Turahan Bey

Osmanlı devlet adamı

Turahan Bey (? - 1455, Edirne). Osmanlı Devleti'nde 15. yüzyılın ikinci yarısında Rumeli'de Teselya'da sancak beyi ve Mora'da akıncı olarak görev yapmış asker ve devlet adamıdır. Teselya sancak beyi iken emri altında bulunan akıncı birlikleri ile Mora'ya akınlar düzenlemişti. Korint Körfezi'ne birkaç kez hücum ederek oradaki surları tahrip etmişti. Mora'ya yaptığı akınlarla Mora Despotluğu Osmanlı Devleti'ne yıllık tazminat ödeyen tabi devlet haline gelmiş ve Mora'nın daha sonra Osmanlı toprağı olmasına giden süreci başlatmıştır. 10 Kasım 1444 tarihinde, Papalık önderliğinde Macar, Leh, Eflak ve çeşitli Balkan milletlerinden oluşan, Kral I. Ulászló komutasındaki Haçlı ordusu ile II. Murad'in yaptığı Varna Muharebesi'ne kendi sancak askerleri ile katıldı. Teselya Sancakbeyi iken bu bölgeye Türklerin yerleşmesine önem vermiş; Teselya Tırnova'sı (günümüzde Trynavos) kentini kurmuş; yerel ekonomiyi yeniden diriltmiş ve bu bölgede yüzyıllarca sürecek olan Osmanlı idaresine sağlam bir temel atmıştır.

Turahan Bey
Doğumbilinmiyor
Ölümy. Ağustos 1455[1]
Paşayiğit, Yıldıztepe
Defin yeriEdirne veya Uzunköprü
BağlılığıOsmanlı Devleti
Hizmet yıllarıy. 1413-1455
Çatışma/savaşlarıBizans-Osmanlı savaşları, Varna Muharebesi
Ailesi
BabasıPaşa Yiğit Bey
ÇocuklarıTurahanoğlu Ahmed Bey ve Turahanoğlu Ömer Bey

Babası Yıldırım Bayezid zamanında 1392'de Üsküp'ü eline geçirip, Saruhanoğulları doğumlu Yörük bir bey olan Paşa Yiğit Bey'dir.[2][3] Ailenin kökeni Manisa'dır. Kardeşi İshak Bey de tanınmış bir akıncı beyiydi ve 1415-1439 yılları arasında Üsküp valiliği yaptı. Gayet iyi tanınmış akıncı beyi olan yeğeni ve İshak Bey'in oğlu İshakoğlu İsa Bey de Bosna fatihi; ilk Osmanlı Bosna Sancakbeyi ve Saraybosna şehrinin kurucusudur. Soyu Turahanlılar olarak bilinmektedir. Doğum yeri ve tarihi ve çocukluğu ile gençliği hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

Osmanlı belgelerinde ilk olarak ismi Vidin beyi olarak 1413'te görev alması ile geçmektedir. 1422'de Bizanslı bir vali idaresinde Teselya'da bulunan "İzzeddin" (modern Lamia, Yunanistan) kalesine yaptığı akından dolayı ismi geçmektedir.

I. Mehmed'in ölümünden hemen sonra Bizans İmparatoru II. Manuil, Limni'de gözaltında tutulan Mustafa Çelebi'yi Osmanlı tahtına çıkmış olan yeğeni II. Murad'a karşı Osmanlı tahtına hak etmesi için serbest bıraktığında Mustafa Çelebi'ye destek veren Rumeli beylerinin arasında Turahan Bey de bulunmaktaydı.[4] Fakat Mustafa Çelebi'nin Sadrazam Amasyalı Beyazıd Paşa'yi esir alıp idam ettirip Edirne'de tahta çıktıktan sonra Anadolu'ya geçip ve Bursa'yı kuşatmaya başlamasından hoşnutsuz olan Rumeli asıllı akıncı beyleri arasında oldu ve bu suretle Sultan II. Murad tarafına geçti. Mustafa Çelebi İsyanı, Anadolu'da Mustafa'nın yenilmesi; Rumeli'ye kaçması ve yakalanıp Edirne Kalesi burcundan asılması ile 1422 yılında son buldu. 1423 başında Teselya Sancakbeyi olarak tekrar Rumeli'de görevlendirildi.

