Muînüddin Süleyman
Pervâne Muineddin Süleyman, (Pervâne Mu‘in el-Din Suleyman, Farsça: معین الدین سلیمان پروانه), Anadolu Selçuklu dönemi devlet adamı.
II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in vezirlerinden Mühezzebüddin Ali ed-Deylemî'nin oğludur. Kösedağ Muharebesi sonrasında Mugan'daki Moğol komutanı Baycu Noyan ile barış görüşmelerine giden babasının yanında bulundu.
Tokat emîri ve sonrasında Baycu Noyan'ın desteğiyle Erzincan serleşkerliği (subaşılık) görevinde bulundu. 1254 yılında IV. Kılıç Arslan'ın elçisi olarak II. İzzeddin Keykavus ile görüşmeye giden heyette yer aldı. IV. Kılıç Arslan'ın ağabeyine yenilmesi üzerine II. İzzeddin Keykavus'un hizmetine geçti. II. İzzeddin Keykavus'un 1256 yılında Baycu Noyan komutasındaki Moğol güçlerine yenilmesi üzerine yeniden sultan ilan edilen IV. Kılıç Arslan'ın hizmetine girdi. Bu dönemde lakabını aldığı "Pervanelik"[1] görevine getirildi. Aynı yıl saltanat naibi Nizâmeddin Hurşid’in öldürülmesi üzerine Selçuklu idaresinde önemli rol oynamaya başladı.[2] 1265 yılında Kılıç Arslan'la birlikte İlhanlı tahtına çıkan Abaka Han'ın cülusuna katıldı. Buradan ayrıldıktan sonra Sinop ve çevresini Trabzon İmparatorluğu'ndan geri aldı. Sinop'un denetimini İlhanlı hakanının desteğiyle kendi üzerine aldı. Pervâne Muineddin, Selçuklu idaresindeki etkisinin iyice artması üzerine arasının açıldığı IV. Kılıç Arslan'ın yerine tahta III. Gıyaseddin Keyhüsrev'i geçirmeyi planladı. Abaka Han’ı Kılıçarslan’ın Memlük sultanı ile birlikte hareket ettiğine inandırarak ondan Kılıçrslan’ın öldürülmesi için izin aldı. Kısa bir süre sonra da IV. Kılıçarslan 1266 yılında öldürülerek yerine oğlu III. Gıyaseddin Keyhüsrev'i tahta çıkarıldı[3].
Sultanın öldürülmesinden sonra Selçuklu devletini arka planda yöneten Pervane, IV. Kılıç Arslan'ın üvey annesi Gürcü Hatun'la evlenirken kızını da yeni sultan III. Gıyaseddin Keyhüsrev ile evlendirdi. Devlet yönetimine kendi adamlarını iyice yerleştirdi. Bu dönemde kendi yerine vezirlik görevine getirilmesine yardımcı olduğu Sahib Ata ile güç mücadelesine girmeye başladı. Sahib Ata'yı II. İzzeddin Keykavus ile iş birliği yapmakla suçlayıp İlhanlıların gözünde düşürmeye çalışsa da amacına ulaşamadığı gibi Sahib Ata'nın konumu güçlenirken, kendisinin de İlhanlı idarecilerle arası açılmaya başladı. Konumunun tehlikede olması nedeniyle adamları vasıtasıyla Memlük sultanı Baybars'ı Anadolu'ya sefere çıkmaya ikna etti. 15 Nisan 1277'de meydana gelen Elbistan Muharebesi'nde Pervâne Muineddin Moğol ordusunda yer almakla birlikte Selçuklu birliklerinin bir kısmı taraf değiştirmiş, kalan bölümü de ciddi şekilde savaşa katılmadığı gibi teslim olmuştur. Baybars savaştan sonra Kayseri'ye gelmiş ve Pervâne Muineddin'i huzuruna çağırdı. Ancak Moğollardan çekinen Pervâne Muineddin sultanın çağrısına uymadı.
