Sicilya Emirliği

Sicilya Emirliği, 10. ve 11. yüzyılda 107 yıl süreyle Sicilya adasında hüküm sürmüş olan Müslüman bir devletti. Başkenti bu dönemde Müslüman dünyasının önemli bir kültürel ve politik merkezi haline gelen Palermo (Arapça: Bal'harm) idi.

Sicilya
Emirato di Sicilia
إمارة صقلية
Sicilya Emirliği
965-1072
Sicilya bayrağı
Bayrak
1000 yılında İtalya. Sicilya Emirliği açık yeşil renkle gösterilmiştir.
1000 yılında İtalya. Sicilya Emirliği açık yeşil renkle gösterilmiştir.
BaşkentPalermo
Yaygın dil(ler)Sicilya Arapçası, Sicilyaca, Yunanca
HükûmetMonarşi
Emir 
• 948-964
Hasan el-Kalbi
• 990-998
Yusuf el-Kalbi
• 1017-1037
el-Akhal
• 1040-1053
Hasan es-Samsam
Tarihçe 
• Kuruluşu
965
• Dağılışı
1072
Para birimiDinar, Tarì
Öncüller
Ardıllar
Sicilya (thema)
Sicilya Grandükalığı

Tarihçe

değiştir

Kelbî Hanedanı'ndan emirler yönetiminde Sicilya Emirliği

değiştir

535 yılında Sicilya bir Bizans toprağıydı. 652 yılında Halife Osman emrindeki donanma Sicilya’yı işgal etti fakat Araplar adada sadece kısa bir süre kaldılar. 700 yılında Sicilya’ya yakın Pantelleria adasını alan Araplar, Bizans ile ticaret anlaşması yaptılar. Eupheimus’un Bizans imparatoruyla sorun yaşaması sonunda II. Mikhail Sicilya'nın güneyindeki önemli limanları Araplara bıraktı. Sonuçta 965 yılında direnişlere rağmen Arap Aglebiler ve sonra Fatımiler'in eline geçti.

Fatımiler sultanı, Hasan bin Ali el-Kelbî'yi başarılarından dolayı Sicilya emiri ilan etti ve bu kişi bir Kelbî hanedanlığı kuruldu. Kelbîler devamlı (ama bazen çok zayıf bir şekilde) Fatımilere bağlı tâbi bir hükümdarlık oldular. Fatımiler 972'de Mısır'ı ellerine geçirip idarelerinin merkezini Tunus'tan Mısır'a naklettiler. Böylece Mısır'dan uzak olan Fatımi ülkelerinin valilikleri babadan oğula gecen emirliklere dönüştü. İfrikiye'nin valiliği Cezayir'de bulunan Ziriler emirliğine verildi. Sicilya'nın idaresi de İfrikiye'de bulunan idareden ayrılıp Kelbîlere verilerek yarı bağımsız olması tercih edildi. Fatımi donanmasının da Tunus sahillerinden ayrılıp Mısır'a geçmesi de Fatımilerin Kelbî Sicilya Emirliği ve İfrikiye'de Zıriler üzerindeki Fatimi nüfuzunu daha da zayıflatıp, bu emirliklerin bağımsızlıklarını artırdı.

950'de ilk Kelbî emiri Hasan'ın orduları Güney İtalya ana karasındaki Bizans yönetimine karşı bir savaşa girişti. Sicilya'dan ana karaya geçen Kelbî ordusu Güney İtalya'da Calabria'da başarılar kazanarak Cassano all'Ionio ve Gerace'yi talan ettiler.

Yine ilk Kelbî emiri Hasan, 952'de Calabria'daki Bizanslılara karşı ikinci bir sefer açtı. Bu seferde Araplar Güney İtalya'da Bizanslıların toplayabildiği orduyu yenip ve Gerace'yi kuşatmaya aldılar. Bizans İmparatoru VII. Konstantinos bir barış yapmayı kabul etti. Bu barışa göre Güney İtalya'daki Bizans'a ait olan Calabria şehirleri, Sicilya Emirliği'ne yıllık tazminat vermeyi kabul ettiler.

