Kriyoterapi, insan vücudunun veya belirli vücut bölgelerinin aşırı soğuk ile tedavi edilmesi yöntemidir. Tedavi, doku hasarını azaltmak, iltihabı hafifletmek, ağrıyı kontrol altına almak ve çeşitli sağlık sorunlarını iyileştirmek amacıyla uygulanır. Kriyoterapi genellikle sıvı nitrojen, argon gazı veya soğuk hava gibi düşük sıcaklıklar sağlayan maddeler kullanılarak gerçekleştirilir.[1][2]

Kriyoterapi

Tarihçe ve gelişim

değiştir

Kriyoterapinin tarihçesi, insanlık tarihindeki en eski tedavi yöntemlerinden biri olan soğuk uygulamalarına dayanır. Antik Yunan'da Hipokrat, soğuğun iltihaplanmayı ve ağrıyı hafiflettiğini ilk fark edenlerden biri olarak, bu yöntemi tıbbi amaçlarla kullanmıştır. Hipokrat'ın soğuk tedaviyi önermesi, Antik Roma ve Mısır gibi diğer medeniyetlerde de yankı bulmuş ve soğuk su veya buz, tedavi edici bir yöntem olarak benimsenmiştir. Bu dönemde kullanılan soğuk uygulamalar, modern kriyoterapiden farklı olsa da, temelde aynı prensibe dayanıyordu: Vücuda soğuk uygulayarak ağrı ve iltihabı azaltma.

 
Sıvı nitrojen kriyoterapi cihazı

Modern kriyoterapinin temelleri, 19. yüzyılda atılmıştır. 1877 yılında Fransa'dan Henri Cailletet ve İsviçre'den François Picet,[3] gazların soğutulması için bir genişletme sistemi geliştirmeye başladılar. 1892'de Britanyalı James Dewar, sıvılaştırılmış gazların depolanması ve işlenmesi için ilk vakum termosunu tasarladı. 1895-1896 yılları arasında ise Alman Von Linde, havanın ticari sıvılaştırılmasını gerçekleştirdi.

Kriyoterapinin klinik uygulamaları ise 1889 yılında, New Yorklu doktor Campbell White tarafından sıvı hava (-190 °C) kullanılarak yapılmıştır. White, sıvı havayı, lupus eritematozus, zona, şankroid, siğiller ve epitelomlar gibi çeşitli cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanmıştır . 1907'de yine New York'tan Whitehouse, kriyoterapi ile tedavi ettiği on beş cilt kanserine dair iyi sonuçlar bildirmiştir. Bu süreçte bir sprey şişesi kullanmış ancak bu tekniğin zorluğu nedeniyle pamuklu bir çubuk kullanmaya geçmiştir.[4]

Modern kriyoterapinin gerçek doğuşu ise 1978 yılında Japon doktor Toshima Yamaguchi'nin çalışmalarıyla olmuştur.[5] Yamaguchi, romatoid artrit hastaları üzerinde yaptığı araştırmalar sırasında, eklem ağrılarını azaltmak için hastaların eklemlerine düşük sıcaklıklarda soğuk uygulamanın etkili olduğunu keşfetmiştir. Bu tedavi sırasında soğuk hava, hastaların eklemlerine doğrudan uygulanmış ve ağrıların büyük ölçüde azaldığı gözlemlenmiştir. Yamaguchi'nin tedavi yöntemi, yalnızca eklem hastalıklarında değil, spor yaralanmaları ve kronik ağrıların tedavisinde de etkili olduğu ortaya çıkınca dünya genelinde ilgi görmeye başlamıştır.

