Bülent Ecevit

Türkiye Cumhuriyeti 16. Başbakanı
(Mustafa Bülent Ecevit sayfasından yönlendirildi)

Mustafa Bülent Ecevit[2] (28 Mayıs 1925, İstanbul - 5 Kasım 2006, Ankara), Türk gazeteci, şair, yazar, çevirmen ve siyasetçidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin eski başbakanı, çalışma bakanı, devlet bakanı ve başbakan yardımcısıdır. 1974, 1977, 1978-1979 ve 1999-2002 yıllarında beş kez Türkiye başbakanlığı görevini üstlenmiştir. 1972-1980 yılları arasında Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığında, 1987-2004 yılları arasında ise Demokratik Sol Parti genel başkanlığında bulunmuştur. 1961-1965 yılları arasında İsmet İnönü tarafından kurulan hükûmetlerde çalışma bakanı olarak yer almıştır. Ecevit, 20 Temmuz 1974 tarihinde ilk Kıbrıs Harekâtı'nı, 14 Ağustos 1974 tarihinde ise "Ayşe tatile çıksın." parolasıyla ikinci harekâtı başlatmıştır. 1999'da PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesini sağlamıştır. 1974'te genel af, 2000'de eşi Rahşan Ecevit'in etkisi ile Rahşan Affı'nı çıkarmıştır. Anne tarafından dedesi olan Medine Harem Şeyhi Hacı Emin Paşa'dan kendisine kalan Medine'deki yüklü mirası 2005 yılında Türk hacılarının yararlanması koşuluyla devlete, Diyanet İşleri Başkanlığına bağışlamıştır.[3][4]

Bülent Ecevit
Bülent Ecevit Davos'ta, 2000
16. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
Görev süresi
11 Ocak 1999 - 18 Kasım 2002
(3 yıl, 10 ay ve 7 gün)
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel (1999-2000)
Ahmet Necdet Sezer (2000-2002)
Yerine geldiği Mesut Yılmaz
Yerine gelen Abdullah Gül
Görev süresi
5 Ocak 1978 - 12 Kasım 1979
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk
Yerine geldiği Süleyman Demirel
Yerine gelen Süleyman Demirel
Görev süresi
21 Haziran 1977 - 21 Temmuz 1977
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk
Yerine geldiği Süleyman Demirel
Yerine gelen Süleyman Demirel
Görev süresi
26 Ocak 1974 - 17 Kasım 1974
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk
Yerine geldiği Naim Talu
Yerine gelen Sadi Irmak
34. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Görev süresi
30 Haziran 1997 - 11 Ocak 1999
Başbakan Mesut Yılmaz
Yerine geldiği Tansu Çiller
Yerine gelen Hüsamettin Özkan
16. Türkiye Cumhuriyeti Çalışma Bakanı
Görev süresi
20 Kasım 1961[1] - 13 Şubat 1965[1]
Başbakan İsmet İnönü
Yerine geldiği Cahit Talas
Yerine gelen İhsan Sabri Çağlayangil
3. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
Görev süresi
14 Mayıs 1972 - 30 Ekim 1980
Yerine geldiği İsmet İnönü
Yerine gelen Deniz Baykal
2 ve 4. Demokratik Sol Parti Genel Başkanı
Görev süresi
15 Ocak 1989 - 25 Temmuz 2004
Yerine geldiği Necdet Karababa
Yerine gelen Zeki Sezer
Görev süresi
13 Eylül 1987 - 7 Mart 1988
Yerine geldiği Rahşan Ecevit
Yerine gelen Necdet Karababa
14. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri
Görev süresi
24 Ekim 1966 - 21 Mart 1971
Genel Başkan İsmet İnönü
Yerine geldiği Kemal Satır
Yerine gelen Şeref Bakşık
Türkiye Büyük Millet Meclisi
11, 12, 13, 14, 15, 16, 19, 20 ve 21. Dönem Milletvekili
Görev süresi
27 Ekim 1957 - 27 Mayıs 1960
Seçim bölgesi 1957 - Ankara
Görev süresi
25 Ekim 1961 - 12 Eylül 1980
Seçim bölgesi 1961 - Ankara
Görev süresi
6 Kasım 1991 - 14 Kasım 2002
Seçim bölgesi 1991 - Zonguldak
Türkiye Cumhuriyeti
Temsilciler Meclisi Üyesi
Görev süresi
6 Ocak 1961 - 24 Ekim 1961
Kişisel bilgiler
Doğum Mustafa Bülent
28 Mayıs 1925(1925-05-28)
İstanbul, Türkiye
Ölüm 5 Kasım 2006 (81 yaşında)
Ankara, Türkiye
Defin yeri Devlet Mezarlığı, Ankara
Milliyeti Türk
Partisi Demokratik Sol Parti
(1987-2004)
Diğer siyasi
bağlantıları
Cumhuriyet Halk Partisi
(1954-1980)
Siyasi yasaklı dönemi
(1981-1987)
Evlilik(ler)
Rahşan Aral (e. 1946)
Ebeveyn(ler) Fahri Ecevit
Nazlı Ecevit
Bitirdiği okul Robert Koleji
Mesleği
Hükûmeti 37, 40, 42, 56 ve 57. Hükûmetler
İmzası
Takma adı Karaoğlan, Halkçı Ecevit, Kıbrıs Fatihi
Devlet Büyükleri Anıt Mezarlığı'nda Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit'in kabri