İlk Sicilya Kelbî emiri Hasan öldükten sonra oğlu Ahmed bin Hasan geçti ve hükümdarlığı 954-969 döneminde sürdü. Bu emrin hükümdarlığı sırasında Kelbîler ile Güney İtalya'daki Bizanslılar arasında savaş başladı. 956'da Bizans orduları Calabria'yı geri aldılar; Reggio Calabria şehrini ellerine geçirdiler ve hatta Sicilya adasına da çıkartma yaptılar. Bizanslılar daha önce kaybetmiş oldukları Girit adasını Araplardan almayı tercih ettiler ve Sicilya'daki Kelbîler ile ateşkes anlaşması yaptılar. Bunun üzerine 960'ta Bizans ordusu ve Bizans donanması, Girit üzerine sefer yapıp adayı tekrar ellerine geçirdiler.

Bu emirlik döneminde Sicilyalı Hristiyanlara din özgürlüğü verilmişti ama her Müslüman ülkede olduğu gibi Hristiyanlar cizye vergisi ödemek zorundaydılar. 962'de Sicilya bir seri isyan başladı. Taormina'da bulunan Hristiyan halk bir isyan edip şehri ellerine geçirdiler fakat Ahmed bunlar üzerine ordular göndererek isyanı çok kanlı bir şekilde bastırdı. Bu isyan sırasında Rometta'yı ana üs olarak kullanan Hristiyanlar bu kalede direnişe devam ettiler.

Bu sırada Bizans İmparatorluğu'nda hanedan değişmiş ve ordu komutanlarından II. Nikiforos Fokas Bizans imparatoru tahtını gasp etmişti. Ordu komutanı iken bu kişi Anadolu'nun doğusundaki ve Girit'te Araplara karşı yaptığı başarılı seferler yapmıştı. 963'te yeni Bizans İmparatoru başarılarını Sicilya'da da tekrarlamak isteğiyle Sicilya Emirliği üzerine komutanı imparatorun yeğeni olan Manuel emrinde 40.000 kişilik bir Bizans ordusu gönderdi. Bu ordu Sicilya'ya çıkıp Ekim 964'te Messina'yı aldı. 15 Ekim 864'te Messina yakınlarında Bizans ordusu ile Sicilya Emirliği ordusu arasında çok şiddetli geçen bir çarpışma oldu ve Sicilya Emirliği büyük bir zafer kazandı. Bizans ordusundan bu muharebede 10.000 kişi öldü ve bunlar arasında komutan Manuel de vardı.

Ahmet 964'te ölünce Sicilya Emirliği'ne Ebu el-Kasım bin Hasan geçti ve 964-982 döneminde hükümdarlık yaptı. Bu emir döneminde 970'li yıllarda Kelbîler orduları Güney İtalya'ya geçerek karadan Bizans'a ait Calabria şehirlerine hücum ettiler ve Sicilya donanmasının başında bulunan kardeşi de Adriyatik Denizi kıyılarındaki Bizans'a ait Puglia sahillerini vurup bazı önemli sahil kalelerini eline geçirdi. Bu savaşlar sırasında Bizanslılar fazla direniş göstermediler. Buna başlıca neden Bizans ordularını Balkanlarda Bulgarlarla ve daha doğuda Mısır'dan ilerleyen Fatımilerle Suriye'de uğraşmaktaydılar.

