Ferecik

Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesi, Meriç ilçesi, Dedeağaç belediyesine bağlı kent ve eski belediye

Ferecik (Feres, YunancaΦέρες) Yunanistan'ın Batı Trakya'daki Evros ilinin güneyinde, çok yakınındaki Meriç nehrinin ve deltasının paralelinde ve batı şeridinde yer alan yerleşim. 2001 nüfusu 9,839. Via Egnatia yolu ile Dedeağaç (Alexandroupolis) - Kavala ve Selanik'e bağlanır. Türkiye'nin sınır kasabası Enez'e kuzey-kuzeybatı yönünde 20 km mesafededir.

Ferecik (Feres)  
Φέρες / Feres
1152'de inşa edilmiş Panagia Kosmosotira Manastırı Kilisesi (öncesinde Süleyman Gazi Camii)
1152'de inşa edilmiş Panagia Kosmosotira Manastırı Kilisesi (öncesinde Süleyman Gazi Camii)
Konum
Yunanistan üzerinde Ferecik
Ferecik
Koordinat 40°52′K 26°10′D / 40.867°K 26.167°D / 40.867; 26.167
Zaman dilimi
Yaz (YSU):
DAS (UTC+02.00)
DAYS (UTC+03.00)
Rakım (min-maks): 0 - 30 m  (0 -  98 ft)
Yönetim
Ülke Yunanistan
Coğrafi bölge: Batı Trakya
İl: Evros
Nüfus İstatistikleri (2001'e göre)
Belediye
 - Nüfus: 9.839
Kodlar
Posta Kodu: 685 00
Plaka Numarası: EB
İnternet Sitesi
www.feres.gr
www.evrosferes.gr

Roma egemenliği

değiştir

Kent, adını ilk olarak, Doğu Roma İmparatoru I. Aleksios'un oğullarından ve Komnenos Hanedanı'nın son temsilcisi I. Andronikos'un babası İsaakios Komnenos tarafından 1151-1152'de burada inşa ettirilen "Bera" veya "Beros" manastırından (Bakire Meryem Cosmosoteira) aldı ve "Bera" şeklinde anıldı. Daha sonraki Doğu Roma kaynaklarında Berroia veya Phera şeklinde de anıldı.

Türk idaresi (1357/58-1912)

değiştir

Ferecik'e yönelik ilk Türk akını, 1342-1343 kışında Aydınoğlu Umur Bey tarafından gerçekleştirilmişse de, sonuçsuz kaldı. Nitekim; aynı zamanda tarihçi olan İmparator Ioannes Kantakuzenos’un 1352 ve 1353’te Ferecik’e geldiği bilindiğine göre o sıralarda kasabanın Doğu Roma idaresinde olduğu anlaşılmaktadır. Kantakuzenos eserinde, tahttan feragatından sonra 1355’te halefi V. Ioannes Paleologos döneminde buranın artık bir manastır olmaktan çıktığını ve bazı “vahşi köylülerin” yaşadığı bir yer haline geldiğini yazar.

Kasabanın Osmanlı yönetimine geçiş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, buranın Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından Rumeli’de ilk fethedilen yerlerden biri olduğu, bunun da 1357 veya 1358’de gerçekleştiği tahmin edilmektedir. İlk Osmanlı kroniklerinden Oruç Bey tarihinde Ferecik’in Dimetoka’nın fethinden hemen sonra, Filibe ve Eski Zağra’dan önce, yani 1359-1363 yılları arasında Evrenos Bey tarafından Keşan ve İpsala ile birlikte ele geçirildiği belirtilir. Hoca Sâdeddin Efendi, Kâtib Çelebi ve Müneccimbaşı ise fethin 774’te (1372-73) gerçekleştiğini yazarlar. XVI. yüzyıl tarihçilerinden Hadîdî 758 (1357), Nişancı Mehmed Paşa 759 (1358) tarihlerini verirler. Âlî de 759 (1358) tarihinde buranın ele geçirildiğini kaydeder.[1]

