Ay

Dünya'nın doğal uydusu

Ay, Dünya'nın tek doğal uydusu ve Güneş Sistemi içindeki beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km, yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Jeofiziksel açıdan Ay, gezegen kütleli gök cismi veya uydu gezegendir. Kütlesi, Dünya'nın kütlesinin %1,2'si ve çapı 3.474 km (2.159 mi) ile Dünya'nın yaklaşık dörtte biri kadardır. Yüzeyinde kütleçekim etkisi yerçekiminin yaklaşık %17'sidir. Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27 gün 7 saatte tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.

Ay
Adlandırmalar
MPC belirtmesiEarth I
Alternatif adlar
Sıfatlar
Sembol☾
Yörünge özellikleri
Yerberi362.600 km
(356.400-370.400 km)
Yeröte405.400 km
(404.000-406.700 km)
384.399 km (1,28 Is, 0,00257 AU)[1]
Dış merkezlik0,0549[1]
27,321661 g
(27 g 7 sa 43 dk 11,5 sn[1])
29,530589 g
(29 g 12 sa 44 dk 2,9 sn)
1,022 km/sn
Eğiklik5,145° (tutuluma)[2]
Doğal uydusuDünya[3]
Fiziksel özellikler
  • −2,5 ile −12,9
  • −12,74  (ortalama dolunay)[4]
29,3 ile 34,1 yay-dakika[4]
Ortalama yarıçap
1.737,4 km  
(Dünya'nın 0,2727'si)
[1][4][5]
Ekvatoral yarıçap
1.738,1 km  
(Dünya'nın 0,2725'i)
[4]
Kutupsal yarıçap
1.736,0 km  
(Dünya'nın 0,2731'i)
[4]
Basıklık0,0012[4]
Çevresi10.921 km  (ekvatoryal)
3,793 × 107 km2  
(Dünya'nın 0,074'ü)
Hacim2,1958 × 1010 km3  
(Dünya'nın 0,020'si)[4]
Kütle7,342 × 1022 kg  
(Dünya'nın 0,012300'ü)[1][4]
[6]
Ortalama yoğunluk
3,344 g/cm3[1][4]
0,606 × Dünya
1,62092 m/s2  (0,1654 g; 5,318 ft/s2)[4]
Atalet momenti faktörü
0,3929 ± 0,0009[7]
2,38 km/sn
(8.600 km/sa)
29,530589 g
(29 g 12 sa 44 dk 2,9 s; sinodal; güneş günü) (eş zamanlı dönüş)
27,321661 g  (eş zamanlı dönüş)
Ekvatoral dönme hızı
4,627 m/sn
1,5424° (tutuluma)[8]
Kuzey kutbu sağ açıklık
  • 17sa 47d 26s
  • 266,86°[9]
Kuzey kutbu dik açıklık
24,36°[9]
Albedo0,136[10]
Yüzey sıcaklığı min. ort. maks.
Ekvator 100 K[11] 250 K 390 K[11]
85°N  150 K 230 K[12]
Atmosfer[13]
Yüzey basıncı
  • 10−7 Pa (1 pikobar)  (gündüz)
  • 10−10 Pa (1 femtobar)   
    (gece)
Bileşimleri
  Wikimedia Commons'ta ilgili ortam

Ay, insanların üzerine iniş yaparak yürüdükleri gökcismidir. Yer çekiminden kurtulup uzaya çıkan ve Ay'ın yakınından geçen ilk yapay nesne Sovyetler Birliği'nin Luna 1 uydusudur. Ay yüzeyine çarpan ilk insan yapısı nesne Luna 2 uydusudur. Normalde görünmeyen Ay'ın öteki yüzünün ilk fotoğraflarını ise Luna 3 uydusu çekmiştir. Bu üç uydu da 1959 yılında uzaya fırlatılmıştır. Ay yüzeyine ilk yumuşak iniş yapabilen uzay aracı Luna 9 ve Ay yörüngesine giren ilk insansız uzay aracı da Luna 10'dur. Bu iki uydu da 1966'da uzaya fırlatılmıştır.[14] ABD'nin Apollo programı 1969 ve 1972 yılları arasında altı başarılı inişle, günümüze kadar insanlı görevleri başaran tek uzay programıdır. Ay'ın doğrudan insanlar tarafından incelenmesine Apollo programının bitişiyle son verilmiştir.

En yaygın olarak kabul edilen köken açıklaması, Ay'ın 4,51 milyar yıl önce, (Dünya'dan kısa bir süre sonra) Dünya ile Theia adlı Mars büyüklüğündeki varsayımsal bir cisim arasındaki dev çarpışma enkazından oluştuğunu ileri sürer. Sonrasında Dünya ile gelgit etkileşimi nedeniyle daha uzak bir yörüngeye çekildi. Ay'ın yakın tarafı parlak ve eski kabuksal yüksek dağlar ile, göze çarpan darbe kraterileri arasındaki boşlukları dolduran koyu volkanik maria "karanlık denizler" ile dikkat çekicidir. Büyük çarpışma havzaları ve karanlık yüzeylerinin mare çoğu yaklaşık üç milyar yıl önce Imbrian döneminin sonuna kadar yerindeydi. Ay yüzeyi nispeten yansıtıcı değildir, yansıma derecesi aşınmış asfaltdan biraz daha parlaktır. Ancak, açısal çapı büyük olduğu için dolunayda gece gökteki en parlak gök cismi olur. Ay'ın görünen boyutu Güneş'inkiyle hemen hemen aynıdır, bu ise tam güneş tutulması esnasında Güneş'i neredeyse tamamen kaplamasına neden olur, Aya ilk ayak basan insan Neil Armstorg' dur

Etimoloji

değiştir

Türk Dil Kurumu kelimenin Türkçe olduğunu söyler. Büyük harfle yazıldığını belirtir.[15]

Ay yüzeyi

değiştir

Ay'ın iki yüzü

değiştir

Ay, Dünya'nın yörüngesinde eş zamanlı olarak hareket eder, yani her zaman aynı yüzü Dünya'ya dönüktür. Ay'ın oluşumunun başlarında dönüşü yavaşladı ve Dünya'nın kütlesi nedeniyle oluşan gelgit deformasyonlarına bağlı sürtünme etkilerinin sonucu olarak günümüzdeki konumunda kilitlendi.[16]

Çok uzun zaman önceleri Ay daha hızlı dönerken, gelgit tümseği Dünya-Ay hattının önünde dönüyordu. Çünkü gelgit tümsekleri yeteri kadar hızlı olarak Dünya ile aynı hatta gelemiyordu.[17] Bu hattın dışına çıkan tümsek nedeniyle oluşan tork Ay'ın dönüşünü yavaşlattı. Ay'ın dönüşü yörünge hızına denk gelecek kadar yavaşladığında gelgit tümseği Dünya'nın tam karşısına geldi ve bu nedenle tork ortadan kayboldu. İşte bu nedenden ötürü Ay, Dünya yörüngesinde döndüğü hızla kendi çevresinde de döner ve Dünya'dan her zaman Ay'ın aynı yüzü görünür.

 
Ay sallantısı

Ay'ın göründüğü açının küçük değişimleri (Ay sallantısı) nedeniyle Ay yüzeyinin %59'u görünür.[14]

     
Ay'ın görünen yüzü   Ay'ın diğer yüzü

Ay'ın Dünya'ya karşı olan yüzünden Ay'ın görünen yüzü, diğer tarafına da Ay'ın öteki yüzü denir. Öteki yüz Ay'ın karanlık yüzü ile karıştırılmamalıdır. Ay'ın karanlık yüzü herhangi bir anda Güneş tarafından aydınlatılmayan yarıküresidir. Ayda bir kere bu yüz yeniay safhasına Ay'ın görünen yüzü olur. Ay'ın öteki yüzü ilk olarak 1959'da Sovyet uzay sondası Luna 3 tarafından fotoğraflandı. Ay'ın öteki yüzünün ayırt edici özelliklerinden biri Ay denizi (Latince: (mare, çoğulu maria) adı verilen düzlüklerin hemen hemen hiç olmamasıdır.

Ay denizleri

değiştir

Çıplak gözle rahatlıkla görünebilen Ay yüzeyinde bulunan karanlık Ay düzlüklerine Ay denizi denir. Çünkü antik dönem gök bilimcileri bunların suyla dolu olduklarını zannediyordu. Günümüzde bunların katılaşmış bazalt olduğu bilinmektedir. Bazaltı oluşturan lav, Ay yüzüne göktaşları ve kuyruklu yıldızların çarpması sonucu oluşan krater düzlüklerini doldurmuş ve katılaşarak bu bazaltı oluşturmuştur (Oceanus Procellarum krater düzlüğü değildir ve bu kurala önemli bir istisna oluşturur.) Ay denizleri hemen hemen yalnızca Ay'ın görünen yüzünde bulunur. Ay'ın öteki yüzünün yalnızca %2'sinde birkaç dağılmış küçük düzlük bulunur.[18] Ayın görünen yüzündeyse bu oran %31'dir.[14] Bu farklılığın en akla yatkın açıklaması, Lunar Prospector uzay sondasının gamma ışını spektrometresi ile elde edilen jeokimyasal haritalarda gösterildiği üzere Ay'ın görünen yüzünde ısı üreten elementlerin daha yüksek konsantrasyonda bulunmasıdır.[19][20] Kalkan tipi yanardağlar ve kubbemsi dağlar görünen yüz üzerindeki Ay denizlerinde rastlanan özelliklerdir.[21]

Ay dağları

değiştir

Ay yüzeyinde görünen açık renkli bölgelere Ay dağları (Latince: terrae (çoğul), terra (tekil)) denir; çünkü Ay denizlerinden daha yüksektirler. Ay'ın görünen yüzünde, içleri bazalt ile dolu olan kraterlerin çevresinde birçok dağ sırasına rastlanır. Bunların kraterlerin çevrelerinde oluşan yükseltilerin kalıntıları olduğu düşünülmektedir.[22] Dünya'da karşılaşılan oluşumun aksine, başlıca Ay dağlarının hiçbirinin tektonik etkinlikler sonucu oluşmadığına inanılmaktadır.[23]

1994 yılında gerçekleştirilen Clementine görevinden alınan görsellerde Ay'ın kuzey kutbunda bulunan 73 km genişliğindeki Peary kraterinin çevresindeki dört dağlık bölgenin tüm Ay günü boyunca günışığı aldığı görülmüştür. Günışığının sürekli aydınlatığı bu bölgeler, Ay'ın tutulum düzlemine olan oldukça küçük eksenel eğikliği nedeniyle mümkündür. Güney kutbunda benzer bölgelere rastlanmamıştır; ancak Shackleton krateri Ay gününün %80'i boyunca gün ışığı altındadır. Ay'ın küçük eksenel eğikliğinin bir başka sonucu da kutup bölgesinde kraterlerin dibinde sürekli gölgede kalan bölgeler olmasıdır.[24]

Kraterler

değiştir
 
Ay'ın öteki yüzünde Daedalus krateri

Ay'ın yüzeyinde gökcisimlerinin çarpması sonucu oluşan birçok krater bulunur.[25] Çapı 1 km'den büyük yaklaşık yarım milyon krater Ay yüzeyine göktaşlarının ve kuyruklu yıldızların çarpması sonucu oluşmuştur. Kraterler hemen hemen sabit bir oranla oluştuğu için birim alanda bulunan krater sayısı yüzeyin yaşını tahmin etmek için kullanılabilir. Atmosferin, hava olaylarının ve yakın geçmişte jeolojik etkinliklerin olmaması sayesinde bu kraterler, Dünya'dakilerin aksine oldukça iyi korunmuştur.