Yamaguchi'nin buluşu, soğuk uygulamaların sadece lokal değil, tüm vücuda uygulanabileceği fikrini de beraberinde getirmiştir. Böylece, tüm vücut kriyoterapisi (Whole Body Cryotherapy, WBC) adı verilen yöntem geliştirilmiştir. İlk kriyo odası Japonya'da kurulmuş ve hastalar, tüm vücutlarını çok kısa sürelerle aşırı düşük sıcaklıklara maruz bırakarak tedavi edilmiştir. Kriyoterapi teknolojisi hızla gelişmiş ve 1980'lerin başında Avrupa'ya yayılmaya başlamıştır. Özellikle sporcuların ve fiziksel aktivite sonrası hızlı toparlanma arayışında olan bireylerin bu tedaviye yönelmesi, kriyoterapinin popülaritesini artırmıştır.[6]

Ayrıca, Dr. Ray Allington gibi diğer uzmanlar da bu alanda önemli katkılarda bulunmuşlardır. Allington, kriyoterapinin sporcular üzerindeki etkilerini inceleyerek, uygulamanın modern tıptaki yerini sağlamlaştırmıştır.

1990'lı yıllarda, kriyoterapi sadece medikal değil, estetik ve kozmetik alanlarda da kullanılmaya başlanmıştır. Cildin sıkılaştırılması, selülit tedavisi ve yaşlanma belirtilerinin hafifletilmesi gibi amaçlarla kriyoterapi cihazları geliştirilmiştir. Kriyoterapinin soğuk uygulamalarının cilt üzerindeki olumlu etkileri, estetik dünyasında büyük ilgi görmüştür. Zamanla bu teknoloji daha da gelişmiş ve kriyojenik gazlar kullanılarak daha düşük sıcaklıklarda, daha kısa sürelerde etkili tedaviler yapılmaya başlanmıştır.[7]

 
Kriyoterapi uygulayan bir sağlık merkezi (Restore Hyper Wellness) Woodbury, Minnesota

Günümüzde, kriyoterapi, dünya genelinde yaygınlaşmış ve modern sağlık merkezlerinde sunulan bir hizmet haline gelmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Avrupa'da birçok büyük spor kulübü, sağlık merkezi ve spa, sporcuların hızlı iyileşmesi ve performans artırıcı amaçlarla kriyoterapi hizmetleri sunmaktadır. Özellikle ABD'deki CryoUSA, Restore Hyper Wellness[8] ve Avrupa'da Cryosense gibi merkezler, kriyoterapinin yaygınlaştığı başlıca yerler arasında yer alır. Bu merkezler, hem sağlık hem de güzellik alanında kriyoterapinin farklı formlarını sunarak geniş bir kitleye hitap etmektedir.

Uygulama türleri

değiştir
 
Lokal kriyoterapi kullanılarak diz tedavisi

Lokal kriyoterapi, vücudun sadece belirli bir bölgesine odaklanan tedavi yöntemidir. Genellikle kas yaralanmaları, eklem iltihapları, cilt rahatsızlıkları, tendon iltihaplanmaları ve spor yaralanmalarında tercih edilir. Bu tedavi sırasında sıvı nitrojen, argon gazı veya soğuk hava püskürtücüleri kullanılarak tedavi edilecek bölgeye doğrudan soğuk uygulanır. Sıcaklıklar genellikle -160 °C ila -180 °C arasında değişir ve bu tedavi kısa sürelerle (birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar) uygulanır. Lokal kriyoterapi, şişlik, ağrı ve iltihaplanmayı hızla azaltarak iyileşme sürecini destekler. Bu yöntem, yara izlerini hafifletmek ve ciltteki bazı lezyonları (örneğin, siğil veya güneş lekeleri) yok etmek amacıyla da dermatoloji alanında sıkça kullanılır.[9]

 
Tüm vücut kriyoterapisi için kriyosauna

Tüm vücut kriyoterapisi, kriyoterapinin en bilinen ve en kapsamlı uygulamalarından biridir. Kişi, başının dışında kalan tüm vücudunu soğuk hava odasında kısa süreli olarak aşırı düşük sıcaklıklara maruz bırakır. Bu sıcaklıklar genellikle -100 °C ila -140 °C arasında değişir ve tedavi 2-4 dakika gibi kısa bir süre boyunca uygulanır. Tüm vücut kriyoterapisi, merkezi sinir sistemini ve dolaşım sistemini doğrudan etkileyerek vücuttaki inflamasyonu azaltır, ağrı eşiğini yükseltir ve iyileşme sürecini hızlandırır. Sporcular tarafından özellikle tercih edilen bu yöntem, antrenman sonrası kas ağrılarını ve yaralanma risklerini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca, fibromiyalji, kronik ağrı, depresyon, uyku bozuklukları ve anksiyete gibi sağlık sorunlarında da kullanılır. Soğuk ortamda vücut ani bir strese girdiği için endorfin salınımı artar, bu da kişinin kendini daha iyi hissetmesine katkıda bulunur.[10]

