Aziz Stephen Tacı Toprakları

Aziz Stephen Tacı Toprakları (Macarca: a Szent Korona Országai), gayri resmi olarak Transleithaya (Leitha Nehri'nin "ötesindeki" topraklar veya bölge anlamına gelir), Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Macaristan bölümünün topraklarına denir. 1867 Avusturya-Macaristan Antlaşması ile kurulan bölge Birinci Dünya Savaşının sonunda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun dağılmasıyla sona erdi.[1] İsim, Macaristan Krallığı için sembolik bir öneme sahip olan ve Macaristan'ın Aziz Stephen Tacı olarak bilinen Macaristan'ın tarihi taç giyme seremonisine atıfta bulunuyordu.

Macar bayrağı
Hırvat bayrağı

1868 tarihli Hırvat-Macar Uzlaşması'nın Birinci Maddesine göre, Macaristan'ın Baş Krallığı (Orta Çağ Latince terminolojisine göre Archiregnum Hungaricum) olarak da adlandırılan bu bölge, resmi olarak "Macaristan Krallığı ile Hırvatistan, Slavonya ve Dalmaçya Üçlü Krallığı'nın bir devlet birliği" olarak tanımlandı.[2] Dalmaçya, imparatorluğun Avusturya'daki yarısı olan Cisleytanya'nın bir parçası olarak olmasına ve Aziz Stephen Tacı Toprakları'nın dışında yer almasına rağmen, birleşik bir Hırvatistan, Slavonya ve Dalmaçya'dan oluşan Üçlü krallık'nın tanınmasını amaçlayan uzun bir siyasi kampanya nedeniyle adına dahil edildi.

Taç toprakları

değiştir
 
Yeşil Macaristan Krallığı ve Hırvatistan-Slavonya Krallığı Bölgesi

1867 Avusturya-Macaristan Antlaşması'ndan sonra, Aziz Stephen Tacı Toprakları, Macaristan (eski Erdel Prensliği'nin (Erdélyi Fejedelemség) ve eski Sırbistan Voyvodalığı ve Temeşvar Banatı'nın topraklarını da içeriyordu) dahil olmak üzere Macaristan Krallığı, kendi kendini yöneten Hırvatistan-Slavonya Krallığı ve serbest liman Rijeka'dan (Fiume) oluşuyordu.[3]

Krallıklar

değiştir

Özgür Şehirler

değiştir

Müşterek hakimiyet

değiştir

İkili Monarşi'yi yaratan 1867 Uzlaşması, Macar hükûmetine Mohaç Muharebesi'nden beri sahip olduğu iç işlerinde daha fazla kontrol sağladı. Bununla birlikte, yeni hükûmet ciddi ekonomik sorunlarla ve etnik azınlıkların artan huzursuzluğuyla karşı karşıya kaldı.[4] Birinci Dünya Savaşı, Avusturya-Macaristan'ın dağılmasına yol açtı ve savaşın ardından, komünist bir rejim de dahil olmak üzere bir dizi hükûmet Budapeşte'de (1872'de Buda ve Peşte şehirleri birleşerek Budapeşte oldu) iktidarı ele geçirdi.

Anayasal ve yasal çerçeve

değiştir

Aziz Stephen Tacı Toprakları, Macaristan'ın Apostolik Kralı ve Hırvatistan ve Slavonya Kralı olarak Avusturya İmparatoru I. Franz Joseph'in yönetimi altındaydı. Yerine 1916'da büyük yeğeni İmparator I. Karl geçti.[5]

Bir Habsburg imparatoru bir kez daha Macaristan'ın kralı oldu, ancak uzlaşma, onun ülkenin içişleri üzerindeki gücünü katı bir şekilde sınırladı ve Macar hükûmeti, içişlerinin kontrolünü ele geçirdi.[6] Macar hükûmeti, imparator tarafından atanan ancak dar bir oy hakkıyla seçilen iki meclisli bir parlamento olan Macaristan Diyetinden sorumlu bir başbakan ve kabineden oluşuyordu. Diyet, 18 Şubat 1867'de Bakan-Başkan Kont Gyula Andrássy tarafından toplandı.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yönetim şekli Macarların ve Avusturyalıların "ortak" dışişleri, savunma ve maliye bakanlıkları aracılığıyla yönetiliyordu. İlgili bakanlar, ayrı Avusturya ve Macaristan parlamentolarını temsil eden delegasyonlara karşı sorumluydu.[7] İmparatorluk ve kraliyet ordularını "ortak" savunma bakanlığı yönetse de, imparator onların başkomutanı olarak hareket etti ve Almanca, bir bütün olarak orduda komuta dili olarak kaldı. Uzlaşma, ticaret ve para politikası, tarifeler, demiryolu ve dolaylı vergilendirmenin her on yılda bir müzakere edilecek "ortak" konular olduğunu belirledi. Uzlaşma, Transilvanya'yı da Macaristan'ın yargı yetkisine geri verdi.