Ay yüzeyinin ve Güneş Sistemi'nin bilinen en büyük krateri Güney Kutbu - Aitken düzlüğüdür. Bu çarpma havzası Ay'ın öteki yüzünde Güney Kutbu ile ekvator arasında yer alır; 2240 km çapında ve 13 km derinliğindedir.[26] Ay'ın görünen yüzünde başlıca kraterler Mare Imbrium, Mare Serenitatis, Mare Crisium ve Mare Nectaris'tir.

Aykabuğunun üzerinde regolit adı verilen taş ve tozdan oluşan bir tabaka bulunur. Yüzeye çarpan gökcisimleri nedeniyle oluşan regolit eski yüzeylerde yeni yüzeylere nazaran daha kalındır. Özel olarak regolitin kalınlığının denizlerde 3-5 metre, daha eski yayla bölgelerinde ise 10-20 metre arasında değiştiği tahmin edilmektedir.[27] Çok ince toz hâlinde bulunan regolit tabakasının altında onlarca kilometre kalınlığında oldukça parçalanmış kayalardan oluşan megaregolit tabakası bulunur.[28]

Su varlığı

değiştir

Ay yüzeyine sürekli çarpan göktaşları ve kuyrukluyıldızlar nedeniyle küçük miktarlarda su büyük olasılıkla yüzeye eklenmiştir. Bu durumda günışığı suyu elementlerine yani hidrojen ve oksijen ayıracak, bunlar da Ay'ın zayıf kütleçekimi nedeniyle zamanla yüzeyden kaçacaktır. Ancak Ay'ın dönme ekseninin tutulum düzlemine yalnızca 1,5° gibi çok küçük bir eğiklik yapması nedeniyle kutuplar yakınında bulunan bazı derin kraterler hiçbir zaman doğrudan günışığı almadığından ve sürekli gölgede kaldığından buraya düşen su molekülleri uzun zaman süreleri boyunca kararlılığını koruyacak.

Clementine görevi güney kutbunda gölgede kalmış böyle kraterleri haritalandırdı,[29] ve bilgisayar simülasyonları yaklaşık 14.000 km² kadar bir bölgenin sürekli gölgede kaldığını göstermektedir.[24] Clementine görevinin bistatik radar deneyi küçük donmuş su ceplerine işaret eder ve Lunar Prospector görevinden gelen bilgiler kutup bölgeleri yakınlarında regolitin üst bölümlerinde aşırı derecede yüksek hidrojen konsantrasyonlarını gösterir.[30] Toplam su buzu miktarının bir kilometre küp olduğu tahmin edilmektedir.

Su buzu kazılarak toplanabilir ve nükleer jeneratörler ya da güneş panelleriyle donatılmış elektrik santralleri tarafından hidrojen ve oksijene ayrılabilir. Ay üzerinde kullanılabilecek miktarda su bulunması, Ay'ı yaşanılabilir kılmak için önemlidir çünkü Dünya'dan su taşımak mümkün olamayacak kadar pahalı olacaktır. Ancak son zamanlarda Arecibo gezegen radarı ile yapılan gözlemler, Clementine radarının su buzu bulunduğuna dair işaret ettiği bilgilerin aslında görece yeni kraterlerin oluşumunda fırlayan kayaların sonucu olabileceğini göstermiştir.[31] Ay üzerinde ne kadar su bulunduğu sorusunun cevabı henüz bilinmemektedir.

Fiziksel özellikler

değiştir

Ay'ın şekli, gelgit gerilmesi nedeniyle hafif elipsoittir. Çarpma havzalarından kaynaklı kütleçekim anomalileriden dolayı, bu elipsoit şeklin uzun ekseni Dünya'ya göre 30° kaymıştır. Şekli, mevcut çekim kuvvetleri hesaba katıldığında daha uzundur. Bu 'fosil şişkinlik', Ay'ın Dünya'ya olan mevcut mesafesinin yarısındaki bir yörüngede dönerken katılaştığını ve artık şeklinin yörüngesine uyum sağlayamayacak kadar soğumuş olduğunu gösterir.[32]

Ay
Ay'ın yakın yüzü
Ay'ın uzak yüzü
Ayın kuzey kutbu
Ayın güney kutbu

Boyut ve kütle

değiştir
 
Ölçeklendirmek için Güneş Sisteminin ana uydularının Dünya ile boyutlarının karşılaştırması. On dokuz uydu yuvarlak olacak kadar büyüktür ve birçoğu yeraltı okyanusuna sahiptir. Ayrıca Titan, hatırı sayılır bir atmosfere sahiptir.

Ay, büyüklük ve kütle bakımından Güneş Sistemi'nin beşinci en büyük doğal uydusudur ve gezegen kütleli uydulardan biri olarak kategorize edilebilir. Bu durum Ay'ı, jeofiziksel tanımlara göre bir uydu gezegen yapar.[33] Merkür'den daha küçük ve Güneş Sistemi'nin en büyük cüce gezegeni olan Plüton'dan daha büyüktür. Plüton-Charon sistemi’nin küçük-gezegen uydusu olan Charon, Plüton'a göre daha büyük olsa da,[34] Ay, ana gezegenlerine görece olarak Güneş Sistemi'nin en büyük doğal uydusudur.

Ay'ın çapı yaklaşık 3.500 km olup, Dünya'nın dörtte birinden fazladır ve Ay'ın yüzü Avustralya'nın büyüklüğü ile kıyaslanabilir.[35] Ay'ın tüm yüzey alanı yaklaşık 38 milyon kilometre karedir ve Amerika kıtasının (Kuzey ve Güney Amerika) alanından biraz daha azdır.

Ay'ın kütlesi Dünya'nın 1/81'idir.[14] Gezegen uyduları arasında ikinci en yoğun olanıdır ve 0,1654 g ile Io'dan sonra ikinci en yüksek yüzey kütle çekimine ve 2,38 km/s'lik (8600 km/sa; 5300 mph) bir kurtulma hızına sahiptir.

İç yapı

değiştir
Ay yüzeyinin kimyasal bileşimi[36]
Bileşik Formül Kompozisyon
Maria Yaylalar
silika SiO2 45.4% 45.5%
alümina Al2O3 14.9% 24.0%
kireç CaO 11.8% 15.9%
pas FeO 14.1% 5.9%
magnezyum oksit MgO 9.2% 7.5%
titanyum dioksit TiO2 3.9% 0.6%
sodyum oksit Na2O 0.6% 0.6%
  99.9% 100.0%
 
Ay'ın topoğrafyası
 
Ay yüzeyinde radyal kütleçekimsel anomali
 
Lunar Prospector 'ün elektron reflektometre deneyinden elde edilen Ay'ın yüzeyinde toplam manyetik alan kuvveti

Ay, kabuk, manto ve çekirdek gibi jeokimyasal olarak ayrımlanabilen katmanlardan oluşur. Bu yapının yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, Ay'ın oluşumundan hemen sonra magma okyanusunun kademeli olarak kristalleşmesiyle meydana geldiğine inanılmaktadır. Ay'ın dış yüzeyini eritmek için gerekli olan enerjinin Dünya ve Ay sistemini oluşturduğu öne sürülen dev çarpma ile elde edildiği düşünülmektedir. Bu magma okyanusunun kristalleşmesi sonucu mafik manto ve plajiyoklâz zengini kabuk ortaya çıkmış olabilir.

Yörüngeden yapılan jeokimyasal haritalama ay kabuğunun magma okyanusu varsayımı ile uyumlu bir şekilde oldukça anortositik bir yapıda olduğunu gösterir.[13] Aykabuğu başlıca oksijen, silikon, magnezyum, demir, kalsiyum ve alüminyum elementlerinden oluşmuştur. Jeofiziksel tekniklere dayanılarak ay kabuğunun kalınlığının ortalama 50 km civarında olduğu tahmin edilmektedir.[1]

Ay'ın mantosunda oluşan kısmi erime Ay denizlerinde bulunan bazaltların yüzeye püskürmesine neden oldu. Bu bazaltların analizi mantonun olivin, ortopiroksen ve klinopiroksen minerallerinden oluştuğunu ve Ay mantosunun Dünya mantosundan demir açısından daha zengin olduğunu gösterir. Bazı Ay bazaltlarında ilmenit minerali içinde karşılaşılan yüksek oranda titanyum içeriği mantonun bileşiminin oldukça yüksek oranda heterojen olduğunu gösterir. Ay yüzeyinden yaklaşık 1.000 km derinde, mantoda Ay sarsıntıları olduğu bulunmuştur. Aylık periyotlarla oluşan bu sarsıntılar Ay'ın Dünya çevresinde dış merkezli yörüngede dönmesi nedeniyle oluşan gelgit streslerine bağlanmıştır.[1]

Ay 3.346,4 kg/m³'lik ortalama yoğunluğuyla, Güneş Sistemi'nin İo'dan sonra ikinci yoğun doğal uydusudur. Ancak bazı kanıtlar Ay çekirdeğinin yaklaşık 350 km'lik yarıçapıyla oldukça küçük olduğuna işaret eder.[1] Bu büyüklük Ay'ın yalnızca %20'sine denk gelir, halbuki birçok gökcisminde çekirdeğin oranı %50 civarındadır. Ay çekirdeğinin bileşimi tam olarak saptanamamıştır, ama az bir miktarda kükürt ve nikel alaşımlı metalik demirden oluştuğu sanılmaktadır. Ay'ın zamanla değişkenlik gösteren dönüşünün analizi çekirdeğin en azından kısmen erimiş olduğunu gösterir.[37]