Baybars, ordusunun erzak sıkıntısı yaşaması, Anadolu'da da yeterli desteği bulamamasının yanı sıra Abaka han'ın da büyük bir orduyla Anadolu'ya hareket ettiği haberi üzerine Suriye'ye dönmüş, Abaka Han'da savaşın yaşandığı Elbistan'a gelmiştir. Savaş alanında Selçuklu ordusu askerlerine ait ölülerin bulunmamasına sinirlenen Abaka Han Pervâne Muineddin'i ihanetle suçlamış, Emîr İzzeddin Aybeg'inde Pervâne Muineddin'in Memlük sultanını Anadolu'ya davet ettiğini söylemesi üzerine Abaka Han, Pervâne Muineddin ile Sahib Ata'yı yanına alarak Azerbaycan'a dönmüştür. Van civarındaki Aladağ'da yargılanan ve işkence gören Pervâne Muineddin, 2 Ağustos 1277'de[2] öldürüldü.
Pervâne Muineddin, tarafından yaptırılan birkaç mimari eser bulunur. Sinop'ta eski Kilise yerine Alaeddin Camii 1214 yılında bir camiye çevrilmiştir. Şimdiki yapı yine Pervâne tarafından yeniden yapıldı. (Hicrî 999, Milâdi 1267-68)[4] Yakınındaki Alâiye Medrese de (Pervâne Medrese de denir) aynı yıl içinde yapıldı.[5]
Konya’da Muînüddîn Pervâne’nin eşi Gürcü Hatun, Mevlânâ’nın has müritlerindendi.[6] Daima Mevlânâ’nın verdiği sohbetlere katılır, derslerde hâkim manevi atmosferin tesirinde kalır, Allah’a duyduğu iştiyakla yanıp tutuşurdu. Yaşadığı manevi neşe ve duygularla sükûnet bulurdu.[7] Ancak Muînüddîn Pervâne, Mevlana'nın Moğollar ile yardımlaşmasından rahatsızlık duydu ve ''Kâfirler putları öperler putlara secde ederlerdi. Biz de şu aynısını Moğollara yapıyoruz'' diyerek tepkisini belli etti.
Pervâne Medresesi’ne ait çok fazla kaynak bulunmamakla birlikte, Ahmed Nazif’in “Mirat-ı Kayseriyye” adlı eserinde de belirtildiği üzere medresenin Anadolu Selçuklu Devleti vezirlerinden Pervâne Muineddin Süleyman[8] tarafından XIII. yüzyılın ikinci yarısında yaptırıldığı belirtilmektedir.[9] Mehmet Çayırdağ’ın “Kayseri Tarihi Araştırmaları”[10] adlı kitabında ise Ahmet Eflaki’nin “Menakibûlarifin” adlı eserinden medreseye ilişkin şöyle bir alıntı yapılmıştır: “….. Ediplerin Sultanı Fahrettin Divdest rivayet etti ki: Muineddin Pervâne, Kayseri’de büyük bir medrese yapmıştı…..”
Kaynakça
değiştir- ^ Pervâne, Anadolu Selçuklu Devlet teşkilatında mülk, iktâ gibi arazi işleri ile uğraşan, bunlarla ilgili tayin, tevcih, tahrir, vb. işleri yapan, menşur ve beratları hazırlayan ve defterleri tutan görevlidir.
- ^ a b "MUÎNÜDDİN SÜLEYMAN PERVÂNE" İslam Ansiklopedisi, Cilt: 31, Sayfa: 91-93, Yıl:2006
- ^ ""Kayseri'de Pervane Bey Medresesi" Mehmet Çayırdağ" (PDF). 13 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Nisan 2016.
- ^ Anthony Bryer and Richard Winfield, The Byzantine Monuments and Topography of the Pontos, vol. 1, (Washington D.C.: Dumbarton Oaks, 1985) 75.
- ^ ibid. 72.
- ^ Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse.
- ^ Eflâkî, a.g.e., Cilt I, sayfa 648-649.
- ^ Madran, E., Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Kültür Varlıklarının Korunmasına İlişkin Tutumlar ve Düzenlemeleri 1800 – 1950, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara, 2002, s.118.
- ^ Çayırdağ, M., Kayseri Tarihi Araştırmaları, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayını, Kayseri,, 2001, s.111.
- ^ Çayırdağ, M., Kayseri Tarihi Araştırmaları, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayını, Kayseri,, 2001.
Açıklamalar
değiştirPervâne, divanın yaptığı atamalara ve dirliklerin (iktaların) dağıtım işlerine bakardı. Yazışmaları tuğracı yürütür, hukuk işlerine emir-î dâd bakar ve askerlik işleriyle beylerbeyi ilgilenirdi. Askeri davalara ise Kadı-î leşker bakardı.