1550-1562 Osmanlı-Alman Savaşı

1550-1562 Osmanlı-Alman Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında Macaristan ve Erdel'in hakimiyeti konusundaki çekişme nedeniyle başlayan ve gerek Macaristan gerek Akdeniz'de büyük bir mücadeleye dönüştükten sonra karada ve denizdeki Osmanlı zaferleri üzerine 1555 ve 1559'daki iki ateşkesin ardından 1562 yılında İstanbul Antlaşması'yla sonuçlanan savaştır.

1550-1562 Osmanlı-Alman Savaşı
Osmanlı-Alman Savaşları
Tarih1550-1562
Bölge
Sebep Avusturya Kralı Ferdinand'ın Osmanlı Devleti'ne tâbi Erdel'i işgali
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi, İstanbul Antlaşması
Coğrafi
Değişiklikler
Alman işgaline giren Macar Krallığı toprakları Osmanlıların eline geçti. Akdeniz'de Trablus ve İspanya'nın elindeki tüm kaleler (Tunus ve Vahran hariç) Osmanlı topraklarına katıldı.
Taraflar

Osmanlı İmparatorluğu

 Fransa

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve müttefikleri

Malta
Ceneviz
Papalık
Floransa
Komutanlar ve liderler
I. Süleyman
Sokullu Mehmed Paşa
Kara Ahmed Paşa
Hadım Ali Paşa
Toygun Paşa
Piyale Paşa
Turgut Reis
Salih Reis
Antoine Escalin des Aimars
Ferdinand
Bernardo de Aldana  ×
Mihály Tóth
Erasmus von Teufel  (esir) İdam edildi
István Losonci  İdam edildi
Nikolas Zrinyi
Gergely Bornemisza
Andrea Doria
Álvaro de Sande  (esir)
Güçler
Azamî 60.000 asker / 86 parça gemi Azamî 60.000 asker / 200 parça gemi
Kayıplar
Nispeten çok az En az 50.000 asker, 60 gemi

Savaşın öncesi ve başlangıcı

değiştir

Osmanlı İmparatorluğu 19 Haziran 1547 tarihinde İstanbul Antlaşmasıyla Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'yla 1540'tan beri süren savaş halini sonlandırmış; bu suretle doğudaki hasımı olan Safevi Devleti'ne yönelme olanağı bulmuştu. Kanuni Sultan Süleyman 29 Mart 1548'de bir yıl sürecek olan ve Tebriz (geçici olarak) ile Van'ın alınmasıyla sonuçlanacak ikinci İran seferi'ne çıktı. Eşzamanlı olarak İkinci Vezir Kara Ahmed Paşa komutasındaki ikinci bir Türk ordusu ise Gürcistan üzerine yürüyerek Samtshe Atabeyliği'nin topraklarının büyük bölümünü fethetmeyi başardı.

Bununla birlikte, 1549 yılında doğu cephesine odaklanmış olan Osmanlı İmparatorluğu ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında 1547'de sağlanan barış hali çok uzun sürmedi. İspanya Krallığı'nın 1550 Haziran'ında bir donanma göndererek Tunus'taki Osmanlı kalesi Mehdiye'yi ele geçirmesi ve Kral Ferdinand'ın György Martinuzzi aracılığıyla Macaristan ve Erdel'i yeniden ele geçirmeye çabaları 1562 yılına kadar sürecek yeni bir savaşın başlamasına neden oldu.

Osmanlıların (çocuk yaştaki Yanoş Zigismund reşit olana kadar) Doğu Macar Krallığı'nın idaresini verdiği György Martinuzzi ve Temesköz bölgesinin idaresini verdiği Peter Petroviç Avusturya Kralı Ferdinand'a meyletmeye başladılar ve Martinuzzi 1 Ağustos 1549'da Ferdinand'la imzaladığı Nyirbator Antlaşması'yla Doğu Macar Krallığı'nın da Avusturya Arşidüklüğü'ne bağlanmasını taahhüt etti (bu şekilde Avusturya işgalindeki Orta Macar Krallığı ile Doğu Macar Krallığı tek bir çatı altında birleşebilecekti).

