Oğuz Yabguluğu
Oğuz Yabguluğu veya Oğuz Yabgu Devleti (Eski Türkçe: Oğuz ili), Kiev Knezliği tarafından yenilgiye uğratılan Hazar Kağanlığı'nın gücünü kaybetmesiyle Hazarlar'a bağlı olarak Hazar denizi ile Aral gölü arasında ve civarında yaşayan Tengrici Oğuzlar, 950 yıllarında Hazarlar'dan kopuk bağımsız dönem yaşamaya başlamışlardır. Oğuz Yabguluğu 1055 yılına kadar sürmüş ve daha sonra da Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir.
Oğuz Yabgu Devleti | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
766-1055 | |||||||||
Oğuz Yagbuluğu | |||||||||
Başkent | Yengi-kend | ||||||||
Resmî dil(ler) | Türkçe | ||||||||
Resmî din | Tengrizm | ||||||||
Hükûmet | Yabguluk | ||||||||
Tarihçe | |||||||||
| |||||||||
|
Oğuz Yabgu Devleti, 766 yılında Oğuz Türkleri tarafından kurulan, coğrafi olarak Hazar ve Aral Denizi kıyıları arasındaki bir alanda bulunan bir Türk devletiydi. Oğuz kabileleri, Kazakistan'da Irgiz, Yaik, Emba ve Uil nehirleri, Aral Denizi alanı, Siri Derya vadisi, Tien-Shan'daki Karatau Dağları'nın etekleri ve Çui Nehri vadisi boyunca geniş bir bölgeyi işgal ediyordu (haritaya bakın). Oğuz siyasi birliği, 9. ve 10. yüzyıllarda Siri Derya'nın orta ve alt havzasında ve modern batı Kazakistan bozkırlarına bitişik olarak gelişti.
Oğuz Yabguluğu'nda subaşı görevinde bulunan ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Selçuk Bey ile Oğuz yabgusunun arası giderek açıldı. Selçuk Bey ve bağlı boyları daha sonra güneye indiler. Selçuk Bey ile Selçuk Bey'e bağlı boylar İslamiyet'e girince Selçuk Bey: Müslümanlar, gayrimüslimlere haraç vermez. diyerek, yabgunun haraç memurlarını kovdu ve bağımsızlığını ilan etti.
Oğuz Yabguluğu çevresindeki tüm devletlerle sorunluydu. Peçenekler, Kıpçaklar ve Karluklarla husumet içindeydiler. Oğuz-Kıpçak Savaşları'nı konu alan Dede Korkut Destanı'nın bu dönemde yaşanan olaylar üzerinde yazıldığı düşünülmektedir.
Siyasi Tarih
değiştirErken tarih
değiştirOğuz Devleti'ne ilk atıf, Oğuz'un Toquz Oğuz, Kimekler ve Karluklar'a karşı savaşlarından bahseden Arap coğrafyacı Yakubî tarafından yapılmıştır. Başka bir coğrafyacı İbn el-Fakih, Oğuzların Kimekler ve Toguz Oğuzları ile birlikte melik olduğunu ve Türkler arasında saygı gördüğünü bildirmiştir..[1]
