Tartışma:Türk Kurtuluş Savaşı/Arşiv 1
Burası geçmiş tartışmaları içeren bir arşiv sayfasıdır. Lütfen bu sayfayı düzenlemeyin. Eğer yeni bir tartışma başlatmak istiyorsanız, eskilerden birini canlandırabilirsiniz ya da mevcut tartışma sayfasında yeni bir tartışma başlatabilirsiniz. |
Arşiv 1 | Arşiv 2 | Arşiv 3 |
- Aşağıdaki tartışma, bir arşiv olarak korunmuştur. Lütfen üzerinde herhangi bir değişiklik yapmayınız. Daha sonraki yorumlar, tartışma sayfasının uygun kısmında yapılmalıdır.
- Tamam tarafsızlık şablonu içeriyor, ama bu şablon onu kendi kendine tarafsızlaştırmıyor. Bu cidden önemli bir başlık, bence tarafsızlaştırmak için elbirliğiyle çalışmaya başlamalıyız. En başındaki "Kurtuluş Savaşı, özetle öldü sayılan bir milletin emperyalizme karşı tek başına tüm dünyaya meydan okuması ve bu devletleri dize getirerek en az onlar kadar şerefli bir varlık olduğunu kabul ettirdiği destansı mücadeledir" ibaresinden itibaren iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkesin bu konudaki düşüncelerini duymak, bu konuda bilgili insanların makaleye daha nitelikli ve ansiklopedik bir format vermesi güzel olur. Selamlar... Kubra 13:53, 22 Ekim 2005 (UTC)
- Katiliyorum, makale kendimizi ulusca tatmin icin degil, okuyan kisinin konu hakkinda bilgilendirilmesi icin tarafsizlastirilmali. Tum yorumlardan cikarilmali, okuyucu isterse kendi basina yorum yapar. Bu bizim mihenk tasi makalelerimizden, bizim genel anlayisimiz ve yapimizi gosterecektir. Citrat 15:29, 2 Kasım 2005 (UTC)
O tırnak içine alınmış yer bence gayet doğru ve tarafsızdır. Bence makale tamamen tarafsızdır. Doğu,Güney ve Batı cephelerinde ABD, İngiltere ve fransa'nın donattığı ordularla bizim tekalif-i milliye ile ayağındaki çarığna kadar her şeyini halktan alan binbir yokluklar içindeki ordumuz savaştı. Batı cepheinde 200.000 yunan askerine karşı düzenli ordunun 100.000'den az askeri vardı. Bunlar taraf tutmak değil, gerçektir. Kendi milli egomuzla alakası yoktur; zira google'dan bir bakarsanız o dönemdeki hemen her devlet başkanının (İngiltere, ABD bile) aynı kanıda olduğunu görürsünüz. Bu destansı bir mücadeledir; çünkü türk halkı elinde ordusu yokken, anadoluya hapsedilmişken bu zaferi kazanmıştır. Bu yorum değildir. Ygn 14:33 1 Ocak 2006 (UTC)
İçindekiler
- 1 maddenin kapsamı da sınırlanmalı
- 2 misak-ı milli
- 3 amasya genelgesi
- 4 Makale çok uzun
- 5 Harita
- 6 Atatürk
- 7 serv
- 8 Türk Kurtuluş Savaşı ve Emperyalizm
- 9 Çanımıza ot tıkamaya çalışanlar var!
- 10 Kurtuluş Savaşı anlam ayrım
- 11 İTALYA
- 12 Soru 1
- 13 bu yazıyı derhal düzeltin
- 14 Yeni isim önerisi!
- 15 Taraflar kısmında Osmanlı Devletinin yer alma konusu
- 16 İtalya
- 17 Geri alımlar
- 18 Kayıplar
- 19 Dönemlerin adlandırma işi
- 20 ek konular
maddenin kapsamı da sınırlanmalı
Bu maddenin düzenlenmesi gerektiğine katılıyorum. Yalnız formatta değil, kapsamında da değişiklik yapılmalı bence. Kurtuluş Savaşı başlığı altında sadece değişik cephelerde yapılan çarpışmaları detaylı olarak anlatmak gerektiğini düşünüyorum. Savaş öncesinde yapılan kongreler, savaş sonrasında yapılan anlaşmalar gibi konuların detayına fazla girmeden sadece adlarını anmalı ve bağlantı ile o konularda hazırlanan/hazıralanacak maddelere yönlendirme yapılmalı, ne dersiniz? --Başak 13:51, 29 Ekim 2005 (UTC)
-Diğer dillerin vikipedialarında bu madde bizimkinin 10 katı.--Ar-Ge 16:40, 13 Nisan 2008 (UTC)
Ben yukarıdaki arkadaşlara katılmıyorum çünkü: bir yer ya da bir tarih hakkında bilgi edinmek istiyorum fakat birsürü bağlantı var ve her açılan sayfa başka bağlantılarla dolu neyi neden aradığımı artık önemsemeden kapatıyorum bence başka bir şekilde olmalı ama bir bağlantıdan içi bağlantılarla dolu başka bir sayfaya geçerek bu iş olmaz saygılar hamula dayı!!!