Yanoş Zigismund'un annesi Kraliçe Izabela Jagiellonka Polonya Kralı kardeşi II. Zigismund'dan yardım alamayınca bu antlaşmadan derhal Osmanlı Sarayını haberdar etti. Kanuni, Martinuzzi'nin Doğu Macar Krallığı'nı Ferdinand'a sattığını 1550 Mart ayında öğrendi ve Krallığın başkenti Alba Iulia'ya Temmuz ayında ulaşan fermanıyla Kraliçe Izabel'e itaat edilmesi buyruğunu gönderdi.

Bununla birlikte, Kral Ferdinand çoktan askerî faaliyetlerina başlamış, 11 Mart 1550'de Osmanlı topraklarına tecavüz ederek Szolnok kalesinin karşısındaki Türk tahkimatını yıktırdığı gibi, 10 Eylül'de ise Szolnok kalesini bir Alman-Macar birliğiyle işgal etmişti. Keza Eylül ayında Martinuzzi'nin komutanı Miklós Cserpovics komutasındaki birlikler Doğu Macaristan'ın önemli kalelerini işgal etti.

Bunun üzerine, 1549 yılındaki seferiyle doğudaki Safevî tehdidini tamamen bertaraf edememiş olan Kanuni Sultan Süleyman iki cephede savaş riskini kabullenerek Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na savaş kararı aldı. Bununla birlikte, doğudaki tehdit nedeniyle (1541 ve 1543 seferlerinin aksine) başkentinden ayrılmayıp Rumeli Beylerbeyi Sokullu Mehmed Paşa komutasında Rumeli ordusunu Macaristan üzerine göndermeye karar verdi. Eşzamanlı olarak Osmanlı donanması da 1551 yazı için sefere hazırlanarak Akdeniz'de de harekâta karar verildi.

 
Temeşvar kuşatması

1551 yılının ilkbaharında Kral Ferdinand 1540-45 Savaşındaki stratejisinin benzerini uygulamaya çalıştı. Nisan ayında bir taraftan Doğu Macaristan'ı 5.000 kişilik bir orduyla işgal ederken diğer taraftan İstanbul'a elçi göndererek işgalinin tanınmasına karşılık yıllık 30.000 altın vergi önerdi. Sözkonusu teklifler kesin suretle reddedildikten sonra, Haziran ayında Kaptanıderya Sinan Paşa komutasındaki ve Salih ile Turgut Reislerin de katıldığı Osmanlı donanması Akdeniz'e açılırken, Temmuz ayında da Sokullu Mehmed Paşa komutasındaki Rumeli ordusu (yaklaşık 50.000 kişi) cepheye doğru harekete geçti. 11 Eylül'de sınırı teşkil eden Tisa nehrini aşan ordu sırasıyla Aracs, Horogszeg, Gyala, Csak, Gilad, Varsomlyo, Illyed, Obesenyo, Naglyak ve Egres kalelerini teslim aldı ve 28 Eylül'de Çanad'ı fethetti. Mureș Nehri'ni aşan ordu Temeşvar'a yönelirken Lipva teslim oldu. Bununla birlikte, 17 Ekim'de başlayan Temeşvar kuşatması başarılı olamayıp 26 Ekim'de kuşatma kaldırıldığı gibi, 3 Kasım'da da Macarlar Lipva'yı kuşattı ve 29 Kasım'da ele geçirdiler.

Osmanlı Donanmasının Fransa Krallığı ile ittifak halinde Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na karşı Akdeniz'de icra ettiği harekât da 1559'a kadar sürecek İtalya Savaşı'nın başlamasına neden oldu. Osmanlı Donanması Kutsal Roma İmparatorluğu müttefiklerinden Malta Şövalyeleri'ne bağlı Gozo adasını Temmuz ayında istila ettikten sonra 14-15 Ağustos'taki kuşatma sonucunda Libyalı Arapların da karadan desteğiyle Trablus'u fethetti.