Nitekim Ferecik’teki kiliseyi camiye çeviren Süleyman Paşa buraya vakıf tahsisinde bulunamadan vefat etti. 1500-1501 yıllarında Süleyman Paşa Camii’nin minaresindeki kitâbeyi kaleme alan Ferecikli şair ve tarihçisi Hadîdî'ye göre, Ferecik’teki büyük manastır fetihten sonra camiye çevrilince Orhan Gazi adına Rumeli yakasında ilk hutbe burada okundu.[2]

Osmanlı hâkimiyetinde Ferecik küçük bir kasaba durumunda kaldı. Ferecik’i 1433’te iki defa gören Bertrandon de la Broquière, "Vira" adıyla andığı kasabanın vaktiyle güzel bir kalesi bulunduğunu, fakat o yıllarda bazı yerlerinin harap halde olduğunu, camiye dönüştürülen kiliseyi gördüğünü, kale etrafında geniş bir sahada kasabanın uzandığını ve burada Türk ve Rum ahalinin yaşadığını yazar. Kasabanın nüfus durumunu ve fizikî yapısını aydınlatan en eski Türk kaynağı ise 1455 tarihli icmal defteridir. Bu deftere göre Ferecik’te 215 Müslüman, 58 Hristiyan hâne olmak üzere toplam 273 hâne (yaklaşık 1.200 kişi) vardı. Ayrıca bu sıralarda kasabada bir cami, bir mescid, bir zâviye, bir hamam, bir kervansaray bulunuyordu. Kervansarayı ve hamamı yaptıran Âhî Turhan’ın zâviyesi de mevcuttu. Süleyman Paşa adına ise herhangi bir vakıf kaydı yoktu. Caminin bakımı ve hizmetli maaşları için Ferecik kadısının vakfından tahsisat ayrılmıştı; cami hizmetlilerinden imam, müezzin, hatip ve dört cüzhanın maaşları vakfa bağlı Aya İrini Viranı vergi gelirlerinden sağlanıyordu.[3]

 
I. Mehmed döneminde inşa edilen su kemerleri

Çelebi Mehmed devrinde (1413-1421) çevredeki dağlardan kasabaya su getirildi. 1555 tarihli tamir kayıtlarını ihtiva eden deftere göre su kemerleri yapıldı ve onarıldı.[4]. İlk dönem Osmanlı mimarisinin bütün özelliklerini taşıyan su kemerlerinden ikisi günümüzde hâlâ ayaktadır. Türk idaresinde inşa edilen su kanalları 18. yüzyılda yenilenmişse de, zamanla harap hale geldi. Ferecik’in aşağı kesiminde Doğu Roma kalesi yıkıntıları üzerinde yeralan eski bir Osmanlı hamamı da günümüzde ayaktadır (burasının 1455 tarihli defterde adıgeçen Âhî Turhan Hamamı olması muhtemeldir). Bu hamamın çifte su deposunun Çelebi Mehmed tarafından yapılan su kanallarıyla değil, Meriç'le bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır (bu durum da hamamın daha eski bir tarihte, 14. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış olması olasılığını ortaya çıkarır. Hamamın mimarisinde görülen Türk üçgenleri de bu olasılığı güçlendirir).

1500 yılı civarında, Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezid devri devlet adamlarından Hadım Süleyman Paşa Ferecik Camii vakfını genişletti ve bazı onarımlarda bulundu. Bu onarımları gösteren ve Hadîdî’ye ait olan yeni minare üzerindeki 1500-1501 tarihli kitâbe Evliya Çelebi’nin kaydıyla günümüze ulaştı.[5]