evet haklısın ama ben bu makaleyi hazırladığım sırada alt makalelerin sadece küçük bir kısmı vardı ve bazılarını ise yetersiz görüyordum. belirli bir standart olması için hepsini bir arada verdim ama bu böyle kalmak zorunda değil tabiki :)
sorun standartları yaratabilmek --Oytun Yalçın 18:50, 4 Kasım 2005 (UTC)
Oytun, aslinda boyle buyuk bir makaleye basladigin icin gec olsa da tesekkur ederim. Butun makaleler degismeye mahkum, oyle yada boyle bir kisi daha iyisini biliyordur. Standartlar icin calisiyoruz:Vikipedi:İlkeler ve kurallar. Tartismalarda seni de gormekten mutluluk duyarim. Citrat 19:32, 7 Kasım 2005 (UTC)
Bu makale üzerinde bütünlük kaygısı olmadan o kadar oynanmış ki karmakarışık olmuş. Birinin düzenlemesi gerekli. Prosure 12:36, 26 Kasım 2005 (UTC)
misak-ı milli
öncelikle tebrikler hep kahreden şey beni bu sihirli kelimeler misak-ı milli ULSAL YEMİN.ne yazıkki tutamadık ve muhtemelen de tutamayacağız. Adamlar uyanık borçlu iken alacaklı gibi daavranıyor ve alacağını unutturuyor
BEN YUKARDAKİ ARKADAŞLARA KATILMIYORUM ÇÜNKÜ VERDİğİNİZ İLİMLER BENİ TATMİN ETMEDİ BİR DAHAKİ SEFERE DAHA İYİSİNİ GİRMEK İSTİYORUM.AYRICA ÖDEV ARAŞTIRIYORUM AMA İSTEDİĞİM BİLGİLER MEWCUT DEĞİL
Yazınızdaki Yazım Hatasını K-Türk Değişmiştir
Türkçe giderse Türkiye gider....
amasya genelgesi
Makale çok uzun
Bu makale çok uzun. Biraz daha ansiklopedik kısa yazması ya da bir bölme imkanı varsa bence daha iyi olur. --katpatuka 21:18, 7 Şubat 2006 (UTC)
- Uzun? Yazinin Ingilizce versiyonu 15, Almanca versiyonu 10 sayfa. Bence utanmaliyiz. --Doa
katılıyorum bir türk olarak maddenin kısaltılmasını sond erce saçma görüyorum ve maddenin bir ansiklopedide olayları,anlaşmaları bakımından en az 20-30 sayfa tutması gerektiine inanıyorum çünkü emperyalizme karşı verilmiş en büyük savaş olmakla beraber savaştan sonra herşey değişti.Bir bakıma Fransız İhtilali niteliği kazandı ve Britanya İmparatorluğu isyanlarla dağılmaya başladı.Bunların hepsi sonuca eklenmeli diye düşünüyorum ve ekleyeceğimde...--Türkişi 19:14, 23 Ocak 2008 (UTC)
Türkişi ve Magyar
Harita
Güzelim bir maddeye Almanca harita hiç yakışmamış.--AbSar 09:49, 12 Mart 2006 (UTC) bence ii olmuş yani ii ce tanıtıyor
doğru türkçe madde konulmalı bence.Ancak haritanın altına birde Sevr anlaşmasında Türkiyenin nasıl paylaşıldığı da konulmalı...
Türkişi ve Magyar
Atatürk
Makalenin bazı bölümlerinde Mustafa Kemal Paşa'nın adı Atatürk olarak geçmekte ve böylelikle tarih hatası yapılmaktadır. Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk adıyla bir kişi yoktur. --Aliska 04:40, 26 Haziran 2006 (UTC)
serv
Osmanlı Hanedanınin serv'ü imzamaldığı, sadece hükümetin imzaladığı söylenmekde
Türk Kurtuluş Savaşı ve Emperyalizm
Maddenin girişine "batı emperyalizmi" ifadesini eklemiştim.
Noumenon adlı yönetici arkadaş bana şöyle yazmış: "Lütfen Vikipedi tarafsızlık ilkesini ihlal edecek değişiklikler yapmaktan kaçınınız, daha fazla bilgi için Vikipedi:Beş temel taşı sayfasına göz atabilirsiniz. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - Noumenon mesajkatkılar 01:22, 6 Ekim 2006 (UTC)"
Kendisine yanıtım şu oldu:
"Zaten maddede sayılan işgalci 5 devletten batılı 4'ü şunlar: İngiltere. İtalya, Yunanistan, Fransa. Ermeniler ise yönlendirici Fransa'nın denetimi altındaydılar.
İngiltere, İtalya, Fransa sömürge sahibi emperyalist batılı devletler değil mi idi? Bu gerçeğin maddede dile getirilmesine karşı çıkmanızın arkasında politik tercihleriniz var, sanırım; ya da sorunu kavramakta zorlanıyorsunuz.
Yanıt bekliyorum. Tarafsızlığınızı korumanızı bekliyorum."
Noumenon "batılı emperyalistler" ifadesine "tarafsızlık ilkesini ihlal edecek değişiklikler", demiş ama, görüldüğü üzere, bu yönetici arkadaşın kendisi tarafsızlığını koruyamıyor. Taraflı tutumunu kınıyorum.
Ve yöneticilerin taraflı olduğu, taraflı şekilde müdahale ettiği bir ortamda bulunmaktan vazgeçip, tartışmadan da çekiliyorum.
evet doğru bu savaş eki sömürge oland evletlerde örneğin hindistanda en büyük emperyalizme karşı olans avaş niteliğindedir.Çünkü bizi sömürge yapmak isteyen 4 devletin zamanında sömürgeleri vardı.Sömürgeci devlet demek emperyalist devlet demektir.Yani ulusların yazgılarını kendi çıkarları doğrultusunda yön vermek emperyalist demek doğrudur.Yukarıdaki kullanıcının sözlerinede ne yazıkki katılıyorum.Herkesin bildiği emperyalizme karşı bağımsızlık için yapılan en büyük ve yabancıların deyimiyle en kutsal savaş.Her milletin end doğal hakkıdır kendi geleceğini belirlemek.Yukarıda adı geçen yönetcinin kurtulu savaşımızdan sonra sömürgelerin bir bir nasıl bağımsızlıklarını kazandığını araştırmasını istiyorum.Yukarıdaki kullanıcıya taraflı denilmiş ama gerçekten ilk defa yaşıyorum bir yönetici taraflı birşey yapmış açkça ortada...
Magyar
Çanımıza ot tıkamaya çalışanlar var!
