Sarıpınar 1914, Turgut Özakman’ın 1967’de yazdığı iki perdelik güldürüdür. Reşat Nuri Güntekin’in, Değirmen adlı romanından uyarlanmıştır.

Birbirinden kopuk devlet-birey ilişkisi, basının yozlaşmışlığı, sözde aydınların yapmacık davranışları, bürokratların çıkarcılığı gibi meselelerin eleştirildiği; göstermeci bir anlatımla kaleme alınmış bir oyundur. Oyunda yirmiye yakın tablo, bir anlatıcı tarafından birbirine bağlanır. Eser ilk kez, 1967’de Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından Ergin Orbey sahne düzeniyle sahneye konulmuş ve önemli bir tiyatro olayı olarak Türk tiyatro tarihine geçmiştir.[1]

1914 yılında Anadolu’daki Sarıpınar kasabasının kaymakamı ve ileri gelenleri, bir bağ evinde eğlence düzenleyip dansöz oynatırlar.[2] Bu eğlence sırasında sarhoş olup dansöz kız Naciye için birbirlerine girerler ve ertesi sabah bu durumdan “zelzele oldu” şeklinde bahsederler. Zelzele olduğu haberi bir telgrafla İstanbul’daki gazetelere ulaşınca gerçekten bir doğal afet olduğu zannedilir. Basının abartması ve duyguları sömürmesi sonucu felaket bölgesi kabul edilen Sarıpınar’a yardım yağar; Osmanlı’yı kendi yanında Dünya Savaşı’na sokmak isteyen dünya devletleri bile işin içine karışıp yardım gönderirler. Kasaba yetkilileri gelen yardımları devletin hizmetlerinin o güne kadar ulaşmadığı fakir kasaba halkına dağıtır. Mutasarrıftan valiye kadar devletin değişik kademesindeki yetkililer işin aslını fark etseler de kendi başlarının derde girmemesi için yalanı örtmeye çalışırlar. Küçük yalanlar, gittikçe daha büyük yalanlar doğurur. Felaket bölgesini görmeye devletin en yüksek kademesindeki insanlar, hatta şehzade ve Batılı gazeteciler gelir. İlk defa gördükleri Anadolu halkının sefaletini, zelzele sonucu oluşmuş zannettikleri için yalan ortaya çıkmaz. Böylece oyun "mutlu son"la sonlanır.

Kaynakça

değiştir