Mora Yarımadası'nda bulunan Bizans'a bağlı Mora Despotluğu'na karşı ilk akınlarını Mayıs-Haziran 1423'te yaptı. Mora Despotu II. Theodoros Paleologos daha yetişkin değilken ona naiplik yapan imparator II. Manuil, Osmanlı akınlarını durdurmak için dar Korint Körfezi'nde bulunan Heksamilion Suru (Altı Mil Suru)'nu 40 gün suren bir inşaat faaliyeti ile tamir ve tahkim ettirmişti. Ama ilk ve 1431'de yaptığı akınlarında Turahan Bey bu surları geçip Mora içlerine hücum etmeyi başardı.[2][5][6]

1443'te Macar kralı I. Ulászló'nun komutası altındaki Haçlı ordusuna karşı uygulanacak strateji padişahın huzurunda görüşülürken, Turahan Bey'in ihtiyata ve düşmanı yormaya dayalı teklifine karşı, Evrenosoğlu İsa Bey'in savunma savaşı teklifi kabul edildi. Bunun üzerine, Osmanlı ordusu, Morova, İzladi ve Yalvaç muharebelerinde mağlup oldu. Kış münasebetiyle çekilmekte olan düşmanı takiple görevlendirilen Kasım Paşa'nın maiyetinde bulunan Turahan Bey'in yinelediği ikazlara karşılık, Kasım Paşa'nın tedbirsiz hareket ederek bir mağlubiyete daha sebep olmasıyla, Kasım Paşa padişaha bu halin Turahan Bey'in kendisine yardım etmemesinden ileri geldiğini beyan etti. Bunun üzerine II. Murad tarafından Lofça'da Bedeviçardak Kalesi burcuna hapsedildi.

Fakat Varna Muharebesi öncesinde akıncıların padişaha ricasıyla affedildi. Savaş alanında gösterdiği başarılardan sonra da 1444'te kendisine tekrar Teselya Sancağı ve Mora Akıncı Beyliği verildi. Bu tarihte Mora Despotu olan Konstantin Paleologos Heksamilion Suru'nu yeniden tamir ettirmişti. 1444 yazında Mora'ya düzenlediği akında bu surları tekrar zorlanmadan geçti. II. Murad, Mora hakkında Turahan Bey'den bilgiler aldıktan sonra 1446 yılında bizzat gelerek Korint Körfezi'ni zapt etti ve buradaki Heksamilion Surları da yıktırarak, Turahan Bey'e Mora içerilerine akınlar yapma ve despotları vergiye bağlama yolunu açtı. II. Murad'ın bu surlara saldırması sırasında ilk defa kale kuşatması için barutlu büyük top kullanımı gerçekleşti ve bu askeri tarihte yeni devri açtı.[2][5][6]

Bu surlar yeniden Mora despotları tarafından yeniden tamir ettirildi. II. Mehmed'in İstanbul kuşatmasından önce, 1452 yılı sonbaharında, Oğulları Ahmed ve Ömer ile birlikte, Bizans imparatoru olan IX. Konstantinos'un kardeşleri olan Mora despotları Tomas ve Dimitrios'un Bizans'a yardım etmelerini engellemek için Mora'ya akınlar düzenleyerek onlara göz açtırmamak suretiyle önemli bir rol üstlenmiştir. Turahan Bey yine Korint Korfezi'ndeki Heksamilion surlarına saldırarak kısa sürede geçti ve Korint'ten itibaren neredeyse Mora'nın tamamında akınlarda bulundu. Mora despotları, Heksamilion'da kurduğu savunma hattının kırılması üzerine direnişte bulunamadılar. Bütün kış devam eden bu akınların birinde oğlu Ahmed Bey "Dervenaki" adli bir mevkide bir pusuya düşürülerek esir edildi. Despotluğun başkenti olan Sparta yakınlarında Mystras'ya Dimitrios'un yanına götürülüp orada tutuklandı.[2][6]