"Ulusal Kurtuluş Savaşımız'ın Batılı emperyalist devletlere karşı verilmiş olduğu" gerçeğini ifade eden cümleler kimilerince "taraflı" diye, Vikipedi'nin "Atatürk" ve "Türk Kurtuluş Savaşı" maddelerinden çıkarılmış. Ne ala! Bu "tarafsız" Batı sempatizanları, dün Fransa meclisi tarafından onaylanan, "Ermeni Soykırımı olmamıştır!" demeyi suç sayan yasa için ne düşünüyorlar, acaba? Tarihi gerçeklere dayanmayan ve Yahudi Soykırımı için olduğu gibi yetkili bir uluslararası mahkeme tarafından 1915 olaylarının "soykırım" olduğu yolunda alınmış bir karar ortada yokken, Fransa meclisi, tasarının yasalaşması için ilk adımı attı. Arkası da gelecek, sırayla bütün Avrupa Birliği ülkeleri, benzeri yasaları çıkaracaklardır ve Avrupa Birliği sınırları içinde "Ermeni Soykırımı olmamıştır!" demek suç kabul edilecektir. "Batılı emperyalist devletler" ifadesini taraflı bulanlar, Fransa meclisinin aldığı bu karara da sahip çıkacak ve bu sayfalarda "Ermeni Soykırımı" yalanını da "tarafsızlık adına" savunacaklar mı, merak ediyorum?
Noumenon adlı yönetici arkadaşa gelince, kendisi öteden beri ülkemizi yakından ilgilendiren "hassas" konularda ulusalcı, yurtsever duruş sergileyen kişileri, Vikipedi'nin tarafsızlık ilkesini hatırlatarak sindirmeye çalışmıştır. Örneğin geçmişte, Kürtçe maddesinin tartışma sayfasına şöyle yazmıştım: "İngilizce Vikipedi taraflı batılı kaynaklara dayanmaktadır; ya da Türkiye üzerine oynanan politik oyunlar dikkate alınmadan da hazırlanmış olabilir. Politikaya doğrudan ya da dolaylı alet olan batılı dilbilimciler "Kürtçe" diye bir dil vardır, diye kitaplar, makaleler, vb. yazdıkça, bunlar ansiklopedilere kaynaklık ettikçe, bu anlayış yaygınlaşır ve bir süre sonra bilimsel bir doğru kabul edilmeye başlanır. Bu sorunun ülkemizin başını ağrıtacağı kesindir." Kendisinin cevabı şu olmuştu: "Taraflı Batılı kaynaklar tümcesi hoş değil. Sizin iddianıza veya sizin benisemediğiniz kaynaklara uymadığı için çeşitli kaynaklara taraflı etiketi yapıştıramazsınız. Tekrarlıyorum, burası özgür bir ansiklopedidir ve ansiklopedik olan her iddia bilimsel incelemeler kaynak gösterilerek barındırılabilir. Nasıl sizin kaynaklarınız ve Kürtçe'nin sadece politik bir tanım olduğu bilginiz burada yer alacaksa Kürtçe'nin bir dil olduğunu belirten kaynaklar ve bilgiler de yer alacaktır. Konu hakkındaki her fikir yayımlanacaktır." (Bu yazışmaları okumak için buraya tıklayın.)
Geçmişte tartışma sayfasında "Kürtçe diye bir dil yoktur, bu politik bir tanımlamadır!" diye diye dilimizde tüy bitmişti. Peki, sonunda ne oldu? Maddenin adı " Kürt Dilleri" biçiminde değiştirildi. Hani "Kürt dilleri" denilenler aslında "lehçe" idi? Hani "Kürtçe" diye bir dil var idi? Her nedense, bizi yöneticilik yetkileriyle sindirmeye çalışan, "taraflı Batılı kaynaklar" cümlemizden hoşlanmayan Noumenon arkadaşın sesi çıkmıyor. Batılı kaynaklar "Kürtçe diye bir dil vardır" derken, bu dil üzerine yüzlerce "bilimsel" yazı yazılmışken; dahası, Vikipedi'nin İngilizce ve Almanca'sında "Kürtçe" (Kürt dili, tek bir dil) maddesi varken, bizde niye "Kürtçe" maddesi yok da, "Kürt Dilleri" maddesi var? Noumenon arkadaş niçin tabulaştırdığı "tarafsızlık" kavramını öne sürerek bu işe de müdahale etmiyor? Sanırım gücü, ortak kararları hiçe saymaya yetmiyor; ancak ulusalcı, yurtsever duruş sergileyen kişileri birer birer sindirmeye yetiyor. Ner neyse, burada tartışmak istediğim konu Kürtçe değil, yukarıya aktardığım cümlelerimde "Kürtçe"nin geçtiği yerleri "Ermeni Soykırımı" diye değiştirerek okuyun: Batılılar "Ermeni Soykırımı" vardır, diye [yasalar çıkarıp,] kitaplar, makaleler, vb. yazdıkça, bunlar ansiklopedilere kaynaklık ettikçe, bu anlayış yaygınlaşır ve bir süre sonra bilimsel bir doğru kabul edilmeye başlanır. Bu sorunun ülkemizin başını ağrıtacağı kesindir. Noumenon adlı yönetici arkadaş bu sözleri de "taraflı" bulabilir; ne de olsa onun deyişiyle "taraflı Batılı kaynaklar tümcesi hoş değil".
Bugün "Ermeni Soykırımı" yalanı konusunda Batı emperyalizminin bize ve bütün dünyaya dayatmak istediği şeyler var. Daha başka şeyler de, benzeri stratejilerle dayatılmaya çalışılmıyor mu? "Batılı emperyalist devletler" ifadesini taraflı bulanlar, yakında Batılı "meclis kararlarına" ve sözde "bilimsel kaynaklara" da dayanarak "Ermeni Soykırımı olmamıştır!" demeyi de bu sayfalarda "tarafsızlık" adına yasaklayabilir, en azından geçmişte olduğu gibi ulusalcı, yurtsever duruş sergileyen kişileri sindirmeye çalışabilirler.