Franz Joseph'in ısrarı üzerine, Macaristan ve Hırvatistan 1868'de Nagodba adlı benzer bir uzlaşmaya vardılar ve Hırvatistan'a Kutsal Macar Krallığı Topraklarında özel bir statü verdiler. Aslında, Avusturya-Macaristan'ın bu yarısı resmi olarak "Macaristan Krallığı ile Hırvatistan, Slavonya ve Dalmaçya Üçlü Krallığı'nın bir devlet birliği" olarak tanımlandı (1. madde).[8] Anlaşma, Hırvatistan'ın farklı kimliğini tanıdı ve Hırvatistan'a, eski Hırvatistan Krallığı'nın Sabor (meclisi) tarafından uygulanan iç işleri üzerinde özerklik verdi. Sabor, adalet, eğitim ve dini konular ve içişleri alanlarında yasama yetkisini kısmi olarak kazandı. Ancak uygulamada bu özerklik oldukça sınırlıydı. Hırvat Banı artık Macaristan başbakanı tarafından aday gösterilecek ve kral tarafından atanacaktı.[9] Ortak politika alanları finans, döviz meseleleri, ticaret politikası, postane ve demiryollarını içeriyordu. Hırvatça, Hırvat hükûmetinin resmi dili oldu ve Macar diyetinden önce "ortak" meseleleri tartışan Hırvat temsilcilerin Hırvatça konuşmalarına izin verildi.

Aziz Stephen Tacı Toprakları'nın kendi bayrağı yoktu. Nagodba'nın göre 62 ve 63. maddeleri, tüm ortak Hırvat ve Macar makamlarında hem Hırvatistan hem de Macaristan'ın sembollerinin kullanılması gerekiyordu. Örneğin, Macar-Hırvat ortak Parlamentosu ne zaman bir oturum düzenlese, Budapeşte'deki parlamento binasına hem Hırvat bayrağı hem de Macar bayrağı çekildi. Viyana'da Schönbrunn Sarayı'nın önünde Cisleytanya için siyah ve sarı bir bayrak dalgalanırken, yanında Aziz Stephen Tacı Toprakları için hem Hırvat hem de Macar bayrakları dalgalandı.[10] 1915'te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun yalnızca Avusturya ve Macaristan armalarından oluşan yeni bir resmi arma yayınlandığında, Hırvat hükûmeti Nagodba'nın ihlali olduğu için protesto etti. Viyana hızla yanıt verdi ve Hırvat armasını dahil etti.

1868'de çıkarılan Milliyetler Yasası, Macaristan'ı, üyeleri dil dışında tüm alanlarda eşit haklara sahip olan farklı milliyetlerden oluşan tek bir Macar ulusu olarak tanımladı. Macarca olmayan diller yerel yönetimlerde, kiliselerde ve okullarda kullanılabilse de, Macarca merkezi hükûmetin ve üniversitelerin resmi dili oldu.[11] Pek çok Macar, yasayı çok cömert bulurken, azınlık grubu liderleri bunu yetersiz bularak reddetti. Kuzey Macaristan'daki Slovaklar, Transilvanya'daki Rumenler ve Voyvodina'daki Sırpların hepsi daha fazla özerklik istedi. Hükûmet milliyetlerle ilgili başka bir adım atmadı ve hoşnutsuzluk alevlendi.

