Tartışma:Ermeni Kırımı/Arşiv 10
Burası geçmiş tartışmaları içeren bir arşiv sayfasıdır. Lütfen bu sayfayı düzenlemeyin. Eğer yeni bir tartışma başlatmak istiyorsanız, eskilerden birini canlandırabilirsiniz ya da mevcut tartışma sayfasında yeni bir tartışma başlatabilirsiniz. |
Arşiv 5 | ← | Arşiv 8 | Arşiv 9 | Arşiv 10 | Arşiv 11 | Arşiv 12 | → | Arşiv 15 |
- Aşağıdaki tartışma, bir arşiv olarak korunmuştur. Lütfen üzerinde herhangi bir değişiklik yapmayınız. Daha sonraki yorumlar, tartışma sayfasının uygun kısmında yapılmalıdır.
İçindekiler
- 1 Geri alma
- 2 Bu Maddenin Ismi
- 3 açık seçik belge ve arşivlere reğmen.
- 4 Temizleme
- 5 Yarı koruma
- 6 ASILSIZ ERMENİ SOYKIRIMI İDAALARI
- 7 Madde ismi
- 8 etiketler
- 9 Madde Adı
- 10 Kısır Döngü
- 11 Tepeköy'deki kazılar
- 12 "Ermeni Kırımı, Ermeni Soykırımı veya diğer bir adıyla Ermeni Soykırım İddiaları"
- 13 Karşıt Görüş Eksikliği
- 14 Yabancı vikiler
- 15 sö-etnik
- 16 İsim değişikliği talebi
- 17 VP:GÜVEN
- 18 Harita
- 19 Selamlar
- 20 Tarafsızlık
Geri alma
Bu geri alındı. Zira bilimsel araştırmalarda hele tarih araştırmalarında önce kaynak ve önce yapılan araştırmalar hakkında eleştirileri yapılır. Takabeg ileti 15:03, 20 Kasım 2009 (UTC)
- Bu bölümün amacı "yapılan araştırmalar hakkında eleştirileri yapılır" ise buna uymayan kişisel sözler (kanaat belirten) bulunmakda. Bu tek cümle sözlerin amacı nedir? Bu "sözlerin" vikisöze taşınmalı. --Alma89 01:08, 9 Aralık 2009 (UTC)
- Bu bölümdeki tek cümle sözlerin daha genişletilmesi, nerede, niçin hangi olaylara bağlı olarak söylenmiş olduğu varsa karşı tarafdan bu sözlerin (ithamların) doğruluğunun araştırılıp araştırılmadığı... Bu bilgiler sağlanıncıya kadar "kişisel sözler" çıkarılmalıdırlar. --Alma89 14:40, 2 Ocak 2010 (UTC)
- Hiçbir maddede girmek istemediğim geri alma mücadelesine girme niyetim olmadığı gibi bu maddede de yok. Sayfama yazdığınız mesaja katılıyorum, yani tartışma sayfasında uzlaşmayı yeğlerim. Söz konusu açıklama kişisel değil, Beyaz Saray'ın bir araştırmasının sonucu olarak belirtilmiş. Bunun açıklamayı kayda değer yaptığını varsaymamız gerekiyor. Fakat iki milyon gibi sayıya ulaşılması, araştırmayı mantıktan uzaklaştırmış. Zaten bu nedenle iki milyon ifadesini içeren araştırmaya dipnotta yer vermeyi uygun görmüştüm. Yine aynı görüşteyim. Hele başka kaynaklara dayanan kayıp verileri olmadan tek başına yer alması uygun değil. Çoğunluk da aynı görüşteyse yine dipnota aktarmayı öneriyorum. Sayı içeren farklı görüşlere ulaşanların da, ulaştıkları kaynakları eklemesinde yarar var. Ancak o zaman mevcut verinin de dipnotta değil ilgili paragrafta yer alması tekrar düşünülebilir. İyi çalışmalar. --iazak 15:36, 2 Ocak 2010 (UTC)ileti
- Bu bölümdeki tek cümle sözlerin daha genişletilmesi, nerede, niçin hangi olaylara bağlı olarak söylenmiş olduğu varsa karşı tarafdan bu sözlerin (ithamların) doğruluğunun araştırılıp araştırılmadığı... Bu bilgiler sağlanıncıya kadar "kişisel sözler" çıkarılmalıdırlar. --Alma89 14:40, 2 Ocak 2010 (UTC)
- Bunlar hakkında daha çok bilgi aktarılması gerekli...
==Kaynaklar== ===Osmanlı kaynakları=== [[Teşkilât-ı Mahsusa]]'nın kayıtlarının imha edilmiş ve [[İttihat ve Terakki]] Cemiyetininkinin kaybedilmiş olması, bunların işe bulaşmış olduklarının kanıtlamayı güç hale getirmektedir.<ref>Erik Jan Zürcher, ''Modern Türkye'nin Tarihi'', İletişim Yayınları, İstanbul, 1995, ISBN 975-470-514-3, s. 171.</ref> * Teşkilât-ı Mahsusa ve İttihat ve Terakki arşivlerinin Ekim-Kasım 1918'de, yani Osmanlı Devleti'nin savaşta yenildiği ve [[Talât Paşa]] hükümetinin düştüğü günlerde, yakılarak imha edildiği aktarılmaktadır.<ref>Örneğin, Taner Akçam, ''İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu,'' İmge Kitabevi, Mart 1999, s. 308-309.</ref> * [[Şevket Süreyya Aydemir]], Talât Paşa'nın [[7 Kasım]] [[1918]]'de yurt dışına kaçmadan önce [[Arnavutköy, Beşiktaş|Arnavutköy]]'de bulunan bir dostunun [[yalı]]sına bavullar dolusu evrak götürdüğünü ve bu evrakların yalının alt katındaki ocakta yakıldığı nakledildiği aktarmıştır.<ref>Şevket Süreyya Aydemir, ''Makedonya'dan Orta Asya'ya Enver Paşa'', C. 3: 1914-1922, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1985, s. 468.</ref> * Teşkilât-ı Mahsusa şefi [[Hüsamettin Ertürk]]'e göre, [[14 Ekim]] 1918'de kurulan [[Ahmet İzzet Furgaç|Ahmet İzzet Paşa]] hükümeti, Teşkilât-ı Mahsusa Müdürlüğü'ne çalışmalarının derhal durdurulması ve arşivlerin yokedilmesi emrini vermiştir.<ref>Bilge Criss, ''İşgal Altında İstanbul 1918-1923'', İletişim Yayınları, İstanbul, 1993, s. 147.</ref> * [[Mithat Şükrü Bleda|Mithat Şükrü (Bleda)]] ve [[Ziya Gökalp]]'a göre, önemli evraklar [[Dr. Nazım Bey]] tarafından alınıp götürülmüşlerdir.<ref>2. Oturum, Ana İddianame, Takvim-i vakayi, No. 3543, 27 Nisan 1335, Aktaran, Akçam, a.g.e., s. 308.</ref> * [[İstiklal Mahkemeleri|Ankara İstiklal Mahkemesi]]nde [[İzmir Suikastı]] sanıklarından [[Kör Ali İhsan Bey]] elindeki (Kırım ile iligi) bütün belgeleri yaktığını söylemiştir.<ref>1926 Ankara İstiklal Mahkemesi, İzmir Suikasti İddianame ve Savunmalar, s. 36, Aktaran, Akçam, ''a.g.e.'', s. 309.</ref> ===Diğer birinci kaynaklar=== Eski Halep Valisi Celal Bey, Konya'daki durumu aktararak ''Nehirde su yerine kan akıyor ve binlerce masum çocuk, kabahatsız ihtiyar, aciz kadınlar, kuvvetli gençler bu kan cereyanı içinde ademe doğru akıp gidiyorlardı.'' diya yazmıştır.