Kriyocerrahi, lokal kriyoterapiye benzese de, temel farkı bu yöntemin cerrahi bir prosedür olmasıdır. Özellikle kanserli veya anormal hücrelerin yok edilmesi amacıyla kullanılır. Kriyocerrahi sırasında sıvı nitrojen gibi aşırı soğutulmuş maddeler, özel kriyo probları yardımıyla direkt olarak hedeflenen dokuya uygulanır. Sıcaklık, dondurucu seviyelere kadar düşürülerek anormal hücreler yok edilir. Bu işlem cilt kanseri, prostat kanseri, karaciğer tümörleri ve bazı retina hastalıkları gibi çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Kriyocerrahi, minimal invaziv bir yöntem olması ve çevredeki sağlıklı dokulara zarar vermemesi açısından avantaj sağlar. Diğer cerrahi yöntemlere kıyasla iyileşme süreci daha hızlı ve komplikasyon riski daha düşüktür.[11]

Kriyolipoliz, kriyoterapinin estetik amaçlarla kullanılan bir başka versiyonudur. Yağ hücrelerinin dondurularak parçalanması prensibine dayanır. Soğuk, cilt altındaki yağ dokusuna uygulanır ve bu bölgedeki yağ hücreleri soğuğa maruz kalarak ölür. Vücut, ölü hücreleri zamanla doğal yollarla dışarı atar. Kriyolipoliz, cerrahi müdahale gerektirmeyen, invaziv olmayan bir yağ azaltma yöntemidir. Özellikle bel, karın, basen gibi bölgelerde biriken inatçı yağları hedef alır ve estetik görünümünü iyileştirmek isteyen kişiler tarafından tercih edilir. Kriyolipoliz tedavisi genellikle birkaç hafta boyunca tekrarlanır ve her seans 30 ila 60 dakika sürer. Yan etkiler minimaldir ve iyileşme süresi neredeyse yoktur, bu da yöntemi popüler bir estetik çözüm haline getirir.[12]

 
Hiperbarik kriyoterapinin sporcuda kullanılması

Kriyojenik rehabilitasyon, sporcularda ve fiziksel olarak aktif bireylerde iyileşme sürecini hızlandırmak ve kas-iskelet sistemi yaralanmalarını tedavi etmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Özellikle yoğun antrenmanlar sonrasında kas yorgunluğu, iltihaplanma ve yaralanma riskini azaltmak için tercih edilir. Bu tedavi, soğuk uygulamasının vücuttaki kan dolaşımını hızlandırması ve hücre onarımını desteklemesi sayesinde, fiziksel performansı artırır ve iyileşme sürecini kısaltır. Rehabilitasyon merkezlerinde ya da sporcu kliniklerinde kriyojenik odalar ya da lokal uygulama cihazları kullanılarak yapılır. Ayrıca kronik kas ağrıları, eklem sorunları ve spor yaralanmalarına yönelik terapilerde de sıkça kullanılır.[13]

Bilimsel kanıtlar

değiştir

Günümüzde kriyoterapiye yönelik bilimsel kanıtlar, bazı faydalar sunmakla birlikte, belirli sağlık alanlarında hâlâ tartışmalıdır. Özellikle spor tıbbında, kas iyileşmesi ve ağrı azaltmada etkili olduğu kanıtlanmıştır. Kriyoterapinin en güçlü destekleyici verileri, antrenman sonrası iyileşmeyi hızlandırdığı yönündedir. Yapılan çalışmalar, özellikle iyi antrenmanlı atletlerde kas hasarını gösteren kreatin kinaz seviyelerinin azaldığını ve ağrı algısının hafiflediğini ortaya koymuştur. Aynı zamanda, inflamasyonu azaltarak ve antioksidan enzim seviyelerini artırarak kas onarımına destek olabileceği belirtilmiştir.[14]