Düşünmek, sormak suç değil ya; bazen aklıma geliyor işte: wikipedia.org (Wikimedia Vakfı) acaba Soros destekli bir kuruluş mu? Vikipedi'yi ("Vikipedi, özgür ansiklopedi!") karalamak için söylemiyorum; "ansiklopediye" iyi niyetlice katkıda bulunmaya çalışanlara da bir diyeceğim olamaz, ama zaman zaman düşünmüyor da değilim. Ne de olsa George Soros "açık toplum"u savunmuyor mu? "Açık toplum" her ne demek ise, ben de o güzide toplumun bir bireyi sayılıyorumdur, herhalde. Her neyse, açıkça yazayım: Kimi arkadaşlar Vikipedi'nin bir 'ansiklopedicilik oyunu' olduğunu (örneğin eskiden "SimCity" adında bir kent kurma oyunu vardı; ve benzeri pekçok başka oyun da var), gerçekte politik bir mücadele alanı, bir "uluslararası forum" olarak tasarlandığını göremiyor, sanırım. Bu konuda da düşmenizi öneririm.
İyi çalışmalar.
Kurtuluş Savaşı anlam ayrım
Türkçe'de Kurtuluş Savaşı dendiği zaman akla şimdiki Türk Kurtuluş Savaşı maddesinde olan içerik gelir. Diğer Kurtuluş Savaşı ibarelerinin çoğunda ise başta ülke adı geçer. Kurtuluş Savaşı'na link veren maddeler bunun ispatı.
Kurtuluş Savaşı maddesinin başına anlam ayrım ibaresi konulur içeriğine Türk Kurtuluş Savaşı verilir. Kurtuluş Savaşı (anlam ayrım)da da diğer Cezayir, Amerikan vs. bağımsızlık savaşları listelnir. Yüzlerce yerde link verilen Kurtuluş Savaşı maddesine anlam ayrım koyulması doğru değil. — Bu imzasız yazı 85.96.166.210 (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir.
- Aman katılma Deniscim. Bak yazan engellenmiş ve troll ilan edilmiş. yönetici tayfası burada aslan kaplan ya. hayri baba
- Yabancı Vikipedilerde "Turkish War of Independence" vb. olması doğal. Bizde bu olayın adı "Türk Kurtuluş Savaşı" değil ki? Düz "Kurtuluş Savaşı" bence yeterlidir. Öbür türlü lüzumsuz bir şovenizm vurgusu oluyor. --Zenci fil 21:50, 15 Ağustos 2007 (UTC)
İTALYA
Konunun ingilizce vers yonunda da italya karşı tarafın ülkeleri arasında verimemiş. Zaten birçok kaynağa göre italya kurtuluş savaşında bizimle askeri ve siyasi anlamda savaşmamış. Aksine ingiltere'yle aralarının bozuk olması nedeniyle bize gizlice yardım etmeye çalışmış. Bu yüzden italya karşı grubun devletleri arasın da yer almamalı diye düşünüyorum
- İtalyan Orduları Türkiye topraklarını işgal etmiştir. Aktif bir çatışmanın olmaması, bu işgalin varlığını yok saymaz. İtalya savaşanlar listesinde yer almalı ve İngilizce Wikipedia'da da listeye eklenmelidir. 85.101.13.203 09:42, 1 Temmuz 2007 (UTC)
- Konu işgal değil ki, savaş. İtalya Milli Mücadelede oldukça aktif olarak Türk tarafında yer almış, silah yardımında bulunmuş, Kuşadası cephesinde kısa bir süre Yunanlılara karşı çatışmıştır. --Zenci fil 21:53, 15 Ağustos 2007 (UTC)
Soru 1
Anadolu işgal eden ülkeler hiçbir diretme göstermeden neden geri döndüler? örneğin; koskoca İstanbul'u bırakıp niye gittiler, İstanbul bizde kalsın demediler? bunların bi açıklaması olmalı. --Orijinnal 15:24, 16 Ağustos 2007 (UTC)
Çünkü Savaş sonu tüm ülkeler iç sıkıntılar ile uğraşıyorlardı.İngiltere'yi ele alırsak Milli Güçlerin Bağımsızlık Savaşı vermesi,İngiltere'nin sömürgelerinde krizlere yol açmıştı.Ayrıca galip devletler savaşın sonunda anlaşmalar imzalanınca ordularını terhiş etmişti.Yani Galip Devletlerin askeri gücü yeterince yoktu.Ankara'ya Sevr'i kabul ettirmek için uydusu Yunanistan'a zaten büyük maddi destek verdiler. Kısaca büyük devletler savaş sonu büyük iç sıkıntılar ile uğraşıyorlardı.--Kızıl Şaman 14:22, 19 Ağustos 2007 (UTC)
bu yazıyı derhal düzeltin
solcularla Kemalistler cümlesini aynı kalıpta kullanmayın !!!!
Ne Demek Bu şavaşın emparyalizme karşı kazanılmış en büyük zafer oldugunu sol - kemalist görüşlüler attı ibaresi .. bu kötülemedir ,bu bölücülüktür Bu savaşta bütün Türkiye savaşarak canını ortaya koyarak emperyalist güçleri ülkeden atmıştır.. bu görüşü solcular atmamıştır Türkler atmıştır.. Ayrıca lozan barış anlaşması bu kadar basitmi ? bu kadar geçilesi basit bi antlaşmamı ? ben bu yazıyı yazan kişinin mutlaka vatan hayini oldugu düşünüyorum ..
Yeni isim önerisi!