Topoğrafya

değiştir

Ay'ın topoğrafyası özellikle yakın zamanda yapılan Clementine görevinin sağladığı, lazer altimetri ve stereo görüntü analizi yöntemleriyle elde edilen data sayesinde ölçülmüştür. En çok görünen topoğrafik özellik öteki yüzde bulunan ve Ay'ın en alçak noktalarını barındıran Güney Kutbu - Aitken düzlüğüdür. En yüksek noktalar bu düzlüğün hemen kuzeydoğusunda bulunur. Buranın Güney Kutbu - Aitken düzlüğünün oluşumuna neden olan gökcismi çarpması sonucunda yer değiştirmiş kalın katmanlar nedeniyle oluştuğu önerilmiştir. Diğer büyük kraterler Mare Imbrium, Mare Serenitatis, Mare Crisium, Mare Smythii ve Mare Orientale 'de de oldukça alçak noktalar ve çevrelerinde yüksek noktalar bulunur. Ay şeklinin dikkat çekici bir noktası da ortalama yüksekliklerin öteki yüzde, görünen yüze göre 1,9 km daha yüksek olmasıdır.[1]

Kütleçekim alanı

değiştir

Ay'ın kütleçekim alanı, yörüngedeki uzay araçlarının yaydığı radyo dalgalarının izlenmesi sonucu belirlenmiştir. Kullanılan prensip Doppler Etkisi'ne bağlıdır. Uzay aracının bakış açısı yönündeki ivmesi radyo dalgalarının yönünü azar azar değiştirerek ve uzay aracından Dünya üzerindeki sabit bir noktaya olan uzaklığı kullanarak belirlenir. Ancak Ay'ın eş zamanlı dönmesi nedeniyle, uzay aracı öte taraftayken izlenemediğinden ötürü, öteki tarafın kütleçekimi alanı çok iyi belirlenememiştir.[38]

Ay'ın kütleçekim alanının en önemli özelliklerinden birisi dev krater düzlükleri ile bağlantılı olan geniş pozitif kütleçekimsel anomalilerin varlığıdır.[39] Bu anomaliler uzay araçlarının yörüngesini önemli ölçüde etkiler bu nedenle insanlı ya da insansız uçuşların planlanmasında Ay'ın doğru kütleçekimsel modeli gereklidir. Kütleçekimsel yoğunluğun olduğu bölgelerin nedeni kısmen, krater düzlüklerini dolduran yoğun bazaltı oluşturan lava akışının varlığına bağlıdır. Ancak bu lava akışları tek başına kütleçekimsel izin tamamını açıklayamaz, aykabuğu ile manto arasındaki etkileşime de gerek vardır. Lunar Prospector 'un kütleçekimsel modellemeleri bazaltik volkanların etkisi nedeniyle oluşmadığı sanılan bazı kütleçekimsel yoğunlukların varlığını gösterir.[40] Oceanus Procellarumda devasa volkan kaynaklı bazaltlar bulunmasına rağmen kütleçekimsel anomali gözlemlenmemektedir.

Manyetik alanı

değiştir

Ay'ın dış manyetik alanı bir ile yüz nanotesla arasındadır yani 30-60 mikrotesla büyüklüğündeki Dünya'nın manyetik alanından yüz kat daha küçüktür. Diğer önemli farklılıklar çekirdeğindeki jeodinamo tarafından üretilmiş bir dipolar manyetik alanı yoktur ve var olan manyetik alanların kaynağı tamamen aykabuğudur.[41] Bir varsayıma göre aykabuğundaki manyetikleşmelerin Ay daha gençken ve çekirdeğinde bir jeodinamo bulunurken oluştuğudur. Ancak Ay çekirdeğinin küçüklüğü bu varsayımın doğruluğu karşısında bir engel oluşturmaktadır. Alternatif varsayımlar arasında, Ay gibi havası olmayan gökcisimlerinde süreksiz manyetik alanlar büyük gök cisimlerinin çarpması bulunur. Bu varsayımı destekleyecek şekilde en geniş aykabuğu manyetikleşmelerinin dev kraterlerin tam karşısında Ay yüzeyinde gerçekleştiğinin farkına varılmasıdır. Böyle bir fenomenin çarpışma sonucu oluşan plazma bulutunun ortamda bir manyetik alan bulunurken serbest olarak yayılmasından kaynaklanabileceği önerilmiştir.[42]

Ay'ın atmosferi

değiştir

Ay'ın toplam kütlesi 10 tondan az olan, neredeyse vakum sayılabilecek kadar ince bir atmosferi vardır.[43] Bu küçük kütleli atmosferin yüzeydeki basıncı 3 × 10−15 atm (0,3 nPa) civarındadır ve Ay günü içerisinde değişiklik gösterir. Atmosferinin kaynaklarından biri aykabuğunda ve mantoda oluşan radyoaktivite sonucu ortaya çıkan radon gibi gazların salınımıdır. Diğer önemli bir kaynak ise mikrogöktaşları, güneş rüzgârı iyonları, elektronlar ve günışığının bombardımanı sonucu oluşan püskürtüm süreciyle gerçekleşir.[13][44] Püskürtüm yoluyla salınan gazlar ya tekrar regolit içinde hapsolur ya da güneş radyasyon basıncı veya iyonize olmuşlarsa güneş rüzgârının manyetik alanı nedeniyle uzaya kaçar. Dünya üzerinden yapılan spektroskopik yöntemlerle sodyum (Na) ve potasyum (K) gibi elementlerin varlığı tespit edilmiştir. Radon-222 (222Rn) ve polonyum-210 (210Po) gibi elementler ise Lunar Prospector'un alfa parçacık spektrometresi ile tespit edilmiştir.[45] Argon–40 (40Ar), helyum-4 (4He), oksijen (O2) ve/veya metan (CH4), nitrojen (N2) ve/veya karbon monoksit (CO) ve karbon dioksit (CO2) Apollo astronotları tarafından yerleştirilen detektörler tarafından tespit edilmiştir.[46]

Ay'ın etrafında kuyruklu yıldızlardan gelen küçük parçacıklardan oluşan kalıcı bir asimetrik Ay tozu bulutu vardır. Tahminlere göre her 24 saatte 5 ton kuyruklu yıldız parçacığı Ay yüzeyine düşmektedir. Ay'ın yüzeyine çarpan parçacıklar, Ay yüzeyindeki Ay tozunu yukarı yönde püskürtmektedir. Püsküren toz, Ay'ın atmosferinde yaklaşık 5 dakika yükselip 5 dakika düşerek toplam 10 dakika kadar kalmaktadır. Ortalama olarak, Ayın üzerinde yüzeyin 100 kilometre yukarısına dek çıkan irtifalarda 120 kilo kadar toz bulunur. Toz ölçümleri, altı aylık bir sürede LADEE'nin Lunar Dust Experiment (LDEX) tarafından yüzeye 20 ila 100 kilometre yukarıda yapılmıştır. LDEX, her dakikada ortalama bir adet 0,3 mikrometre boyutunda Ay tozu partikülü tespit etmiştir. Deneylerde ölçülen toz parçacıkları, Dünya ve Ay'ın kuyruklu yıldız enkazlarından geçtiği İkizler, Quadrantid, Kuzey Taurid ve Omicron Centaurid meteor yağmurları esnasında en yüksek seviyeye çıkmıştır. Toz bulutu asimetrik dağılımdadır, Ay'ın gün ışığı alan ve almayan kısımları arasındaki aydınlanma çemberinin yakınında daha yoğundur.[47][48]

Geçmişteki kalın atmosfer

değiştir

Ekim 2017'de, Houston'daki Marshall Uzay Uçuş Merkezi ve Ay ve Gezegen Enstitüsü'ndeki (İngilizceLunar and Planetary Institute) NASA biliminsanları, Apollo Projesi tarafından toplanan Ay magma örneklerinin çalışmalarına dayanarak, Ay'ın 3 ile 4 milyar yıl önce 70 milyon yıllık bir dönem boyunca nispeten kalın bir atmosfere sahip olduğunu tespit eden bulgular açıkladılar. Ay'daki volkanik püskürmelerinden çıkan gazlardan kaynaklanan bu atmosfer, bugünkü Mars atmosferinden iki kat daha kalındı. Eski Ay atmosferi daha sonra güneş rüzgarları ile uzaya dağıldı.[49]

Yüzey sıcaklığı

değiştir

Ay günü boyunca yüzey sıcaklığı ortalama 107 °C, Ay gecesi boyunca da ortalama -153 °C civarındadır.[50]

Kökeni ve jeolojik evrimi

değiştir

Oluşumu

değiştir

Ay'ın oluşumunu açıklayan çeşitli varsayımlar önerilmiştir. Ay'ın Güneş Sistemi'nin oluşumundan 30-50 milyon yıl sonra, günümüzden 4,527 ± 0,010 milyar yıl önce oluştuğuna inanılmaktadır.[51]

  • Bölünme kuramı - Ay'ın oluşumu hakkında ilk düşünceler Ay'ın merkezkaç kuvvetler nedeniyle yerkabuğundan koparak ayrıldığı ve gerisinde Büyük Okyanus çukurunu bıraktığını önermiştir.[52] Bu bölünme kavramı Dünya'nın başlangıç dönüşünün çok büyük olmasını gerektirir. Ayrıca bu bölünme sonucu oluşan yörünge Dünya'nın ekvator düzlemini izlemek durumunda olacaktı ama böyle değildir.
  • Yakalama kuramı - Diğerleri Ay'ın başka bir yerde oluştuğunu ve Dünya'nın yörüngesine yakalanarak girdiğini düşünmüşlerdir.[53] Ancak bu yakalamanın gerçekleşebilmesi için gerekli olan koşulların, örneğin enerjiyi sönümleyebilmek için Dünya'nın geniş bir atmosferinin olması gibi, oluşması mümkün değildi.
  • Birlikte oluşum kuramı - Birlikte oluşum varsayımı Dünya ile Ay'ın gezegen öncesi buluttan aynı zamanda ve yerde birlikte oluştuklarını önerir. Bu varsayımı göre Ay, Dünya'nın oluştuğu maddelerin çevresindeki maddelerden oluştuğu düşünülür. Bazıları bu varsayımın Ay üzerinde metalik demirin azlığını açıklayamadığı için doğru olmadığını belirtmiştir.