Anti-Semitizm, ekonomik rekabet korkusunun bir sonucu olarak yüzyılın başlarında Macaristan'da ortaya çıktı. Korkunun oluşmasında Yahudilerin bazı sıkıntılı maden şehirleri dışında başa yerlerde de yerde yaşamalarına izin veren 1840'taki yasa ve Yahudilere yasa önünde eşitlik sağlayan ve ekonomiye katılımlarının önündeki tüm engelleri fiilen kaldıran 1868 Yahudi Kurtuluş Yasasıydı. Yine de gayri resmi engeller Yahudileri siyaset ve kamusal yaşamda kariyer yapmaktan alıkoydu.[12]

Liberal Partinin Yükselişi

değiştir

Franz Joseph, 1867'de Gyula Andrássy'yi (Ferenc Deák'ın partisinin bir üyesi) başbakan olarak atadı. Hükûmet, 1867 Avusturya-Macaristan Antlaşmasını güçlü bir şekilde destekledi ve liberal ekonomi politikası izledi. Loncalar lağvedildi, işçilerin ücretler için pazarlık yapmasına izin verildi ve hükûmet eğitimi iyileştirmeye, karayolları ve demiryolları inşa etmeye çalıştı.[13] 1850 ile 1875 arasında Macaristan'ın çiftlikleri zenginleşti: tahıl fiyatları yükselmiş ve ihracat üç katına çıkmıştı. Ancak Macaristan ekonomisi çok yavaş sermaye biriktirdi ve hükûmet büyük ölçüde dış kredilere bel bağladı. Ayrıca uzlaşmanın yürürlüğe girmesinden hemen sonra ulusal ve yerel bürokrasiler büyümeye başladı. Çok geçmeden bürokrasinin maliyeti ülkenin vergi gelirlerini aştı ve ulusal borç fırladı.[14] 1870'lerin ortalarındaki ekonomik gerilemenin ardından, Deák'ın partisi mali kötü yönetim ve skandal suçlamalarına yenik düştü.

Bu ekonomik sorunların bir sonucu olarak, 1875'te kurulan Kálmán Tisza'nın Liberal Partisi 1875'te iktidara geldi. Tisza, ne yazık ki temsili olmayan bir seçim sisteminin yolsuzluk ve manipülasyon yoluyla kontrolü sağlayan bürokratik bir siyasi makine kurdu. Buna ek olarak, Tisza'nın hükûmeti hem memnun olmayan milletlere hem de Tisza'nın Avusturyalılara fazla itaatkar olduğunu düşünen Macarlara karşı koymak zorunda kaldı.[15] Liberaller, İkili Monarşinin Macaristan'ın ekonomik konumunu iyileştirdiğini ve Avrupa siyasetindeki etkisini artırdığını savundu.

Tisza hükûmeti vergileri artırdı, iktidara geldikten birkaç yıl sonra bütçeyi dengeledi ve büyük yol, demiryolu ve su yolu projelerini tamamladı. Ticaret ve sanayi hızla genişledi. 1880'den sonra hükûmet, liberal ekonomi politikalarını terk etti ve krediler, sübvansiyonlar, devlet sözleşmeleri, vergi muafiyetleri ve diğer önlemlerle sanayiyi teşvik etti.[16] 1890 ile 1910 arasında, sanayide istihdam edilen Macarların oranı ikiye katlanarak %24,2'ye çıkarken, tarıma bağımlı olanların oranı %82'den %62'ye düştü. Ancak 1880'ler ve 1890'lar köylülük için bunalım yıllarıydı. Demiryolu ve buharlı gemi taşımacılığı, Kuzey Amerikalı çiftçilerin Avrupa pazarlarına erişmesini sağladı ve Avrupa'nın tahıl fiyatları yüzde 50 düştü. Büyük toprak sahipleri, ticaret koruması ve diğer siyasi çareler arayarak gerilemeyle mücadele etti; çiftlikleri çok sayıda başarısız olan daha küçük soylular, hâlâ filizlenmekte olan bürokraside pozisyon aradılar.[17] Buna karşılık, köylülük geçimlik tarıma başvurdu ve para kazanmak için işçi olarak çalıştı.