Siyasi kariyerine ilk 1954 yılında CHP'de başlayan Ecevit, ilk kez 1957 genel seçimlerinde CHP Ankara milletvekili olarak Meclise girmiştir. 1972 yılında istifa eden İsmet İnönü'nün yerine genel başkanlığa seçilmiştir. Genel başkanlığı sırasında partisi 1973 genel seçimlerinde %33,3 oy almıştır. 1974 yılında genel başkanlığını Necmettin Erbakan'ın yaptığı Millî Selamet Partisi ile kurduğu koalisyon hükûmetinde ilk defa başbakanlık görevini almıştır. Başbakanlığı döneminde, Haziran 1971'de Amerika Birleşik Devletleri'nin baskısıyla yasaklanan haşhaş ekimi 1 Temmuz 1974'te serbest bırakılmıştır. Ardından Kıbrıs Barış Harekâtı yapılmıştır. Bu gelişmelerden sonra Ecevit'in başbakanlığındaki Türkiye Amerikan yaptırımları ile karşılaşmıştır. Amerikan ambargosu üzerine Ecevit ASELSAN'ın kurulması talimatını vermiş ancak ASELSAN 1975'te başka bir hükûmet tarafından açılmıştır..[5] 10 ay süren koalisyon hükûmeti Ecevit'in istifasıyla dağılmıştır. 1977 genel seçimlerinde parti, oy oranını %41,4'e çıkarmıştır. Bu oy oranı, sol görüşlü bir partinin çok partili siyasal yaşamda kazandığı en yüksek oy oranı olarak Türkiye tarihine geçmiştir. 1978 yılında yeni bir hükûmet kurarak tekrar başbakan olmuştur. Ecevit bu dönemde, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye uyguladığı ambargonun Eylül 1978'de kesin olarak kaldırılmasından sonra Amerikan üslerini yeniden faaliyete açmıştır.[6] 1979 yılında ara seçimlerde başarısızlığa uğrayınca görevden çekilmiştir.

Ecevit, 12 Eylül Darbesi sonrası diğer bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl siyaset yasaklıları kapsamına alınmıştır. Siyasal yasağı devam ederken eşi Rahşan Ecevit'in başkanlığında Demokratik Sol Parti kurulmuştur. 1987 yılında yapılan referandumla siyasal yasağı kaldırılınca (%50,16) DSP'nin başına geçmiştir. 1987 Türkiye genel seçimlerinde partisinin milletvekili çıkaramaması üzerine aktif siyasetten ve genel başkanlıktan ayrılacağını açıklamış ancak 1989'da aktif siyasete dönmüştür. 1997'de kurulan ANAP-DSP-DTP koalisyonunda başbakan yardımcısı olarak görev yaptı. 1999'da kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonu ile yeniden başbakanlık koltuğuna oturmuştur. 2002 Türkiye genel seçimlerinde partisi %1,22 oy oranı ile baraj altında kalmış ve seçilememiştir. 2004 yılında yapılan DSP 6. Olağan Kurultayı ile aktif siyaseti bırakmıştır. 5 Kasım 2006 Pazar günü dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu ölmüştür.

