Panipat Muharebesi (1556)
İkinci Panipat Muharebesi, 5 Kasım 1556'da Akbar ile Delhi kralı Hemu arasında gerçekleşti. Hemu, birkaç hafta önce Delhi savaşında Tardi Bey Khan komutasındaki Babür İmparatorluğu güçlerini yenerek Delhi ve Agra'yı fethetmiş ve Delhi'deki Purana Quila'da kendisine Raja Vikramaditya tacını giydirmiştir.
İkinci Panipat Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Babür seferleri'nin bir parçası | |||||||
Hemu'nun yenilgisi | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Babür İmparatorluğu | Hemu | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Ekber Bayram Han Seyyid Mahmud Han Ali Kuli Han Şeybani İskender Han Özbek Abdullah Han Özbek Şah Kuli Mahram |
Hemu (ölü) Raamya Şadi Han Kakkar | ||||||
Güçler | |||||||
10,000 süvari 200 savaş fili |
30,000 süvari 500 savaş fili | ||||||
Kayıplar | |||||||
Bilinmiyor | Savaşta 5.000 kişi öldürüldü |
Kaybın öğrenilmesi üzerine Ekber ve koruyucusu Bayram Han bu bölgeleri geri almak için ilerledi. İki ordu, 1526'daki Panipat Muharebesi'nin yapıldığı yerden çok uzakta olmayan Panipat'ta karşı karşıya geldi. Hemu bir okla yaralandı ve bayıldı. Liderlerinin düştüğünü gören ordusu paniğe kapıldı ve dağıldı. Baygın ve neredeyse ölmek üzere olan Hemu, Gazi unvanını alan Ekber tarafından yakalandı ve daha sonra kafası kesildi.
Arka planı
değiştirBabür İmparatorluğu'nun kurucusu Babür'ün halefi Hümâyun Şah, 1540 yılında Sur İmparatorluğu'nu kuran Şir Şah tarafından Hindistan'dan kovulurken mirasını kaybetmişti. Delhi ve Agra, Şir Şah'ın eline geçti, ancak kısa süre sonra 1545'te Kalincar Kalesi'nde hayatını kaybetti. Yerine, yetenekli bir hükümdar olan küçük oğlu İslam Şah Surî geçmiştir. Ancak 1554'te ölümü üzerine Sur İmparatorluğu bir veraset savaşına sürüklendi ve isyanlar ile eyaletlerin bölünmesiyle uğraşmak zorunda bırakıldı. Hümayun kaybedilenleri geri almak için bu anlaşmazlıktan yararlandı ve 23 Temmuz 1555'te Babür İmparatorluğu, İskender Şah Surî'yi yenerek Delhi ve Agra'nın kontrolünü yeniden ele geçirdi. [1]
İslam Şah'ın gerçek varisi olan 12 yaşındaki oğlu Fîrûz Şah Surî, Âdil Şah Surî olarak tahta geçen dayısı tarafından öldürülmüştü. Bununla birlikte, yeni hükümdar devlet işlerinden çok zevk peşinde koşmakla ilgileniyordu. Bu işler büyük ölçüde, Şir Şah Suri'nin eski bir Hindu dostu olan ve mütevazı koşullardan yükselerek hem Âdil Şah'ın başbakanı hem de Suri ordusunun generali haline gelen Rewari'li Hemu'ya bırakılmıştı.[2] Hümayun 27 Ocak 1556'da öldüğünde Bengal'deydi. Babür imparatorunun ölümü Hemu'ya Babürlüleri yenmek ve kaybedilen toprakları geri almak için ideal bir fırsat sağladı. [3]
Hemu Bengal'den hızlı bir yürüyüş başlattı ve Babürleri Bayana, Etawah, Bharthana, Bidhuna, Lakhna, Sambhal, Kalpi ve Narnaul'dan çıkarttı. [3] Agra'da vali, Hemu'nun yaklaşan saldırısını duyunca şehri boşalttı ve savaşmadan firar etti. [1] Valiyi takip eden Hemu, Delhi'nin hemen dışında bir köy olan Tuğlakabad'a ulaşır ve burada Babürlülerin Delhi valisi Tardi Bey Han'ın kuvvetleriyle karşılaşarak onları Tuğlakabad Muharebesi'nde mağlup eder. [3] 7Bir günlük muharebenin ardından 7 Ekim 1556'da Delhi'yi ele geçirdi [1] ve Vikramaditya (veya Bikramjit) unvanını alarak kraliyet statüsü kazandı. [4]
Giriş
değiştirHümayun'un halefi Tuğlakabad'dan gelen kötü haberi duyan 13 yaşındaki Ekber ve vasisi Bayram Han kısa süre içinde Delhi'ye doğru yola koyulur. Şans eseri, 10.000 kişilik bir süvari kuvvetiyle önden gönderilen Ali Kuli Han Şeybani (daha sonra Han-ı Zaman), zayıf bir muhafız altında taşınmakta olan Hemu'nun toplarıyla karşılaştı. Topları terk eden ve karşı koymadan kaçan Afganlardan tüm topçu trenini kolayca ele geçirmeyi başardı. Bu Hemu için pahalıya mal olan bir kayıp olmuştur. [1] [5]
