Kölelik

bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması

Kölelik, bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması. Başka bir kişinin malı ve mülkü olan kişiye köle, memlûk veya kul; köle sahibine ise efendi veya mevla denir.

Afrikalı köleler

Çok eski tarihlerden beri savaşta esir düşenler, ağır suç işleyenler, borcunu ödeyemeyenler, korsanlar tarafından kaçırılanlar köle kabul edilir, köle pazarlarında satılırdı.

Erkek kölelerin çocukları da köle olur. Cariyelerin efendilerinden oğulları Yahudi ve Arap toplumları gibi bazı toplumlarda köle kabul edilmemişlerdir. Ziraat ve ticaretle uğraşan bütün toplumlarda köleliğin çeşitli şekillerine rastlanmaktadır. Mezopotamya'da, eski Mısır'da Yunan'da, Roma'da, İslam öncesi İran, Orta Asya ve Anadolu'da yaşayan kavimlerde kölelik son derece doğal sosyal bir olgu olarak kabul edilirdi.

Etimoloji ve isimlendirme

değiştir

Köle kelimesinin kökeni belirsizdir. Nişanyan Sözlük, Arapça köle anlamına gelen ġulām, Farsça piç manasındaki kola veya Türkçe kul kelimesinin sözcüğün kökenini oluşturabileceğinin belirtir. Diğer yandan kelime yük hayvanı anlamına gelen Türkçe kölük kelimesiyle de karşılaştırılmıştır. Türkçede ilk kullanım 15. yüzyılın sonlarında kaydedilmiştir. Meninski'nin Thesaurus eserinde de yer almaktadır.[1]

Köle kelimesi yerine Türkçede bazen kul, bende, halayık, esir ve kadın köle için de cariye veya odalık tabirlerinin kullanıldığı görülmektedir.[2]

Tarihçe

değiştir
 
Gustave Boulanger'ın bir köle pazarını tasvir eden Le Marché d'esclaves eseri

Kölelik, yazılı tarihten daha eski olup, pek çok farklı kültürde yer almıştır.[3] Avcı-toplayıcı toplumlarda, kölelik için üretici rantı ile toplumsal tabakalaşmaya olan ihtiyaçtan dolayı köleliğin nadir olduğu tespit edilmiştir. Buna karşın çok zengin kaynaklara sahip bölgelerde yaşayan avcı-toplayıcı halklarda (örneğin somon avcılığı yapan bazı Kızılderili halkları) yer almıştır. Yaklaşık 11.000 yıl önce meydana gelmiş tarım devrimiyle beraber kölelik yaygın bir kurum haline gelmiştir.[4]

İlk yazılı kaynaklara göre kölelik topluma çoktan yerleşmiş bir kurum olarak ele alınmıştır. Yaklaşık olarak MÖ 1760'de yazılmış Hammurabi Kanunları, bir kölenin kaçmasına yardım eden veya kaçak bir köleyi barındıran kişiler için ölüm cezası hükmetmektedir.[5] Antik Çağ medeniyetlerinin hemen hemen hepsinde kölelik var olmuştur.[3] Köleler, borçların ödenememesi, bir suça ceza olarak, savaş esirleri, çocukların terk edilmesi veya kölelerin çocuklarının da köleleştirilmesi gibi farklı metotlar vasıtasıyla elde edilmiştir.[6]

Batı ülkeleri

değiştir

Kölelik, Orta Çağ'ın bitimine değin, Batı toplumunun iktisadî ve sosyal açıdan ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Batı dünyasında; feodalizmin tarih sahnesinden çekilerek yerini burjuva ekonomik sistemine bırakmaya başladığı ana kadar kölelik kurumu, emek veriminin düşük ve teknik imkânların son derece kısıtlı olması sebebiyle en önemli üretim aracı olagelmiştir. Son derece ağır şartları haiz olan köle hayatında ancak 19. yüzyıl sonlarından itibaren bir miktar düzelme meydana gelmiştir.

Arap ülkeleri

değiştir
 
13. yüzyıl köle pazarı, Yemen Şeriat anlayışında köle mal gibidir; Alınıp satılabilir, hibe edilebilir, kiralanabilir, miras bırakılır, ortak mülkiyete konu olabilir.

