrian refugee children into the national education system (Turkey)". www.unicef.org (İngilizce). 17 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2021.
- ^ a b c d e "Türkiye'deki Suriyeliler hakkında neler biliyoruz?". BBC News Türkçe. 26 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2021.
- ^ PİNEDO CARO, Luis (31 Ekim 2020). "Syrian Refugees in the Turkish Labour Market: A Socio-Economic Analysis". Sosyoekonomi: 51-74. doi:10.17233/sosyoekonomi.2020.04.03. ISSN 1305-5577.
- ^ ""Algı yanlış; sanıldığının aksine Suriyelilerin karıştığı suç oranı oldukça düşük"". T24. 18 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2021.
- ^ "Türkiye'deki Suriyelilerin demografik yapısı çıkarıldı". Anadolu Ajansı. 17 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2021.
- ^ "Middle Eastern Christians Flee Violence for Ancient Homeland". National Geographic. 29 Aralık 2014. 29 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2017.
- ^ Wahby, Sarah; Ahmadzadeh, Hashem; Çorabatır, Metin; Hashem, Leen; Al Husseini, Jalal (2014), Ensuring quality education for you refugees from Syria (12-25 year): a mapping exercise, Refugee Studies Centre, University of Oxford, 25 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 11 Ağustos 2021
- ^ a b c d "Suriyeli Baramotresi 2019" (PDF). UNHCR. 13 Eylül 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ "Twitter". Twitter. 29 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2022.
- ^ "Türkiye'de vatandaşlık alan Suriyelilerin gerçek rakamlarını açıklıyorum". 20 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2022.
- ^ "Suriye'ye hayat veren kayıt dışı para transferi: Hawala". gazeteoksijen.com. 7 Şubat 2021. 19 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2022.
- ^ Duvar, Gazete (16 Ekim 2020). "Ankara'da 'Hawala' operasyonu: Mültecileri sömürüyorlar". www.gazeteduvar.com.tr/ankarada-hawala-operasyonu-multecileri-somuruyorlar-haber-1501779. 19 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2022.
- ^ "İstanbul'da Suriye Altkültürü". @GI_weltweit. 18 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2021.
- ^ a b c Öztürk, Ali Kemal. "Türkiye'deki Suriyeli Sanatçılar: Sanat Yoluyla Kimliğin Yeniden İnşası ve Uyum". 18 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2021.
- ^ "How Food Divides Turks and Syrians". Foodandmigration. 6 Mart 2019. 29 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2021.
- ^ SeçiM, Yılmaz; Avşar, Ömer Yücel (29 Haziran 2020). "Suriye Göçmenlerinin Mutfak Kültürü Uyum Süreci; Konya Örneği" (PDF). Journal of Recreation and Tourism Research (İngilizce). 7 (2): 209-221. doi:10.31771/jrtr.2020.61. ISSN 2148-5321. 30 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ağustos 2021.
- ^ a b c Tumen, Semih (1 Mayıs 2016). "The Economic Impact of Syrian Refugees on Host Countries: Quasi-Experimental Evidence from Turkey". American Economic Review. 106 (5): 456-460. doi:10.1257/aer.p20161065. ISSN 0002-8282.
- ^ "Suriyelilerin karıştığı suç oranı yüzde 1,46'ya düştü". www.aa.com.tr. 6 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2021.
- ^ Suç oranı gizleniyor"Türkiye artık hedef ülke!". Milliyet. 15 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2022.
- ^ "Yabancıların suç oranları nasıl düşük gösteriliyor!". Aykırı. 22 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2022.
- ^ "Soylu'nun 'Türklerin suç oranı Suriyelilerin iki katı' sözleri Bakanlık sitesinde sansürlendi". soL. 6 Mayıs 2022. 6 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2022.
- ^ Hükümetin bu gizleme politikasına karşın, yalnızca açık kaynaklardan elde edilen veriler bile bu oranların düşük olmadığının işaretçisi konumunda."Geçici Koruma Altindaki Suriyelilerin Suç İstatistikleri". 21yyte.org. 15 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2022.
- ^ kaydin. "Misafirler (!) suç makinesi gibi". Sözcü Gazetesi. 16 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022.
- ^ a b Kayaoglu, Aysegul. (2021). Suç Ekonomisi ve Göç 11 Ağustos 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
- ^ "Süleyman Soylu, Türk vatandaşlığına geçen Suriyeli sayısını açıkladı". Cumhuriyet. 18 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2022.