Bu varsayımların önemli bir açığı Dünya ve Ay sisteminin yüksek açısal momentumunu kolayca açıklayamamalarıdır.[54]

  • Dev çarpma kuramı - Günümüzde, Dünya ve Ay sisteminin oluşumunu dev çarpma kuramının açıkladığı bilim çevrelerince geniş kabul görmüştür. Bu varsayıma göre Dünya'nın oluşumundan önce, Mars büyüklüğünde bir gökcisminin çarparak Dünya yörüngesine Ay'ı oluşturacak kadar yeterli miktarda madde saçmış olmasıdır.[14] Gezegenlerin, küçük ya da büyük parçaların birikmesi sonucu oluştuğuna inanıldığı için bunun gibi dev çarpma olaylarının birçok gezegeni etkilediğine inanılmaktadır. Bu çarpmayı simüle eden bilgisayar modelleri hem Dünya ve Ay sisteminin yüksek açısal momentumu ve Ay çekirdeğinin küçüklüğünü açıklayabilmektedir.[55] Bu kuram ile ilgili cevabı bulunmamış sorular arasında Dünya öncesi kütle ile buna çarpan gökcisminin göreceli boyutları ile bunlardan çıkan maddenin ne kadarının Ay'ı oluşturduğudur.

Ay magma okyanusu

değiştir

Hem dev çarpma olayı sırasında hem de bunu izleyen Dünya'nın yörüngesinde maddenin birikmesinde çok büyük miktarlarda enerji salındığı için Ay'ın önemli bir kısmının başlangıçta erimiş olduğu düşüncesi yaygındır. Ay'ın o sırada erimiş dış yüzeyine Ay magma okyanusu adı verilir ve derinliğinin 500 km ile Ay'ın yarıçapı arasında değiştiği tahmin edilmektedir.[19]

Magma okyanusu soğudukça kısmen kristalleşti ve katmanlara ayrılarak jeokimyasal olarak ayrı olan aykabuğu ve manto oluştu. Manto olivin, klinopiroksen ve ortopiroksen minerallerinin çökelmesi sonucu meydana geldiği düşünülmektedir. Magma okyanusunun dörtte üçünün kristalleşmesi tamamlandıktan sonra düşük yoğunluğu nedeniyle anortit minerali çökelmiş ve yüzeye çıkıp aykabuğunu oluşturmuştur.[19]

 

Magma okyanusunun kristalleşen son sıvı bölümü Ay kabuğu ile manto arasında sıkışmıştır ve ısı üreten, birbiriyle uyumsuz elementleri kapsar. Bu jeokimyasal bileşiğe potasyum (K), soy toprak elementleri (İngilizce: rare earth elements - REE) ve fosfor (P) simgelerinden oluşan kısaltma KREEP adı verilir ve görünen yüzde Oceanus Procellarum ile Mare Imbrium'un çoğunu kapsayan küçük jeolojik bölgede toplanmış gözükmektedir.

Jeolojik evrimi

değiştir

Ay'ın magma okyanusu sonrası jeolojik evrimi gökcisimlerinin çarpması ile oluşmuştur. Ay'ın jeolojik dönemleri Nectaris, Imbrium, Orientale gibi büyük kraterlerin oluşumuna neden olan çarpma olaylarına göre ayrılmıştır. Çarpma sonucu oluşan bu yapılar yukarı fırlayan maddenin oluşturduğu çoklu halkaları ile gözlemlenir. Bu halkaların çapı genellikle yüzlerce kilometreden binlerce kilometreye kadar uzanır. Her çoklu halka düzlüğünde bölgesel stratigrafik ufuğu oluşturan püskürtü katmanları ile bağlantılıdır. Yalnızca birkaç çoklu halka düzlüğü kesin olarak tarihlendirildiyse de stratigrafik katmanlar sayesinde göreceli yaşların tespitinde faydalıdır. Sürekli olarak gökcisimlerinin çarpması sonucunda regolit oluşur.

Ay yüzeyinin oluşumunu etkileyen diğer önemli bir jeolojik süreçi ay denizlerinin oluşumunun temelindeki volkanik etkinliktir. Procellarum KREEP katmanında ısı üreten elementlerin toplanması sonucunda altında kalan mantonun ısınıp sonunda kısmen eridiği düşünülmektedir. Eriyen magmanın bir kısmı yüzeye çıkarak püskürtüldü ve Ay'ın görünen yüzünde bulunan ay denizi bazaltlarını oluşturdu.[19] Ay'ın bu jeolojik bölgesinde bulunan bazaltların çoğu 3,0 - 3,5 milyar yıl önce Imbrian döneminde püskürtüldü. Yine de en eski tarihlenmiş örnekler 4,2 milyar yıla uzanırken[56] en yeni püskürtüler yalnızca 1,2 milyar yıl önce oluşmuştur.[57]

Ay yüzeyinin zamanla değişiklik gösterip göstermediği konusunda bazı anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bazı gözlemciler kraterlerin ortaya çıktığını ya da ortadan kaybolduğunu ya da diğer geçici fenomenlerin oluştuğunu iddia etti. Günümüzde bu iddiaların çoğunun yanılsama olduğu ve farklı ışık koşulları, zayıf astronomik gözlem ya da yetersiz eski çizimler nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Yine de gaz çıkması gibi fenomenlerin ara sıra oluştuğu ve bunların iddia edilen geçici Ay fenomenlerine sebebiyet vermiş olabileceği bilinmektedir. Geçenlerde, yaklaşık bir milyon yıl önce gazın serbest kalması nedeniyle kabaca 3 km çaplı bir bölgenin yüzey şeklinin değişmiş olabileceği önerilmiştir.[58][59]

Ay taşları

değiştir

Ay taşları iki ana kategoride incelenir; Ay denizlerinde ve Ay dağlarında bulunan Ay taşları. Ay dağlarında bulunan Ay taşları üç takımdan oluşur: demir anortosit takım, magnezyum takımı ve alkali takımı. Demir anortosit takımı taşlar hemen hemen tamamen anortit mineralden oluşmuştur ve Ay magma okyanusu üzerinde yüzerek toplanan plajiyoklâzdan geldiğine inanılmaktadır. Radyometrik yöntemlerle demir anortositlerin yaklaşık 4,4 milyar yıl önce oluştuğu bulunmuştur.[56][57]

Magnezyum ve alkali takımı Ay taşları asıl olarak mafik plütonik kayaçlardır. Tipi olarak rastlanan kayaçlar dunit, troktolit, gabbro, alkali anortosit ve nadiren de granittir. Demir anortosit takımı Ay taşlarıyla karşılaştırıldıklarında bu takımın mafik minerallerinde görece daha yüksek Mg/Fe oranları bulunur. Genel olarak bu kayaçlar önceden olmuş dağlık alan aykabuğuna sonradan girmiştir ve yaklaşık 4,4-3,9 milyar yıl önce oluşmuşlardır. Bu Ay taşlarında yüksek oranda KREEP bileşeni bulunur.

Ay denizlerinde hemen hemen yalnızca bazalt bulunur. Dünya bazaltlarına benzese de çok daha fazla demir barındırırlar ve su bazlı değişim ürünleri barındırmazlar. Ayrıca çok miktarda titanyum da içerirler.[60][61]

Astronotlar yüzeydeki tozun kar gibi hissedildiğini ve yanık barut koktuğunu bildirmiştir.[62] Toz asıl olarak Ay yüzeyine çarpan göktaşları nedeniyle oluşmuş olan silikon dioksit camından (SiO2) ibarettir. Aynı zamanda kalsiyum ve magnezyum da içerir.

Yörüngesi ve Dünya ile olan ilişkisi

değiştir
 
Apollo 8 görevi sırasında Ay'dan Dünya'nın görünüşü, 24 Aralık 1968

Yörünge

değiştir
 
DSCOVR uydusu Ayın Dünya’nın önünden geçtiğini görür

Ay, sabit yıldızlara göre Dünya yörüngesinde her 27,3 günde bir tam tur atar. Ancak Dünya'da kendi yörüngesinde Güneş'in çevresinde döndüğü için Ay'ın evrelerinin dönüşümü için biraz daha uzun bir zaman, 29,5 gün gerekir.[14] Diğer gezegenlerin uydularının aksine Ay Dünya'nın ekvator düzlemi üzerinde değil, tutulum düzlemi yakınlarında yörüngededir. Gezegeninin boyutlarına göre Güneş Sistemi içinde en büyük doğal uydudur. (Charon ile cüce gezegen Plüton'dan daha büyüktür.)

Dünya üzerinde görülen gelgit etkilerinin çoğu Ay'ın kütleçekim alanı nedeniyle oluşmaktadır, Güneş'in etkisi çok azdır. Gelgit etkileri nedeniyle Dünya ile Ay arasındaki ortalama uzaklık her yüzyılda 3,8 m artmaktadır.[63] Açısal momentumun korunumu nedeniyle Ay'ın yarı büyük ekseninin artmasıyla birlikte Dünya'nın dönüşü yüzyılda 0,002 saniye kadar yavaşlamaktadır.[64]

Dünya ve Ay sistemi bazen gezegen-uydu sistemi olarak değil de çifte gezegen sistemi olarak değerlendirilir. Bunun nedeni Ay'ın çevresinde döndüğü gezegene göre oldukça büyük olan boyutlarıdır. Ay'ın çapı Dünya'nın dörtte biri, kütlesi de 1/81'idir. Ancak sistemin orta kütle merkezi yeryüzünün 1.700 km; yani Dünya yarıçapının dörtte biri kadar altında olması nedeniyle bu görüş bazıları tarafından eleştirilmektedir. Ay yüzeyi Dünya'nın onda birinden azdır ve Dünya'nın kara alanının yaklaşık dörtte biri kadardır.

1997'de asteroit 3753 Cruithne'nin Dünya ile bağlantılı olağandışı bir atnalı yörünge üzerinde olduğu bulundu. Ancak gök bilimciler bu asteroidi Dünya'nın ikinci doğal uydusu olarak kabul etmemektedir; çünkü yörüngesi uzun dönemde kararlı değildir.[65] Daha sonra Cruithne ile benzer yörüngede bulunan Dünya'ya yakın üç asteroit daha bulunmuştur: (54509) 2000 PH5, (85770) 1998 UP1 ve 2002 AA29.[66]

 
Dünya ve Ay'ın görece boyutları ve aralarındaki uzaklık, ışığın yolculuk zamanıyla birlikte ölçekli olarak gösterilmiştir. Dünya ile Ay arasında ortalama yörünge uzaklığında ışığın yüzeyden yüzeye ulaşması için geçen süre 1,255 saniyedir. Dünya ile Ay sisteminin boyutları Güneş'e göre ışık yolculuk zamanı ile kıyaslanabilir. Güneş'in ışık küresinden Dünya yüzeyine ışık 8,28 dakikada ulaşır.

