Sezgicilik

felsefe akımı

Sezgicilik ya da entüisyonizm, felsefi bir kavram olarak sezgiye akıl, zihin ve soyut düşünme karşısında hem öncelik hem de üstünlük tanıyan felsefe akımıdır. Henri Bergson akımın kurucusudur, bu nedenle kimi zaman felsefe tarihinde Bergsonculuk olarak adlandırılması da söz konusudur.

Sezgiciliğe göre bilginin, özellikle felsefe bilgisinin, kaynağı ve temeli sezgidir. Burada önemli olan sezgi kavramının içeriğidir. Felsefi anlamda sezgi; bir tür açılma, doğrudan doğruya keşfedilme ve dolaysız, aracısız birdenbire kavranma anlamında kullanılmaktadır. Buna göre, varlıkları bize oldukları gibi veren bilgi, sezgidir. Bergson'da bu kavram daha da özel bir anlamda gerçeği dolaysızca kavrama yetisi olarak belirtilmiş, algıların ve zihnin bir tür birleşiminden müteşekkil sayılmıştır. Bergson'da, kendi bilincine varmış içgüdüler sezgi olarak değerlendirilir ve bu kavram felsefenin merkezine oturtulur.[1]

Orta Çağ felsefesinde önemli isimlerden biri olan İmam Gazali'de, 19. yüzyıl felsefesinde ise Hegelci aşırı sistematik ve soyut felsefelere karşı bir tepki olarak Henri Bergson'un felsefesinde görülür. İmam Gazali "İnsanda iki göz vardır. Birincisi fiziki gözdür. İnsan bununla maddi dünyaya yönelir ve bir takım bilgilere ulaşır. Bu göz bilim ve felsefeyi kuran akıl gözüdür. İnsan için bu yeterli değildir. İkincisi ise kalp gözüdür. Kalp gözü manevi olduğu için insan kalbiyle gerçekleri bütün açıklığıyla kavrar." sözüyle bu yaklaşımı savunmuştur.[kaynak belirtilmeli] Gerçeklik sezgi ile bir kerede ve tam olarak kavranır, akla dayanan bilgi ise asla tam ve kesin olamaz düşüncesi bu felsefelerin ana tezidir.[kaynak belirtilmeli] Böylece hem rasyonalizme hem de materyalizme bir karşı çıkış söz konusu edilmektedir.

Matematik felsefesinde ve etikte sezgicilik

değiştir

Felsefede hem matematik felsefesi hem de etikte kullanılan bir kavramdır.

Etikte sezgiye dayanarak etik önermelerinin doğrulanmasını, kabulünü veya reddedilmesini tanımlar. Buna göre sezgiye uyumlu etik önermesi kabul edilebilir, sezgiye dayanmayan veya sezgiyle uyumsuzluk gösteren etik önermesi kabul edilemezdir. Eylemlerin doğru ya da yanlış oluşları, onlar üzerine düşünmeyle ulaşılacak bir sonuç değil, aksine doğrudan sezgiyle varılacak bir bilgidir. Sezgicilik dışında da belirli etik sorunlarına dair genel sezgilerin sorunun çözümüyle uyumlu olmasına çoğu etikçi dikkat etse de sezgicilikte, düşünme ve deneyimin ötesinde bilgiye ve dolayısıyla sonuca sadece sezgiyle varılması gerektiğinden, etik sorunlarının genel sezgiyle tamamen uyumlu bir şekilde çözülmesine önem verilir.

Matematikte ise sezgicilik kavramı Luitzen Egbertus Jan Brouwer isimli Hollandalı matematikçi tarafından ileri sürülmüştür. Sezgici matematik olarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte köken olarak Henri Poincaré ve Leopold Kronecker'de bulunabilir.[2] Buna göre, matematiksel belitler (aksiyom) doğrudan doğruya sezgi yoluyla kavranabilirler. Matematiksel önsellikler sezgi yoluyla kavranırlar ve bu nedenle de bu durum, matematiğin üstünlüğünü gösterir.

Bir maddeyi kavramak için iki göze ihtiyaç olduğunu savunan edebi görüştür. Buna göre gözlerden biri maddenin görünen kısmını diğeri ise görünmeyen kısmını görmeli algılamalı eğer maddeye kalp gözüyle manevi bir bakışla bakılmazsa onu eksik kavramış sayılırız düşüncesini savunur.

Kaynakça

değiştir
  1. ^"Sezgicilik", Felsefe Terimleri Sözlüğü, Bedia Akarsu, İnkılap Kitabevi.
  2. ^"intuitionism" The Oxford Dictionary of Philosophy. Simon Blackburn. Oxford University Press, 1996.