 
Temeşvar'ın Osmanlılarca fethi
 
Eğri Kuşatması

Kanunî Sultan Süleyman doğudaki tehlikenin giderek büyümesi nedeniyle başkentinde 3. İran seferinin hazırlıklarına odaklanırken, 1551 seferinde Temeşvar'ı fethetmeyi başaramayan Sokullu Mehmed Paşa'nın yerine Kara Ahmed Paşa'yı tayin etti ve Budin Beylerbeyi Hadım Ali Paşa komutasındaki eyalet askerlerini takviye etmekle görevlendirdi. Bununla birlikte, Mihály Tóth komutasındaki Alman-Macar ordusu 1552 baharından önce Osmanlı ordusu cepheye ulaşmadan karşı taarruzunu ilerletmek istedi ve 19 Şubat'ta Segedin'i kuşattı. 1 Mart'ta kaleye yetişen Hadım Ali Paşa komutasındaki eyalet ordusu Segedin Muharebesi'nde Alman-Macar ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zaferin ardından yeniden batıya yönelen Ali Paşa 20 Mayıs'ta kuşattığı Bespirim'i 1 Haziran'da fethetmeyi başardı.

Kara Ahmed Paşa komutasındaki Rumeli ordusu (yaklaşık 50.000 kişi) ise Haziran başında Virşaç'ı zaptettikten sonra 25 Haziran'da Temeşvar'ı kuşattı ve 25 Temmuz'da fethetti. Hadım Ali Paşa ise 9 Temmuz'da (3 günlük bir kuşatmadan sonra) Drégely'yi, 13 Temmuz'a kadar Seçen, Holökkö ve Salgotaryan'ı, 19 Temmuz'da ise Boyak'ı ele geçirdi. Temeşvar'ın zaptından sonra 27 Temmuz'dan itibaren bölgeye dağılan Türk birlikleri Arad, Muhadiye ve Pançevo dahil tüm Banat yaylasını fethetti ve 30 Temmuz'da Alman-Macar birliklerince metruk halde bırakılmış Lipva'yı yeniden ele geçirdi. Hadım Ali Paşa komutasındaki eyalet ordusu ise Erasmus von Teufel komutasındaki 10.000 kişilik Alman-Macar ordusunu 11 Ağustos'ta Palast Muharebesi'nda imha etti. İki ordu birleşerek kuzeydoğuya doğru ilerledi ve 26 Ağustos'ta Lugoj ve Karansebeş, 4 Eylül'de ise (11 günlük kuşatmadan sonra) Szolnok alındı. Ancak, 9 Eylül'de başlanan 40 günlük Eğri Kuşatması başarılı olamadı. Bununla birlikte, sonbaharda Doğu Macar Krallığı da Osmanlı Devleti'ne yeniden itaat etti. Bu suretle, Osmanlılar 1540-45 savaşında elde ettiklerine yakın genişlikte bir bölgeyi tek sefer mevsiminde ele geçirmeyi başardılar.

Osmanlılar hücumlarını Hırvatistan doğrultusunda da sürdürdüler. Bosna Sancakbeyi Mehmed Paşa ve Pojega Sancakbeyi Ulama Paşa Veröce'yi (30 Temmuz) ve Çazma'yı fethederek sınırı Zagreb'in 50 kilometre yakınına kadar genişlettiler.

1552 yılında Osmanlı donanması da Batı Akdeniz'e açılarak Napoli Krallığı'na bağlı Calabria'yı istila etti ve Ponza muharebesinde Andrea Doria komutasındaki Ceneviz donanmasını yenilgiye uğrattı.

1553 yılı Macaristan cephesindeki savaşın bir süreliğine durduğu bir sene oldu. Bunun birinci sebebi, Kutsal Roma İmparatorluğu'nun barış teklifinde bulunmasıydı. V. Karl ve Kral Ferdinand tarafından görevlendirilen elçiler François Zay ile Verantius'un Osmanlı topraklarına girişlerini teminen Osmanlı Sarayı tarafından altı aylık ateşkes ilan edildi. 25 Ağustos 1553'te İstanbul'a varan elçiler 28 Ağustos'ta ise Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıktılar ve (Osmanlıların elindeki) Macar toprakları için 140.000, Doğu Macaristan (Erdel) ve (Almanların elindeki) Orta Macaristan için ise 40.000 düka altını vergi teklif ettiler. Osmanlılar ise ellerindeki Macar toprakları bir yana, Erdel'in dahi müzakere edilemeyeceği karşılığını vererek barış için Erdel'in tahliyesini şart koştular.[1] Bu temelde beş yıl süreli bir antlaşma taslağı hazırlandıysa da, 1554 Mayıs ayında Viyana Osmanlıların Erdel üzerindeki kılıç hakkını kabul etmeyerek, buranın tahliyesi talebini reddetti.