Bu arada Almanya'da bulunan II. Otto (Kutsal Roma İmparatoru) karısının tesiri altında İtalya'yı fethetmeye karar verdi. Alman orduları başında Kuzey İtalya'yı ve Roma'yı eline geçirdi ve Güney İtalya'yı fetih için harekete geçti. 980'de Pisa Cumhuriyeti'nden donanma desteği sağlanıp 961'de Güney İtalya seferi başladı. Güney İtalya'da ise II. Otto önce küçük Lombard devletleri ile uğraştı. Ocak 982'de ise Alman imparatorluk orduları Puglia'ya girip Bizans'a ait olan bu bölgeyi fetih için sefere başladı. Bazı tarihçiler Bizanslıların Sicilya Emirliği'nden destek istediğini ve Kelbîler ordularının onlara destek için Güney İtalya'da yeniden savaş başladığını; diğerleri ise Emir Ebu el-Kasım'ın Bizanslıları Güney İtalya'da zayıf gördüğü için Güney İtalya'da yeniden sefer başlatıldığını söylerler. Bu savaşlar Kelbîler ordusu ile Alman imparatoru ve onun Lombard müttefiklerine karşı yapıldı. Güney İtalya'da sefer yapan II. Otto ve Alman ordusu Mart 982'de Taranto'yu sardıktan sonra ellerine geçirdi. II. Otto sonra daha güneye sarktı ve Temmuz başında Ebu el-Kasım komutası altında Sicilya Emirliği ordusu ile Alman ordusunun yaptığı ilk çarpışmada Sicilyalılar yenildiler. Sicilya ordusu geri çekilmeye başladı fakat Almanlar çok yakından kovalamaya başlayınca kaçıp kurtulamayacağını anlayan Emir Ebu el-Kasım Collona Burnu'nda Cortone yakınlarında durup, 13 veya 14 Temmuz 982'de Almanlarla Stilo Muharebesi'ne girişti. Bu muharebede Alman şövalyeleri Sicilya Emirliği ordusunun merkezine yüklendiler ve ağır çarpışmalar sırasında Emir Ebu el-Kasım'ı öldürmeyi başardılar. Sicilya ordusunun başına gecen oğlu Cafer el-Kelbî cesaretini kaybetmeden Alman ordusunu arkadan çevirip büyük bir galibiyet kazandı. Arap tarihçisi İbni Esir'e göre Almanlar 4.000 kişi zayiat verip önemli soylu komutanlarını kaybettiler. II. Otto kimliğini saklayarak sahildeki bir Bizans gemisiyle kaçıp, 12 Kasım 982'de Roma'ya erişti. Ama Cafer el-Kelbî kazanılan bu Arap galibiyetini devam ettiremeyeceğini anladı ve ordusuyla Sicilya'ya çekilmeyi tercih etti. Bundan sonra da Sicilya Emirliği Güney İtalya'da Bizanslı ve Lombard arazilerine zaman zaman talan etme hücumları yaptıysa da Güney İtalya'da uzun savaşlara girmedi.

Sicilya Emirliği Cafer el-Kelbî (983-985) ve Yusuf el-Kelbî (990-998) emirlik dönemlerinde kültürel olarak en zirve medeniyetine erişti. Bu iki emir edebiyatçılara sanatkarlara sağladıkları destek ile anılmaktadırlar.

Yusuf'un oğlu olan Cafer el-Kelbî (998-1019) çok sert ve zalim bir hükümdar olarak tanındı. Bu emir döneminde Sicilya'da bulunan Berberi asıllı Müslümanlar arasında bir isyan çıktı. Cafer bu isyanı çok sert bir şekilde bastırdı ve Berber asıllı olanları Sicilya'dan çıkartıp İfrikiye'ye gönderdi. 1019'da bu sefer emirlik merkezi olan Palermo'da bir isyan çıktı. İsyancılar Cafer el-Kalbi'yi emirlikten indirdiler ve o da İfrikiye'ye kaçtı.

Yerine Sicilya Emirliği'ne kardeşi olan El-Akhal (1019-1037) geldi. Bizanslılar donanmaları ile 1026'da ve 1031'de Sicilya üzerine tekrar iki sefer yaptılar. El-Akhal bu Bizans hücumlarını önlemek için İfrikiye'de Fatımiler'den askeri destek sağladı. Bu askeri destekle Bizans istilacılarına karşı galip geldi fakat bu askeri destek için askerle verdiği ücretler ve harp masrafları Sicilya Emirliği hazinesine büyük zararlar getirmişti. Hazineye gelir sağlamak için al-Akhal yüksek vergiler ihdas etmek zorunda kaldı. Bu yüksek vergiler aleyhinde olan halk büyük bir isyan çıkarttı ve Sicilya'da bir iç savaş başladı. Bu iç savaşta El-Akhal'a karşı olan tarafı kardeşi Ebu Hafs idare etmekteydi ve bu iç savaş bir kardeş savaşına dönüştü. El-Akhal kardeşine karşı ordu göndermek için Bizanslılardan destek sağladı.

1038'de General Georgios Maniakes komutanlığı altında, Bizanslı paralı askerler ve 300 kadar Norman paralı askerden oluşan bir Bizans İmparatorluğu ordusu Sicilya'ya çıkartma yaptı. Bu sefere katılan Bizanslı paralı askerler arasında, sonradan Norveç kralı olan Harald Hardrada'nın komuta ettiği Vareg Muhafızlar'ı bulunmaktaydı. Paralı Norman askerleri Guillaume de Hauteville komutasında idi. Bu Bizans ordusu adada Müslümanlar arasındaki çatışmalardan faydalanarak adanın doğusunda bazı şehirleri ele geçirdi. Bunlar arasında Siraküza bir kuşatmadan sonra 1040'ta Bizanslılar elin geçti. Bu Siraküza Kuşatması'nın son sıralarında paralı Norman askerleri komutanı Guillaume de Hauteville, Siraküza Emir ile teke tek bir çatışma yapıp yenmiş ve böylece Siraküza Bizanslıların eline geçmiştir.