İstanbul'un 29 Mayıs 1453 tarihinde fethedilmesi Mora'da Bizans'a bağlı olarak hüküm suren Mora Despotluğu'nda büyük etkiler yaptı. Mora despotları yıllık tazminat vermek suretiyle Osmanlı Devleti tâbi ve Teselya Sancakbeyi Turahan Bey'e bağlı olmaya devam ettiler. Mora despotları olarak hüküm suren iki kardeş Dimitrios ve Tomas, birbirleri ile hiç geçinememekte ve devamlı birbirleriyle çatışma halindeydiler. Mora'da yaşayan halk da bu despotların devlet idaresinden gayet hoşnutsuzlardı. 1453 güzünde önce Mora'ya göç etmiş olan "Arvait" adı verilen Arnavut asıllı göçmenler arasında despotların idaresine karşı bir isyan başladı. Sonra Mora yerlisi Rumlar da bu isyana katıldılar ve isyan yayılıp daha ciddi bir durum aldı. Mora Despotluğu yıllık tazminat verip Osmanlı Devleti'ne tâbi bir devlet statüsünde olduğu için despotlar bu halk isyanını bastırmak için Osmanlı Devleti'nden yardım istediler. Turahan Bey bunun üzerine oğlu Ömer Bey'i yanına verdiği eyalet askeri ile birlikte Aralık 1453'te Mora'ya gönderdi. Ömer Bey önce bazı başarılar kazanmakla beraber isyanı bastıramadı. Fakat Mystras'da tutuklu olan kardeşi Ahmed Bey'i kurtardı ve Teselya'ya geri döndü.[2][5][6]

Bundan sonra iki Mora despotu kendi aralarındaki çatışmayı önleyemedikleri gibi çıkan isyan da devam etmekte idi. Ekim 1454'te Teselya Sancakbeyi Turahan Bey bu sefer bizzat eyalet ordusu ile Mora'ya girdi. Mora'da birkaç önemli kaleyi ve şehri eline geçirip talan ettikten sonra isyanın liderleri teslim olmasıyla isyan sona erdi. Turahan Bey iki Mora despotuna aralarındaki çatışmalara bir çözüm bulmayı ve bundan sonra daha adaletli olarak hüküm sürmelerini öğütledikten sonra ordusu ile Mora'dan çekildi.[2][5]

Fakat Mora despotları olan iki Paleologos kardeş arasında anlaşmazlık sürmeye devam etti ve daha ciddi seviyelere yükseldi. İki despot kardeş ayrı ayrı olarak bu sefer Mora'da kolonileri bulunan Venedik Cumhuriyeti'ne ve diğer denizci İtalyan cumhuriyetlerine elçiler göndererek onlardan Osmanlı Devleti'ne karşı yardım istediler. Bu haber İstanbul'da duyulduğunda II. Mehmed duruma bizzat müdahale etmek için Mayıs 1458'de Mora'ya bir askeri sefer düzenledi. Despot Dimitrios esir alındı ve tutuklandı. Kardeşi Tomas Venediklilere kaçtı. 1459 yazı sonuna kadar Mora Yarimadası'ndaki şehir ve kasabaların hepsi Osmanlı ordusuna teslim oldu. Mora'nın kuzeybatı bölgeleri Osmanlı Devleti'ne ilhak edildi ve Turahan Bey'in oğlu Ömer Bey bu bölgenin valisi olarak görevlendirildi. 1460 yılında Mora'nın hepsi, Venedik Cumhuriyeti elinde bulunan bazı sahil kaleleri hariç, Osmanlı Devleti'ne ilhak edildi.[2][5][6]