Osmanlıların da bu dönemde barış müzakerelerine meyletmelerinin nedeni Kanuni Sultan Süleyman'ın doğudaki Safevî tehlikesine karşı bizzat sefer kararı almış olması ve iki cephede savaş istememesiydi. Nitekim, Alman elçilerinin ayrılmasından sonra (1554 sonbaharına kadar sürecek) üçüncü İran seferine çıktı. Sefere Rumeli ordusu da katıldığından, Macaristan cephesi sınır birliklerine teslim edildi. Bu çerçevede, Alman elçilerin yanıtına kadar ateşkes hali uzatılırken, karşılıklı bazı akınlar haricinde ateşkese riayet edildi.

Esasen, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu da gerek bir yıl önce uğradığı ağır kayıpların etkisiyle gerek Lutherciler ile Katolikler arasındaki 30 yıla yaklaşan iç savaşın yarattığı yıpranmışlıkla ateşkesi bozarak Osmanlılara karşı taarruza geçmeye cesaret edemedi. Nitekim 1552 yılında Lutherci prensler Saksonya Elektörlüğü, Hessen, Prusya Dükalığı ve Brandenburg Kutsal Roma İmparatorluğu'na isyan etmişler, Kanuni Sultan Süleyman da 10 Mayıs 1552 tarihli name-i hümayunuyla bu prensliklerin hükümdarlarına İmparator V. Karl'dan korkmamaları için teminat ve takip etmeleri gereken siyaset konusunda tavsiyeler vermişti.[2] (Benzeri bir desteği II. Selim de 1566 yılından itibaren İspanya Krallığı'nın egemenliğine karşı ayaklanan Hollanda'daki prenslere de askerî yardım taahhüdünde bulunmak suretiyle vermeye çalışmıştı[3][4]).

1553 yılında Akdeniz'deki mücadele daha hareketli geçti. Sinan Paşa ve Turgut Reis komutasındaki Osmanlı donanması; Antoine Escalin des Aimars komutasındaki Fransız Donanmasıyla birleşerek Napoli, Sicilya ve Korsika kıyılarını vurduktan sonra, Ağustos ve Eylül aylarında İspanya Krallığı'nın müttefiki Cenevizlilerin idaresindeki Korsika'yı ele geçirdi. Öte yandan, İspanya Krallığı 1550 yılında işgal ettiği Mehdiye'yi daha fazla elinde tutamayacağını anladı. İmparator V. Karl kaleyi Malta Şövalyeleri'ne devretmeyi önerdiyse de, teklifinin reddedilmesi üzerine kaleyi tahliye etti.[5] Bunun üzerine Osmanlılar kaleyi tekrar ele geçirdiler.

1554 yılında Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Türk ordusunun İran seferi sürerken, Macaristan cephesi bir önceki yılda olduğu gibi Eyalet askerlerine bırakılmıştı. Bununla birlikte, 1553'e oranla daha faal bir sefer mevsimi geçiren Budin eyalet ordusu Haziran'a kadar Papa, Zigetvar ve Eğri civarına akınlar düzenlerken, 16 Haziran'da (bugün Slovakya'daki) Filek kalesini, Eylül'de (elden çıkmış bulunan) Salgotaryan'ı ve 7 Ekim'de Balaton Gölü civarında Vazsoly'yi fethetti.

Osmanlı donanması ise Napoli Krallığı'na bağlı Pulya kıyılarını yağmalayarak Viesta'yı, ardından ise Floransa Cumhuriyeti'ne bağlı Toskana kıyılarını bombardımana tutarak Orbetello'yu istila etti. Bununla birlikte, Osmanlı donanması Fransız donanmasıyla buluşamadı ve Korsika üzerine planlanan ortak harekâttan vazgeçerek mevsimin ilerlemesi nedeniyle geri döndü.[6]