Daha tarafsız daha ansiklopedik olması için resmi kaynaklardan geçen "Türkiye Bağımsızlık Savaşı" ismini öneriyorum. Diğer dillerde, veya diğer maddelerde (Finlandiya Bağımsızlık Savaşı ...) olduğu gibi bu da "bağımsızlık savaşı" olsun. Hem de "Türk" değil "Türkiye" olsun çünkü onlarca Türk Devleti var...--Mehmet Baran 14:10, 5 Kasım 2007 (UTC)
- Selam. Haklısınız. Aslında Millî mücadele. İlla kelime başında bir şey olsun diyorsanız. Türk değil Türkiye uygundur. Sınavlar bitince bana da Allo dersiniz. Görüşürüz. Takabeg 04:48, 21 Kasım 2007 (UTC)
Taraflar kısmında Osmanlı Devletinin yer alma konusu
Selamlar. Osmanlı Devleti'nin tam olarak müttefiklerle birlikte hareket ettiği söylememiz son derece güçtür. Başlıca komutanlar kısmında bi kaç kişinin ismi yazılabilir. Fakat Mustafa Kemal Paşa da Osmanlı paşası olarak 9.Ordu (3.Ordu )'ya tayin ediliğine göre ve İstanbul'un işgali sonrasında da Padişah'a itaat ettiğine göre, ya iki tarafta Osmanlı Devleti'nin ismi yer alabilir. Ne olursa olsun buları tartışmadan müttefiklerin safına Osmanlı Devleti'nin ismi yazılmazı. Şimdilik silelim. İyi çalışmalar. Takabeg 07:11, 20 Kasım 2007 (UTC)
- P.S. Ayrıca İtalya ve Gürcistan için de tartışılması gerekiyor. İyi çalışmalar. Takabeg 07:13, 20 Kasım 2007 (UTC)
- T.B.M.M ordusu Gürcistan'ın menşevik hükumetiyle anlaşarak Ardahan ve Artvin'i aldı. Ve Batum'a da girdi. Ancak Mart 1921'de Movkova'da müzakere sürerken (antlaşma imzalanmadan önce) acele davranan Kızıl Ordu birlikleri ve Gürcüler ile kazaen çatışarak yenilgiye uğratıldı. Şimdi bu maddede taraflar olarak Gürcistan ilave edersek S.S.C.B.'yi de ilave etmek zorunda kalacağız. Dolayısıyla en iyisi Gürcistan'ı çıkarmaktır. İyi çalışmalar Takabeg 11:35, 20 Kasım 2007 (UTC)
- Tekrar selamlar. Tartışma yapılmadan yine Osmanlı Devleti'nin ismi müttefik tarafına yazılmıştı. Yanlış imajı vermemek için 'geçici olarak' taraftarların ikisinde Osmanlı Devleti'nin yer alması daha uygun gürünüyor. İyi çalışmalar. Takabeg 04:39, 21 Kasım 2007 (UTC)
- Abuk Sabuk Arkadaşımız. Hmm. Yine ısrarla tartışmadan çıkardınız. Böyle verimsiz işi bırakın. Osmanlıyı ilave ederken tartışma sayfasına bir şeyi yazın. Tamam mı? İyi çalışmaları. Takabeg 21:45, 21 Kasım 2007 (UTC)
Yanlış bilgilerin çıkarılmaları için tartışılmasına gerek yoktur. --Abuk SABUK 22:38, 21 Kasım 2007 (UTC)
- Selam, Abuk78 arkadaşımız. Kafanıza göre 'yanlış bilgi' olabilir. Fakat gerçek öyle değil. Anlatabildim mi? İyi çalışmalar. Takabeg 22:44, 21 Kasım 2007 (UTC)
Konunun VP:3GD'ün ucundan döndüğünü görmek hem üzücü hem sevindirici. En azından kurallar dahilinde hareket edilmiş ama yine de böyle olması iyi değil. Bir tavsiye vermek istiyorum sadece, bu şekilde tartışmalı bir durum varsa kaynaklarınız ile X kaynağına göre böylediri fakat Y kaynağı bu şekilde olduğunu savunmaktadır şekilde metnin taraflar kısmına ekleyebilirsiniz. Ama tartışmalı bir konuda olduğundan düzgün, güvenilir kaynaklar ile maddeyi güçlendirmeniz daha uygun olacaktır. Lütfen bu tür konularda bir inatlaşma içine girmeden daha çok tartışma sayfasında tartışmaya çalışalım ve kaynaklar ile konuşarak gereksiz kırgınlıklara yer vermeyelim. --Ugur Basakmesaj 23:37, 21 Kasım 2007 (UTC)
İtalya
Merhabalar. İtalya'nın Anadolu'da her hangi hevesin olmadığı söylenmez ve İtalyan birlikleri karaya çıktığında yerli halk tarafının sabotaj faaliyeti yapılmıştı. Fakat İtalya ile Büyük Millet Meclisi Ordusu arasında herhangi çatışma yaşanmadı. Mustafa Kemal (Atatürk) ile Dışişleri Bakanı Carlo Sforza arasındaki yakın ilişkiye de dikkat etmemiz lazım. İtalya yardım etti. Yardım etti diye Büyük Millet Meclis Ordusu ile aynı 'taraf'ta yer alması yanlış. İtalya diplomasisi Anadolu'da 'vazgeçme' polisikasını izledi ve İtalya'nın 'düşman'ı Türkiye değil Yunanistan idi. En ufak örnek ise Corfu adası. İtalya ile Yunanistan arasında Corfu adası üzerinde toprak meselesi mevcuttu (daha sonra İtalya 31 Ağustos 1923'te adayı tamamen işgal edecekti) ile çatışmıştı. O yüzden de Yunanistan ile aynı 'taraf'ta yer alması tuhaftır. İyi çalışmalar. Takabeg 22:42, 21 Kasım 2007 (UTC)
- Bu maddenin metni ile tablo birbirlerine aykırı olması gerektiği için tablo'dan İtalya çıkarılacaktırı. İyi çalışmalar. Takabeg 03:24, 22 Kasım 2007 (UTC)
Kurtuluş Savaşı maddesinde "taraflar" kısmını anladığım kadarıyla yanlış yorumluyorsunuz. O kısımda kastedilen "TBMM ordusuna karşı savaşan devletler/hükümetlerdir". Bu yönüyle bakıldığında İtalya da karşı taraftır, Osmanlı da (İstanbul hükümeti) karşı taraftır, Yunanistan da. Ancak buradan "Yunanistan İtalya ile müttefiktir", "Osmanlı Ermenistan ile müttefiktir" gibi anlamlar çıkmaz. Farklı platformlarda kendi aralarında husumetleri, hatta sıcak-soğuk savaşları elbette olmuştur. Osmanlı Hükümeti, İngilizlerin emri ve teşvikiyle Mustafa Kemal'in yönetimindeki orduya karşı birlikler oluşturmuş, bunlar arasında bilfiil muharebeler gerçekleşmiştir. Bu nedenle Osmanlı, taraftır. İyi çalışmalar. --Abuk SABUK 23:47, 21 Kasım 2007 (UTC)