Sosyal değişiklikler

değiştir
 
Macaristan Krallığı sakinlerinin kostümleri: Rumen, Macar (Magyar), Slovak ve Alman köylüler

Macaristan'ın nüfusu 1850 ile 1910 arasında 13 milyondan 20 milyona yükseldi. 1867'den sonra Macaristan'ın feodal toplumu, yerini kodamanları, daha küçük soyluları, orta sınıfı, işçi sınıfını ve köylüleri içeren daha karmaşık bir topluma bıraktı.[18] Bununla birlikte, kodamanlar, muazzam servetleri ve diyetin üst meclisindeki hakim konumları nedeniyle birkaç muhafazakar parti aracılığıyla büyük etki sağlamaya devam ettiler. Tarımın soyluların görevi olarak kalması gerektiğini savunarak modernleşmeyle mücadele ettiler ve hem Viyana ile daha yakın bağlar hem de Macaristan'ın geleneksel sosyal yapısı ve kurumlarının restorasyonu için çabaladılar. Roma Katolik Kilisesinin önemli bir müttefiki olan bu kodamanlar, güçlerini kullanarak piyasadan koruma kazandılar ve ayrıca orta sınıf vurgunculuğunun kısıtlanması ve bedensel cezanın yeniden tesis edilmesi için baskı yaptılar.[19]

Bazı daha az soylu toprak sahipleri, 19. yüzyılın sonlarında yaşanan tarımsal bunalımdan sağ çıktılar ve çiftçiliğe devam ettiler. Diğerleri bürokrasiye veya mesleklere yöneldi.

19. yüzyılın ortalarında, Macaristan'ın orta sınıfı az sayıda Alman ve Yahudi tüccar ve birkaç zanaatkar çalıştıran atölye sahiplerinden oluşuyordu. Ancak 20. yüzyılın başında, orta sınıf karmaşıklaşmış olsa da homojenleşmiş ve çoğunlukla Yahudi olmuştu. Aslında, Tisza'nın bürokratik makinesini destekleyen modern ekonomiyi Yahudiler yarattı.[3] Buna karşılık Tisza, yalnızca anti-Semitizmi kınamakla kalmadı, aynı zamanda siyasi mekanizmasını anti-Semitik bir partinin büyümesini kontrol etmek için kullandı. 1896'da halefleri, Yahudilerin nihai kurtuluşunu güvence altına alan bir yasa çıkardı. 1910'da yaklaşık 900.000 Yahudi, nüfusun yaklaşık yüzde 5'ini ve Macaristan vatandaşlarının yaklaşık yüzde 23'ünü oluşturuyordu. Ancak bu verilerden çok farklı olarak Yahudiler, ticari işletme sahiplerinin yüzde 54'ünü, finans kurumu yönetici ve sahiplerinin yüzde 85'ini ve tüm ticaret çalışanlarının yüzde 62'sini oluşturuyordu.[4]

Bir işçi sınıfının yükselişi endüstriyel gelişme ile paraleldi. 1900'de Macaristan'ın maden sektörü ve endüstriler, nüfusun yüzde 13'ünü oluşturan yaklaşık 1,2 milyon kişiyi istihdam ediyordu. Hükûmet, Macar ürünlerini dış pazarlarda rekabetçi kılmak ve yoksul köylülerin iş bulmak için şehre akın etmesini önlemek için düşük ücretleri destekledi. Hükûmet 1884'te grev hakkını tanıdı, ancak emek güçlü bir siyasi baskı altına sokuldu. 1890'da Sosyal Demokrat Parti kuruldu ve sendikalarla gizlice ittifaklar kurdu. Aynı dönemde Budapeşte işçilerinin üçte birini askere aldı. 1900'e gelindiğinde, parti ve sendikalarda 200.000'den fazla üye vardı. Diyet; sağlık ve kaza sigortası sağlamak da dahil olmak üzere sanayi işçilerinin yaşamlarını iyileştirmek için yasalar çıkardı, ancak oy hakkını genişletmenin Macar olmayan çok fazla kişiye oy hakkı vereceğini ve Macar egemenliğini tehdit edeceğini savunarak oy haklarını genişletmeyi reddetti. 1867 Avusturya-Macaristan Antlaşmasından sonra, Macar hükûmeti vasıflı, okur-yazar bir işgücü yaratmak amacıyla bir eğitim reformu da başlattı. Sonuç olarak, okuma yazma oranı 1910'da yüzde 80'e yükseldi. Okuryazarlık, tarım ve sanayi işçilerinin beklentilerini yükseltti ve onları siyasi ve toplumsal değişim hareketlerine katılmaları için olgunlaştırdı.