Ekim 1455'te Teselya sancakbeyliği görevinden alınarak başkent Edirne'ye geri çağrıldı. Olum tarihi kati olarak bilinmemektedir. Muhtemelen Ağustos 1455'te Edirne'de öldüğü tahmin edilmektedir. Mezarı Uzunköprü yakınlarında Kırk Kavak'tadır. Fakat Edirne'de de yaptırdığı bir türbe vardır.

Eserleri

değiştir

Osmanlı Devleti'nin Balkanlarda ve özellikle Teselya ve merkezi Yunanistan'da Türklerin yerleşmesinde önemli rol oynamıştır. Akınları sonrasında Teselya sancağı verilince Anadolu'dan 5000 kadar Türkmen, Yörük ve Konyalı Türk göçmenin getirilmesini ve 12 tane yeni kurulan Türk köyüne yerleştirilmesini sağladı. Eski bir harabelik olan modern adı Tyrnavos ve bu şehrin 17 km güneybatısında Teselya merkezi olan Yenişehr-i Fener (günümüzde Larisa) kurulup gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur.

Teselya sancakbeyiliğinde camiler, medreseler, okullar, hanlar, kervansaraylar, hamamlar ve köprüler yaptırdı.[7]

Ocak 1455 tarihli bir vakfiye belgesi tespit edilmiştir. Malkara'da mescit, medrese ve zaviye vakfetmiş ve vakfına oğlu Ömer Bey'i mütevelli atamıştır. Diğer oğulları vakfiyede şahitler arasında bulunmaktadırlar.

Oğulları ve sülalesi

değiştir

Babinger, Turahan Bey sülalesinin soy ağacını şöyle vermektedir:[2]

 
 
 
 
Paşa Yiğit Bey
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İshak Bey
 
 
 
 
Turahan Bey
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İshakoğlu İsa Bey
 
Ahmed Bey
 
 
Ömer Bey
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hasan Bey
 
 
İdris Bey
 

Oğlu olan Turahanlı Ömer Bey de zamanının meşhur akıncılarındandır. 1452 yılı sonbaharında Mora Despotu'nun Sultan II. Mehmed'in İstanbul Kuşatması sırasında kardeşi olan Bizans İmparatoru IX. Konstantinos'a yardım etmelerini önlemek için babası ve kardeşi ile birlikte Mora'da geniş alanlar üzerinde yapılan akınlara katıldı. 1454 yılında Osmanlı Devleti'ne tabi olan Mora despotu ortaya çıkan bir isyanını bastırmak için Osmanlılardan yardım istedi. Bunun üzerine Turahanlı Ömer Bey, Teselya Eyalet Ordusu ile Mora'ya yardım etmekle görevlendirildi. Bu isyanın bastırılmasıyla beraber bir önceki akında Mora despotlarına esir düşmüş olan kardeşini Mystra'da kurtarmıştır. Babası Mayıs 1458'de Mora'ya bir askeri sefer yaptıktan sonra Osmanlı Devleti'ne ilhak edilen Kuzeybatı Mora Beyliği Ömer Bey'e verilmiştir. Uzun Hasan ile Otlukbeli Muharebesi yapılmadan önce pişdar kolu kumandanı Has Murad Paşa'nın Akkoyunlu kuvvetlerine mağlup düştüğü sırada Turahanlı Ömer Bey de esir düştü. Has Murad Paşa'nın on bin Rumeli sipahisini yenmiş olmasına pek çok sevinen Uzun Hasan'a karşı "bizim esir olmamızla padişaha halel gelmez" yollu fikirler belirtmesi Uzun Hasan'ı gazaba getirmiş, ancak padişahını savunmanın kulluk ve nimetşinaslık icabı olduğunu söylemesine Uzun Hasan da hak vermiştir. Turahanlı Ömer Bey Fatih'in zaferinden sonra esaretten kurtulup dönmüş ve 1489'de Memlüklerle karşı yapılan savaşlara katılmıştır. Ölümü bu tarihten sonradır. Malkara'da defnedildi.