7. ve 8. yüzyıllara tarihlenen Çin kaynakları, 姑蘇 Gūsū'yu ("On Ok" Birliği'ne ait olmayan bir Batı Türk boyu) sürekli olarak Issyk Kul – Talas civarında yerleştirir. Yury Zuev (1960) bu Gusu'ları Oğuz Türklerine bağlamaktadır. Oğuz kabile birliğinin merkezi, Sarı Türgeş kabilesinin mültecilerinin baskısı altında Isık Göl bölgesinden Sirderya'nın aşağı kesimlerine kaydı. Zuev ayrıca iki paralel pasajdan da bahseder: Biri Venüs'ün Gizli Klasik'inde (Taibo Yinjing 太白陰經) 三屈 "Üç Qu"dan (< MC *k(h)ɨut̚) bahsediyor. Diğeri Mesûdî'nin Murûc ez-Zeheb ve Ma'âdin el-Cevâhir eserinde de Ġuz'un Üç Ordusunda ifadesinin benzerligine dikkat çekmiştir. İsim benzerliğine rağmen Peter Benjamin Golden, Uygurların ortaya çıktığı Toquz Oğuz'un (Çince: 九姓 Jĭu Xìng "Dokuz Soyadı"), Maveraünnehir'de Oğuz Yabgu devletini kuran Oğuzlarla aynı halk olmadığını ileri sürmektedir, cünkü İstakhri ve Muhammed bin Muhammed el-Tusi Toquz Oğuz ve Oğuz'u ayrı zikretmiştir. Yine İbnü'l-Fakih "kâfir Türk-Oğuz, Tokuz-Oğuz ve Karluk'tan söz etmiştir ki burada ikisi ayrı bir topluluk ismidir . Yine de Golden, Oğuz'un görünüşe göre Toquz Oğuz'a veya başka bir kabile grubuna atıfta bulunduğu ve ayrıca ön ekli bir isim olmadan Oğuz olarak adlandırıldığı Son Göktürkler ve Uygurlar'daki karışıklığa dikkat çekiyor. Bu karışıklık, Transoxiana ve Harezm sınırında "Toquz Hakan" tarafından yönetilen ve bazıları Toquz-Oghuz olan 12 Oğuz kabilesini listeleyen el-Marwazi'de de yansıtılmıştır. Oğuzlar en fazla, muhtemelen bir çekirdek grup olan Toquz Oghuz klanları veya kabileleri tarafından yönetiliyordu.
766'da Karluklar, Jetisu'daki (güneydoğu Kazakistan) Türgeş Kağanlığı'nı ele geçirdikten sonra, Karluk kabileleri bir Yabgu'nun yönetimi altında orada merkezlenen bir Hanlık kurdular ve başkentlerini Suyab'a taşıdılar. O zamana kadar Uch-Karluk (Üç Karluk) konfederasyonunun büyük kısmı Altay'ı terk etmişti ve Jetisu'daki üstünlük Karluk kabilelerine geçti. Oğuz konfederasyonu, Türgeş Kağanlığı'ndaki liderlik için Karluklarla verdiği mücadeleyi kaybettikten sonra, Jetisu Oğuzlarının önemli bir kısmı Karatau Dağları eteklerine ve Issyk Kul havzasındaki Çu Nehri vadisine göç etti.
9. yüzyılın başlarında Oğuz konfederasyonu, Karluklar ve Kimekler ile ittifak halinde Kangar Birliği'ni yok etti ve Sir Derya nehrinin alt kesimlerini ve Aral bozkırlarını ele geçirerek Kangarları ve Peçenekleri yerinden etti. Sir Derya Kangarlarının göçebe kabileleri Oğuzlara katılmaya zorlandı ve bir kısmı batıya, Kuzey Karadeniz bölgesine göç etti. Oğuzlar başkentlerini Yangikent'e taşıdılar ve Oğuz Yabgu Devleti olarak tanındılar.
Devlet, bir Oğuz yaylası olan Yengi-Kent'te kuruldu. Oğuz illeri, "güneyde Issık Kul ve Almalık'tan, batıda Sayram'a, Sirderya nehrinin ağzında bulunan Yangikent şehrine ve Kara-Kum'a (çöl) kadar" uzanıyordu. Oğuz illerinin başkenti, Eni-Kent, Yengikent, Cankend, Yenikent, Yenikend olarak çeşitli şekillerde yazılıyordu, hepsi Yeni Şehir anlamına geliyordu ve şu anda Orta Asya'da hayalet bir kasaba olan Jankent'tir.