<ref>"Halep Valisi Celal'in Anılar", ''Vakit'', 12 Ararık 1918. Aktaran, Akçam, ''a.g.e.'', </ref> [[Enver Paşa]]'nın amcası [[Halil Kut|Halil Paşa (Kut)]] anlarında ''"Vatanımın en korkunç ve acı günlerinde vatanımı düşmana esir olarak tarihten silmeye kalktıkları için"'' Ermeni Milletini son ferdine kadar yok etmeye çalıştığını yazmıştır.<ref>Halil Paşa, (haz. Taylan Sorgun), ''İttihat ve Terakki'den Cumhuriyet'e Bitmeyen Savaş'', Kamer, İstanbul, 1997, s. 240-241, Aktaran, Akçam, ''a.g.e.'',</ref> Ahmet Refik 1919'da yayımlanan ''İki Komite İki Kıtal'' adlı eserinde [[İttihatçı]]ların Ermenileri imha etmek ve bu surette [[Vilâyât-ı Sitte]] meselesini ortadan kaldırmak istediğini aktarmıştır.<ref>Ahmet Refik, (haz. Hamide Koyukan), ''İki Komite İki Kıtal'', Kebikeç Yayınları, Ankara, 1994, ISBN 9757981001, s. 27, Aktaran, Akçam, ''a.g.e.'',</ref> Bursa milletvekli [[Hasan Fehmi Kolay|Hasan Fehmi Bey (Kolay)]], 17 Teşrinievvel 1336 (17 Ekim 1920)'de TBMM'nin gizli orurumunda <blockquote> ''Tehcir meselesi, biliyorsunuz ki dünyayı velveleye veren ve hepimizi katil telâkki ettiren bir vaka idi. Bu yapılmazdan evvel âlem-i nasraniyetin bunu hazmetmeyeceği ve bunun için bütün gayz ve kinini bize tevcih edeceklerini biliyorduk. Neden katillik ünvanını nefsimize izafe ettik? Neden o kadar azim, müşkül bir dava içine girdik? Sırf canımızdan daha aziz ve daha mukaddes bildiğimiz vatanımızın istikbalini taht-ı emniyete almak için yapılmış şeylerdir.'' </blockquote> diye konuşmuştur.<ref>''Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Celse Zabıtları'', C. 1, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1985, s. 177.</ref>
Daha önce de konuşmuştuk. Bilimsel araştırmalarda ilk olarak kaynak eleştiri yapılır. Bunlar contemporary olduğu için çok anlamlı. Daha sonra yapılan tahminlere ve ideoloji biaslı araştırmalar ile karşıtırılmamalıdır. Takabeg ileti 13:47, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Bu "ilk olarak kaynak eleştiri yapılır" neleri eleştirdiği belli değil. Bunları savunmayı üzerine alıyormusun? --Alma89 13:51, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Şçtenlikle söylüyorum "Şu kaynak yok oldu. O kaynak uydurulmuştur" kelimeleri kendi kendine birşey ifade etmiyor. Bu kaybolan "kaynak" neyi söylüyormuş bilgisi olmadan bir anlamı yok. Bir örnek vereyim. Diyelim Adamı öldürmüşsün, bu dokuman nerede, ne zaman, niçin sorularını içeriyorsa manalı. Bunları getirmelisin. Yoksa içeriğinin bile bilinmediği bir dokumanla adamı suçlamak doğrumu? Seni bilmem ben doğru bulmuyorum. --Alma89 14:01, 4 Ocak 2010 (UTC)
Andonyan Belgeleriyle ilgili kısım ve Almanlarınki aşağı alındı. Onlar da yukarı alınmalıdır. Takabeg ileti 14:07, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Wiki sayfaları "Bilimsel araştırma" değildir. Bu bir düz yazıdır. --Alma89 14:11, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Ayrıca onlar tartışmalı değil. Sabit ve kaynaklı bilgiler. Takabeg ileti 14:09, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Ben sizin birer cümleleri yanlış referans verdiğinizi, sadece bir cümleyi yazardan olarak yazarın söylemek istediğini çarpıttığınızı söylüyorum. Bu sorunlara cevap vermedikçe bu bilgiler sorunlu olacak ve makalede bulunması okuyucuyu yanlış yönlendirecekdir. --Alma89 14:15, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Yazarın ne söylemek istediğini bilemeyiz. O yüzden olduğu gibi aktarıyoruz. Kendi yorumlarımızı ekleyemeyiz. Bu hoşumuza gidip gitmemesiyle alakasız bir şeydir. Yanlış yönlendirme nedir ? Okurlar olduğu gibi aktarılan kaynakları olduğu gibi okurlar ve anlarlar. Takabeg ileti 14:19, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Kaynakdan sadece bir cümleyi aktarmışsın. Çümlenin hangi olaylarla ilgili olduğunu bile söylemiyorsun. Çümlenin başına geleni sonuna geleni söylemiyorsun. Bu şekliyle birer yanlış yönlendirme unsuru. --Alma89 14:34, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Yazarın ne söylemek istediğini bilemeyiz. O yüzden olduğu gibi aktarıyoruz. Kendi yorumlarımızı ekleyemeyiz. Bu hoşumuza gidip gitmemesiyle alakasız bir şeydir. Yanlış yönlendirme nedir ? Okurlar olduğu gibi aktarılan kaynakları olduğu gibi okurlar ve anlarlar. Takabeg ileti 14:19, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Ben sizin birer cümleleri yanlış referans verdiğinizi, sadece bir cümleyi yazardan olarak yazarın söylemek istediğini çarpıttığınızı söylüyorum. Bu sorunlara cevap vermedikçe bu bilgiler sorunlu olacak ve makalede bulunması okuyucuyu yanlış yönlendirecekdir. --Alma89 14:15, 4 Ocak 2010 (UTC)
Bu Maddenin Ismi
- Tartışma:Ermeni_soykırımı_iddiaları/Arşiv_2006-1#Baslığın maddesi değiştirilmeli
- Tartışma:Ermeni soykırımı iddiaları/Arşiv 2007-1#Başlık hakkında
- Tartışma:Ermeni soykırımı iddiaları/Arşiv 2007-1#ermeni tehciri başlığı
- Tartışma:Ermeni_soykırımı_iddiaları/Arşiv_2007-2#BAŞLIK VİKİPEDİ İLKELERİNE AYKIRIDIR Ermeni soykırımı kelimelerinin içerisinde bulunduğu her başlık taraflıdır.
- Tartışma:Ermeni_soykırımı_iddiaları/Arşiv_2007-2#Başlık konusu
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2008-2#Başlık
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2009-1#İsim buradaki en önemli sorun
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2009-1#Madde_Ad.C4.B1_Sorunu
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2009-2#Yeni Başlık Önerileri Hakkında Yorumlar
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2009-2#madde başlığı
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2009-3#Komik Başlık...