Dünya üzerinde okyanuslarda görülen gelgit Ay kütleçekiminin etkisiyle oluşur. Kütleçekimsel gelgit kuvvetlerinin oluşmasının sebebi Dünya'nın Ay karşısında bulunan yüzünün merkezine ve arka yüzüne göre Ay'ın kütleçekiminden daha fazla etkilenmesidir. Kütleçekimsel gelgit, okyanusları Dünya'nın merkezinde olduğu bir elips şekline esnetir. Bunun etkisi birisi Ay'a doğru bakan yüzde, diğeri de bunun zıt yüzünde oluşan tümsek yani deniz seviyesinin yükselmesi olarak görülür. Dünya kendi ekseni etrafında dönerken bu iki tümsek de Dünya çevresinde bir günde döndüğü için okyanus suları sürekli olarak hareket eden bu iki tümseğe doğru akar. Bu iki tümseğin ve onlara doğru giden büyük okyanus akıntılarının etkisi; Dünya'nın dönüşü nedeniyle okyanus tabanlarında oluşan suyun sürtünme etkisi, su hareketinin eylemsizliği, karaya yaklaştıkça sığlaşan okyanus tabanları ve değişik okyanus tabanları arasındaki salınımlar gibi nedenlerle daha da büyür.

Ay ile okyanuslar arasındaki kütleçekimsel bağ Ay'ın yörüngesini etkiler. Ay'dan bakıldığında gelgit tümsekleri Dünya'nın dönüşüyle ileriye doğru taşındığından doğrudan Ay'ın karşısında değildir. Kütleçekimsel eşleşme Dünya'nın dönüşünden kinetik enerji ve açısal momentumu emer. Buna karşın Ay'ın yörüngesine açısal momentum eklenir. Bu da Ay'ı daha uzun periyotlu daha yüksek bir yörüngeye iter. Bunun sonucunda da her yıl iki gökcismi arasındaki ortalama uzaklık 3,8 cm. artar.[63] Dünya ile Ay arasındaki gelgit etkilerin önemsiz hâle gelene kadar Ay yavaş yavaş uzaklaşmaya devam edecektir ve bu durumda yörüngesi kararlı olacaktır.

Gözlemsel etkiler ve bulgular

değiştir

Ay ve Güneş tutulmaları

değiştir
 
1999 güneş tutulması
 
21 Şubat 2008 Ay tutulması

Güneş, Dünya ve Ay aynı çizgi üzerinde sıralanınca, bu durum Dünya'da Ay ve Güneş tutulması olarak gözlenir. Güneş tutulması yeni ay evresinde, Ay Güneş ile Dünya'nın arasında iken oluşur. Buna karşın Ay tutulması dolunay evresinde Dünya Güneş ile Ay'ın arasında olduğunda oluşur.

Ay'ın yörüngesinin Dünya'nın Güneş çevresindeki yörüngesine nazaran yaklaşık 5° eğik olması nedeniyle her yeni ay ve dolunayda tutulmalar olmaz. Bir tutulmanın olması için Ay'ın her iki yörünge düzleminin kesişimine yakın bir yerde olması gerekir.[67]

Ay ve Güneş tutulmalarının zamanlamaları yaklaşık 6.585,3 günlük (18 yıl 11 gün 8 saat) bir periyota sahip olan ve Babiler zamanında bulunan Saros çevrimi ile belirlenebilir.[68]

Ay'ın ve Güneş'in Dünya'dan görülen açısal çapları değişimlerle üst üste gelebildiği için hem tam hem de yarım güneş tutulması oluşabilmektedir.[69] Tam güneş tutulmasında Ay Güneş diskini tamamen kapatır ve Güneş koronası çıplak gözle görünür hâle gelir. Ay ile Dünya arasındaki uzaklık zamanla az da olsa arttığı için Ay'ın açısal çapı azalmaktadır. Bu yüzlerce milyon yıl önce Ay'ın tutulmalarda Güneş'in açısal çapı da değişmezse Ay artık Güneş diskini tamamen örtemeyecek ve yalnızca yarım tutulma oluşacaktır.[67]

Tutulma ile ilgili bir başka fenomen "örtülme"dir. Ay sürekli olarak gökyüzünde 1/2 derece genişliğinde dairesel bir alanı kaplar. Parlak bir yıldız ya da gezegen Ay'ın arkasından geçerse örtülür yani gözden kaybolur. Güneş tutulması Güneş'in örtülmesidir. Ay Dünya'ya yakın olduğu için tek tek yıldızların örtülmesi aynı zamanda ve her yerden görülemez. Ay yörüngesinin yalpalaması sonucu her yıl farklı yıldızlar örtülür.[70]

En son ay tutulması 20 Şubat 2008'de olan tam tutulmadır. Güney Amerika ve Kuzey Amerika'nın çoğu yerinden 20 Şubat'ta gözlemlenen tutulma Batı Avrupa, Afrika ve Batı Asya'dan 21 Şubat'ta gözlemlenmiştir. Güney Amerika ile Antarktika'nın bazı bölümlerinden gözlemlenen 1 Ağustos 2008'den sonraki güneş tutulması 15 Ocak 2010'dadır.[71]

Gözlemsel bulgular

değiştir

En parlak olduğu dolunay evresinde Ay'ın görünür kadir derecesi yaklaşık −12,6'dır. Kıyaslanacak olursa Güneş'in görünen kadir derecesi −26,8'dir. Ay'ın dördün evrelerinde parlaklığı dolunay evresindeki parlaklığının yarısı değil ancak onda biridir. Bunun nedeni Ay yüzeyinin mükemmel bir Lambert yansıtıcısı olmamasıdır. Dolunay iken gözlemcinin arkasından gelen ışık nedeniyle olduğundan parlak görünen Ay diğer evrelerde yüzeye düşen gölgeler nedeniyle yansıtılan ışığın miktarı azalır.

Ay ufka yakınken daha büyük olarak görünür. Fakat bu tamamen Ay illüzyonu olarak bilinen psikolojik bir etkidir.

Ay düşük albedosuna rağmen gökyüzünde oldukça parlak bir gökcismi olarak görünür. Ay, Güneş Sistemi'nde bulunan en kötü yansıtıcıdır ve üzerine düşen ışığın ancak %7'sini yansıtır. Bu oran bir parça kömürün yansıtma oranı ile hemen hemen aynıdır.[72]

 
Ay çevresinde görünen hâle

Görsel sistemlerde renk istikrarı bir nesnenin rengiyle etrafındakilerin rengi arasındaki ilişkiyi ayarlar, dolayısıyla da görece karanlık olan gökyüzünde Güneş'in aydınlattığı Ay parlak bir nesne olarak algılanır.

Ay'ın gün içinde ulaştığı en yüksek nokta değişiklik gösterir ve Güneş ile aynı sınırlarda dolaşır. Ayrıca Dünya üzerindeki mevsime ve Ay'ın evrelerine göre değişir. Kış mevsiminde dolunayda en yüksek noktaya ulaşır. Ayrıca 18,6 yıllık düğüm çevriminin de etkisi vardır. Ay yörüngesinin yükselen düğüm noktası ilkbahar noktasındaysa Ay yükselimi 28° kadar yükselebilir. Bunun sonucunda 28 derece enlemlere kadar Ay tepe noktasına çıkar. Yaklaşık dokuz yıl kadar sonra yükselim yalnızca 18° kuzey ve güney enlemlere ulaşacaktır. Ayçanın (hilal) yönü de gözlem noktasının enlemine bağlıdır. Ekvator'a yakın yerlerde bir gözlemci Ay'ı sandal gibi görebilir.[73]

Güneş gibi Ay da bazı atmosferik etkilere neden olabilir. Bunların arasında 22°'lik hâle halkası ve ince bulutlar arasından görünen daha küçük korona halkaları sayılabilir.

Gözlem ve keşiflerin tarihi

değiştir

İlk dönem gözlemler

değiştir

MÖ 5. yüzyılda Babilli gözlemcilerin Ay'ın döngülerini incelediğini, Hindistan'da benzer bulguların varlığını, Çinli Shi Shen'in MÖ 4. yüzyılda Ay ve Güneş tutulmalarının tarihlerini hesaplama yöntemi geliştirdiğini biliyoruz.

MÖ 4. yüzyılda Aristo; yanlış da olsa uzun bir süre çok etkili olan evren açıklamasında, Ay'ın dört temel eleman (toprak, su, hava ve ateş) arasındaki sınır bölgede yer aldığını öne sürdü. Öte yandan, Seleukialı Seleukos ve Aristarchus (MÖ 2. yüzyıl) ile Batlamyus (MS 90–168) Aristocu anlayışı çürüten gözlem ve hesaplamalar sundular.

Orta Çağ Avrupası için "gökbilim"den söz etmek zordur ve dönemin bilgisi gözlemden çok dinî inanışların etkisi altındaydı. Ay'ın tam bir yuvarlak ve yüzeyinin pürüzsüz olduğu da bu inanışlar arasındaydı.

Teleskobun keşfi ve bilimlerde yaşanan yaklaşık eşzamanlı paradigma değişimi, Ay gözleminde bir dönüm noktası olmuştur. Galileo Galilei 1609'da yayımladığı kitabı Sidereus Nuncius; Ay yüzündeki dağları ve kraterleri gösteren ilk teleskobik çizimlerden bazılarını içeriyordu. Ardından Ay'ın teleskobik haritalanması başladı: 17. yüzyılın devamında Giovanni Battista Riccioli ve Francesco Maria Grimaldi; Ay'ın yüzey unsurlarını bugün adlandırırken kullanılan sistemin temellerini attılar. Wilhelm Beer ve Johann Heinrich Mädler'in kitapları Mappa Selenographica (1834-6) ve Der Mond (1837); binden fazla dağ dahil olmak üzere Ay'daki yüzey unsurlarını, yeryüzündeki coğrafya için mümkün olan hassasiyetle tanımladı.

Uzay araçları

değiştir

20. yüzyıl

değiştir

Soğuk Savaş ile kaynaklanan Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki uzay yarışı; Ay üzerindeki ilginin giderek artmasına neden oldu. Fırlatıcı yetenekleri izin verir vermez hem alçak uçuş hem de çarpma/iniş görevleri için insansız sondalar, uzaya gönderildi. Sovyetler Birliği'nin Luna programı Ay yüzüne insansız uzay araçları ile ulaşmayı başaran ilk program olmuştur. Yerçekimini yenip Ay'ın yanından geçmeyi başarabilen ilk insan yapımı nesne Luna 1 uzay sondası olmuştur. 1959 yılında Ay yüzüne çarpan ilk insan yapımı nesne Luna 2 ve Ay'ın öteki yüzünün fotoğraflarını çeken ilk uydu da Luna 3 olmuştur. 1966 yılında Ay yüzeyine başarılı bir yumuşak iniş yapan ilk uzay aracı Luna 9 ve Ay yörüngesine giren ilk uzay aracı da Luna 10 olmuştur.[14] Ay yüzeyinden örnekler üç Luna uçuşu (Luna 16, Luna 20 ve Luna 24) ile Apollo 11'den Apollo 17'ye kadar (Apollo 13 hariç) Apollo görevleri ile Dünya'ya getirilmiştir.