Ayn 1040 yılından Bizans yöneticisi "Catapan" Katakalon Kekavmenos idaresi altında bulunan Messina kalesini bir Sicilya Emirliği ordusunun kuşatmasına karşı başarı ile savundu.

Karısı saraydaki en yüksek bürokrat İoannis Orfanotrofos'ın kız kardeşi olan Bizans amirali Stefen, herkesin önünde Lombardların liderini (muhtemelen Arduin) aşağıladığından dolayı Lombardlar, Normanlar ile beraber Maniakes'i terk ettiler. Maniakes de Stefen'ı dışladı. Bunun üzerine, aynı zamanda Stefen'in kayınbiraderi ve İoannis Orfanotrofos'un kardeşi olan İmparator IV. Mikhail, Maniakes'i geri çağırdı. Böylece 1044'te Bizanslı general ve emrindeki Bizans ordusu Sicilya'dan ayrıldı. Araplar da daha sonra adayı geri aldılar. Buna rağmen, Maniakes'in başarıları Normanlara adayı kendi başlarına işgal etmeleri için ilham kaynağı oldu.

II. Ahmed El-Akhal bin Yûsuf'un kardeşi Ebu-Hafs ise İfrikiye'de hükümdarlık yapmakta olan Zıriler Emiri Muizz bin Badis'ten destek istedi. Zıriler orduları Zıriler Emiri'nin oğlu Abdullah idaresinde Sicilya'ya geçti. 1036-1052 arasında Kelbîler bu Zıriler ordusuna bağlı olarak yaşadılar.

1052'de Vali İbnu Summe, Zirilik egemenliğini reddetti ve adanın bir kısmını Normanlar'a bıraktı. Böylece Sicilya'nın Normanlarca fethi süreci başladı.

Kelbî Hanedanı'ndan Sicilya Emirleri
  • 948 – 953 : I. Hasan bin Alî El-Kelbî († 965 Rometta kuşatması sırasında Sicilya Adası'nın valisi idi, 948'de Emir unvanı verilip tabi hükümdar oldu.
  • 953 – 969 : I. Ahmed bin Hasan El-Muizziyye
  • 969 : Yâiş, gaspçı; Kelbî Hanedanı'ndan değil.
  • 969 – 970 : I. Ahmed İbni Hasan El-Muizziyye, tekrar hükümdarlığa geldi.
  • 970 – † 13 Temmuz 982 : Ebu El Kasım Alî bin Hasan Kelbî Hanedanı'ndan.
  • 982 – 983 : Câbir bin Alî
  • 983 – 986 : I. Cafer bin Muhammad
  • 986 : 'Abdullâh bin Muhammed
  • 986 – 998 : Abûlfutûh Yûsuf bin 'Abdullâh
  • 998 – 1019 : II. Cafer Taculdevle bin Yûsuf
  • 1019 – 1037 : II. Ahmed El-Akhal bin Yûsuf
  • 1035 – 1040 : Abdullâh Ebû Hafs, 1037'de II. Ahmed'i mağlup ederek emirliği gasp eden Ziriler

Hanedanı'ndan.

  • 1040 – 1044 : II. Hasan Es-Samsâm bin Yûsuf († 1053), Kelbî Hanedanı'ndan.

Emirler bulunmadan "Kaid'ler yönetiminde Sicilya Emirliği

değiştir

Sicilya Emirliği'nin son bulması

değiştir

İtalyan devletler 11. yüzyılda adaya paralı Norman askerleri göndermeye başladılar. 1060’ta ada işgal edilince ada üç Arap emir tarafından paylaştırıldı. 1068'de Normanlar 700 şövalyelik bir ordu ile Arapları yendiler ama en büyük yenilgi Araplar için Palermo kuşatmasıydı (1091).

1072’de Arap hakimiyeti sona ermesine karşın 1200’lere kadar Araplar ticari olarak adada bulunmaya devam ettiler. Normanlar da buna saygı gösterdiler.

Kaynakça

değiştir

Ayrıca bakınız

değiştir

Dış bağlantılar

değiştir