- Tekrar selam. "TBMM ordusuna karşı savaşan devletler/hükümetlerdir" ifadesi taraflı ve sadece sadece TBMM'nin bakış açısından yorumlanmış oluyor. Aslında 'Osmanlı vs TBMM' şeklinde gösterildiği zaman Mustafa Kemal (Atatürk)'in padişaha karşı ihanet etmiş gibi bir imajı da veriyor. Daha önce açıkladığı gibi Mustafa Kemal (Atatürk) Osmanlı Devleti'nin paşası olarak Anadolu'ya geçti ve
Eğer Kuva-i İnzibatiye'nin kuruluş tarihi 18 Nisan 1920 ise, neden Mustafa Kemal (Atatürk) 27 Nisan 1920'de Padişah'a telgrafla İçtimaının ilk bu sözü Halife ve Padişahına sadakat olan Büyük Millet Meclisi son sözünün yine bundan ibaret olacağını süddei Seniyelerine en büyük tazim ve huşû ile arz eder sözü ile biten 'Sadakat Arizası' gönderdi? Hile miydi? Bu hileye daha sonra 'devlet sırrı' ismini mi verdi? Bence öyle değildir. Mustafa Kemal (Atatürk) memleketinin bölünmesini istemedi. Gerçekten de bölünmedi. Bunun dışında dediğiniz gibi müttefik olmadığına göre bunu da anlatabilecek şekilde 'taraflar' kısmında ülkeleri ayrılan çizgi lazım değil mi? O tabloya bakan arkadaşlarımız, İngiltere'nin liderliğinde oluşturan müttefik olduğu düşünecektir. Bir de İtalya çıkaralım mı? Takabeg 00:26, 22 Kasım 2007 (UTC)
İngiltere önderliğinde oluşturulan ittifakı düşüneceklerini sanmıyorum, sonuçta madde I. Dünya Savaşı maddesi değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurtuluş Savaşı bu yüzden bir tarfta T.C'yi kurmaya çalışanlar diğer tarafta bu amaca engel olmaya çalışanlar olmalı diye düşünüyorum şahsen. Elbetteki başka konularda ayrı taraflarda yer alabilirler. Sonuçta Dış ilişkiler çok yönlü bir konu ve illa ki detaya ineceksek her devlet kendi tarafında. bu durumda konuya göre taraf bölümlerini yazmalıyız. Saygılar.--Machiavelli' msj 03:41, 22 Kasım 2007 (UTC)
Geri alımlar
- Merhabalar,
Arkadaşlar bir maddenin vandalizm vs. dışında 3 kez geri alınmasının engel ve koruma fonksiyonlarını çağıran bir eylem olduğunu herkese hatırlatmak isterim. Aman hiçbiriniz bu ünlü kuralı çiğnemeyin; tartışmalı içerikler varsa tartışma kısmında bir uzlaşıya vardıktan sonra bunu maddede gerçekleştirin ki geri alma durumu doğmasın. Bu tip şeyler zaten maddelerin gelişimi için gereksinim duyulan tartışmaları engellemekten başka bir işe yaramıyor. Bunun bilincinde içerikle ilgili tartışmalı noktaları hep birlikte tartışarak çözümleyelim. Ek olarak bu sadece herkese ufak bir hatırlatmadır ^_^ aklınızın bir köşesinde bulunsun diye söylüyorum o kadar... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - Noumenon mesaj 00:57, 22 Kasım 2007 (UTC)
Kayıplar
Selamlar. '9177' keşke böyle olsaydı.... Takabeg 01:22, 22 Kasım 2007 (UTC)
Dönemlerin adlandırma işi
Selam. Krtata (Atatürk?, Kürtata? herneyse...farketmez) arkadaşımız. Sayinizde bu madde de zenginleşecektir. Elinize sağlık. Dönem adıları olarak özellikle "Hakimiyetin sağlanması" ve "Başarının sağlanma" fazla bir şeyi anlatmıyor sanki. Gerç siz yazmamışsınız da fikriniz nedir? İyi çalışmalar. Takabeg 23:40, 24 Kasım 2007 (UTC)
- Bence "hakimiyetin sağlanması" yerine daha iyi bir kavram ortaya atabilirsen sorun yok. Kelimenin anlamı Osmali Devleti (Sulatan...)- İşgal güçleri (İngliz Ermeni Yunan.. ) - ... ve Atatürk'ün önderiğini yaptığı Millet Meclisi bu dönemde Anadolu'nun kimin hükümü alanında (bu yüzden hakimiyet kelimesi) oldugunu bulmak için sadece askeri olmayarak bütün boyutlarda karşı karşıya gelmişler (savaş kelimesi eksik anlam vermekde). "Bariş" dönemi ise Anakara hükümetinin diger bütün güclere kendisinin son söze sahip olduğunu kabul ettirmesiyle başlıyor. İş kabulle bitmiyor. Hangi şartlarla barışın sağlanacağı için askeri (Büyüktaruz...) ve politik görüşmeler (Konferanslar ) devam ediyor bu dönemde. Beş yıllık bir tarihceyi 4 başlık altında (Giriş-Örgütlenme-hakimiyet-Barış) anlatmak okuyucaya anlamasında kolaylık sağlar. --Krutata 05:13, 25 Kasım 2007 (UTC)
- Selam. Şimdi düşünüyorum. Birazcık somut olsun değil mi? Kolay gelsin. Takabeg 05:44, 25 Kasım 2007 (UTC)
- Tekrar selam. Düşündüm. "Birinci Dünya Savaşı sonrası", "Örgütlenme", "Hakimiyetin sağlanması" ve "Barışın sağlanması" gibi fazla bir şeyi ifade etmeyen somut adlandırmaları tamamen kaldırsak daha iyi olur. Krutata arkadaşımız, senin fikrin nedir? Ve arkadaşlarının fikirleri? İyi çalışmalar.