Mehmed Bey adındaki oğlu da beylerdendir; II. Bayezid zamanında ölmüştür.

Turahanlı Ömer Bey'in oğullarından İdris Mahvi Bey bilgili şair kimliği ile değerli bir insandı. Abdurrahman Hatifi'nin nazmettiği Husrev ve Şirin ve Leyla ile Mecnun'u Farsçadan gayet başarılı bir şekilde Türkçeye çevirmiştir.

Turahanlı Ömer Bey'in diğer oğlu Turahan Bey 1554'te akıncı komutanı olarak İran seferinde bulunmuştur.

Kendinin devam eden sülalesi Turahanoğulları Teselya'da büyük toprak sahipleri olarak hayatlarına devem etmişlerdir. Teselya'da 19. yüzyıl sonlarına kadar Turahanoğulları sülalesinin büyük toprak sahipliği devam etmiştir.[2]

Dış bağlantılar

değiştir
  • Osmanlimedeniyeti" websitesi1 Ağustos 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Babinger, Franz (Son bas.1987) [1936]. "Turakhān Beg". Houtsma, Martijn Theodoor. (ed) E. J. Brill's Encyclopaedia of Islam, 1913–1936, Cilt VIII. Leiden: BRILL. s.:876–878. ISBN 90-04-09794-5.
  • Vakalopoulos, Apostolos E. (1974). Ιστορία του νέου ελληνισμού, Τόμος Α′: Αρχές και διαμόρφωσή του (Έκδοση Β′) [Modern Helenizm'in Tarihi, Cilt I: Ortay cikmasi ve gelişmesi (2. Ed.) Selanik: Emm. Sfakianakis and Sons. (Yunanca)

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "İslam Ansiklopedisi, Turahan Bey". 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2024. 
  2. ^ a b c d e f g h i Babinger, Franz (Son bas.1987) [1936]. "Turakhān Beg". Houtsma, Martijn Theodoor. (ed) E.J. Brill's Encyclopaedia of Islam, 1913–1936, Cilt VIII. Leiden: BRILL. s.:876–878. ISBN 90-04-09794-5. (İngilizce)
  3. ^ Malcolm, Noel (10 Temmuz 2020). "Turahan Bey, who died in c.1456, inherited large land-holdings in Thessaly from his father, Yiğit Bey, a prominent Yürük commander.". Rebels, Believers, Survivors: Studies in the History of the Albanians (İngilizce). Oxford University Press. s. 163. ISBN 978-0-19-259922-3. 
  4. ^ Yüce, Yaşar; Sevim, Ali (1991). Türkiye Tarihi, Cilt II. İstanbul: AKDTYKTTK Yayınları. 
  5. ^ a b c d e Setton, Kenneth M. (1978). The Papacy and the Levant (1204–1571), cilt II: The Fifteenth Century (İngilizce). DIANE Publishing. ISBN 0-87169-127-2. 6 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2015. 
  6. ^ a b c d e Nicol, Donald M. (1993). The Last Centuries of Byzantium, 1261–1453 (İngilizce) (İkinci bas.). Londra: Rupert Hart-Davis Ltd. ISBN 0-246-10559-3. 
  7. ^ Turahan Bey, Tyrnavos ve Yenişehr-i Fener'de camiler, hamam ve hanlar yaptırmıştır ve 1770'te 6 tane camii olan bu şehir 1881'de Yunanistan'ın eline geçtikten sonra Turahan Bey'in ve diğer Türklerin yaptırdığı eserler yakılıp yıkılmış ve günümüze sadece tek bir Türk hamamı kalmıştır.