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2009-3#Ortak paydayı bulmalıyız
- Tartışma:Ermeni_Kırımı/Arşiv_2009-3#BİR ÖNERİ
O kadar uzun tartışmanın sonucunda bu tartışmanın asla bitmeyeceğini düşünerek şunu söyleyebilirim ki: her iki tarafın da birbirini öldürmesi (birçoklarına göre katliam yapması) konusunda her iki karşı hareketleri barındıran madde de eşit koşullarda adlandırılmalıdır. Örneğin birine soykırım, diğerine katliam dersek eşit olmaz. Aynı şekilde birine ölüm, diğerine katliam dersek de eşit olmaz. Katliam ya da kırım demenin olayın gerçekliğini değiştirmeyeceğini bildiğimize göre, her iki (diğer amddenin eski adı Ermenilerin Müslümanlara karşı eylemleri) madde de katliam ve kırım gibi başlıkların kullanılması uygundur...--Sαвяí¢αи76ileti 15:41, 3 Ocak 2010 (UTC)
- Türk tarihcileri Ermeniler gibi "kinle" "intikamla" bu döneme yaklaşmamışlar ve bu olayın birçok yönü olduğu bir yönünün ise bir iç savaş olduğunu söyleyip "Ermeni İsyanları" altında bu yönünü incelemişler. Bu makale Ermenilerin "kinle" "intikamla" yaklaşımlarını bu yaklaşımın nasıl hatalı olduğunu anlatmıyor mu? İç ayaklanmalar bu makalenin karşıtı olamaz çümki Ermeniler ve Türk tarihciler olayların sadece iç ayaklanmadan oluşmadığını söylemekde. Şimdi biz bir iç ayaklanmayı "Ermenilerin Müslümanlara karşı eylemleri" olarak adlandirirsak Ermeniler gibi "kinle" ve "intikamla" yaklaşmış olmazmıyız? --Alma89 17:03, 3 Ocak 2010 (UTC)
- Ben zaten öyle bir adlandırılmayı desteklemedim. Sadece eski adının o olduğunu söyledim. Burada amacımız bir tarafa kin gütnek değil, tarafsız bir başlık bulmak... Ben bu başlığa geçmişte karşı olsam da, şu an karşı değilim. Ancak, karşılıklı yapılan katliamların farklı anlamlara gelecek şekilde adlandırılmasına karşıyım. Zaten bunu da şu sayfada belirttim. Zaten her iki tartışma da birbiriyle ilişkili--Sαвяí¢αи76ileti 17:26, 3 Ocak 2010 (UTC)
soykırım olsa da olmasa da "kırım" söylemi ansiklopedi standartlarına pek uymuyor. Maddenin isminin 1915 Ermeni Olayları gibi bir şekilde değiştirilmesinin yerinde olacağı görüşündeyim. tomjoad 16:34, 29 Mayıs 2010 (UTC)
açık seçik belge ve arşivlere reğmen.
TÜm belge açıklma çalışma ve dialog çabalarına rağmen bu maddedeki taraflılık ve hararetli tartışmalar hiç birmeyecek gibi görünüyor.oysaki her şey ortadadir,ama ideolojiler her zmaan olduğu gibi tartışmaya yol açmaktadır malesef.--Bilgehan Öztürk 14:05, 4 Ocak 2010 (UTC)
- Yapıcı tartışmaların yöntemi belli. Birisi bir fikir öne sürer, fikrin doğruluğu yanlışlığına karşı herkes bilgi getirir. Bunları bu makalede toplanır. Okuyucu bu bilgilere bakar kendisi karar verir. Makale "öyledir, böyledir" diye kinseye dikte etmez. Kişilere hakaret edilmedikçe zamanla bu sorunlar çözülür. --Alma89 14:22, 4 Ocak 2010 (UTC)
Temizleme
Selamlar. Uzun zamandır bu maddeyle ilgilenmiyordum. Dün biraz göz attım. Farkettim ki bu madde Ermeni Kırımı değil de Ermeni isyanları maddesi gibi oldu. Böylece eskiye göre daha da taraflılaştırıldı. Ermeni İsyan ve Katliamları (gerç madde adı uygunsuz) ve Ermeni İsyanları (I. Dünya Savaşı) maddeleri var. Orda yer alan ve alması uygun bilgileri temizlenirse faydalı olacaktır. Hem temiz olacak hem de tarafsız (daha soğrudu daha az taraflı) olacaktır. Ermeni İsyan ve Katliamları (gerç madde adı uygunsuz) ve Ermeni İsyanları (I. Dünya Savaşı) maddelerin birleştirilme öneri de vardır. Bunları sırasıyla halledelim. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 08:19, 5 Ocak 2010 (UTC)
Takabeg'in görüşü doğrudur. Bu başlığın altından Ermeni İsyan ve Katliamları maddesine taşınacaklar var. Sanırım önce taşınacak maddedeki yapılacaklarda anlaşılıp tamamlanacak bölümleri tamamlansa daha uygun olacak. Öncelikle madde birleştirmesi gerçekleşsin, şu sıralarda eklenmekte olanlar tamamlansın. Sonra Takabeg'in yazdığı gibi başlığına uygun olmayan kısımları birleşen Ermeni İsyan ve Katliamları maddesine taşıyalım. Bu arada aynı olan kısımlar da kaldırılır tabii. --iazak 09:00, 5 Ocak 2010 (UTC)ileti
Yarı koruma
- Sayfanın son bir ayda sadece 6 kez vandallığa uğramış olması, maddenin "aşırı vandalizm" nedeniyle sonsuza kadar anonim kullanıcılara kapatılmasına değer mi? Yarı koruma eğer ısrarlı ve aşırı bir vandallığı engellemek için kullanılmalı, anonimlerin değişiklik yapmasını engellemek için değil. --.dsm. 13:29, 6 Ocak 2010 (UTC)
ASILSIZ ERMENİ SOYKIRIMI İDAALARI
Türk Tarih Kurumu'nun sitesinde şöyle bahsediyor: Soykırım (genoside), 9 Aralık 1948 tarihli “Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”nde aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır :
1. Ulusal, ırksal ya da dinsel bir grubun, toptan veya bir bölümünü yok etme niyetiyle, bir grubun üyelerini öldürmek,
2. Bir grubun üyelerine bedensel-ruhsal ağır zarar vermek,
3. Bir grubun yaşamının fiziki çöküşünü sağlayacak ortamı hazırlamak,
4. Bir grubun çocuk sahibi olmasını engellemek,
5. Bir grubun çocuklarının zorla bir başka gruba verilmesini sağlamak.
Osmanlı Devleti’nin Ermenileri ihraç kararının ve uygulamasının, yukarıda tanımı yapılan “soykırım”a uyup uymadığını değerlendirmek gerekmektedir. Osmanlı Devleti, Batılı ülkelerin Ermenilerin topluca katledilecekleri iddialarına karşı 27 Mayıs 1915'te şöyle bir açıklamada bulunmuştu: "Ermeniler hakkında hükûmetçe alınan tedbirler, sırf memleketin âsâyiş ve inzibatını temin ve muhafaza mecburiyetine müstenittir. Ermeni unsuruna karşı Hükûmetin imhakâr bir siyaset takibetmediği, şimdilik tarafsız bir vaziyette kaldıkları görülen Katolik ve Protestanlara dokunmamış olması göstermektedir..."