- "Örgütlenme" bölümünde TBMM'sinin kurulmasının ve altında yatan güçler arasindaki ilişkiler anlatıldığına göre "şeyi ifade etmeyen" kavramini kullanirsak. "TBMM'sinin kurulmasi birşey ifade etmeyen olaylar bütünüdür" diyeceğini düşünmek istemiyorum. İlk defa okuyunca herhalde yanlış okudum diye düşündüm! Atatürk cephedeki başarıların diplomasiye pekiştirilmedikce akan kanların toprakda kaldığını söylediğini hatırlatmaya gerek yok. "Barışın sağlanması" bolümündeki olaylar ise bu vatanın mehmetlerinin kanıyla yazılan başarıların dünya hukukuna dönüştürülmesinin nasıl başarıldığını anlatıyor. Dünyanının en güçlü devletleri anadoluya gelmiş sana topraklarında bir değil beş devlet kurulacak demiş. 1. D. S. hakimi (ben dev) olarak karşına oturmuş (sen pire), sen onlara pire olmadığını anlatmışsın. Bunu öyle yapmışşın ki Arapları yamalı bohçaya çeviren güç Lozanda Osmanlının başaramadığı kapitulasyonlardan vaz geçmiş. Bu bölümler benim uydurmam değil. Bunlar dünya literatürne geçmiş kavramlar bütünü. Türkçe benim okul yıllarımdan beri çok değişdi. Ben sana daha iyi bir kelime (güncellik anlamında) bulursan onu yazalım dedim. Bu bölümler önemsiz demedim. İşin asıl üzen tarafı hangi kelimenin kullanılacağı tartışması değil (bu tartışmayı ispanyolca da yapabilirdik) bu kavramınların senin benim (ilk okul mezunu T.C. vatandaşlarının) arasında konuşma konusu olamsı. Bu maddedeki yazılar sadece gün, ay yer, kişi adlarının toplamından öteye gidememiş. İçi boş kalmış. İçi boş kalınca başlık öylemi olmuş böylemi olsun diye tartışılması zamanın boşa geçirilmesinde başka birşey değil. Özetlersek bu yazının içeriği öyle olmalıydıki "başlıkların anlamı" yazının içeriğinden anlaşılabilmeliydi. "Türk Kurtuluş Savaşı" nın ne önemi kalırki bu üç temel Soyut Kavrama (kim>örgütlenmiş, nasıl>hakimiyet kurmuş, sonuç>barışa kavuşmuş) cevap olmazsa? --Krutata 02:55, 27 Kasım 2007 (UTC)
- Selam. Ooooo. Nereden nereye uçtın yaa:)))))))??? "TBMM'sinin kurulmasi birşey ifade etmeyen olaylar bütünüdür" diyen kim? Bu bölüm adlarını senin uydurduduğunu kimse dedi? Ben de illa çıkarsın demiyorum. Daha uygun başlıkları aklımıza gelene kadar ve ve onların onaylanmalarına kadar böyle kalabilir. Sadece şu anki adlandırma çocukça geldi, böyle olmaktansa hiç olmaması ve içeriği okuyanların kendi içlerinde 'adlandırmaları' daha uygun görüyorum. İllah sen istersen ve arkadaşlarımız isterlerse kalsın sorun değil. Yani zararsız. 'İçi boş kalmış' burası doğru. Bana tuhaf gelen şey şu ki, bu kadar ATATÜRKÇÜ üyeleri varken niye ilgilenmiyorlar? Sadece bu madde değil. Mesela Nutuk maddesi feci. Sen şimdi bu Kurtuluş Savaşı maddesiyle ilgileniyorsun o yüzden hemen oraya geç diyemem. Yine vaktin bulursan göz at (belki atmışsındır). Zaten herkesin kendi ilgilenmek istedikleri alanlar ve maddeler vardır. Kimseyi zorlayayacağız. Mustafa Kemal Atatürk maddesi de yetersiz. Ben artık yeni miyim değil miyim bilmem 1.5 aylık üyeliğim var. İlk günlerde, sadece Atatürk maddesinde 'cücelik' dedikleriniz ufacık değişiklikleri yapıyordum. İlk günlerde hissettiğim şu ki, Abdullah Öcalan maddesine, Kürtler maddesine, PKK maddesine sahip çıkan arkadaşlarmız varken niye Atatürk maddesine sahip çıkan yok???? Bir de bu madde gibi herkes tarafından bilinen temel maddelerin zayıflığı da dikkat çekiciydi. Saygı değer arkadaşlarımız özellikle ATATÜRKÇÜ'yüm diye ilan eden arkadaşlarımız lütfen ilgileniniz. Ancak şunu unutmamız gerekiyor, hiç bir tartışma boş değildir. Senin ve ya benim şahısî makale ise tamamdır. Bitirince metinleri değişmiyor. Ancak burda Consensus önemlidir. Hele böyle temel konu olunca. Ancak senin dışında pek çok kişi bu maddeye ilgilenmediğine göre Consensus monsensus'tan bahsetmek te boş mu oluyor?, bilmem. Ne olursa olsun eline sağlık. İyi çalışmalar. Takabeg 08:50, 27 Kasım 2007 (UTC)
- Tekrar selam. Daha önce 'Üçüncü Meşrutiyet' tezleri hakkında düşünceni sormuştum ya (senin özel sayfana attım). Hatırlıyor musun? Okumadıysan ve ya hakkında düşüncen yoksa şimdilik sorun değil. Kendine iyi bak. Görüşürüz. Takabeg 08:56, 27 Kasım 2007 (UTC)