Kriyoterapinin inflamasyon üzerindeki etkileri de iyi belgelenmiştir. Derin soğuk maruziyeti, kaslarda inflamasyona yol açan bazı sitokinlerin (IL-2, IL-8) düzeylerini düşürürken, inflamasyon karşıtı sitokin olan IL-10 seviyelerini artırdığı görülmüştür. Bu durum, özellikle yoğun fiziksel aktivite sonrasında kas hasarını sınırlamak için önemli bir mekanizma olarak değerlendirilmektedir.[15]

Bununla birlikte, kriyoterapinin uzun vadeli etkilerine dair daha fazla araştırma gerekmektedir. Özellikle obezite ve tip 2 diyabet gibi metabolik hastalıklar üzerindeki potansiyel etkileri hâlâ araştırılmaktadır. Kısa süreli uygulamalarda olumlu sonuçlar alınsa da, kriyoterapinin kronik kullanımının bazı anabolik süreçleri baskılayabileceği düşünülmektedir.[16]

Kriyoterapinin lipid profili üzerindeki etkileri ise dikkat çekicidir. Araştırmalar, kriyoterapi seanslarının LDL (kötü kolesterol) seviyelerini düşürüp HDL (iyi kolesterol) seviyelerini artırarak kardiyovasküler sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini göstermektedir. Ancak, vücut kitle indeksi (BMI) veya vücut yağ oranı üzerinde doğrudan bir etkisi gözlemlenmemiştir, bu da kriyoterapinin kilo kaybı açısından mucizevi bir çözüm olmadığını göstermektedir.[17]

Ancak, tüm bu faydalara rağmen, kriyoterapinin güvenliği ve etkinliği konusunda bazı endişeler devam etmektedir. Özellikle ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), kriyoterapi cihazlarının güvenliği ve etkinliği hakkında yeterli kanıt bulunmadığını ve düzenlemelerin eksik olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle, kriyoterapi uygulamaları dikkatli bir değerlendirme ve profesyonel gözetim gerektirir.[18]

Mekanizma

değiştir

Kriyoterapinin vücut üzerindeki etkileri, soğuk uygulamanın neden olduğu biyolojik tepkilerle ortaya çıkar. Düşük sıcaklıklara maruz kalındığında, kan damarları daralır (vazokonstriksiyon) ve kan dolaşımı yavaşlar. Bu, iltihaplanma ve şişliği azaltmaya yardımcı olur. Tedavi sona erdiğinde ise damarlar genişler (vazodilatasyon) ve kan akışı hızlanarak hasarlı dokulara oksijen ve besin taşınmasını artırır. Bu döngü, iyileşme sürecini hızlandırır ve ağrıyı hafifletir.