 
Ferecik'teki Osmanlı kalesinin günümüze kalan yıkıntıları

Ferecik 1516 yılında daha önceki nüfus yapısını korudu. Bu tarihte 179 Müslüman, 38 Hristiyan hâne mevcuttu (yaklaşık 1.000 kişi). 1528’de nüfusta nisbî bir azalma oldu. Müslüman hâne sayısı 135, Hristiyan hâne sayısı ise yine 38 idi (yaklaşık 850 kişi). 1553’te burayı gören Fransız gezgin Pierre Belon kasabayı Vire adlı bir kalenin aşağısında iyi bir mevkide, etrafı yer yer harap olmuş eski bir duvarla çevrili güzel bir yer olarak anar; ayrıca nehir kıyısındaki bir iskeleden ve Meriç'te gezen teknelerden de sözeder. 1570’e doğru Ferecik’in nüfusunda bir artış meydana geldi: Bu tarihlerde 281 hâne Müslüman, 48 hâne Hristiyan vardı (yaklaşık 1.580 kişi). Aynı şekilde 1595-1603 yıllarında 300 Müslüman hâne, 22 Hristiyan hâne olmak üzere toplam hâne sayısı 322 oldu (yaklaşık 1.560 kişi). 15. yüzyılın ortalarından 17. yüzyıl başlarına kadar geçen süre zarfında kasabanın nüfusu içinde Müslüman hâne sayısı artış gösterirken Hristiyan hâne sayısında azalma meydana geldi.

17. yüzyılda Ferecik hakkında en geniş bilgiyi Evliya Çelebi vermektedir. Ona göre burası yedi mahalleli, 500 haneli bir kasaba durumunda olup Hristiyan nüfus kalenin aşağısında kenar mahallelerde oturuyordu. Evliya Çelebi’nin fetih sırasında yıkıldığını belirttiği kalenin büyük bölümü Bertrandon de la Broquière'e göre 1433’te ayakta idi. Ayrıca Evliya Çelebi Ferecik'te Süleyman Paşa, Şehzade Mûsâ Çelebi ve İbrâhim Ağa camileri yanında dört mescidin varlığından söz eder, beş de hanın bulunduğunu belirtir. Bu durum kasabanın, Adriyatik Denizi sahillerinden başlayıp İstanbul’a uzanan Via Egnatia denilen ana yol üzerinde önemli bir konaklama yeri olduğunu gösterir. Hanların en büyüğü I. Ahmed’in zengin defterdarı Ekmekçizâde Ahmed Paşa’ya aitti. Ahmed Paşa aynı zamanda o sırada kasabada faal olan tek hamamın da bânisiydi. Âhî Turhan Hamamı ise kullanılmaz durumdaydı. Bunların dışında iki medrese, iki de tekke vardı.

Kâtib Çelebi ise çok kısa bahsettiği Ferecik’in bir camii ile altı hanı olduğunu yazar. Aynı şekilde Fransız seyyahları Robert de Dreux 1669’da, Paul Lucas da 1714’te Virra adıyla andıkları Ferecik hakkında geniş bilgi vermezler. Baron Felix de Beaujour 1817’de Ferecik’ten Edirne ve İstanbul’a giden yol üzerinde 2-3.000 kişilik önemli bir kasaba şeklinde sözeder. Daha sonraki seyyahların yazdıklarına göre Ferecik giderek genişlemiş, fakat hiçbir zaman büyük bir yerleşim alanı hüviyetini kazanmamıştır. Ami Boué burayı, 1854’te 3.000 veya 4.000 kişilik Türk ve Rum nüfusa sahip açık bir kasaba olarak tasvir ederken[6] A. Viquesnel 1868’de bir camii, birçok hanı ile 700-800 hanelik bir kasaba durumunda bulunduğunu yazar.[7]

 
Kiliseye çevrilen Süleyman Paşa Camii'nin kubbesi

elen Rumlar yerleştirild i. 16. yüzyılda Rumeli Beylerbeyliğinin sağ kolunu teşkil eden dokuz kazadan biri olan Ferecik bu durumunu uzun süre korudu. 1860'larda bir liman şehri olarak Dedeağaç'ın kurulup geliştirilmesi, ticari yönden olduğu gibi idari bir merkez olarak da Ferecik'in önemini azalttı. 1875-1878 Edirne salnamelerine göre, Ferecik Edirne sancağına bağlı 66 köye sahip bir kaza merkeziydi. 1884'ten sonra sadece 9 köyü olan, Dedeağaç sancağı’na bağlı bir nahiye derecesine düştü.