İbn Esir, Abbasi Halifesi Mehdî döneminde (hd. 775-785), Oğuzlar'ın Maveraünnehir bölgesine geldiklerini bildirmiştir. Oğuzlar, 9. yüzyılın ikinci çeyreğinden beri Seyhun Irmağı dolaylarında yaşamaktaydılar. Oğuz Yabguluğu ise Oğuz Türkleri'nin, 10. yüzyıl'ın ilk yarısında, kışlık merkezi Yenikent olarak kurdukları bir devletti.[2]
Bu devletin başında yabgu bulunuyor, kül erkin unvanlı bir vekil ona naiplik yapıyor, orduyu da subaşı idare ediyordu. Oğuz Yabguluğu, komşuları olan Peçenekler, Kıpçaklar ve Hazarlar’la sürekli çatışma içerisindeydiler. İbni Fadlan (10. yüzyılın ilk çeyreği) ve El-Mes‘udi’ye göre, aralarında savaş eksik değildi. Harezm’in yerli hanedanı Afrigiler, Oğuz baskısı altında idiler. Oğuzlar’ın doğudaki komşuları Karahanlılar ile de mücadele halinde oldukları, aralarındaki savaşlardan birinde, Oğuz yabgusunun ölmesinden anlaşılıyor.[3]
Diğer taraftan Kaşgarlı Mahmud, Oğuzlar ile Çiğiller arasında köklü bir düşmanlıktan bahseder.[4] Kuzeyde Kimekler ile ise bazen dostça, bazen düşmanca ilişkiler devam edip gidiyordu. Oğuzlar, genel olarak “Türk” adı yanında, yine siyasî bir adlandırma olarak “Türkmen” adını da taşıyorlardı ki Müslüman ülkelerine geldikten sonra İslam kaynaklarında bu isimle de anılmışlardır.
Oğuz Yabguluğu’nun tarihi ile ilgili başkaca açık bilgiye rastlanılmıyor. Son Oğuz Yabgusu olarak Ali Han adında birinden söz eden ve Selçuklu Hanedanı'nın ilk zamanlarında, “can düşmanı” olarak Tuğrul ve Çağrı Beyleri hayli uğraştırdığı bilinen ünlü Çend “hakimi” Şah-melik'i de Ali Han'ın oğlu olarak gösteren Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî'nin (14. yüzyıl'ın ilk çeyreği) bu malumatı “destanî” nitelikte görülmektedir.[5]
Divân-ı Lügati't-Türk'te, Oğuz illeri; Karnak, Sapran, Sitgün, Karaçuk, Cend, Yenikent, Sugnak olarak kaydedilmiştir. 1000 yıllarına doğru Oğuz Yabguluğu yıkıldı. Oğuz Yabguluğu'nun yıkılmasının nedeni doğudan Kıpçak kökenli Kimek Kağanlığı'nın baskısı ve Selçuk Bey'in kendisine bağlı kalabalık Oğuz boylarıyla, Oğuz Yabguluğu'ndan ayrılmasıdır. Oğuz Yabguluğu yıkıldıktan sonra Oğuzlar'ın bir bölümü Karadeniz'in kuzeyinden batıya doğru göçtü. Diğer Oğuzlar ise önce Cend bölgesine, oradan Horasan'a ve ardından Anadolu'ya yönelmiştir. Diğer bir bölümü ise yerlerinde kaldılar. Günümüzdeki Türkmenistan devleti, bu yerlerinde kalan Oğuzlar'ın soyundan gelmektedir.
Oğuz yabguları
değiştirAyrıca bakınız
değiştirKaynakça
değiştir- ^ "Oghuz Djabgu state (9th - early 11th centuries)", Qazaqstan Tarihy
- ^ (Almanca) Bkz. O. Pritsak, Der Untergang des Reiches des Oguzischen Yabgu, s. 397-410.
- ^ F. Sümer, aynı eser, s. 39-41.
- ^ Dîvânü Lugati't-Türk, I, s. 494.
- ^ Bkz. F. Sümer, Oğuzlar'a Ait Destani Mâhiyette Eserler, s. 381 vd.