Ay yüzeyine 1969 yılında ilk insanların inmesi, uzay yarışının doruk noktasını oluşturmuştur.[74] Neil Armstrong, ABD uçuşu Apollo 11'in komutanı olarak Ay'da yürüyen ilk insan oldu. Ay'da ilk adımını 21 Temmuz 1969 tarihinde saat 02:56'da (UTC) attı. 1960'ların başında özellikle yüzel erime kimyası ve atmosfere yeniden giriş konularında olduğu gibi önemli teknolojik gelişmeler; Ay yüzeyine iniş ve geri dönüşü mümkün kılmıştır.

Apollo uçuşlarının tamamında bilimsel ölçüm aletleri, Ay yüzeyine yerleştirildi. Uzun süreli ALSEP (İngilizce: Apollo lunar surface experiment package - Apollo Ay yüzeyi deney paketi) istasyonları Apollo 12, 14, 15, 16 ve 17 iniş sahalarına yerleştirildi. Apollo 11 uçuşuyla EASEP (İngilizce: Early Apollo Scientific Experiments Package - Erken Apollo bilimsel deney paketi) adı verilen geçici istasyon yerleştirilmiştir. ALSEP istasyonlarında ısı akış sondaları, sismometreler, manyetometreler ve küp köşeli retroreflektörler bulunmaktaydı. Bütçe sorunları sebebiyle 30 Eylül 1977'de Dünya'ya bilgi iletimi kesilmiştir.[75][76] Ay laser mesafe ölçüm araçları pasif ekipmanlar olduğu için hâlâ kullanılmaktadır. Dünya üzerindeki istasyonlardan yönetilen ölçümler sonucu birkaç santimetrelik hassasiyetle ay çekirdeğinin boyutları belirlenebilmektedir.[77]

14 Aralık 1972'de Apollo 17 uçuşunun bir parçası olarak Ay üzerinde yürüyen Eugene Cernan'dan beri başka bir insan Ay üzerinde yürümemiştir.

 
20 Temmuz 1969'da ilk Ay üzerine iniş sırasında Neil Armstrong tarafından fotoğrafı çekilen astronot Buzz Aldrin

1960'ların ortasından 1970'lerin ortasına kadar Ay yüzüne ulaşan yaklaşık 65 farklı uçuş görevi yapılmıştır. Bunların sonuncusu, 1976 yılındaki Luna 24'tür. Bunları yalnızca 18'i kontrollü olarak Ay yüzeyine inmiş, dokuzu geriye dönerek ay taşı örnekleri getirmiştir. Daha sonra ise Sovyetler Birliği, Venüs ve uzay istasyonlarına ilgisini çevirirken ABD, Mars ve ötesi ile ilgilenmeye başladı.

Bir kısım uzmanlar Ay'a iniş yapılmasıyla ilgili görüntülerin sahte olduğunu iddia etmişlerdir.[78] 2000'li yılların sonlarından bu yana LROC uzay aracı tarafından çekilen çok sayıda yüksek çözünürlüklü fotoğrafta Ay'a iniş yapmış uzay araçları ve izler görülebilmektedir.[79][80] 2012 yılında Apollo bayraklarının Ay yüzeyindeki fotoğrafları yayınlanmıştır.[81]

Özellikle 1990'lardan itibaren Ay'a yönelik ilgi tekrar canlandı ve projeler arttı.

1990 yılında Japonya Hiten uzay aracını Ay yörüngesine oturtarak bunu başaran üçüncü ülke oldu. Uzay aracı Hagormo adlı küçük bir sondayı yörüngede bıraktı ama vericinin arıza yapması nedeniyle uçuş görevinden bilimsel olarak daha fazla yararlanılamadı.

1994 yılında Clementine uçuş görevini gönderen ABD tekrar Ay ile ilgilenmeye başladı. Bu görev ile birlikte Ay'ın ilk küresel topoğrafik haritası ve ay yüzeyinin ilk multispektral görselleri elde edildi. Bunu 1998 yılındaki Lunar Prospector uçuş görevi izledi. Lunar Prospector 'da bulunan nötron spektrometresi ay kutuplarında hidrojen oranının görece yüksekliğini gösterdi. Bunun nedeni olarak sürekli olarak gölge altında kalan kraterlerdeki regolitin üst birkaç metresinde su buzu var olabileceği düşünüldü.

21. yüzyıl

değiştir

14 Ocak 2004'te ABD Başkanı George W. Bush 2020 yılından itibaren Ay'a insanlı uçuşların yapılmasını öngören bir plan yapılmasını istedi.[82]

NASA'nın Ay Arayışları (Lunar Quest) çatısı altında topladığı, Ay yörüngesinde (örneğin Haziran 2009'da fırlatılan LRC, Lunar Reconnaissance Orbiter) ve yüzeyinde (örneğin Ay'ın sürekli karanlık güney kutbunda su buzu varlığını aramayı amaçlayan LCROSS) çeşitli programları vardır.[83] NASA, ay kutuplarından birinde kalıcı bir üssün kuruluşunu da planlamaktadır.[84]

Avrupa uzay aracı Smart 1 27 Eylül 2003'te fırlatıldı ve 15 Kasım 2004'ten 3 Eylül 2006'ya kadar Ay yörüngesinde kaldı.

Japan Aerospace Exploration Agency (Japon Uzay Araştırma Ajansı) 14 Eylül 2007'de yüksek çözünürlüklü kamera ve iki küçük uydu ile donatılmış olan SELENE adlı uzay aracını fırlattı. Uçuşun bir yıl sürmesi beklenmektedir.[85]

Çin Ay araştırmaları için istekli olduklarını Chang'e programını başlatarak gösterdi. İlk uzay aracı Chang'e-1 24 Ekim 2007'de fırlatıldı.[86]

Hindistan, ekim 2008'de Chandrayaan I görevini başlatmış ve başarıyla tamamlamıştır.[87] Daha sonra, 22 temmuz 2019'da Chandrayaan II'yi başlatmış ama araç yüzeye inememiştir.[88]

Rusya da dondurulmuş olan Luna-Glob projesine tekrar başlamayı ve 2012'de Ay yüzeyine iniş yapmayı düşünmektedir.[89]

23 Ağustos 2023 tarihinde Hindistan, Ay'ın güney kutbu bölgesine uzay aracını başarıyla indirebilen ilk ülke olmuştur. ISRO ise Ay'a inmeyi başaran dördüncü uzay ajansı olmuştur.[90]

19 Ocak 2024 tarihinde Japonya Uzay Ajansı uzay aracı SLIM'in Ay'ın yüzeyine indiğini açıkladı. Bununla birlikte Japonya Ay'a iniş yapan 5. ülke oldu.[91]

Özel ve ticari girişimler

değiştir

13 Eylül 2007'de duyurulan Google Lunar X Prize (Google Ay X Ödülü) özel sektör tarafından finanse edilen Ay araştırmalarını artırmayı amaçlamaktadır. X Ödülü Vakfı, Ay üzerine robotik bir ay aracı gönderebilecek olan ve diğer bazı kriterlere uyacak olan herhangi bir kişiye 20 milyon dolar önermektedir.

İnsanların etkisi

değiştir

Ay'daki insan aktivitesinin izlerine ek olarak, Ay Müzesi sanat eseri, Apollo 11 iyi niyet mesajı, Ay Plakası, Ölen Astronot anıtı ve diğer insan yapımı nesneler Ay yüzeyinde yer almaktadır.

Ay'ı ziyaret eden araçlar
değiştir
[92] Uzay Aracının Adı Fırlatılış Tarihi Bilgi
Luna 2 12 Eylül 1959 Ay yüzeyine iniş yapan ilk araç. (Çarparak inebilmiştir)
Ranger 7 28 Temmuz 1964 Ay'dan görüntü alan ilk araç.
Ranger 8 17 Şubat 1965 Ay'dan görüntü aldı.
Ranger 9 21 Mart 1965 Ay yüzeyinin dağlık bölgeleri görüntülendi.
Luna 9 31 Ocak 1966 Ay'a yumuşak iniş yapan ilk araç, görüntüler aldı.
Surveyor 1 30 Mayıs 1966 Ay'a yumuşak iniş yapan ilk ABD aracı, görüntüler aldı.
Luna 13 21 Aralık 1966 Ay toprağının sertliğinin incelenmesi.
Surveyor 3 17 Nisan 1967 Ay yüzeyinde ilk kez çukur kazıldı.
Surveyor 5 8 Eylül 1967 Ay denizlerinin toprağı ilk kez incelendi.
Surveyor 6 7 Kasım 1967 Ay denizlerinin toprağı ilk kez incelendi.
Surveyor 7 7 Ocak 1968 Ay'daki dağlık bölgelere yumuşak iniş yapan ilk araç
Apollo 11 16 Temmuz1969 Ay'a insanlı ilk iniş (Sessizlik Denizi'ne inildi)
Apollo 12 14 Kasım 1969 İnsansız bir uzay aracının (Surveyor 3) yakınına insanlı ilk iniş
Luna 16 12 Eylül 1970 Ay'dan toprak örnekleri getiren ilk araç
Luna 17 10 Kasım 1970 Ay'a bir taşıt (Lunahod 1) indiren insansız ilk araç
Apollo 14 31 Ocak 1971 Ay'da dağlık bölgeye (Fra Mauro) insanlı ilk iniş
Apollo 15 26 Temmuz 1971 Ay yüzeyinde taşıtın ilk kez kullanılması
Luna 20 14 Şubat 1972 Ay'ın dağlık bölgelerinden toprak örnekleri alındı
Apollo 16 16 Nisan 1972 Ay'ın dağlık bölgelerinde ilk kez taşıtın kullanılması
Apollo 17 7 Aralık 1972 Ay'a yapılan son insanlı uçuş
Luna 21 8 Ocak 1973 Luna 20 ile aynı görev
Luna 24 9 Ağustos 1976 Luna 20 ile aynı görev

İnsan kavrayışı

değiştir
 
Johannes Hevelius'un Ay haritası (1647)

Ay birçok sanat ve edebiyat eserine konu olmuş ve sayısız başkalarına da ilhâm kaynağı olmuştur. Görsel sanatlar, sahne sanatları, şiir, yazın ve müzik için bir motif oluşturur. İrlanda'da Knowth'da bulunan 5.000 yıllık kaya üzerinde kazılı bulunan ve Ay'ı tasvir ettiği düşünülen eser keşfedilen en eski eserdir.[93] Birçok tarihöncesi ve antik kültürde Ay'ın tanrı olduğuna ve diğer doğaüstü fenomenlerin kaynağı olduğuna inanılırdı. Ay üzerindeki astrolojik görüşler günümüzde de yaygındır.