Kölelik, İslam öncesi Arabistan'da yaygın bir kurum olmuştur. İslam öncesi ve sonrası devirde diğer coğrafyalarda olduğu gibi Araplarda da kölelik sistemi mevcuttu.[7]

Teorik olarak, İslami yasalar köleliği bir sınıf veya ırka göre ayırmamakla birlikte, pratikte genellikle böyle olmamıştır.[8] Köleler, İslami devletlerde alt sınıf işlerden, Padişah'ın yanındaki üst sınıf işlere kadar çeşitli sosyal ve ekonomik rolleri üstlenmişlerdir. Buna ek olarak kölelerden orduda yararlanılmış, Gazneliler, Harezmşahlar, Delhi Sultanlığı ve Memlükler gibi devletler köleler tarafından kurulmuştur.[9] Bazı durumlarda, kölelere davranılan kötü muameleden ötürü Zenc İsyanı gibi çeşitli ayaklanmalar meydana gelmiştir.[10] Ülke içi köle nüfusu artan talebi karşılayamadığından ötürü, çeşitli devletler tarafından Müslüman olmayan bölgelerden köle ithalatı yapılmış, kölelerin tutsak edilmesi ve taşınması sırasında çok miktarda ölüm gerçekleşmiştir.[11]

Arap köle ticareti, Batı Asya ile Kuzey ve Güneydoğu Afrika'da yoğunlaşmıştı. Tarihçilere göre Arap köle ticareti bin yıldan fazla sürmüştür.[12] Bu zarfta Hint Okyanusu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın kıyı bölgelerine Arap tüccarlar tarafından yaklaşık 17 milyon köle taşınmıştır.[13] Birinci Dünya Savaşı sonrasında kölelik Müslüman bölgelerde, bölgede genişleyen Fransa ve Birleşik Krallık gibi devletlerin baskı ve teşviki ile yasaklanmaya başlanmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu

değiştir
 
Alman ressam Gustav Richter'in odalığı tasvir eden Odalisque eseri

Osmanlı'da köleliğe Osman Bey zamanında da rastlanmakla beraber, kölelik kurumu Orhan Bey zamanında yerleşmiştir. Osmanlı devletinde köle kaynakları genel olarak iki ana başlık altında toplanmaktaydı. Bunlardan birisi savaşlar, diğeri de ticaret yoluyla ortaya çıkan kölelikti. Haremin ortaya çıkması ise Fatih Sultan Mehmet döneminde gerçekleşmiştir. Bunda artan fetihler ve genişleyen topraklar önemli bir rol oynamaktaydı. Bu tarihlerden sonra kölelik ve bununla birlikte köle ticareti Osmanlı Devleti'nde yerini alıyor ve köle ticareti devletin de dolaylı olarak destek verdiği bir uygulama oluyordu. Ancak ilerleyen yıllarda kölelerin belirli bir çalışma süresi sonunda azat edilmesi, kölelerin evlenme haklarının sahiplerince karşılanması gibi düzenlemelerle, köle ticaretini kısıtlamaya ve kölelere yapılan kötü muameleleri önlemeye çalıştı.

Sultan Abdülmecid döneminde 1847'de yayınlanan fermanla köle ticareti resmi olarak kaldırılmıştır. Ancak uygulamanın önüne ancak imparatorluğun son yıllarında geçilebilmiştir. Osmanlı'dan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti de köleliğe ilişkin bütün uluslararası antlaşmaların altına imza atmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nde kölelik hiçbir zaman hukuken var olmamıştır.

Köleliğin yasaklanması

değiştir

İlk kanunlar İngiltere'de ve ABD'de 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, 1807 yılında çıkarılmış, daha sonra diğer Avrupa devletleri onları izlemiştir.