Özel yaşamı

değiştir

Mustafa Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul'da doğdu.[7][8] Mustafa ismi, Huzur-u Hümayun hocalarından dedesi Kürdizade Mustafa Şükrü Efendi'den kaynaklanmaktadır.[9][10][11] Babası, Kürdizade Mustafa Şükrü Efendi'nin oğlu Kastamonu doğumlu Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesinde adli tıp profesörüydü. (15 Ocak 1945 tarihli Ecevit'in AÜ DTCF öğrenci kimlik cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı Fahrettin, gene 5 Mayıs 1951 tarihli AÜ DTCF talebe hüviyet cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı Mehmet Fahrettin, öte yandan babasının 31 Ekim 1951 tarihli Yeni Sabah gazetesindeki ölüm ilanında Prof. Dr. Fahri Ecevit, ayrıca babasının kullandığı kartvizitte Prof. Dr. Fahri Ecevit.[12] Fahri Ecevit daha sonra siyasete girerek 1943-1950 yılları arasında CHP'den Kastamonu milletvekilliği yaptı. İstanbul doğumlu olan annesi Fatma Nazlı ise ressamdı.

Osmanlı döneminde Suudi Arabistan'da kutsal toprakların koruyucusu olarak görev yapan Mekke Şeyhülislamı Hacı Emin Paşa, Ecevit'in anne tarafından büyük dedesiydi. Ecevit'in annesi öldüğü için miras kendisine kalmıştır. Mirasla ilgili öteden beri bilgi sahibi olan Ecevit, mirasa sahip olma adına herhangi bir girişimde bulunmamıştı. Ecevit'in basına yaptığı açıklamayla kamuoyunun haberdar olduğu miras yaklaşık 110 dönümlük bir arazi ve bu arazilerdeki taşınmazlardan oluşuyordu. Miras kalan topraklar Mescidi Nebevi bölgesinin 99 dönümlük kısmını oluşturuyordu. Medine Mahkemesi tarafından yapılan gayriresmî değer tespitinde, gayrimenkule 2 milyar dolar değer biçilmişti. Davanın avukatlarından Alphan Altınsoy da arsaların toplam değerinin 2 milyar doları bulduğunu belirtmişti. Ecevit, ömrünün son zamanlarında miras yoluyla sahip olduğu serveti Türk hacıların faydalanması için bağışlamıştı. Ecevit'in bu davranışı ilk bakışta popülist gayelerle yapılmış bir davranış gibi görülebilirdi ancak Ecevit böyle bir mirasa sahip olduğunu ve bunu da Diyanete İşleri Başkanlığına bağışladığını açıkladığında politikada aktif değildi.[13][14][15]

Eğitimi

değiştir
 
Nurettin Ardıçoğlu, Sabahattin Ardıçoğlu ve Bülent Ecevit- Sivrice Gölü Elazığ

Bülent Ecevit, 1944 yılında Robert Kolejinden mezun oldu. Önce Ankara Hukuk Fakültesi, sonra da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi bölümüne kayıt yaptırmasına rağmen yükseköğrenimine devam etmedi. İngiltere'de bulunduğu yıllarda Londra Üniversitesine kayıt yaptırdı. Burada İngiliz dili ve edebiyatı, Sanskritçe, Bengalce ve sanat tarihi üzerine eğitim aldı ancak eğitimini tamamlamadı.

Çalışma hayatı

değiştir

Bülent Ecevit, çalışma hayatına 1944'te Basın Yayın Genel Müdürlüğünde çevirmenlik yaparak başladı. 1946-1950 yılları arasında Londra Elçiliğinin Basın Ataşeliğinde kâtip olarak çalıştı. 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisinin yayın organı olan Ulus gazetesinde çalışmaya başladı. 1951-52'de yedek subay olarak askerliğini yaptıktan sonra yeniden gazeteye döndü. Ulus gazetesi Demokrat Parti tarafından kapatılınca Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve yazı işleri müdürü olarak görev yaptı. 1955 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Kuzey Karolina eyaletinin Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel'de konuk gazeteci olarak çalıştı. 1957'de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile yeniden ABD'ye gitti, Harvard Üniversitesinde sekiz ay sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine incelemeler yaptı. Bu sırada Ecevit'in "Hocam" diye bahsettiği[16] Henry A. Kissinger, Harvard Üniversitesi rektörü idi. Harvard'da 1957 yılında, 1950-1960 arasında verilen antikomünizm seminerlerine Olof Palme, Bertrand Russell gibi kişilerle birlikte katıldı.[kaynak belirtilmeli]

1950'lerde Forum dergisinin yazı işleri kadrosunda yer aldı. 1965'te Milliyet gazetesinde günlük yazılar yazdı. 1972'de aylık "Özgür İnsan", 1981'de haftalık "Arayış", 1988'de aylık "Güvercin" dergilerini çıkarttı.