Batı uygarlığında Ay hakkında bilimsel açıklama getiren ilk kişi Yunan filozof Anaxagoras olmuştur. Anaxagoras Güneş ve Ay'ın dev küresel kayalar olduğunu ve Ay'ın Güneş'in ışığını yansıttığını öne sürmüştür. Gökyüzü hakkında tanrıtanımaz görüşleri tutuklanmasına ve sürgüne gönderilmesine neden olmuştur.[94]

Aristo'nun evren tanımında Ay değişken elementler (toprak, su, hava ve ateş) alanı ile Eter'in ölümsüz yıldızları arasındaki sınırı oluşturur. Bu ayrım yüzyıllar boyunca fiziğin bir parçasını oluşturmuştur.[95]

 
Ay, Venüs kuşağına karşı

Orta Çağ'a gelindiğinde, teleskobun keşfinden önce birçok kişi Ay'ın bir küre olduğunu kabul etti ancak "tamamen pürüzsüz" olduğuna inanılıyordu.[96] 1609'da, Galileo Galilei, Siderus Nuncius adlı kitabında Ay'ın ilk teleskobik çizimlerini yayımladı ve ay yüzeyinin pürüzsüz olmadığını, dağlar ve kraterlerden oluştuğunu yazdı. Daha sonra 17. yüzyılda Giovanni Battista Riccioli ve Francesco Maria Grimaldi Ay'ın bir haritasını çizerek birçok kratere günümüzde bilinen adlarını verdi.

Haritalarda Ay yüzeyinin karanlık bölümleri maria ya da denizler ve açık bölümleri terrae ya da kıtalar olarak belirtilmiştir.

Ay üzerinde bitki örtüsünün varlığı ve yaşam olabileceği düşüncesi 19. yüzyılın başlarına kadar önemli gök bilimciler tarafından bile dikkate alınmıştır. Parlak yüksek bölgeler ile koyu denizler arasındaki kontrast değişik kültürler tarafında Ay'daki adam, tavşan, buffalo ve bunun gibi çeşitli modellemelere yol açmıştır.

1835'te Büyük Ay Aldatmacası birçok insanı Ay üzerinde egzotik hayvanların yaşadığına inandırmıştır.[97] Hemen hemen aynı zamanlarda (1834–1836 arasında) Wilhelm Beer ve Johann Heinrich Mädler dört ciltlik Mappa Selenographica 'yı ve 1837'de Der Mond adlı kitabı yayımlamaktaydı. Bu eserler Ay üzerinde su ve atmosfer olmadığını belirtiyordu.

Ay'ın öteki yüzü 1959'da Luna 3 uzay sondası fırlatılana kadar bilinmiyordu. 1960'larda Lunar Orbiter programı tarafından haritası çıkarılmıştır.

Yasal durumu

değiştir

Her ne kadar 1959 yılında Luna 2 ve bunu izleyen diğer inişlerde birçok Sovyetler Birliği bayrağı ile ABD bayrağı Ay yüzüne sembolik olarak dikilmişse de günümüzde Ay yüzeyi üzerinde hiçbir ulus hak iddia etmemektedir. Rusya ve ABD Ay'ı uluslararası sular ile aynı statüye koyan (res communis) Dış Uzay Anlaşması'nın taraflarıdır. Bu anlaşma aynı zamanda Ay'ın yalnızca barışçıl amaçlar için kulllanılmasını emreder ve askerî üsler ile kitle imha silahlarını ve her türden silahları yasaklar.[98]