Osmanlı'da kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847'de bir fermanla yasaklanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında kölelik Müslüman bölgelerde, bölgede genişleyen Fransa ve Birleşik Krallık gibi devletlerin baskı ve teşviki ile yasaklanmaya başlanmıştır. Suudi Arabistan, Yemen ile birlikte, Birleşik Krallık'ın baskısı altında köleliği 1962 yılında kaldırmıştır.[14] 60'larda Suudi Arabistan'daki köle nüfusu 300.000 olarak tespit edilmiştir.[15] Bunu 1970 yılında Umman takip etmiştir. Moritanya'da köleliğe karşı ilk yasa Fransızlar tarafından 1905'te çıkartılmış, ancak devlet daha sonra, 1981 yılında, köleliği yasaklayan son devlet olana kadar kölelik karşıtı bir yasa çıkarmamıştır. Moritanya'da köleliğe karşı herhangi bir yaptırım uygulan ilk yasa ise 2007 yılında çıkmıştır.[16] Günümüzde Müslüman çoğunluğun yaşadığı Çad, Moritanya, Nijer, Mali ve Sudan gibi ülkelerde kölelik hala yaygın bir kurumdur.[17]

1926'da Milletler Cemiyeti bütün dünyada köleliği yasaklamış, daha sonra Birleşmiş Milletler de bu hükmü teyit etmiştir.

Dini görüşler

değiştir
 
Köle damgası, 1853

İslam'da kölelik, tarih boyunca birbirinden farklı şekillerde ve görüşlerde ele alınmış bir konudur.[18][19][20] Kur'an ve hadislerde kölelikle ilgili ifadeler aşağıda verilmiştir:

  • Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi. Kim kardeşi tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir. (2/178)
  • Allah size kendinizden bir misal vermektedir: Size verdiğimiz rızıklarda, emrinizde bulunan kölelerinizin de eşit surette hak sahibi olmalarına razı olur ve birbirinizi saydığınız gibi bu ortaklarınızı sayar mısınız? (Rum Suresi 28)
  • "Herhangi bir köle kaçarsa, korunma ve güvenlik hakkını yitirmiş olur." "Bir köle kaçtığı zaman, onun hiçbir namazı kabul edilmez." (Müslim, İman 123-124)

Şeriata göre insanlar satın alma, savaştan geri kalanların esir edilmeleri ve ganimet olarak cihat yapanlara dağıtılmaları ve ayrıca bu esir ve kölelerin yine esir veya köle olan insanlardan yaptıkları çocukların köle veya cariye sayılmaları yoluyla köleleştirilebilir.[21][22] Muâmelât bakımından köle mal gibidir. Alınıp satılabilir, hibe edilebilir, kiralanabilir, ortak mülkiyete konu olabilir. Kazandıkları efendisine âit olur. Kendisine karşı yapılacak haksız fiilden elde edilecek tazminatları efendisi alır. Başkasına karşı işleyeceği haksız fiillerde ise zararı ya efendisi öder ya da köleyi zarar görene devreder.[21]

İslam'a göre bir Müslüman çok sayıda cariyeye diğer bir deyişle kadın kölelere sahip olabilir[23] ve Müslüman bir erkeğin bu cariyelerle nikahsız ilişkileri helal sayılır.[24] İslam hukukuna göre bir köle veya cariye, efendisine belli bir özgürlük bedeli ödemek koşuluyla özgür kalabilir. Köle veya cariyenin efendisine ücret ödemesi ile özgür kalmasına mükatebe denir ve Kur'an'da Nur Suresi'nin 33. ayetinde bu husus kısmen detaylandırılmıştır.[25] Ayrıca sahibinden çocuğu olan bir köle, sahibinin ölümü ile özgür duruma gelir.[kaynak belirtilmeli]

Kısas uygulamalarında: Kısas aşirete dayalı toplum düzeninde misilleme olarak anlaşılan ve toplumsal denklik şartı üzerinden yürütülen bir uygulamadır. Öldürülen kişinin kadın, erkek, köle-hür insan, seçkin ya da sıradan olması göz önüne alınarak katilin aşiretinden öldürülene denk birisi öldürülür. Örneğin köleye karşılık ancak bir köle, kadına karşılık bir kadın öldürülebilirdi.[26] Kısasta sosyal denklik şartı, sosyal olarak alt sınıfta bulunanların üst sınıftan birini öldürmelerinde kısasın uygulanacağı, üst sınıftan birinin alt sınıftan birini öldürmesi durumunda kısas uygulanamayacağı, ancak diyet ödenebileceği anlamına gelmektedir. Kur'an'da kısas toplumsal denklik şartı ile birlikte (Bakara 178) ele alınır. Hanefilere göre bir köleyi öldüren hür kimse de kısas yoluyla öldürülür. Diğer mezheplere göre, bu durumda kısas uygulanmaz. Köle ve cariyelere zina ve zina iftirası suçunda hürlere verilen cezânın yarısı hırsızlık ve irtidad suçlarında tam cezâ uygulanır.[27] (Nisa Suresi, 25)