Evliliği

değiştir
 
Rahşan Ecevit, 2015 Ankara Kitap Fuarı'nda

1946 yılında okuldan arkadaşı Zekiye Rahşan Aral ile evlendi. Bülent Ecevit'in vefatından 13 yıl sonra eşi Rahşan Ecevit, 17 Ocak 2020 tarihinde ölmüştür.

Siyasal yaşamı

değiştir

Cumhuriyet Halk Partisi

değiştir

Ulus gazetesinde başlayan siyasete ilgisi, Mustafa Bülent Ecevit'i 1954 yılında CHP Çankaya Ocağına kaydolmaya itti.[17] İlk olarak Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulunda görev aldı. 32 yaşında, İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker'in adaylığını devretmesiyle, 27 Ekim 1957 seçimlerinde CHP'den milletvekili oldu. Milletvekili olarak siyasi yaşamına başlayan Ecevit, 12 Ocak 1959 günü toplanan CHP 14. Olağan Kurultayı'nda Parti Meclisine giren isimler arasında yer aldı. 27 Mayıs 1960 Askerî Müdahalesi'nden sonra, CHP kontenjanından, Kurucu Meclis üyesi oldu. 1961 genel seçimlerinde Zonguldak milletvekili seçildi. 1961-65 arasında görev yapan İsmet İnönü başkanlığındaki 3 koalisyon hükûmetinde de çalışma bakanı olarak yer aldı. Bu dönemde Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun çıkarılması (24 Temmuz 1963), sosyal güvenlik haklarının genişletilmesi için çaba harcadı.

Süleyman Demirel'in başkanlığındaki Adalet Partisinin (AP) kazandığı 1965 genel seçimlerinde Zonguldak'tan yeniden milletvekili seçildi. Bülent Ecevit bu tarihten sonra muhalefete dönen CHP'nin içinde "Ortanın Solu" görüşünün öncülüğünü yapmaya başladı. Aynı dönemde parti içinde Ortanın Solu'na karşı çıkan bir klik ortaya çıktı. 18 Ekim 1966'da toplanan 18. Kurultay'da 43 yıllık CHP'nin genel sekreterliğine seçildi. CHP tarihinde ilk defa bir genel sekreter ilçelerden köylere bütün CHP örgütlerini tek tek gezerek partililer ve delegelerle tanıştı. Ecevit; çalışkanlığı, hitabet gücü ve parti içinde demokratik sol duruşuyla giderek sivrildi. Ortanın Solu, partinin temel ilkesi olarak kabul edildi. Ecevit, Ortanın Solu hareketiyle CHP'nin aşırı sola bir duvar çektiğini, AP'nin de aşırı sağa karşı bir duvar çekmesiyle demokrasinin sürekli yaşama olanağı bulacağını savundu.[18]

1967'de Ortanın Solu politikasına karşı çıkan Turhan Feyzioğlu ile Bülent Ecevit arasındaki çatışma tırmandı. Genel Başkan İnönü, Ecevit'i desteklerken Meclis Grubu ise Feyzioğlu'nu tutuyordu. 28 Nisan 1967 tarihinde düzenlenen 4. Olağanüstü Kurultay'dan sonra Feyzioğlu önderliğindeki 47 milletvekili ve senatör partiden ayrılarak Güven Partisini kurdu. Kemal Satır önderliğindeki bir grup ise parti içinde kalarak Ortanın Solu politikasına karşı mücadeleyi sürdürdü. Genel Sekreter Ecevit, köyleri kalkındırma planını açıklayarak "Toprak işleyenin, su kullananın" sloganını ortaya attı (11 Ağustos 1969).[19]

Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra CHP'nin tutumu konusunda parti içinde önemli görüş ayrılıkları belirdi. İsmet İnönü, müdahaleye açıkça karşı çıkılmasını onaylamıyordu. Bülent Ecevit ise 12 Mart Muhtırası'nın CHP içindeki Ortanın Solu hareketine karşı verildiğini söyleyerek partisinin askerî yönetimce oluşturulan hükûmete katkıda bulunmasına karşı çıktı ve genel sekreterlikten istifa etti (21 Mart 1971). Ecevit'le yoğun bir mücadeleye giren İnönü, 4 Mayıs 1972'de toplanan 5. Olağanüstü Kurultay'da "Ya ben ya Bülent!" sözleriyle siyasetinin partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı.[20] Kurultay'da parti meclisi için yapılan güven oylamasında Ecevit yanlılarının 507'ye karşılık 709 oy ile güvenoyu alması üzerine 8 Mayıs 1972'de istifa eden İsmet İnönü'nün yerine 14 Mayıs 1972 tarihinde genel başkanlığa seçildi. İsmet İnönü böylece Türk siyasal yaşamında parti içi mücadele sonucunda değişen ilk genel başkan oldu. Kurultayın ardından Kemal Satır ve grubu partiden ayrılarak önce Cumhuriyetçi Partiyi kurdu, kısa süre sonra da Millî Güven Partisiyle birleşerek Cumhuriyetçi Güven Partisine (CGP) katıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı ve başbakanlığı

değiştir

1973 cumhurbaşkanlığı seçiminde askerlerin desteklediği Emekli Orgeneral Faruk Gürler'in seçilmesine AP lideri Süleyman Demirel'le birlikte karşı çıktı. Bülent Ecevit ve Demirel'in üzerinde anlaştıkları Fahri Korutürk'ün 6 Nisan 1973'te cumhurbaşkanı seçilmesiyle (6. cumhurbaşkanı) cumhurbaşkanı seçimi krizi son buldu. Ancak Ecevit'in, Faruk Gürler'in aday olduğu seçimlere katılmama kararı almasına rağmen Gürler'e oy vermiş olan CHP Genel Sekreteri Kamil Kırıkoğlu ve arkadaşları partiden istifa ettiler.

CHP, Bülent Ecevit liderliğinde girdiği ilk genel seçimde Ak günlere olarak bilinen seçim beyannamesi etrafında toplanan politikalarla 14 Ekim 1973 genel seçimlerinde yüzde 33,3'lük oy oranıyla 185 milletvekili çıkararak birinci parti oldu. CHP'nin oy oranı bir önceki seçime göre yüzde 5,9 arttı, partinin oy oranı kırsal alanda gerilerken kentlerde arttı. Ancak Ecevit'in başkanlığındaki CHP en fazla oyu almasına rağmen çoğunluğu kazanamadı. 26 Ocak 1974 tarihinde Necmettin Erbakan'ın liderliğindeki Millî Selamet Partisi (MSP) ile kurduğu koalisyon hükûmetinde ilk defa başbakanlık görevini aldı.

Koalisyonun kurulmasından hemen sonra Başbakan Yardımcısı Erbakan'ın, İstanbul'un Karaköy Meydanı'ndaki "Güzel İstanbul" heykelini "ahlaksızlık" olduğu sebebiyle kaldırtıp çöpe attırması ve yayımlattığı genelge ile bira satışlarını yasaklaması büyük tepki çekti.[21]

Başbakan Bülent Ecevit, çıkarmayı planladığı genel affın solcuları da kapsamasını isterken koalisyon ortağı Necmettin Erbakan'ın buna karşı çıkması kriz başlattı.[21] Sonunda çıkarılan af ile Kadir Mısıroğlu gibi sağcılar ve Ertuğrul Kürkçü gibi solcular aftan yararlandı. 1974 Genel Affı ile 61 bin olan cezaevindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 24 bine kadar indi.[22]

Bu arada ilk kez 1970'te CHP Gençlik Kollarının düzenlediği bir forumda kullanılan "demokratik sol" kavramı, 28 Haziran 1974'te toplanan CHP Tüzük Kurultayı'nda parti tüzüğünün ilkeleri arasına alındı. Ecevit bu ilkeyi; ülkenin nesnel koşullarına dayanan, dogmaya ve özentiye kapılmayan yerli bir sol düşünce akımı olarak niteledi.

Ecevit hükûmetinin en önemli uygulamalarından biri, Haziran 1971'de Amerika Birleşik Devletleri'nin baskısıyla yasaklanan haşhaş ekiminin 1 Temmuz 1974'te serbest bırakılmasıydı. Bu durum daha sonrasında ABD'nin Türkiye'ye ambargo uygulamasıyla sonuçlandı.