Kriyoterapinin bir diğer önemli etkisi, vücudun endorfin salınımını artırmasıdır. Endorfinler, doğal ağrı kesiciler olarak bilinir ve kişinin kendisini daha iyi hissetmesine katkıda bulunur. Bu nedenle kriyoterapi, hem fiziksel hem de psikolojik iyilik hali üzerinde olumlu etkilere sahiptir.[19]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Krioyoterapi Nedir, Nasıl Yapılır". Özlem Ekiz. Medical Park. 11 Ağustos 2023. 22 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  2. ^ yonetim (23 Ocak 2024). "Kriyoterapi Tedavisi: Adım Adım Süreçleri". Heraderma. 29 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  3. ^ Cailletet, L. (1877). "Influence of pressure on combustion". Journal of the Franklin Institute (İngilizce). 104 (2): 127-129. doi:10.1016/0016-0032(77)90513-0. ISSN 0016-0032. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  4. ^ "Handbook of the Diagnosis and Treatment of Skin Diseases". JAMA: The Journal of the American Medical Association (İngilizce). XII (17): 611. 27 Nisan 1889. doi:10.1001/jama.1889.02400940035014. ISSN 0098-7484. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  5. ^ Nagata, Chikayoshi; Yamaguchi, Tamië; Yamaguchi, Tamie (Mart 1978). "Electronic Structure of Sulfur Compounds and Their Protecting Action against Ionizing Radiation". Radiation Research (İngilizce). 73 (3): 430. doi:10.2307/3574947. ISSN 0033-7587. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  6. ^ "Cryotherapy: History and Methodology". MSPCA-Angell (İngilizce). 2024. 25 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  7. ^ "Dermatolojik Tedavide Kriyoterapi Kullanımı". G. Tarım, T. Cantürk, N. Şentürk, A.Y. Turanlı. Ö.M.Ü Tıp Dergisi. 23 Aralık 2009. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  8. ^ "Restore Hyper Wellness | Do More of What You Love". www.restore.com (İngilizce). 2024. 24 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  9. ^ Çetin, Ayhan (24 Kasım 2020). "Kriyoterapi nedir? Nasıl yapılır? Avantajları nelerdir?". Kaş Tıp Merkezi. 23 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  10. ^ Banfi, Giuseppe; Lombardi, Giovanni; Colombini, Alessandra; Melegati, Gianluca (Haziran 2010). "Whole-Body Cryotherapy in Athletes". Sports Medicine (İngilizce). 40 (6): 509-517. doi:10.2165/11531940-000000000-00000. ISSN 0112-1642. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  11. ^ Grubu, Acıbadem Sağlık (18 Temmuz 2024). "Kriyoterapi Nedir? Yöntemleri, Faydaları ve Riskleri Nelerdir?". Acıbadem Sağlık Grubu. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  12. ^ Hausswirth, Christophe; Schaal, Karine; Le Meur, Yann; Bieuzen, François; Filliard, Jean-Robert; Volondat, Marielle; Louis, Julien (22 Ağustos 2013). "Parasympathetic Activity and Blood Catecholamine Responses Following a Single Partial-Body Cryostimulation and a Whole-Body Cryostimulation". PLoS ONE (İngilizce). 8 (8): e72658. doi:10.1371/journal.pone.0072658. ISSN 1932-6203. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  13. ^ Ferreira-Junior, Joao B.; Bottaro, Martim; Loenneke, Jeremy P.; Vieira, Amilton; Vieira, Carlos A.; Bemben, Michael G. (2 Temmuz 2014). "Could whole-body cryotherapy (below âˆ'100°C) improve muscle recovery from muscle damage?". Frontiers in Physiology (İngilizce). 5. doi:10.3389/fphys.2014.00247. ISSN 1664-042X. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  14. ^ Özlü, Aysun, (Ed.) (2019). Kas İskelet Sistemi Hastalıklarında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları. Akademisyen Kitabevi. ISBN 978-605-258-653-2. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  15. ^ Peake, Jonathan M.; Neubauer, Oliver; Della Gatta, Paul A.; Nosaka, Kazunori (1 Mart 2017). "Muscle damage and inflammation during recovery from exercise". Journal of Applied Physiology (İngilizce). 122 (3): 559-570. doi:10.1152/japplphysiol.00971.2016. ISSN 8750-7587. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  16. ^ Bleakley, Chris; Bieuzen, Francois; Davison, Gareth; Costello, Joseph (Mart 2014). "Whole-body cryotherapy: empirical evidence and theoretical perspectives". Open Access Journal of Sports Medicine (İngilizce): 25. doi:10.2147/OAJSM.S41655. ISSN 1179-1543. PMC 3956737 $2. PMID 24648779. 8 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  17. ^ MD, Dr Liji Thomas (29 Kasım 2023). "Cryotherapy: the Chilling Effects of Extreme Cold on Health and Wellness". News-Medical (İngilizce). 12 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024. 
  18. ^ Frestedt, Joy L. (2017), History of FDA, Food Regulations, and Warning Letters to Food Companies (İngilizce), Elsevier, ss. 1-21, erişim tarihi: 28 Eylül 2024 
  19. ^ "Cryotherapy: Safety, what to expect, and benefits". www.medicalnewstoday.com (İngilizce). 19 Ekim 2017. 2 Ekim 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2024.