Doping, sportif performansı artırmak amacıyla yasaklanmış ve vücuda yabancı maddelerin kullanılması ya da herhangi bir maddenin anormal miktarlarda tüketilmesi veya vücuda normal dışı yollardan alınması olarak tanımlanır.

Dopingin ilk resmi tanımı 1963 yılında yapılmıştır. Buna göre doping; sporcu ya da oyuncuların yarışma sırasında veya oyuna hazırlanırken spor ahlâkına yakışmayacak şekilde performanslarını yapay olarak artıracak ve sporcunun fiziksel ve psikolojik sağlığına zarar verecek madde veya başka olası yöntemleri kullanmasıdır.

Dopingin kullanımı çok eski dönemlere kadar uzanmaktadır. İlk doping izlerine M.Ö. 3. yüzyılda yapılan olimpiyat oyunlarında rastlanmaktadır. Bu dönemde sporcuların hızlı koşabilmek için mantar yedikleri bilinmektedir.

Romalılar döneminde savaş araba yarışlarında atların daha hızlı koşabilmeleri için atlara su ve bal karışımı hydromel adı verilen bir sıvı içirilirdi. Tarihi kayıtlarda Güney Amerika yerlilerinin koka filizlerini çiğnedikleri görülmektedir.

Modern çağdaki ilk dopinglere 19. yüzyılda yüzücü ve bisikletçilere rastlanmaktadır. Modern olimpiyat oyunlarının başlamasıyla beraber sporcular arasında madde kullanımı hızla yaygınlaşmış ve günümüze kadar olimpiyat oyunlarında çok sayıda bu zararlı madde tespit edilmiştir.

Zararları

değiştir

Dopingin çarpıntı, yüksek tansiyon, sinirlilik, aşırı ter, saç dökülmesi, kalp krizi sonucu ölüm gibi zararları bulunmaktadır.