1915'te meydana gelen iskân uygulamaları ve bu uygulama sırasında meydana gelen olaylar, yukarıdaki tanıma göre bir soykırım olarak adlandırılabilir mi ? Bu sorunun cevabını vermek için İkinci Dünya Savaşı sonrasında Nazi Almanyasının Yahudilere uyguladığı toplu imha hareketiyle, Osmanlı Devleti’nin Ermenilere tehcir uygulamasını karşılaştırmak bizleri doğru sonuca götürecektir. Osmanlı Devleti ihraç ettiği Ermenilere nasıl bir uygulama yapmıştır ? :
1- Osmanlı Devleti, Nazilerin aksine, topraklarında yaşayan Ermenilerin belli bir coğrafyadakilerini nakletmiştir. Nakil, Osmanlı Devleti'ne karşı silaha sarılan Ermeni gruplarını ve onlara lojistik destek verenleri kapsamaktadır (Bkz. Harita 1).
2- Nakledilenler yine Osmanlı sınırları içinde yer alan bir coğrafyaya göç ettirilmiş, göçe tabi tutulanlara, Nazilerin evlere baskın yaparak yaka-paça toplama kamplarına sevk uygulamalarının aksine, göç hazırlığı yapmaları için bir hafta ile 15 gün arasında süre verilmiştir.
3- Göçen Ermenilerin tüm ihtiyaçları (yiyecek, sağlık, bilet temini v.s.) devlet tarafından "Muhacirîn tahsisatı"ndan karşılanmış, bir şehir ve kasabada yaşayan Ermenilerin tümü sürgüne gönderilmemiş, hastalar, yetimler, katolik ve protestan mezhebi mensuplarıyla, zanaat sahipleri ve orduda görev yapanlar tehcir kapsamı dışında tutulmuştur.
4- Göçe tabi tutulanlar, Nazilerin toplama kamplarının aksine, gittikleri yerlerde, devlet tarafından evler yapılması, hayatlarını devam ettirebilmeleri için yerleştirildikleri yerlerin ziraate elverişli olması ve göçmenlerin geldikleri vilâyetlerin belirlenerek, nüfus kayıtlarının çıkarılması karar altına alınmıştır.
5- Nazi kamplarının aksine, hasta göçmenler için kamplarda hastahaneler kurulmuş, göçmenlerin sağlık sorunları ile ilgili olarak çeşitli ülkelerin sağlık ekiplerine kamplarda görev yapmaları için izin verilmiştir. Konsolos raporlarına göre, bu yabancı sağlık mensuplarından bazıları bulaşıcı hastalık nedeniyle ölmüştür.
6- Kimsesiz çocuklar ve yetimler, yetimhanelere ve bazı zengin ailelerin yanına yerleştirilmiş, 1919 yılında geri dönüş izni verilince bu çocuklar yakın akrabalarına teslim edilmiştir.
7- Aşiretlere ve sivil halkın saldırısına karşı kafileleri korumak üzere jandarma görevlendirilmiş, suistimalde bulunan görevli ve halktan kimseler mahkeme edilerek cezalandırılmıştır.
8- Zorunlu göçten kurtulmak için müslümanlığı kabul ettiğini söyleyenlerde göç ettirilmiş, fakat bir müslümanla evlenmiş kadınlar göçten muaf tutulmuştur. Bu gibilere, savaş sonrasında çıkarılan bir yasa ile, istedikleri takdirde eski dinlerine dönebilme imkânı tanınmıştır.
9- Savaş, kuraklık, çekirge istilâsı, seferberlikten dolayı iş yapabilecek hemen bütün erkeklerin silah altına alınması gibi nedenlerle, tarladaki mahsulün kaldırılamamasının bir sonucu olarak ortaya çıkan yiyecek sıkıntısından dolayı, başta Amerika olmak üzere çeşitli devletlerin yardım kuruluşlarının yardım talepleri kabul edilmiş, bunlar tarafından Suriye’deki Ermenilere yardım edilmiştir (Bkz. Belge 11).
10- Savaşın sona ermesiyle birlikte, devlet tarafından çıkarılan "geri dönüş kanunu" ile göçmenlerin evlerine dönmeleri sağlanmış, Ermeni Patrikhanesi’nin tespitlerine göre 644.900 Ermeni geri dönmüştür (Bkz. Belge 12).
Evet yukarıda bahsedilen Belge 11'i dikkatlice okumamız halinde, zorunlu göçün henüz sona erdiği 3 Şubat 1915 tarihi itibariyle Suriye’de 500 bin Ermeni göçmenin mevcut olduğunu görüyoruz. Bu rakam, aslında bir milyon Ermeninin göç sırasında öldüğünü rapor eden bütün konsolos raporlarını yalanladığı gibi, Osmanlı Devleti’nin, muhtaç göçmenlere yardım için uluslararası kuruluşlara kamp kapılarını açtığını, dolayısıyla sadece Suriye'de 486 bin kişiye yardım edilmesine izin vermek suretiyle, Ermenileri imha düşüncesinde olmadığını ispat ediyor. Buna bağlı olarak, göç bölgelerindeki Ermenilerin belli bir kesiminin zorunlu göç kapsamına alınması, diğerlerinin evlerinde bırakılması, “etnik temizlik” veya "soykırım" iddialarını tümüyle ortadan kaldırıyor. Nitekim özellikle ülkenin İstanbul, Bursa, Kütahya, Edirne gibi savaş mühimmatının sevkedildiği bölgelerin dışında bulunan şehirlerinden, terör mensupları hariç, kimsenin zorunlu göçe tabi tutulmadığı yabancı ve Osmanlı belgelerinde yer alıyor. Ayrıca göç kapsamındakilerin topluca imha edilmesi gibi bir art niyetin olmadığını, göç edeceklere hazırlanmaları için süre verilmesi de gösteriyor. Hele hele göçe tabi tutulanların, gittikleri yerlerde, geldikleri şehirler de belirtilmek suretiyle, nüfus defterlerine kaydedilmelerinin emredilmesi, hayatlarını devam ettirebilmeleri için ziraate uygun bölgelere yerleştirilmelerinin istenmesi, imha düşüncesiyle bağdaşmıyor.
Bütün bu saydıklarımızla, Nazi Almanyası'nda Yahudilere uygulanananlar arasında hiçbir benzerlik bulunmamaktadır. Bu durumda 1915'te cereyan eden olayların soykırım olarak tanımlanması mümkün değildir. Nitekim soykırım olduğunu iddia edenler, bugüne kadar "soykırım"ı ispat edecek bir belge sunamamışlardır. Tezlerini kuvvetlendirebilmek için, Talat Paşa'ya atfedilen sahte telgraflar ortaya atmışlardır. Ancak bu telgraflar üzerinde yapılan incelemede, telgraflar üzerinde Osmanlı bürokrasisinin mutad işlem kayıtlarının bulunmadığı, telgrafın gönderildiği iddia edilen valinin, o tarihte o vilâyette valilik yapmadığı, her Osmanlı belgesinin en üstünde yer alan besmeleye farklı şekilde yer verildiği ve en önemlisi de Talat Paşa'nın imzasının sahte olduğu ortaya çıkmıştır.