5 Kasım 1556'da Babür İmparatorluğu ordusu Hemu'nun ordusuyla tarihi Panipat Muharebesi alanında karşılaştı. Ekber ve Bayram Han muharebe alanından sekiz mil uzakta, arkada kalmışlardı. [1]
Formasyon
değiştirBabür İmparatorluğu ordusunun başında 10.000 süvarisiyle Ali Kuli Han Şibani merkezde, Sikandar Han Uzbak sağda ve Abdulla Han Uzbak solda yer alıyordu. Öncü birlikler Hüseyin Kuli Bey ve Şah Kuli Mahram tarafından komuta ediliyordu ve aralarında Bayram Han'ın Türk müfrezesi de bulunuyordu. [1]
Hemu'nun ordusu sayısal olarak üstündü ve saflarında Afgan atlılarından oluşan 30.000 kişilik bir süvari kuvveti ve 500 kişilik bir fil birliği mevcuttu. Her bir savaş fili plaka zırhlarla korunuyor, silahşörler ve arbaletçiler tarafından taşınıyordu. Hemu ordusunu Hawai adlı bir filin üzerinde bizzat muharebeye götürmüştür. [6] Sol tarafına kız kardeşinin oğlu Ramya, sağ tarafına ise Şadi Han Kakkar komuta ediyordu. Ordusu deneyimli ve kendine güvenen bir gruptu ve Hemu o zamana kadar Bengal'den Pencap'a kadar 22 muharebede zafer kazanmıştı. Ancak bu muharebede Hemu'nun hiç topu olmaması büyük bir eksiklikti. [1]
Muharebe
değiştirİki ordu öyle çarpıştı ki
Sudan ateş çıkardıklarını;
Havanın kıpkırmızı hançerlerle dolu olduğunu söylerdiniz,
Çeliklerinin hepsi som yakuta dönüşmüştü.
Hemu saldırıyı kendisi başlatarak fillerini Babürlerin sağ ve sol kanatları arasına salıverdi. Saldırıdan kaçabilen askerler geri çekilmek yerine yanlara doğru sapmayı ve Hemu'nun süvarilerinin kanatlarına saldırarak onları üstün okçuluklarıyla vurmayı seçtiler. Babür merkezi de ilerledi ve derin bir vadinin önünde savunma pozisyonu alarak ilerledi. Hemu'nun ne fili ne de atlı birlikleri uçurumu geçip rakiplerine ulaşamadılar ve diğer taraftan ateşlenen mermilere karşı açıkta kaldılar. Bu arada Babür süvarileri hızlı atlarıyla hem kanatlardan hem de arkadan Afgan saflarına doğru ilerlemiş ve filleri hedef alarak ya büyük hayvanların bacaklarına vurmaya ya da binicilerini öldürmeye başlamışlardı. Hemu fillerini geri çekmek zorunda kaldı ve Afgan saldırısı hafifledi. [1]
Afgan saldırısının yavaşladığını gören Ali Kuli Han süvarilerini yönlendirerek etrafından dolaştı ve Afgan merkezine arkadan hücum etti. Hawai'nin tepesindeki otağından muharebe alanını izleyen Hemu, hemen bu hücuma karşı koymak için harekete geçti. Şadi Han Kakkar ve bir diğer yetenekli teğmeni Bhagwan Das'ın öldüğünü gördükten sonra bile Babürlere karşı saldırılar düzenlemeye devam etti ve filleriyle meydan okuyan herkesi yere yıktı. Bu muharebe çok zorlu bir mücadele oldu ama avantaj Hemu'nun eline geçmiş gibi görünüyordu. [1] Babür ordusunun her iki kanadı da geri püskürtülmüş ve Hemu savaş filleri birliği ile süvarilerini ileriye sürerek ordunun merkezini ezmeye başlamıştı. Bu noktada, muhtemelen zaferin eşiğinde olan Hemu, şans eseri bir Babür okunun gözüne isabet etmesiyle yaralanarak bilincini kaybetmiş bir şekilde yere yığıldı. Onun yere yığıldığını gören ordusu panik içinde düzenini bozup kaçmaya başladı. [5] [3] Muharebe kaybedildi; 5.000 ölü muharebe meydanında yatıyordu ve çok daha fazlası da kaçmaya çalışırken öldürüldü. [1]
Sonrası
değiştirBilinci yerinde olmayan ve neredeyse ölmek üzere olan Hemu'yu taşıyan fil, muharebenin bitiminden birkaç saat sonra ele geçirilerek Babür ordugâhına götürülmüştür. Bayram Han 13 yaşındaki Ekber'den Hemu'nun başını kesmesini ister. Ekber'in daha sonraki saray mensubu Ebü’l-Fazl el-Allâmî'e göre, Ekber ölü bir adama kılıç çekmeyi reddeder. Fakat bu durum, Ekber'in Bayram Han'ın öğüdüne uyarak Hemu'nun başını kestiğini ve Gazi unvanını aldığını belirten çağdaş yazar Muhammed Arif Kandhari (Tarih-i Ekber'i yazmıştır) tarafından doğrulanmaz. Ekber'in Hemu'yu öldürmeyi reddettiğine dair anlatı muhtemelen saray mensuplarının daha sonraki bir buluşudur.[8][9][10] [3] Hemu'nun başı Delhi Darwaja'nın dışına asılmak üzere Kabil'e gönderildi, bedeni ise 6 Ekim'de taç giyme töreninin yapıldığı Delhi'deki Purana Quila'da bir kapıya asıldı. [5] Hemu'nun birkaç taraftarının ve yakınının kellesi uçuruldu ve daha sonra bir de minare dikildi. [3] Bu minarenin resmi, Ekbernâme'nin kendisinde yer alan ve Ekber'in hayatını konu alan 56 popüler resimden birisidir. Panipat'ta başının kesildiği yere Hemu için bir anıt dikilmiştir. Şimdi Hemu'nun Samadhi Sthal'ı olarak bilinmektedir.[11][12]