 
Augsburg Barışı

1555 Ocak ayında diplomatik müzakerelere fırsat tanımak amacıyla altı aylık bir ateşkes yapıldı. Kral Ferdinand Osmanlı Devleti'yle barış yapabilmek umuduyla, 1555'in ilk çeyreğinde Elçi Busbecq'i İstanbul'a gönderdi. Alman elçisi, Kanuni Sultan Süleyman'ın Nisan ayında Safevî Devleti'yle süren barış müzakerelerini takip etmek için konakladığı Amasya'da huzuruna çıktı ve Macaristan üzerindeki Alman egemenliğinin tanınması karşılığında yılda 140.000 flori ödenmesi teklifini iletti. Bununla birlikte, 29 Mayıs'ta İran'la akdedilen Amasya Antlaşması'yla eli rahatlayan Kanuni teklifi reddederken, Kasım ayına kadar da Erdel'deki tüm işgal birliklerinin çekilmesi ültimatomunu verdi. Busbecq Viyana'ya dönerken Temmuz'da altı aylık ateşkes fiilen biterken, Hırvatistan Banı Zrinyi'nin Ağustos'ta Klis'e saldırmasıyla da savaş yeniden başladı. Zrinyi komutasındaki Alman-Hırvat birliklerine dönüş yolunda yetişen Bosna Eyaleti birliklerine komuta eden Hasan ve Mehmed Beyler Zrinyi ve Ivan Höjszek'i yenilgiye uğrattılar. Ardından da Budin Valisi Toygun Paşa 8 Eylül'de kuşattığı Kapoşvar'ı 17 Eylül'de, Eylül sonuna doğru ise Babofça ve Berzence'yi fethetti. 4 Ekim'de ise Eğri civarında taarruza geçen Gergely Bornemisza komutasındaki Macar-Alman ordusu da Panto civarında Veli Paşa'ya mağlup oldu. Bununla birlikte, Osmanlı birliklerinin 4 Ekim'de Zigetvar'a, 23 Ekim'de de Papa üzerine akınları sonuçsuz kaldı.

Piyale Paşa ve Turgut Reis komutasındaki Osmanlı donanması'nın Batı Akdeniz'deki faaliyetleri ise sürat kaybetmeden devam etti. Donanma Kalabriya, Toskana, Korsika ve Ligurya kıyılarını yıkıma uğratırken, Piombino üzerine Türk-Fransız akını ise sonuçsuz kaldı. Cezayir Valisi Salih Reis ise İspanyolların Kuzey Afrika'da kalan az sayıdaki üslerinden Bicâye'yi 28 Eylül'de fethetmeyi başardı. Bu kayıp, İspanya'da öfkeye neden oldu ve kaleyi Osmanlılara teslim eden komutan Alonso Peralta Valladolid'de idam edildi.

Öte yandan, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu da tarihi bir dönemeçten geçiyordu. İmparatorluk Diyeti Katolikler ile Lutherci prensler arasında barışı sağlamak için Augsburg'da toplandı. 25 Eylül 1555'te imzalanan Augsburg Barışı'yla cuius regio, eius religio (hükümdarın dini neyse, ülkesinin dini de odur) formülü benimsenerek her hükümdara kendi topraklarının dinini belirleme yetkisi verildi. Bununla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı sürekli askerî yenilgiler alan, Fransa'yı dize getiremediği gibi 1554'te Metz'i kaybeden ve ülkesi içinde dinsel birliği de sağlayamayan V. Karl psikolojik çöküntü içinde tahttan feragata hazırlandı ve İmparatorluğu İspanya ve Alman/Avusturya dalları arasında bölüştürdü.

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'ndaki bu sarsıcı gelişmeler 16 Ocak 1556'da V. Karl'ın resmen tahttan feragat ederek İspanya'daki bir manastırda inzivaya çekilmesiyle devam etti. İmparatorluğun tahtına V. Karl'ın kardeşi ve Avusturya Kralı Ferdinand geçti (bununla birlikte İmparatorluk Diyeti 1558'e, Papalık ise 1559'a kadar Ferdinand'ın imparatorluğunu tanımadı).