Soykırım iddiasında bulunanların en önemli açıklarından biri de, 1915'ten itibaren öldürüldüğü iddia edilen Ermenilerin sayısının sürekli yükseltildiğidir. 600 binlerden başlayan rakamlar, günümüzde 1,5 milyona çıkarılmıştır. Halbuki, o tarihlerde yabancı devletlerce yapılan nüfus tespitlerinde, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Ermenilerin toplam nüfusu ortalama 1,5 milyon olarak gösterilmekte, hattâ Ermeni Patrikhanesi bile 1,915,000 rakamını vermekteydi. Nitekim güvenilir olarak bulunan Patrik Malachia Ormanian da Ermeni nüfusunu 1,895,400 olarak vermektedir. Bu durumda ancak 400 bin Osmanlı Ermenisinin hayatta kalması gerekirdi. Aşağıdaki cetvelde, çeşitli kaynaklarda belirlenen Ermeni nüfusu görülmektedir :
Kaynağın Yılı Yazarı Osmanlı Ermenileri
1892 Vital Cuinet 1.475.011
1896 Felix Weber 1.000.000
1901 H. F. B. Lynch 1.325.246
1901 Lodovic de Constenson 1.383.779
1910 Encyclopedia Britannica 1.500.000
1913 Ermeni Patrikhanesi 1.915.651
1913 Lodovic de Constenson 1.400.000
1914 Daniel Panzac 1.5-1.600.000
1914 Justin McCarthy 1.698.303
1914 Osmanlı nüfus sayımı 1.229.007
1914 Stanford J. Shaw 1.294.851
1914 David Magie 1.479.000
1919 Dr. Lepsius 1.500.000
1923 Claire Price 1.500.000
1923 E. Alexander Powell 1.500.000
Oysa ki, 1919 yılı itibariyle, Osmanlı topraklarından diğer ülkelere gerçekleşen göçlere rağmen, Amerikan arşiv belgelerinde bulunan ve Ermeni Patrikhanesi’nce, diğer ülkelere göçenler hariç, sadece Anadolu’daki evlerine geri dönenler 644,900 olarak verilmekte, bütün dünyadaki Osmanlı Ermenilerinin sayısı ise 1,200,000 olarak gösterilmektedir. Bu durumda 1,5 milyon Ermeninin öldüğünü iddia edenlere şu soru sorulabilir. Ölen Ermenilerin toplu mezarları nerededir ? Zira her bir toplu mezarda 500 kişi olsa, 3,000 toplu mezar olması gerekirdi ki, Anadolu'nun her kazma vurulan yerinden toplu mezar çıkardı.
Son olarak, savaşın sone ermesinden ve İstanbul’un İtilâf devletlerinin eline geçmesinden sonra, katliam iddialarına karşı Osmanlı Devleti, dört tarafsız ülkeye resmen başvurarak konuyu araştırmak için ikişer hukukçu talep etmiştir. İyi niyetle yapılmış bu talep, başvuru yapılan İspanya, Hollanda, Danimarka ve İsveç tarafından reddedilmiştir. Aslında bu durum, o dönemde dahi sorunun siyasî olduğunu ve çözümün istenmediğini ortaya koymaktadır.
Sarper Hikmet TazeSarper Hikmet Taze 19:29, 22 Ocak 2010 (UTC)
Madde ismi
Kin ve nefretten bahsediliyor. Ancak yıllardır kin ve nefretin henüz kimde ya da kimlerde olduğunu ve ortada kanıtlı bir kırım olsada soykırım olarak adlandırılması belki Ermeni'ler açısından Türkler'e karşı taraflı kabul edilebilir. Ancak belirtmeliyim ki bir kırımın eğer ki varlığı varsa nasıl olurda Kırım sözcüğünden vazgeçilme çare olarak aranabilir?
Ermeni Kırımı Vikipedi içerisinde Kırım ya da katliamın varlığı kanıtlı ise tarafsız olarak bilinmeli ve bir an önce isim değişikliğinden ziyade Vikipedi topluluğunun bu konuya bakışı öğrenilmeli ya da farklı yollar denenebilir. Demem o ki Kırım sözcüğü Soykırım ya da isyanlar sözcüğü arasında tarafsızlığını açıkça belirten bir sözcük. Ki şahsi fikrimde isim değişikliğinin tarafsızlık ilkesiyle bağdaşmayacağıdır. - Nebeviye 22:22, 24 Şubat 2010 (UTC)
Katliam ya da kırımın varlığının belki de dünya genelinde bilnmesine olanak tanıyan bir siteyi de örneklendirmek istedimThe Forgotten
- Üstte belirttğim site üzerinde doğruluğu belirsiz bir takım hayali parçalar var. Örneğin siteyi tasarlayan ile güncelleyende aynı şahıs Alex Alexanian, yani şahıslar tarafından güncellenme söz konusu. Ve ayrıca ABD'de deki ABC News tarafından katliam tanıkları olarak ortaya konan şahısların bir karalama içerisinde olduğu bariz, Senato'da oy kullanan üyelerin arasında etki adına bir takım faaliyetleri olmuş bu şahıslardan başka kimseye yer verilmemesi, en azından kaynak gösterilmemesi garipsenecek bir olay. Site artık bilinmesine olanak değil. Ki görüntüleri, röportajları yayınlayan kanal geçmişte Türkiye aleyhine birtakım faaliyetlerdende kaçınmamış hani. - ПE (+ileti) 11:53, 20 Mart 2010 (UTC) 15:27, 24 Haziran 2010 (UTC)
etiketler
- maddedeki etiketlerin bir kısmını çıkarttım. çünkü şu yazıdaki ifadenin kısmen doğru olduğunu düşünüyorum. bu tür sorunlu maddeler etiket yağmuruna tutulurken okundukları unutuluyor çoğu zaman. düzenle etiketi zaten çok işlevsel değil diğerlerinin yanında. eksik ve temizleme etiketleri illa da gerekli diyenler bunu burada söyleyip eklerlerse daha iyi olur sanırım. malum önemli olan maddenin kendisi.. --ki bl 17:47, 10 Mart 2010 (UTC)
Madde Adı
Madde adı "Ermeni Soykırım İddiaları" olarak değişmelidir. VP:TBA ihlal edilmektedir. Bazı devletler bunu kabul ederken, bazıları da (Ülkemiz Türkiye de dahil) kabul etmiyor. İki tarafında sağlam delilleri var. Tarafsızlık açısından, doğruluk açısından bu madde adı değiştirilmek zorundadır. İyi vikilemeler, sevgiler... --Berm@nyaİleti 11:19, 26 Mayıs 2010 (UTC)
- Aynı şekilde düşünüyorum. Bence şu haliyle madde {{sö-devlet}} ve Türkiye karşıtı. Bu ansiklopedi ne bizim ne de Ermeniler'in ulusal ansiklopedisi. Ondan dolayı "iddia" adı eklenmeli.→Ayrıksı ɣ /ɐj.ɾɯk.sɯ/ İleti 17:59, 5 Haziran 2010 (UTC)
- {{sö-devlet}} olan madde mi içerik mi ? Maddenin içeriği Türkiye yanlısıdır. Zira olay silahlı çatışmanın devamıymış gibi gösterilmektedir. Madde başlığı Türkiye'nin bizzat kullanmış olduğu ve TTK'dan çıkmış kitapta da yer alan terimdir. Bu durumda hangi devletin yanlısı olabilir acaba ? Takabeg ileti 18:02, 5 Haziran 2010 (UTC)
- Bermanya haklı. Sanki sahiden soykırım varmış gibi gösteriliyor. Halbuki bu konu tartışmalıdır. Yalnız Takabeg'in dediği gibi içeriğinde tarafsızlaşması gerekmektedir. Tüm bunlar yapılırsa bir bakarsanız madde SM bile olabilir.-- BeşiktaşlıM 18:39, 5 Haziran 2010 (UTC)