Hemu'nun vefatıyla Âdil Şah Surî'nin kaderi de kötüye gitti. [3] Nisan 1557'de Bengalli Muhammed Han Sur'un oğlu Hızır Han tarafından mağlup edildi ve öldürüldü. [5] Panipat'taki muharebeden elde edilen ganimetler arasında Hemu'nun 120 savaş fili de vardı ve bu fillerin yıkıcı saldırıları Babürleri o kadar etkilemişti ki, hayvanlar kısa sürede askeri stratejilerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiler. [13]
Kaynakça
değiştir- Özel
- ^ a b c d e f g h i j Sarkar 1960.
- ^ Qanungo 1965.
- ^ a b c d e f g Chandra 2004.
- ^ Richards 1995.
- ^ a b c d Tripathi 1960.
- ^ Roy 2004.
- ^ Ebü’l-Fazl. "Vol II, Chapter XI". Akbarnama. 15 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2016.
- ^ Ashirbadi Lal Srivastava (1962). Akbar the Great (İngilizce). Shiva Lal Agarwala. s. 10. OCLC 837892.
Bairam Khan asked his royal ward to earn the title of ghazi by slaying the infidel Hemu, with his own hands. We are told by a contemporary writer, Muhammad Arif Qandh that he complied with the request and severed Hemu’s head from his body. Abul Fazl’s statement that he refused to kill a dying man is obviously wrong
- ^ Kishori Saran Lal (1999). Theory and Practice of Muslim State in India (İngilizce). Aditya Prakashan. s. 67. ISBN 978-81-86471-72-2.
It may be recalled that as an adolescent, Akbar had earned the title of Ghazi by beheading the defenseless infidel Himu
- ^ S. Roy (1974). "AKBAR". R.C. Majumdar (Ed.). The History and Culture of the Indian People: The Mughal empire (İngilizce). Bharatiya Vidya Bhavan. s. 106. 4 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2024.
Bairam Khan begged him to slay Himu with his own hands in order to gain the reward of Jihad (crusade against infidels) and the title of Ghazi (hero combating infiedels). Akbar accordingly struck Himu with his sword. The story of Akbar's magnanimity and refusal to kill a fallen foe seems to be a later courtly invention
r eksik|soyadı1=
(yardım) - ^ "Hemu's Samadhi Sthal". Haryana Tourism. 13 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2016.
- ^ "Places Of Interest / Hemu's Samadhi Sthal". panipat.gov.in. 28 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2016.
- ^ Roy 2013.
- Genel
- Sarkar, Jadunath (1960). Military History of India. Orient Longmans. ss. 66-69. ISBN 9780861251551.
- Tripathi, Ram Prasad (1960). Rise and Fall of the Mughal Empire. 2nd. ss. 158-77.
- Chandra, Satish (2004). Medieval India: From Sultanate To The Mughals, Part II: Mughal Empire (1526–1748). Third. Har-Anand Publications. ss. 91-93. ISBN 9788124110669. Erişim tarihi: 17 Kasım 2014.
- Qanungo, Kalika Ranjan (1965). Sher Shah and his Times. Orient Longmans. ss. 448-449.
- Richards, John F. (1995). The Mughal Empire (The New Cambridge History of India). Cambridge University Press. s. 13. ISBN 9780521566032.
- Roy, Kaushik (2004). India's historic battles : from Alexander the Great to Kargil. Delhi: Permanent Black. ss. 68-79. ISBN 9788178241098. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2016.
- Roy, Kaushik (2013). "Fazl, Abul (1551–1602)". Eysturlid, Lee W. (Ed.). Philosophers of war: the evolution of history's greatest military thinkers. Santa Barbara: Praeger. ss. 43-47. ISBN 978-0-313-07033-4. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2016. r eksik
|soyadı1=
(yardım)