Köylülüğün içinde bulunduğu kötü durum, 19. yüzyılın sonundaki bunalım sırasında daha da kötüleşti. Kırsal nüfus arttı ve arazi birbirini izleyen nesiller tarafından paylaşıldıkça köylülerin çiftlik arazilerinin boyutu küçüldü. 1900'e gelindiğinde, ülkedeki toprak sahiplerinin neredeyse yarısı, temel ihtiyaçları karşılayamayacak kadar küçük arazilerden geçimini sağlıyordu ve birçok çiftlik işçisinin hiç toprağı yoktu. Pek çok köylü göç etmeyi seçti ve ayrılma oranları 1870'lerde yılda yaklaşık 50.000'e ve 1907'de yılda yaklaşık 200.000'e ulaştı. Köylülüğün nüfus içindeki payı 1890'da yüzde 72,5'ten 1900'de yüzde 68,4'e düştü. hükûmet buna asker göndererek, tüm çiftlik işçisi örgütlerini yasaklayarak ve diğer baskıcı yasaları geçirerek tepki gösterdi.

19. yüzyılın sonlarında Liberal Parti, hükûmetin gücünü Roma Katolik Kilisesi pahasına artıran yasalar çıkardı. Parlamento, ruhban atamalarını veto etme hakkını kazandı ve kilisenin Macaristan'ın eğitim kurumları üzerindeki neredeyse tüm hakimiyetini azalttı. Ek yasalar, kilisenin bir dizi medeni mesele üzerindeki yetkisini ortadan kaldırdı ve bu süreçte resmi nikah ve boşanma prosedürlerini getirdi.

Liberal Parti ayrıca birleşik, Macarlaştırılmış bir devlet yaratmak için Macar dilinin kullanılmasını zorunlu kılan yasalar çıkardı ve Macarca öğretilen okul sayısını artırdı. 1890'dan sonra hükûmet, eğitimli Slovakları, Almanları, Hırvatları ve Rumenleri Macarlaştırmayı ve onları bürokrasiye dahil etmeyi başardı. Azınlıkların çoğu Macarca konuşmayı asla öğrenmedi, ancak eğitim sistemi onların siyasi haklarının farkına varmalarını sağladı ve Macarlaştırmaya karşı hoşnutsuzlukları arttı. Balkanlar'da yeni ulus-devletlerin kurulmasının ardından, bürokratik baskılar ve Macaristan'a karşı toprak iddialarına ilişkin artan korkular, Tisza'yı azınlıkları temsilden yoksun bırakmak için seçim hilelerini kullanmaya zorladı. Bununla birlikte, 1901'de Rumen ve Slovak ulusal partileri, seçim şiddeti ve polis baskısı olaylarından yılmadılar.

1905–1919'daki siyasi ve ekonomik durum

değiştir

Tisza, Liberal hükûmeti 1890'a kadar yönetti ve bundan sonraki on dört yıl boyunca bir dizi Liberal başbakan görev yaptı. Tarımsal gerileme devam etti ve bürokrasi artık başka bir yerde iş bulamayan yoksullaştırılmış küçük soyluları ve eğitimli insanları özümseyemez hale geldi. Bu grup siyasi desteğini, 1905'te Liberallerle koalisyona zorlayan "ulusal" muhalefetin bir parçası haline gelen İstiklal Partisi'ne ve Kırk Sekizler Partisi'ne verdi. İstiklal Partisi, monarşi ve Macaristan'ın içindeki konumunu güçlendirmeye çalıştı; Ancak Kırk Sekizler Partisi, 1867 Uzlaşmasını desteklemiyordu, Macaristan'ın bir Avusturya kolonisi olarak kaldığını savundu ve bir Macar ulusal bankası ve bağımsız bir gümrük bölgesi kurulması için bastırdı.

Franz Joseph, Avusturya'dan orduyla ilgili taviz taleplerinden vazgeçene kadar koalisyon üyelerini hükûmete atamayı reddetti. Koalisyon nihayet 1906'da iktidara geldiğinde, liderler 1867 Avusturya-Macaristan Antlaşmasına karşı muhalefetlerinden geri çekildiler ve Liberal Parti'nin ekonomi politikalarını izlediler. Kalman Tisza'nın oğlu ve 1903'ten 1905'e kadar başbakanı olan Istvan Tisza, 1910'da parlamentoda büyük çoğunluk kazanan yeni Ulusal Çalışma Partisi'ni kurdu. Tisza, 1912'de oy haklarını genişletmeye yönelik başarısız bir girişim nedeniyle işçi çekişmesinin patlak vermesinin ardından ikinci kez başbakan oldu.