- Zaten madde başlığı Ermeni Soykırımı değildir. Ermeni Kırımı'dır. Niye madde başlığına soykırım terimi eklemek istiyorlar ? Takabeg ileti 18:43, 5 Haziran 2010 (UTC)
- Maddenin adının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü "kırım" sözcüğü Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde olarak açıklanıyor ancak geçmişteki belgeler incelendiğinde 1915 Ermeni Olayları'nın kesinlikle bir katliam olmadığı yalnızca tehcir (zorunlu göç) olarak kayıtlara geçtiği görülür. Elbette bu göçte ölümler olmuş olabilir. Bunun nedenide o yıllarda devam eden 1. Dünya Savaşı ve salgın hastalıklardır.Merve 16:30, 10 Haziran 2010 (UTC)
Evet Kırım'ın tanımı: Savunmasız insanların veya tutsakların toplu olarak öldürülmesi, katliam. Doğrudur. Ve dönemin insanları da bu terimi kullandılar ve daha sonra TTK da kullandı. Katliamlar tabi ki yaşandı. Tartışma konusu bu katliamların planlı olup olmaması yani Soykırımı olup olmaması idi. Maddedeki kaynaklı (Türkiye çıkışlı) cümleleri okursanız anlarsınız. Takabeg ileti 17:18, 10 Haziran 2010 (UTC)
Kısır Döngü
- Gerçekten tartışmalar dönüp dolaşıp aynı yere gelmekten başka bir işe yaramıyor. Çoğu kullanıcı başlığa "iddia" kelimesinin eklenmesi gerektiğini düşündüğünü belirtiyor ama başta Takabegin olduğu bir grupta buna şiddetle karşı çıkıyor. Artık bu nafile uğraşlar yerine bu konuyu tarih konusunda otoriter bir kurumda dile getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Mesela niye Türk Tarih Kurumu dikkate alınmıyor anlayamıyorum. Sonuçta bu ülkenin tarih kurumu orası. Ayrıca ermeni iddiaları konusunda çok detaylı araştırmalara sahip. Biz niye ülkemizde bir tarih kurumu varken tutup fransızların veya almanların veya rusların kaynaklarına bakıyoruz. Bu konunun hiçbir yerde objektif olarak değerlendirilmeyeceğini biliyoruz. Bu tartışmalar Vikipedi içinde kaldığı sürecede hiçbir ilerleme kaydedilemeyeceği kesin. Sadece birileri bir teklifte bulunacak ve diğerleride şiddetle karşı çıkacak. --Böcürt 09:14, 11 Haziran 2010 (UTC)
- Vikipedi:Tarafsız bakış açısı gereğince her madde, tüm taraflara eşit uzaklıkta ve ön yargısız olarak, güvenilir kaynaklarda yayımlanmış doğrulanabilir bilgilerle yazılmalıdır. TTK'yı kaynak olarak gösterebiliriz ama konuya taraf olan bir devletin resmî ideolojisini yansıtan bir kurumu olduğunu göz ardı edemeyiz. Dengeyi sağlamak için çeşitli kaynaklara başvurmalıyız. Burada amaç, Vikipedi politikaları doğrultusunda tartışarak bir konsensusa varmaktır. Kararı Vikipedi dışında bir kuruma havale edersek, Vikipedi özgür bir ansiklopedi değil millî bir ansiklopedi olur. — Pınar [m] 09:59, 13 Haziran 2010 (UTC)
- Burada "Vikipedi:Tarafsız bakış açısı gereğince her madde, tüm taraflara eşit uzaklıkta ve ön yargısız olarak, güvenilir kaynaklarda yayımlanmış doğrulanabilir bilgilerle yazılmalıdır" denilmiş. Galiba maddeyi okumamışsınız ama çoğu yerde kaynak olarak Armenian National Institute'ye başvurulmuş. Ayrıca ben maddenin isminin bu konuda yetkili bir kurum tarafından verilmesi gerektiğini söylemiştim. Sonuçta Vikipedi yazarları "Ermeni İddiaları" ile ilgili bilirkişi değiller. Bu konuda çok daha yetkin ve dünya çapında tanınmış tarihçilerimiz var. Böyle karmaşık bir tarih olayında en azından bizlere yol gösterecek; uzman kişilerin yorumlarını almak bu kısır döngünün bozulmasına bir nebzede olsa yardım edebilir. Unutmayalım ki "Ermeni İddiaları" halen güncelliğini koruyan ve kesinleşmemiş bir tarih olayıdır. Bu olay hakkında kesinlikle olmuş diye bahsetmek büyük bir tarih hatası olabilir. --Böcürt 12:40, 13 Haziran 2010 (UTC)
- Görüyorum ki siz de geçmiş tartışmaları okumamışsınız. Öncelikle, maddede kullanılan kaynaklar ayrı bir konu, başlık ayrı bir konudur. Maddede kullanılan kaynaklar güvenilir değilse çıkarmanıza kimse itiraz etmez ama eğer devlet kurumlarını kaynak olarak göstereceksek bu her iki devlet için de geçerli olmalı. Önemli olan bilgileri olabildiğince tarafsız bir şekilde, yorum eklemeden sunmak ki her okuyucu kaynakları inceleyip kendi fikrini elde edebilsin. Maddede ele alınan konunun karmaşık olduğunu, Vikipedi'nin bu konu dahil herhangi bir konuda otorite/bilirkişi olmadığı geçmiş tartışmalarda defalarca tekrarlandı. Biz burada "bu olay olmuş mu, olmamış mı" tartışmasını yapmıyoruz. Bu konuyu maddeye ayırdık zaten. Sadece maddenin ele aldığı konuyu başlığa yansıtmaya çalışıyoruz. Burada "Ermeni Kırımı" başlığı, maddenin "Ermeni Kırımı konusunu" ele aldığını belirtiyor. Başlığa "iddia" kelimesini eklerseniz, biri gelir UFO maddesinin başlığına "iddia" ekler. İstisnalar yaratmak yerine meseleye bir de bu yönden bakmanızda fayda var. — Pınar [m] 12:58, 13 Haziran 2010 (UTC)
- Bizim burada anlaşamdığımız konu tarihteki yaşanan bu olay bir kırım mıdır yoksa değil midir? Kırımın kelime anlamı defalarca belirtildiği üzere savunmasız insanların toplu olarak öldürülmesidir. Bu gerçekten bir milleti suçlamak için kullanılacak en ağır ithamlardan birisidir. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu olayın bir kırım olmadığını savunmaktadır. Ermenistan ise anayasasında belirttiği üzere bu olayın bir "soykırım" olduğunu savunmaktadır. Bu başlığa "kırım" kelimesini getirerek Ermenistan Devletinin görüşünü haklı çıkarmakla birlikte; Vikipedi objektifliğini kaybetmiş olmaktadır. Aynı şekilde maddenin başlığına "sözde" kelimesi getirilse de yine objektiflik korunmayacaktır. Bende daha önce belirttiğim üzere daha tarafsız bir başlık bulma taraftarıyım. Çünkü şu anki başlık sizinde belirttiğiniz gibi tarihte böyle bir olayın yaşandığını belirtmektedir ve bu da tarafsızlığa ters düşer.--Böcürt 14:23, 14 Haziran 2010 (UTC)
Tepeköy'deki kazılar
"Ermeni Kırımı, Ermeni Soykırımı veya diğer bir adıyla Ermeni Soykırım İddiaları"