Ay kaynaklarının herhangi bir ülke tarafından tek başına kullanılmasını kısıtlayan ikinci bir anlaşma olarak Ay Anlaşması önerilmiştir ama uzay yolculuğuna çıkabilen ülkelerden hiçbiri bu anlaşmayı imzalamamıştır. Çeşitli kişiler Ay üzerinde tamamen ya da kısmen hak iddia etse de bunlar dikkate alınmamıştır.[99]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d e f g h i j Wieczorek, M. (2006). "The constitution and structure of the lunar interior". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 60. ss. 221-364. 
  2. ^ Lang, Kenneth R. (2011). The Cambridge Guide to the Solar System (2.2yayıncı=Cambridge University Press bas.). ISBN 9781139494175. 1 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ Morais, M. H. M.; Morbidelli, A. (2002). "The Population of Near-Earth Asteroids in Coorbital Motion with the Earth". Icarus. 160 (1). ss. 1-9. Bibcode:2002Icar..160....1M. doi:10.1006/icar.2002.6937. hdl:10316/4391. ISSN 0019-1035. 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2019. 
  4. ^ a b c d e f g h i j Williams, David R. (2 Şubat 2006). "Moon Fact Sheet". NASA/National Space Science Data Center. 23 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2008. 
  5. ^ Smith, David E.; Zuber, Maria T.; Neumann, Gregory A.; Lemoine, Frank G. (1 Ocak 1997). "Topography of the Moon from the Clementine lidar". Journal of Geophysical Research. 102 (E1). s. 1601. Bibcode:1997JGR...102.1591S. doi:10.1029/96JE02940. hdl:2060/19980018849. 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2019. 
  6. ^ Terry, Paul (2013). Top 10 of Everything. Octopus Publishing Group Ltd. s. 226. ISBN 978-0-600-62887-3. 
  7. ^ Williams, James G.; Newhall, XX; Dickey, Jean O. (1996). "Lunar moments, tides, orientation, and coordinate frames". Planetary and Space Science. 44 (10). ss. 1077-1080. Bibcode:1996P&SS...44.1077W. doi:10.1016/0032-0633(95)00154-9. 
  8. ^ Hamilton, Calvin J.; Hamilton, Rosanna L., The Moon, Views of the Solar System 4 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 1995-2011.
  9. ^ a b Archinal, Brent A.; A'Hearn, Michael F.; Bowell, Edward G.; Conrad, Albert R.; Consolmagno, Guy J.; Courtin, Régis; Fukushima, Toshio; Hestroffer, Daniel; Hilton, James L.; Krasinsky, George A.; Neumann, Gregory A.; Oberst, Jürgen; Seidelmann, P. Kenneth; Stooke, Philip J.; Tholen, David J.; Thomas, Paul C.; Williams, Iwan P. (2010). "Report of the IAU Working Group on Cartographic Coordinates and Rotational Elements: 2009" (PDF). Celestial Mechanics and Dynamical Astronomy. 109 (2). ss. 101-135. Bibcode:2011CeMDA.109..101A. doi:10.1007/s10569-010-9320-4. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2018.  ayrıca mevcut "via usgs.gov" (PDF). 27 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Eylül 2018. 
  10. ^ Matthews, Grant (2008). "Celestial body irradiance determination from an underfilled satellite radiometer: application to albedo and thermal emission measurements of the Moon using CERES". Applied Optics. 47 (27). ss. 4981-4993. Bibcode:2008ApOpt..47.4981M. doi:10.1364/AO.47.004981. PMID 18806861. 
  11. ^ a b Bugby, D. C.; Farmer, J. T.; O’Connor, B. F.; Wirzburger, M. J.; C. J. Stouffer, E. D. Abel (Ocak 2010). Two‐Phase Thermal Switching System for a Small, Extended Duration Lunar Surface Science Platform. AIP Conference Proceedings. 1208. ss. 76-83. Bibcode:2010AIPC.1208...76B. doi:10.1063/1.3326291. hdl:2060/20100009810. 
  12. ^ Vasavada, A. R.; Paige, D. A.; Wood, S. E. (1999). "Near-Surface Temperatures on Mercury and the Moon and the Stability of Polar Ice Deposits". Icarus. 141 (2). ss. 179-193. Bibcode:1999Icar..141..179V. doi:10.1006/icar.1999.6175. 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2019. 
  13. ^ a b c Lucey, P. (2006). "Understanding the lunar surface and space-Moon interactions". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 60. ss. 83-219. 
  14. ^ a b c d e f g Spudis, P.D. (2004). "Moon". World Book Online Reference Center, NASA. 29 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  15. ^ "Güncel Türkçe Sözlük". sozluk.gov.tr. 2 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2021. 
  16. ^ Alexander, M. E. (1973). "The Weak Friction Approximation and Tidal Evolution in Close Binary Systems". Astrophysics and Space Science. Cilt 23. ss. 459-508. 11 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  17. ^ "Does the Moon rotate?". 28 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2008. 
  18. ^ Gillis, J.J. (1996). "The Composition and Geologic Setting of Lunar Far Side Maria". Lunar and Planetary Science. Cilt 27. ss. 413-404. 28 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  19. ^ a b c d Shearer, C. (2006). "Thermal and magmatic evolution of the Moon". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 60. ss. 365-518. 
  20. ^ Taylor, G.J. (31 Ağustos 2000). "A New Moon for the Twenty-First Century". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 24 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  21. ^ Head, L.W.J.W. (2003). "Lunar Gruithuisen and Mairan domes: Rheology and mode of emplacement". Journal of Geophysical Research. Cilt 108. 12 Mart 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  22. ^ Kiefer, W. (3 Ekim 2000). "Lunar Orbiter: Impact Basin Geology". Lunar and Planetary Institute. 14 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  23. ^ Munsell, K. (4 Aralık 2006). "Majestic Mountains". Solar System Exploration. NASA. 23 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  24. ^ a b Martel, L. (4 Haziran 2003). "The Moon's Dark, Icy Poles". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 30 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  25. ^ Melosh, H. J. (1989). Impact cratering: A geologic process. Oxford Univ. Press. 
  26. ^ Taylor, G.J. (17 Temmuz 1998). "The biggest hole in the Solar System". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 30 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  27. ^ Heiken, G. (1991). Lunar Sourcebook, a user's guide to the Moon. New York: Cambridge University Press. ss. 736. 
  28. ^ Rasmussen, K.L. (1985). "Megaregolith thickness, heat flow, and the bulk composition of the moon". Nature. Cilt 313. ss. 121-124. 11 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  29. ^ "Lunar Polar Composites". Lunar and Planetary Institute. 12 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  30. ^ "Eureka! Ice found at lunar poles". Lunar Prospector (NASA). 31 Ağustos 2001. 6 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  31. ^ Spudis, P. (6 Kasım 2006). "Ice on the Moon". The Space Review. 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  32. ^ Garrick-Bethell, Ian; Perera, Viranga; Nimmo, Francis; Zuber, Maria T. (2014). "The tidal-rotational shape of the Moon and evidence for polar wander" (PDF). Nature. 512 (7513). ss. 181-184. Bibcode:2014Natur.512..181G. doi:10.1038/nature13639. PMID 25079322. 4 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Nisan 2020. 
  33. ^ Metzger, Philip; Grundy, Will; Sykes, Mark; Stern, Alan; Bell, James; Detelich, Charlene; Runyon, Kirby; Summers, Michael (2021), "Moons are planets: Scientific usefulness versus cultural teleology in the taxonomy of planetary science", Icarus, cilt 374, s. 114768, doi:10.1016/j.icarus.2021.114768 
  34. ^ "Space Topics: Pluto and Charon". The Planetary Society. 18 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2010. 
  35. ^ Horner, Jonti (18 Temmuz 2019). "How big is the Moon?". 7 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2020. 
  36. ^ Taylor, Stuart R. (1975). Lunar Science: a Post-Apollo View. Oxford: Pergamon Press. s. 64. ISBN 978-0-08-018274-2. 
  37. ^ Williams, J.G. (2006). "Lunar laser ranging science: Gravitational physics and lunar interior and geodesy". Advances in Space Research. 37 (1). s. 6771. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  38. ^ "Doppler Gravity Experiment Results". Lunar Prospector (NASA). 31 Ağustos 2001. 6 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  39. ^ Muller, P. (1968). "Masons: lunar mass concentrations". Science. Cilt 161. ss. 680-684. 
  40. ^ Konopliv, A. (2001). "Recent gravity models as a result of the Lunar Prospector mission". Icarus. Cilt 50. ss. 1-18. 
  41. ^ "Magnetometer / Electron Reflectometer Results". Lunar Prospector (NASA). 2001. 4 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  42. ^ Hood, L.L. (1991). "Formation of magnetic anomalies antipodal to lunar impact basins: Two-dimensional model calculations". J. Geophys. Res. Cilt 96. ss. 9837-9846. 
  43. ^ Globus, Ruth (2002). "Impact Upon Lunar Atmosphere". 13 Ekim 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2007. 
  44. ^ Crotts, Arlin P.S. (2008). "Lunar Outgassing, Transient Phenomena and The Return to The Moon, I: Existing Data" (PDF). The Astrophysical Journal. 687 (1). ss. 692-705. arXiv:0706.3949 $2. Bibcode:2008ApJ...687..692C. doi:10.1086/591634. 20 Şubat 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2019. 
  45. ^ Lawson, S. (2005). "Recent outgassing from the lunar surface: the Lunar Prospector alpha particle spectrometer". J. Geophys. Res. Cilt 110. s. 1029. 
  46. ^ Stern, S.A. (1999). "The Lunar atmosphere: History, status, current problems, and context". Rev. Geophys. Cilt 37. ss. 453-491. 
  47. ^ Drake, Nadia; 17, National Geographic PUBLISHED June (17 Haziran 2015). "Lopsided Cloud of Dust Discovered Around the Moon". National Geographic News. 19 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2015. 
  48. ^ Horányi, M.; Szalay, J.R.; Kempf, S.; Schmidt, J.; Grün, E.; Srama, R.; Sternovsky, Z. (18 Haziran 2015). "A permanent, asymmetric dust cloud around the Moon". Nature. 522 (7556). ss. 324-326. Bibcode:2015Natur.522..324H. doi:10.1038/nature14479. PMID 26085272. 
  49. ^ Tara, John (9 Ekim 2017). "NASA: The Moon Once Had an Atmosphere That Faded Away". Time. 
  50. ^ "Surface temperatures". 29 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2008. 
  51. ^ Kleine, T. (2005). "Hf–W Chronometry of Lunar Metals and the Age and Early Differentiation of the Moon". Science. 310 (5754). ss. 1671-1674. 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  52. ^ Binder, A.B. (1974). "On the origin of the moon by rotational fission". The Moon. 11 (2). ss. 53-76. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  53. ^ Mitler, H.E. (1975). "Formation of an iron-poor moon by partial capture, or: Yet another exotic theory of lunar origin". Icarus. Cilt 24. ss. 256-268. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  54. ^ Stevenson, D.J. (1987). "Origin of the moon – The collision hypothesis". Annual review of earth and planetary sciences. Cilt 15. ss. 271-315. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  55. ^ Canup, R. (2001). "Origin of the Moon in a giant impact near the end of the Earth's formation". Nature. Cilt 412. ss. 708-712. 
  56. ^ a b Papike, J. (1998). "Lunar Samples". Reviews in Mineralogy and Geochemistry. Cilt 36. ss. 5.1-5.234. 
  57. ^ a b Hiesinger, H. (2003). "Ages and stratigraphy of mare basalts in Oceanus Procellarum, Mare Numbium, Mare Cognitum, and Mare Insularum". J. Geophys. Res. Cilt 108. s. 1029. 
  58. ^ Taylor, G.J. (8 Kasım 2006). "Recent Gas Escape from the Moon". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 10 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  59. ^ Schultz, P.H. (2006). "Lunar activity from recent gas release". Nature. Cilt 444. ss. 184-186. 
  60. ^ Norman, M. (21 Nisan 2004). "The Oldest Moon Rocks". Hawai'i Institute of Geophysics and Planetology. 19 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  61. ^ Varricchio, L. (2006). Inconstant Moon. Xlibris Books. ISBN 1-59926-393-9. 
  62. ^ The Smell of Moondust 8 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. NASA
  63. ^ a b "Apollo Laser Ranging Experiments Yield Results". NASA. 11 Temmuz 2005. 9 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2007. 
  64. ^ Ray, R. (15 Mayıs 2001). "Ocean Tides and the Earth's Rotation". IERS Special Bureau for Tides. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  65. ^ Vampew, A. "No, it's not our "second" moon!!!". 19 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  66. ^ Morais, M.H.M. (2002). "The Population of Near-Earth Asteroids in Coorbital Motion with the Earth". Icarus. Cilt 160. ss. 1-9. 5 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  67. ^ a b Thieman, J. (2 Mayıs 2006). "Eclipse 99, Frequently Asked Questions". NASA. 28 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  68. ^ Espenak, F. "Saros Cycle". NASA. 1 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  69. ^ Espenak, F (2000). "Solar Eclipses for Beginners". MrEclipse. 24 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  70. ^ "Total Lunar Occultations". Royal Astronomical Society of New Zealand. 5 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  71. ^ Espenak, F. (2007). "NASA Eclipse Home Page". NASA. 11 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  72. ^ "Exploration: The Moon". NASA. 22 Kasım 1997. 26 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2007. 
  73. ^ Spekkens, K. (18 Ekim 2002). "Is the Moon seen as a crescent (and not a "boat") all over the world?". Curious About Astronomy. 17 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  74. ^ Coren, M (26 Temmuz 2004). "'Giant leap' opens world of possibility". CNN.com. 16 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  75. ^ "NASA news release 77-47 page 242" (PDF) (Basın açıklaması). 1 Eylül 1977. 29 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Ağustos 2007. 
  76. ^ Appleton, James (1977). "OASI Newsletters Archive". NASA Turns A Deaf Ear To The Moon. 10 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2007. 
  77. ^ Dickey, J. (1994). "Lunar laser ranging: a continuing legacy of the Apollo program". Science. Cilt 265. ss. 482-490. 
  78. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2012. 
  79. ^ "NASA Spacecraft Images Offer Sharper Views of Apollo Landing Sites". NASA. 2 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2011. 
  80. ^ "The illuminated side of the still standing American flag to be captured at the Apollo 17 landing site". Lunar Reconnaissance Orbiter Camera News Center. 27 Temmuz 2012. 18 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2020. 
  81. ^ "Apollo Moon flags still standing, images show". BBC News. 30 Temmuz 2012. 25 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2012. 
  82. ^ "President Bush Offers New Vision For NASA" (Basın açıklaması). NASA. 14 Aralık 2004. 10 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  83. ^ "Lunar Quest". NASA. 1 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2010. 
  84. ^ "NASA Unveils Global Exploration Strategy and Lunar Architecture" (Basın açıklaması). NASA. 4 Aralık 2006. 23 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  85. ^ "Japan Embarks on the Largest Moon Mission Since Apollo". 25 Şubat 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2008. 
  86. ^ ""嫦娥一号"发射时间确定 但未到公布时机". XINHUA Online. 7 Temmuz 2007. 3 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2007. 
  87. ^ "Chandrayaan-1", Wikipedia (İngilizce), 22 Aralık 2020, erişim tarihi: 25 Aralık 2020 
  88. ^ "Chandrayaan-2", Vikipedi, 17 Aralık 2020, erişim tarihi: 25 Aralık 2020 
  89. ^ Covault, C. (4 Haziran 2006). "Russia Plans Ambitious Robotic Lunar Mission". Aviation Week. 24 Ekim 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  90. ^ "Hindistan Ay'ın güneyine iniş yapan ilk ülke oldu". BBC News Türkçe. 23 Ağustos 2023. 23 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2023. 
  91. ^ "Japonya Ay'a iniş yapabilen beşinci ülke oldu | Euronews". web.archive.org. 19 Ocak 2024. 19 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2024. 
  92. ^ "12 mayıs 1965- luna 5 ay yüzeyine çarptı". luna 5 aracının ay'ı ziyaret eden araçlar kısmında olmaması. wikipedia. 12 Mayıs 1965. 5 Eylül 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2021. 
  93. ^ "Carved and Drawn Prehistoric Maps of the Cosmos". Space Today Online. 2006. 14 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  94. ^ O'Connor, J.J. (Şubat 1999). "Anaxagoras of Clazomenae". University of St Andrews. 15 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  95. ^ Lewis, C.S. (1964). The Discarded Image. Cambridge: Cambridge University Press. s. 108. ISBN 9780521055512. 
  96. ^ Van Helden, A. (1995). "The Moon". Galileo Project. 23 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  97. ^ Boese, A. (2002). "The Great Moon Hoax". Museum of Hoaxes. 7 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  98. ^ "International Space Law". United Nations Office for Outer Space Affairs. 2006. 12 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2007. 
  99. ^ theregister.co.uk 29 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "NASA crushes lunar real estate industry"

Dış bağlantılar

değiştir
Görseller ve haritalar
Keşifler
Ay evreleri
Diğerleri