- Selam. Ooooo. Nereden nereye uçtın yaa:)))))))??? "TBMM'sinin kurulmasi birşey ifade etmeyen olaylar bütünüdür" diyen kim? Bu bölüm adlarını senin uydurduduğunu kimse dedi? Ben de illa çıkarsın demiyorum. Daha uygun başlıkları aklımıza gelene kadar ve ve onların onaylanmalarına kadar böyle kalabilir. Sadece şu anki adlandırma çocukça geldi, böyle olmaktansa hiç olmaması ve içeriği okuyanların kendi içlerinde 'adlandırmaları' daha uygun görüyorum. İllah sen istersen ve arkadaşlarımız isterlerse kalsın sorun değil. Yani zararsız. 'İçi boş kalmış' burası doğru. Bana tuhaf gelen şey şu ki, bu kadar ATATÜRKÇÜ üyeleri varken niye ilgilenmiyorlar? Sadece bu madde değil. Mesela Nutuk maddesi feci. Sen şimdi bu Kurtuluş Savaşı maddesiyle ilgileniyorsun o yüzden hemen oraya geç diyemem. Yine vaktin bulursan göz at (belki atmışsındır). Zaten herkesin kendi ilgilenmek istedikleri alanlar ve maddeler vardır. Kimseyi zorlayayacağız. Mustafa Kemal Atatürk maddesi de yetersiz. Ben artık yeni miyim değil miyim bilmem 1.5 aylık üyeliğim var. İlk günlerde, sadece Atatürk maddesinde 'cücelik' dedikleriniz ufacık değişiklikleri yapıyordum. İlk günlerde hissettiğim şu ki, Abdullah Öcalan maddesine, Kürtler maddesine, PKK maddesine sahip çıkan arkadaşlarmız varken niye Atatürk maddesine sahip çıkan yok???? Bir de bu madde gibi herkes tarafından bilinen temel maddelerin zayıflığı da dikkat çekiciydi. Saygı değer arkadaşlarımız özellikle ATATÜRKÇÜ'yüm diye ilan eden arkadaşlarımız lütfen ilgileniniz. Ancak şunu unutmamız gerekiyor, hiç bir tartışma boş değildir. Senin ve ya benim şahısî makale ise tamamdır. Bitirince metinleri değişmiyor. Ancak burda Consensus önemlidir. Hele böyle temel konu olunca. Ancak senin dışında pek çok kişi bu maddeye ilgilenmediğine göre Consensus monsensus'tan bahsetmek te boş mu oluyor?, bilmem. Ne olursa olsun eline sağlık. İyi çalışmalar. Takabeg 08:50, 27 Kasım 2007 (UTC)
- "Örgütlenme" bölümünde TBMM'sinin kurulmasının ve altında yatan güçler arasindaki ilişkiler anlatıldığına göre "şeyi ifade etmeyen" kavramini kullanirsak. "TBMM'sinin kurulmasi birşey ifade etmeyen olaylar bütünüdür" diyeceğini düşünmek istemiyorum. İlk defa okuyunca herhalde yanlış okudum diye düşündüm! Atatürk cephedeki başarıların diplomasiye pekiştirilmedikce akan kanların toprakda kaldığını söylediğini hatırlatmaya gerek yok. "Barışın sağlanması" bolümündeki olaylar ise bu vatanın mehmetlerinin kanıyla yazılan başarıların dünya hukukuna dönüştürülmesinin nasıl başarıldığını anlatıyor. Dünyanının en güçlü devletleri anadoluya gelmiş sana topraklarında bir değil beş devlet kurulacak demiş. 1. D. S. hakimi (ben dev) olarak karşına oturmuş (sen pire), sen onlara pire olmadığını anlatmışsın. Bunu öyle yapmışşın ki Arapları yamalı bohçaya çeviren güç Lozanda Osmanlının başaramadığı kapitulasyonlardan vaz geçmiş. Bu bölümler benim uydurmam değil. Bunlar dünya literatürne geçmiş kavramlar bütünü. Türkçe benim okul yıllarımdan beri çok değişdi. Ben sana daha iyi bir kelime (güncellik anlamında) bulursan onu yazalım dedim. Bu bölümler önemsiz demedim. İşin asıl üzen tarafı hangi kelimenin kullanılacağı tartışması değil (bu tartışmayı ispanyolca da yapabilirdik) bu kavramınların senin benim (ilk okul mezunu T.C. vatandaşlarının) arasında konuşma konusu olamsı. Bu maddedeki yazılar sadece gün, ay yer, kişi adlarının toplamından öteye gidememiş. İçi boş kalmış. İçi boş kalınca başlık öylemi olmuş böylemi olsun diye tartışılması zamanın boşa geçirilmesinde başka birşey değil. Özetlersek bu yazının içeriği öyle olmalıydıki "başlıkların anlamı" yazının içeriğinden anlaşılabilmeliydi. "Türk Kurtuluş Savaşı" nın ne önemi kalırki bu üç temel Soyut Kavrama (kim>örgütlenmiş, nasıl>hakimiyet kurmuş, sonuç>barışa kavuşmuş) cevap olmazsa? --Krutata 02:55, 27 Kasım 2007 (UTC)
ek konular
"Kurtuluş Savaşı'nı "emperyalizme" karşı bir devrim savaşı olarak değerlendiren görüş 1967 dolayında sol-Kemalist çevrelerde ortaya atılmıştır.[kaynak belirtilmeli] Bu görüşün olgusal dayanağı tartışmalıdır."
Bu ifade yanlıştır. Kurtuluş Savaşı emperyalizme karşı yapılmıştır, bu durum Mustafa Kemal Paşa nın henüz 1920-21 meclis konuşmalarında ve Sovyetler Birliğine yolladığı mektuplarda açıkça belirtilmektedir. Keza Lenin ve Çiçerin`in mektuplarında da bu konu açıktır. Zamanım yok hepsini yazamayacağım ama İsteyen Sovyet Diplomatı Aralov`un hatıralarına yahut Şevket Süreyya Aydemir`in Tek Adam serisine bakabilir. Doğru ifadeyle değiştirilsin. Sol Kemalist çevreyle ilgisi yoktur. 1967 tarihiyle de.