..."veya diğer bir adıyla Ermeni Soykırım İddiaları". Madde ismi hala degismemis. Hatta daha da aptallasmaya baslamis. Iddia felsefi bir terimdir, kirim veya soykirim ise cinayettir yani hukuki terimlerdir. Dolayisiyla "soykirim" "iddia" icin "diger bir ad" olamaz. Türkleri aptal durumuna düsürmeyen bir madde ismi koyulmasi imkansiz mi burda? Umarim cogu yabanci Türkce bilmiyordur da bu apatallik belgesi maddeyi anlamazlar. --Narcin 20:48, 9 Temmuz 2010 (UTC)
Karşıt Görüş Eksikliği
Maddede Ermeni Soykırımı yapıldığına dair taraf tutuluyor. Aksi görüşler ise ya bildirilmemiş ya üstün körü yazılmış-geçilmiş. Yazının Ermeni Soykırımı yapıldığına dair insanları etik olmayan şekilde ikna etmek amacıyla düzenlendiğini düşünüyorum. Ya tamamen tarafsız yazılmalı ya da karşıt düşüncelere de bol bol yer verilmeli ve madde iki taraftan da eşitlenmeli. Kesinlikle tarafsızlık sorunu var.--koc61mesaj 16:45, 12 Temmuz 2010 (UTC)
- kesinlikle görüşürünüze katılıyorum.--Ollios 12:27, 31 Ekim 2010 (UTC)
Yabancı vikiler
Yabancılar olayı çoktan halletmiş ve onu "Soykırım" [1] [2] [3] [4][5] olarak tanımlayıvermiş.Halen tartışmalı ve kanıtlanmamış olan olayda bile bizi böylesine büyük bir insanlık suçu ile böyle kolayca suçlamaları ne kadar bilimseldir,ne kadar etiktir ,ne kadar demokratik ve tarafsız bir bakış açısıdır?--Kamuran Ötükenli 08:26, 15 Temmuz 2010 (UTC)
sö-etnik
Aslında Kullanıcı:Kmoksy tarafından gerekçe gösterilmeden eklenen {{sö-etnik}} şablonuna karşı değilim. Madde Türkiye'de öğretilen hikayeleri ağır bir şekilde yanstmaktadır. Yani Ermeni komitacıların faaliyetlerine ağırlık vermesiyle savaş vardı, savaş üzünden yaşandı gibi klasik yorumları meşrulaştırmaya çalışılıyor. Bunlar sanırım bilinç altında yapıldı. O yüzden Türklerin sistemik önyargı denebilir. sö-etnik şablonuna karşı değilim yine de zaten taraflı şablonu mevcuttur. Sonuçta sö-etnik şablon gerek yoktur. Takabeg ileti 18:36, 18 Temmuz 2010 (UTC)
İsim değişikliği talebi
Wikipedia'da başlıklar, o dili konuşanların o yer, olay veya kişiyi nasıl adlandırdıklarını esas alarak şekillendirilir. Bu nedenle örneğin İngilizce Wikipedia'da Gökçeada'ya Imbros, Fransa Cumhuriyeti'ne Fransa, Vladimir Vladimirovich Putin ise Vladimir Putin başlıkları altında listelenir. Türkiye'de ve Türkçe konuşan komuniteler arasında burada bahsedilen olaya ise "Sözde Ermeni Soykırımı" denilir. Bu basit bir Google araması ile de görülebilir.
Bu nedenle bu başlığı Sözde Ermeni Soykırımı şeklinde değiştirilmesi icap etmektedir. --Tmhm 20:16, 27 Ağustos 2010 (UTC)
- Viki kurallarına göre uygun değildir. en:Armenian Genocide denial maddesi açılıp (yine sözde... başlığı olamaz da) orada Şevket Süreyya Aydemir ve Zeki Kuneralp'ın öncülüğüyle başlatılan, 1975 yılından günümüze kadar sürdürülen inkar tezlerinin serüveni anlatılabilir, bence. Takabeg ileti 14:22, 17 Eylül 2010 (UTC)
- Ermeni Tehcir'i olmalı -- Son kahraman ileti 14:40, 18 Eylül 2010 (UTC)
- Çünkü Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu kitaplarında Ermeni Tehcir'i ifadesini kullanmıştır. Gerçek tek Ermeni kaynağı olan Osmanlı Arşivlerinde de bu olay ermeni Techiri diye geçer.
- 1
- 2
-- Son kahraman ileti 17:06, 18 Eylül 2010 (UTC)
- Öncelikle Yusuf Halaçoğlu TTK eski başkanıdır ve şu anki başkanı Ali Birinci'dir. Yusuf bey bu konuda tarafsız görüşe sahip değildir. Ayrıca kendisi her aşireti Türkmen yapmaya çalışır :) Takabeg ileti 23:37, 18 Eylül 2010 (UTC)
- senin kaynak gösterdiğin tarihçiler tarasız mı takibiki hayır. :) -- Son kahraman ileti 08:20, 19 Eylül 2010 (UTC)
- Hmm. Gösterdiğim kaynaklardan mesela Nutuk taraflı olaiblir. Yazarı tarihçi bile değil :) Takabeg ileti 10:30, 19 Eylül 2010 (UTC)
- bu madde için hangi kaynakları kullanıyosun veya sana göre hangi kaynaklar tarafsız -- Son kahraman ileti 08:58, 20 Eylül 2010 (UTC)
- üst kademe vikipedistlerin hala bu ismi değiştirmeme görüşlerinin artık sadece bir İNAT tan ibaret olduğunu düşünüyorum. isim derhal "ermeni tecriti" olarak değiştirilmeli. öncelik o ülke insanlarının verdiği ismi kullanmaktır. bu başlık altında ister 10-20 milyon ermeni öldürüldü de diyebilirsiniz, ister kayıplar hastalıklar yüzünden oldu diye karşıt görüşüde kaynaklarla açıklarsınız ama isim kesinlikle değişmeli. bu yunanistan kentlerini ingilizce veya yunanca vikide türkçe başlıklar altında tanıtmaya benziyor. isterseniz istanbulun fethi maddesinide, istanbulun düşüşü olarak değiştirelim, çünkü bu maddedeki, bakış açısı o çünkü. tekrar söylüyorum başlık DEĞİŞTİRİLMELİ.--Ollios 12:19, 31 Ekim 2010 (UTC)
- Bu olaylar iddia niteliğindedir. Dünyada dikilen heykeller yaşanan "olaylar" için dikilmiştir. "Soykırım" ifadesinin bilimsel temeli yoktur ve çok iddialı bir ithamdır ve dediğim gibi tamamen siyasi iddiadan ibaret olduğu için başlığın bilimsel ve objektif yapısına siyaset katıp zarar vererek sitenin temel ilkelerine aykırılık taşımaktadır. Bu bakış açılarıyla samimi davranarak başlığın isminin Ermeni Tehciri ya da Ermeni Olayları olmasının daha bilimsel ve objektif -siyasetten arındırılmış- olacağını düşünüyorum.88.242.247.162 13:08, 19 Aralık 2010 (UTC)
Türkiye'nin Ermenilerle ilgili çeşitli davalarında Türk tarafının avukatı olarak görev yapmış George de Maleville adlı hukukçunun 1915 Ermeni Trajedisi adlı kitabındaki yorum kayda değer mi ? Kitabı güvenilir kaynak sayılır mı ? Belki kendince tarafsız olabilir ama Türkiye'nin avukatlığını yaptığı için taraflı olduğu kabul etmemiz son derece güçtür. Ayrıca tarihçi değildir. Bence öyle biri ve kitabın varlığından bahsedilebilir ama VP:GÜVEN sayılmadığı için alıntı yapılmamalıdır. Takabeg ileti 14:33, 18 Eylül 2010 (UTC)
Harita
O 'Çakma Soykırımı Tanıyanlar Haritası'nda İran niye var? 28 Ağustosta Ermeni gazetesinde öyle bir şey uydurmuş ta, aynı gün İran Dışişleri Bakanlığı bunu yalanladı (http://www.ntvmsnbc.com/id/25127033/). Maaşallah aportta bekleyen biri dakikasında İran'ı eklemiş; Senin hayatında daha önemli bir işin yok mu demek geliyor içimden.
