Vikipedi:Haftanın seçkin maddesi/2. Hafta 2011
İstanbul'daki sinagoglar, ilk olarak Bizans döneminde şehre gelen Musevilerin dinî gereksinimleri için kurdukları ibadethanelerdir. Kayıtlarda, İstanbul'da ilk sinagogun İ.S. 318 yılında, bakırcılıkla uğraşan Musevilerin yoğun olarak yaşadığı Halkopratia semtinde inşa edildiği geçmektedir. Bu sinagog, II. Theodosius döneminde kiliseye çevrilse de, şehrin çeşitli noktalarında sinagoglar her dönemde varlığını sürdürmüştür. İstanbul'un 1453 yılında Türkler tarafından ele geçirilmesinin ardından da, Museviler İstanbul'daki varlıklarını sürdürmüşlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1492 yılında İspanya'dan sürgün edilen Musevilere sığınma hakkı vermesiyle, Osmanlı topraklarındaki Musevi nüfusu büyük oranda artmıştır. Türkiye'de cumhuriyet ilan edildikten sonra, ülkenin dört bir yanındaki pek çok Musevi, İstanbul'a yerleşmiştir. Günümüzde Türkiye'de 20 bin dolaylarında Musevi olduğu sanılmaktadır, bunların 18 bin kadarı İstanbul'da yaşamaktadır. İstanbul'daki Musevilerin büyük çoğunluğu İspanya kökenli Sefaradlar olup, 500 kadar da Aşkenaz bulunmaktadır. Türk Musevilerinin yasal temsilciliğini Türkiye Hahambaşılığı üstlenmiştir. Hahambaşılığın merkezi İstanbul'da bulunmaktadır. Hahambaşılığın otoritesini tanımayan ve özerk bir cemaat oluşturan Karayların sayısı ise 80 dolaylarındadır. Tüm Türkiye'de olduğu gibi, İstanbul'da da sinagoglar vakıf statüsündedir. İstanbul'da Musevi cemaatinin ibadetlerini gerçekleştirebilmesi için sürekli hizmet veren 20 sinagog vardır. Bunlardan 3'ü, yalnızca yaz aylarında açılmaktadır. İstanbul'un en eski sinagogları, 15. yüzyıldan beri ara verilmeksizin kullanılan Ahrida ve Yanbol sinagoglarıdır. (Devamı...)