Edirne Vilayet Matbaası Müdürü Şevket Dağdeviren'in yazdığı 1892 tarihli salnameye göre Dedeağaç sancağı’na bağlı Ferecik nahiyesi, Cami-i Kebir, Timurcan, Şeyh Sinan, Sadrettin, Subaşı, İhsaniye, Cedid ve Kıpti Müslim isimli sekiz mahalle ile dokuz köyden oluşur. Nahiyede Gazi Süleymanpaşa ve Hamza Çavuş camileri ile bir mescit ve Vakf-ı Kebir, Boyalık, Kışlak ve Herdemşi köylerinde birer cami vardır. Nahiyede 4 zaviye, 1 hükûmet konağı, telgrafhane, 27 çeşme, redif dairesi ve deposu ile süvari kışlası vardır.[8]

1901-1902 tarihli Edirne Salnâmesi ise 3.500 Müslüman nüfusa ilâveten 300'er Rum ve Bulgar’ın Ferecik’te ikamet ettiğini yazmaktadır. Ayrıca cuma namazı kılınabilecek üç caminin yanısıra, bir kilise ve 100 de dükkân vardır. Rus asıllı Doğu Roma tarihçisi T. H. Ouspensky 1907’de Ferecik’te çoğunluğun Türkler’den oluştuğunu, çok az sayıda Yunan ve Bulgar bulunduğunu belirtir. G. Lampusiades 1920’de, 1912 Balkan savaşları öncesinde Ferecik’te 600 hâne Türk, 160 Rum ve on hâne Bulgar’ın bulunduğunu kaydetti. Ferecik'in ekonomik faaliyetine dair raporlara göre; burada yılda 2.500 kilo tütün elde edilirdi. 3 adet kiremit, tuğla ve kireç ocağı olup, çömlek-hanesinde yılda 1.500 çömlek yapılırdı. Bazı köylerde ise yılda 40.000 kiye kireç elde edilirdi.[9]

Bulgar işgali ve idaresi (1912-1919)

değiştir
 
Balkan Savaşları sırasında Bulgar işgaline uğrayan Ferecik'in 1913 yılındaki görüntüsü

Balkan Savaşları ve 1912-1919 arasındaki Bulgar işgali sırasında Ferecik çok tahribata uğradı. Bu arada Müslüman ailelerin çoğu kasabayı terketti ve İslami yapıların hemen hepsi yıkıldı. Gazi Süleyman Paşa Camii kiliseye çevrildi. Son olarak, II. Abdülhamid tarafından 1899-1900 bakımı yaptırılan Osmanlı hat ve süslemeleri yok edildi.[8] 1919 Ekim'inden 1920 Mayıs'ına kadar Ferecik İtilaf Devletleri adına İtalyan askerlerince, 1920 Haziran'ından itibaren de Yunanistan tarafından işgal edildi ve bu fiili durum 1923 Lozan Antlaşması'yla hukuken tanındı.

1920 Yunan nüfus sayımında kasabada 122 kişi vardı. Göç eden Türk ve Bulgarların yerine Türkiye sınırları içerisinde kalan yerlerden ve özellikle Trakya'dan gelen Rumlar yerleştirildi.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ İslam Ansiklopedisi, "Ferecik" maddesi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul (1995), c.12, s. 371
  2. ^ "Tevarih-i Al-i Osman (1299-1523)", Hadîdî, (yay. Necdet Öztürk), İstanbul (1991), s. 77-79
  3. ^ İslam Ansiklopedisi, "Ferecik" maddesi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul (1995), c.12, s. 372
  4. ^ Başbakanlık Osmanlı Arşivi, MAD, sy.55, s.126-127
  5. ^ "Seyahatnâme", Evliya Çelebi, c.VIII, s.78
  6. ^ "Requeil d'itineraires dans la Turquie d'Europe", Ami Boue, Viyana (1854), s.105-106
  7. ^ "Voyage dans la Turquie d'Europe, description physique et geologique de la Thrace", A. Viquesnel, Paris (1868), c.I, S.161
  8. ^ a b İslam Ansiklopedisi, "Ferecik" maddesi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul (1995), c.12, s. 373
  9. ^ Kazancıgil, Dr. Ratip - Gökçe, Nilüfer Dağdevirenzade M. Şevket Bey'in Edirne Tarihi ve Balkan Savaşı Anıları Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No: 41 Edirne 2005

Dış bağlantılar

değiştir