- slm dostum, bu harita uluslararası kullanımda e tabi ermeniler haberi alır almaz ingilizcesini güncellemişlerdir dolayısıyla otomatik olarak türkçesi de değişiyor. ama şu anda eski haline getirilmiş durumda
Selamlar
Aslında sormak lazım bi,bizi herşeyi Türkleştirmekle,Türkmenleştirmekle suçlayanlar var da,acaba kendileri niye böyle amansız bi Türk düşmanı? Nutuk taraflıymış,yazarı tarihçi bile değilmiş.Onun yazarı tarihi yazan adam! ondan olabilir mi acaba? Yazdığı şeyleri araştırmasına gerek yok,zaten yazdığı her kelimeyi bizzat yaşadı.Ha dedi mi ki Ben bunları yaşadım,nasılsa bana inanmak zorundalar. Yoo,gitti bir de söylediklerini TBMM kayıtlarına,tutanaklarına dayandırdı;her birini teker teker de gösterdi.
Bu ülkede niye işler böyle yürüyor peki? Türklüğü yüceltene sö-etnik,sö-devlet,Türklük karşıtı yazılara ve yazar,tarihçilere de alkış.Vay be ne kadar güzel yazmış,ne kadar tarafsız. Aa bak Sözde Ermeni Soykırımı dememiş,Ermeni Soykırımı demiş,tarafsız dediğin böyle olur. Bu ne kadar yanlış bir düşünce? Tarafsızlık adı altında taraf tutuluyor.Bir insan kendi milletini de mi savunamayacak? Ki haklı olmasına rağmen? Atatürk'ün ayaklarının dibine Ermeni bebek naaşları koyup soykırım kanıtı diye dünyaya tanıttılar o taraflarını açıkça tuttuklarınız.Sonra ne oldu biliyor musunuz? Resmin 1924 yılında çekilmiş olan orjinali gene bizim arşivlerimizden çıktı.Atatürk eşi Latife Hanımla birlikle,bir evin önündeler,önlerinde de birbirleriyle oyun oynayan 3-4 köpek yavrusu var.Ne kadar acıklı bir soykırım kanıtı değil mi?
Bu basit bir örnekti sadece.Şimdi size asıl sorumu soruyorum.Sizce burada haklı olan,sizlerin de tarafsız kaynak diyerek gösterdiği adamlar,onlarin söyledikleri mi? Yoksa arşivlerden belgeleri bulup çıkartıp bunu yüzlerine çarpanlar mı?
Bu kadar konuştum ama nasılsa aynı tas aynı hamam devam edeceksiniz.Size kalsa kaynak bizim arşivlerimizden çıktı diye sö-devlet olur.Fotoğrafı çeken adamı mezarından kalksa da Benim çektiğim resimde bebek naaşı falan yoktu dese oraya [kaynak belirtilmeli] yazarlar.. Doğruluktan sapacak mıyız? Hayır asla.Çok kişi bunu istiyor diye olmayan şeyleri mi göstereceğiz? Hayır tabiki.Peki var olmayan iddaları,üzerimizdeki iftiraları da mı yanıtlayamayacağız? Şunu da unutmayın,vikipedi birilerinin saltanat kuracağı bir yer de değil.Her laf söyleyene yetişmeye çalışıyorsunuz Takabeg.Nerde bir çözümlenmemiş Türklük davası varsa,haklı da olsak haksız da olsak Türklüğün karşısındasınız.İster kabul edin,ister etmeyin,kendi doğrularınızdan başka bir doğru kabul etmiyorsunuz,uygulanmasına da izin vermiyorsunuz.Bu da içlerinde en yanlışı.Bu benim görüşümdür.Böyle devam ettiği sürecede bu vikipedi de de Kıbrıs çözülür,ne Musul-Kerkük,ne Sözde Ermeni Soykırımı,ne de diğerleri..
Herneyse,herkese iyi vikilemeler. UnicornuS 07:33, 20 Kasım 2010 (UTC)UnicornuS
Tarafsızlık
- Ermeni iddalarında wikipedia taraf olmuştur.Ermeni iddalarına yer vermesi ve bunu koruma altına alarak, içeriğini koruması sorgulanması gereken bir konu.Sorumluluk reddini ön plana çıkaramayacağınız bu konuda (ki koruma altına alıyorsanız, sorumluluk sizdedir) tepki göreceğiniz muhakkakdır.Yanlı ve taraf olan kaynakça gösterimi hiç bir anlam teşkil etmez.WİKİPEDİA nın BU KONUYU DÜZELTMESİ VE ÖZÜR DİLEMESİ GEREKtiğini düşünüyor ve bu konunun wikipedia tarafından nasıl koruma altına alındığını ilgili yerlere bildireceğim.85.97.21.117 22:00, 23 Aralık 2010 (UTC)
- Sayfadaki koruma sadece (IP) anonim katkı kullanıcıların değişiklik yapmasına sınırlama getirmektedir. Vikipedi'ye üye olarak katkıda bulunabilirsiniz. Belirttiğiniz hususlarda tüm kullanıcılar aynı hassasiyete sahip olsaydı korumaya gerek kalmazdı. Sayfanın koruma altına alınması taraflılığa hizmet etme gayesinden tamamen uzaktır. İlgili kaynakçalandırmalara itirazınızı üyelik işleminizden sonra yine burada gerekçelerle birlikte dile getirebilirsiniz.--[ahzaryamed]₪.ileti 22:22, 23 Aralık 2010 (UTC)