Yıl içinde en önemli askerî faaliyetler Zigetvar ve Erdel civarında icra edildi. Bosna Beyi Malkoç Bey Hırvatistan'da Kostaniçe'yi fethederken, Budin Beylerbeyi Hadım Ali Paşa 10 Haziran'da başlattığı Zigetvar kuşatmasını Hırvatistan Banı Nikolas Zrinyi'nin Babofça'ya yönelik karşı taarruzu nedeniyle 20 Temmuz'da kaldırdı. 22 Temmuz'da buradaki küçük çaplı muharebede iki taraf da ağır kayıplar verdi ve Türk birlikleri 31 Temmuz'da Peçuy'a çekildi. Buna mukabil, yaz ve sonbahar boyunca Erdel'de devam eden çarpışmalarda tüm bölge Alman-Avusturya askerlerinden temizlendi. Türk birlikleriyle destekli Ferenç Bebek komutasındaki Macar ordusu Rosznyo ve Krasznahorka'da Almanları yendi.

1557-1558

değiştir

Macaristan'daki çarpışmalar genelde sınır çatışmaları ve harekâtları şeklinde geçti. Türk birlikleri 10 Nisan 1557'de Varadin'i, 1557 Ekim'inde ise Tata'yı fethederken, 1557-1558 boyunca Balaton Gölü kuzeyinde çatışmalar sürdü.

1557-1558 yıllarında çatışmalar devam ederken diplomatik müzakerelere de ara verilmedi. Nitekim, Osmanlılar 1557 yılında Kutsal Roma İmparatorluğu'ndan Zigetvar kalesinin teslimini talep ederken, Alman tarafı da Tata kalesinin iadesini istedi. 31 Ocak 1559'da kalıcı bir mütareke imzalandı. 29 Nisan 1558'de ise Kral Ferdinand dört Ahidname taslağını Osmanlı tarafına gönderdi. Alman elçisi Busbecq 8 Haziran'da Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıktıysa da ahidneme taslaklarına olumlu yanıt alamadı. Bununla birlikte, müzakerelerin sürmesi hususunda mutabık kalındı. Zira, doğuda Safevî tehlikesini 1555 yılında Amasya Antlaşması'yla bertaraf etmiş bulunan Osmanlı İmparatorluğu'nda (1553 yılında Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden beri) şehzadeler arasında süregelen veraset temelli iç savaş Kanuni'nin dikkatini oğulları arasındaki mücadelelere çevirmişti. Şehzade Bayezid'in de 1559'da Konya'da Selim'e yenilmesi, ardından Safevîler'e sığınması, 1561'de ise Osmanlı-Safevî uzlaşısı sonucunda Osmanlı cellatlarınca Kazvin'de boğdurulmasına kadar geçen süreç Osmanlı devlet mekanizmasını bir hayli meşgul etmişti.

Aynı dönemde Habsburg Hanedanı'nın İspanya Krallığı kanadı da Osmanlılarla barış arayışına girmişti. Bu çerçevede, 1558 Kasım ve 1559 Haziran aylarında Osmanlı sarayına gönderilen elçiler Busbecq'in aksine mütareke bile koparmayı başaramadılar ve 1515'ten beri devam eden Osmanlı-İspanya Savaşı 1560 yılından itibaren en çetin dönemine girdi.

1560-1562, son çatışmalar ve barış müzakereleri

değiştir
 
Kral Ferdinand

Macaristan cephesinde ise 1560 yılı tarafların mütarekeye uydukları bir yıl oldu. 1561 yılında ise Türk birlikleri Zrinyi'nin Zigetvar civarından icra ettiği baskın ve saldırılara karşılık Balaton Gölü kuzeyinde ilerlediler ve 16-17 Nisan 1561'de Hegyesd ve Tapolca'yı fethettiler. 1562 yılında ise Alman-Macar ordusu 9 Nisan'da Hegyesd'i geri aldı.

12 Nisan'da yeniden ilan edilen ateşkesten sonra taraflar barış müzakerelerini hızlandırdılar ve Elçi Busbecq ile Sadrazam Semiz Ali Paşa arasındaki müzakereler yaz başında bir ahidname taslağıyla sonuçlandı ve 1 Haziran 1562 tarihinde Prag'da İmparator I. Ferdinand tarafından imzalandı. Sekiz yıl süreli antlaşma uyarınca İmparator Ferdinand, Erdel üzerindeki tüm iddialarından vazgeçtiğini kabul ediyor, Orta Macar Krallığı için Osmanlı İmparatorluğu'na 30.000 altın vergi vermeye devam ediyor ve Osmanlıların savaş boyunca yaptıkları tüm fetihlerini tanıyordu. Ferdinand'ın imzaladığı antlaşma Kanuni Sultan Süleyman tarafından onaylandı ve tasdikname Tercüman İbrahim adlı Osmanlı elçisi tarafından 27 Kasım 1562'de Frankfurt'ta İmparator Ferdinand'a sunuldu. Bu suretle, iki İmparatorluk arasında 1550'den beri süregelen savaş hali resmen sona erdi.