İslam fıkhına göre kölenin şahitliği kabul edilmez.[28]

Ayrıca bakınız

değiştir
  1. ^ "köle". Nişanyan Sözlük. 31 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2021. 
  2. ^ Bayarslan, Hüseyin. “Osmanlı Devleti’nde Köleleştirme Ve Azat Etme Yöntemleri”. ulakbilge 5. 10 (2017): 439-452.
  3. ^ a b "Historical survey: Slave-owning societies". Encyclopædia Britannica. 23 Şubat 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ Hellie, Richard. "Slavery". Encyclopædia Britannica. 30 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2021. 
  5. ^ "Mesopotamia: The Code of Hammurabi". 14 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. e.g. Prologue, "the shepherd of the oppressed and of the slaves". Code of Laws #7, "If any one buy from the son or the slave of another man". 
  6. ^ Harris, W. V. (3 Şubat 2011), "Demography, Geography, and the Sources of Roman Slaves*", Rome's Imperial Economy, Oxford University Press, ss. 88-110, doi:10.1093/acprof:osobl/9780199595167.003.0005, ISBN 978-0-19-959516-7, erişim tarihi: 7 Şubat 2021 
  7. ^ John Edward Philips, "Some Recent Thinking on Slavery in İnslamic Afrika and Middle East", Middle East Studies Association, Bulletin, Washington, 1993, C. 27/2, 157
  8. ^ Bernard Lewis, Race and Color in Islam, Harper and Row, 1970, quote on page 38. The brackets are displayed by Lewis.
  9. ^ Behrens-Abouseif, Doris. Cairo of the Mamluks: A History of Architecture and Its Culture. New York: Macmillan, 2008.
  10. ^ Clarence-Smith (2006), pp.2-5
  11. ^ Lewis 1990, page 10
  12. ^ "Islam and Slavery" (PDF). Lse.ac.uk. 30 Temmuz 2010. 8 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Ağustos 2010. 
  13. ^ "BBC News | AFRICA | Focus on the slave trade". web.archive.org. 25 Mayıs 2017. 28 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2019. 
  14. ^ "Religion & Ethics - Islam and slavery: Abolition". BBC. 21 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2010. 
  15. ^ "Case studies on human rights and fundamental freedoms: a world survey 11 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Willem Adriaan Veenhoven, Winifred Crum Ewing, Stichting Plurale Samenlevingen (1976). p.452. ISBN 90-247-1779-5
  16. ^ Martin A. Klein (2002), Historical Dictionary of Slavery and Abolition, Page xxii, 0810841029
  17. ^ Segal, s. 202 ve 206
  18. ^ Brockopp, Jonathan E., “Slaves and Slavery”, in: Encyclopaedia of the Qurʾān, General Editor: Jane Dammen McAuliffe, Georgetown University, Washington DC.
  19. ^ Brunschvig, R., “ʿAbd”, in: Encyclopaedia of Islam, Second Edition, Edited by: P. Bearman, Th. Bianquis, C.E. Bosworth, E. van Donzel, W.P. Heinrichs.
  20. ^ Lewis 1994, Ch.1 1 Nisan 2001 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  21. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 16 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2020. 
  22. ^ Dror Ze’evi (2009). "Slavery". John L. Esposito (Ed.). The Oxford Encyclopedia of the Islamic World. Oxford: Oxford University Press. 23 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2017. 
  23. ^ Nisa Suresi, 3
  24. ^ Mearic Suresi, 30
  25. ^ Nur Suresi, 33
  26. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 2 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 31 Aralık 2021. 
  27. ^ "Arşivlemiş Kopya". 15 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  28. ^ El-Mebsut; Cilt:16, Sayfa:208.