Bükreş Antlaşması ile Romanya, 5.513 km²'sini Avusturya-Macaristan'a devretti ve bunun 3.249 km²'si Macaristan'a gitti.

Çöküş

değiştir
 
Macaristan Krallığı ve Trianon Antlaşması sonrasındaki Macaristan sınırları arasındaki fark

Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Aziz Stephen Tacı Toprakları'nın varlığı sona erdi. Hırvatlar, diğer Güney Slav ulusları ile birlikte, 1867 ve 1868'de birliğin başlangıcından bu yana ayrı bir devlet ve monarşide Avusturyalılar ve Macarlara eşit statü istiyorlardı. Macar tarafının her zaman veto ettiği birçok girişimden sonra, Macar Bakanlar Konseyi Macaristan başbakanı Sándor Wekerle ve Kont Istvan Tisza Hırvat manifestosunu 22 Ekim 1918'de, Kral I. Karl'tan bir gün sonra imzaladılar. Monarşisinde reform yapmak için çok geç olduğu için, 29 Ekim 1918'de Zagreb'deki Hırvat Parlamentosu (Sabor), Hırvat topraklarını birleştirdi ve Avusturya ve Macaristan ile birliği ve tüm bağları (özellikle 1868 Nagodba'nın 1. Maddesi) sona erdirdi. Sloven, Hırvat ve Sırp Devleti Ulusal Konseyi'ne katıldı (1 Aralık 1918'de Sırbistan Krallığı ile birleşerek Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı'nı kurdu. Fiume şehri, İtalya'ya devredildiği 1924 yılına kadar kısa ömürlü Fiume Özgür Devleti oldu. Banat, Baçka ve Baranya'daki (Temes, Torontál, Bács-Bodrog ve Baranya batısının ilçeleri) Banat, Baçka ve Baranya Eyaleti olarak güney Macaristan ilçelerinin bölgeleri Sırplar, Hırvatlar ve Sloven Krallığı'nın bir parçası oldu.

I. Karl çaresizlikten Avusturya ile Macaristan arasındaki bağların gevşemesini savunan Mihály Károlyi'yi başbakan olarak atadı. Károlyi'nin teşvikiyle, Macar parlamentosu 31 Ekim 1918'de Avusturya-Macaristan Uzlaşmasını feshetti.

13 Kasım'da I. Karl, Macaristan'ın devletin biçimini belirleme hakkını kabul ettiğini ve Macaristan siyasetinde yer alma hakkından feragat ettiğini açıkladı. Ayrıca monarşinin Macar bölümündeki bürokratların kendisine sadakat yeminlerinden kurtardı. Bu tahttan çekilme olarak kabul edilse de, Károlyi ve hükûmeti beklemek istemiyordu; 16 Kasım'da Macar Demokratik Cumhuriyeti'ni ilan ettiler. Ancak Kral I. Karl asla tahttan çekilmedi ve 1920'den 1944'e kadar restore edilmiş Macaristan Krallığı, Miklós Horthy tarafından naip olarak yönetildi.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Austria | Facts, People, and Points of Interest | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 18 Ağustos 2023. 6 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2023. 
  2. ^ "Croatia | Facts, Geography, Maps, & History | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 15 Ağustos 2023. 27 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2023. 
  3. ^ a b Hrvatska smotra za politiku, književnost, znanost, umjetnost i kritiku (Hırvatça). Tisak Prve hrvatske radničke tiskare. 1906. 
  4. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 9 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  9. ^ Sepic, Dragovan (1968). "The Question of Yugoslav Union in 1918". Journal of Contemporary History. 3 (4): 29-43. ISSN 0022-0094. 9 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2023. 
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  12. ^ Kann, Robert A. (20 Ağu 1984). "The peoples of the Eastern Habsburg lands, 1526-1918". Seattle : University of Washington Press – Internet Archive vasıtasıyla. 
  13. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  14. ^ Szilassy, Sándor (20 Ağu 1971). "Revolutionary Hungary, 1918-1921. -". Astor Park, Fla.: Danubian Press. 7 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi – Internet Archive vasıtasıyla. 
  15. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  16. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  17. ^ Крестић, Василије (20 Ağu 1969). "Хрватско-угарска нагодба 1868 године". издатель не указан. 20 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2023 – Google Books vasıtasıyla. 
  18. ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023. 
  19. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023.