Savaş sonrası

değiştir

Osmanlı İmparatorluğu muzaffer çıktığı bu savaş sonucunda önemli kazanımlar elde etmişti. Bu bağlamda; (1) Macaristan'da geniş topraklar fethetmiş (özellikle 1552 yılındaki başarılı harekât sonucunda), (2) Erdel üzerindeki hakimiyetini pekiştirmiş ve (3) Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun Orta Macar Krallığı için her yıl ödediği 30.000 altınla haraçgüzar statüsünü muhafaza etmişti.

Bununla birlikte, asıl kazanım V. Karl'ın İmparatorluğu döneminde (1519-1556) Fransa, Lehistan ve İskandinavya hariç tüm kıta Avrupa'sına hâkim olan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun, 1556 yılında İmparatorun tükenmişlik ve düşkırıklığı içinde tahttan feragat ederek İspanya'ya inzivaya çekilmesi öncesinde İmparatorluğu (1519'dan önceki gibi)İspanya ve Almanya/Avusturya kanatlarına ayırması sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Hristiyan Avrupa'nın birleşmesi hayalinin son ermesiydi. Dahası, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu 1525-1555 arasında Katolikler ve Lutherciler arasındaki iç savaş sonucunda kendi içinde dahi önemli bir sarsıntıya uğramıştı.

Diğer taraftan, 1550-1562 savaşı Osmanlı İmparatorluğu'nun Macaristan'da geniş topraklar fethettikleri son savaş oldu. Esasen 1552'de Eğri'de, 1556'da ise Zigetvar'da sinyallerini veren duraklama, 1566-1568, 1593-1606 ve 1663-64 savaşlarında genel bir kurala dönüştü ve Osmanlılar çok büyük fedakarlıklara katlandıkları bu üç savaş sonucunda sadece dört büyük kalenin (Zigetvar, Eğri, Kanije ve Uyvar) fethiyle yetindiler.

Öte yandan, 1550-1562 Savaşında Osmanlılar Akdeniz'de İspanya Krallığı ve bağlaşıkları Ceneviz Cumhuriyeti, Napoli Krallığı, Floransa Dükalığı ve Malta Şövalyeleri'yle de eşzamanlı olarak harp ettiler ve mücadeleyi tamamen Batı Akdeniz'e taşıdılar. Bu suretle, Savaş boyunca özellikle Cerbe Zaferi'yle (1560) İnebahtı yenilgisine (1571) kadarki üstünlüklerini pekiştirdiler.

1562 yılından Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'yla akdedilen akdedilen antlaşmadaki hükme ve taahhüde rağmen, Alman tarafı Doğu Macar Krallığı (Erdel) üzerindeki hak iddiasına fiiliyatta son vermedi. 1564-1565 döneminde Erdel'in kuzeyindeki kalelerin Almanlarca işgali üzerine 1566 yılında iki İmparatorluk 16. yüzyılda Macaristan üzerindeki dördüncü savaşlarına tutuştular.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ ""Büyük Osmanlı Tarihi", Hammer, c.6, s. 58". 21 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2021. 
  2. ^ "Kanuni Sultan Süleyman", Yılmaz Öztuna, Ötüken Neşriyat, İstanbul (2014)
  3. ^ "The Ottoman State and Its Place in World History", Kemal Karpat, Brill (1974), s.53
  4. ^ "The Mediterranean World: From the Fall of Rome to the Rise of Napoleon", Monique O'Connell & Eric R Dursteler, Johns Hopkins University Press, Baltimore (2016), s. 232
  5. ^ Houtsma, M. Th. (1993). E. J. Brill's first encyclopaedia of Islam : 1913 – 1936. 5. Leiden, Netherlands: BRILL. ISBN 978-90-04-09791-9. s. 122
  6. ^ "Fernand Braudel, "The Mediterranean and the Mediterranean world in the age of Philip II" Volume: 2, University of California Press (1995), p.929". 9 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2021.