Kıbrıs Harekâtı

değiştir

Temmuz 1974'te, Bülent Ecevit başbakanken, Yunanistan'daki askerî cuntanın desteklediği EOKA yanlısı Rumlar, Kıbrıs'ta Makarios'a karşı darbe yaptı. Darbe nedeniyle Ada'da yaşayan Türklerin yaşamlarının tehlikeye girmesi nedeniyle ordu alarma geçirildi. Londra'ya giden Ecevit, Türkiye gibi Kıbrıs anlaşmalarına garantör devlet olarak imza koymuş Britanya hükûmetinin yetkilileriyle görüştüyse de Kıbrıs'taki duruma bir ortak çözüm bulunamadı. Ecevit'in başında olduğu hükûmet askerî müdahale kararı aldı.

 
Bülent Ecevit ve ABD Başkanı Jimmy Carter Beyaz Saray'da, 31 Mayıs 1978

20 Temmuz'da başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nı 14 Ağustos'taki II. Barış Harekâtı izledi. Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra Ecevit, “Kıbrıs Fatihi” olarak anılmaya başladı.

 
Başbakan Bülent Ecevit Fransa Cumhurbaşkanı Pompidou'nun cenazesinde, Nisan 1974

Milliyetçi Cephe ve azınlık hükûmetleri

değiştir

Kıbrıs Harekâtı'nın başarıya ulaşması ve büyük kamuoyu desteğine rağmen kurulduğunda tarihî bir laik-dindar uzlaşısı olarak görülen CHP-MSP koalisyon hükûmeti içindeki çelişkiler, siyasal mahkûmların da genel af kapsamına alınması ve Kıbrıs konusundaki anlaşmazlığın da etkisiyle gittikçe büyüdü. 10 ay süren bu koalisyon hükûmeti, 18 Eylül 1974'te Bülent Ecevit'in istifasıyla sona erdi. Bu hükûmetin dağılması üzerine Süleyman Demirel'in başbakan olarak görev yaptığı AP-MSP-MHP-CGP partilerinden oluşan I. Milliyetçi Cephe Hükûmeti kuruldu.

 
Başbakan Bülent Ecevit Davos'taki Dünya Ekonomik Formunda (26 Ocak 2000)

1977 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi oyunu yüzde 41,38'e çıkarmayı başardı. Bu oy oranı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sol görüşlü bir partinin çok partili siyasal yaşamda kazandığı en yüksek oy oranı olarak tarihe geçti. Aynı zamanda bu oy oranı, 1950'den sonra Cumhuriyet Halk Partisinin aldığı en yüksek oy oranı olarak tarihe geçti.

Ecevit oy oranını artırmakla birlikte o zamanki seçim sistemine (nispi seçim sistemi) göre çoğunluğu kazanamadığı için bir azınlık hükûmeti kurmaya karar verdi. Bu azınlık hükûmetinin güvenoyu alamaması nedeniyle Süleyman Demirel'in başbakanlığında II. Milliyetçi Cephe hükûmeti (AP-MSP-MHP) kuruldu. Ecevit, "Kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum." sözüyle AP'den ayrılan 11 milletvekiline (Güneş Motel Olayı) ek olarak Demokratik Parti ve Cumhuriyetçi Güven Partisinin de desteğiyle II. Milliyetçi Hükûmetini devirip 5 Ocak 1978 tarihinde yeni bir hükûmet kurarak tekrar başbakan oldu.

Ancak Ecevit seçim propagandası sırasında ve muhalefet önderi olarak ileri sürdüğü düzen değişikliğini, vaatlerini gerçekleştiremedi. Daha da hızlanan terör, etnik ve dinsel kışkırtmalarla Malatya ve Maraş gibi kentlerde katliam boyutlarına ulaştı. Enflasyon hızı da yüzde 100'ü geçti, grevler yayıldı. TÜSİAD, gazetelere tam sayfa eleştiri ilanları vererek hükûmetin istifasını istedi. Bunlara ek olarak AP'den gelen ve bakan yapılan 11 milletvekilinin (Tuncay Mataracı, Hilmi İşgüzar, Orhan Alp, Oğuz Atalay, Mete Tan, Güneş Öngüt, Mustafa Kılıç, Şerafettin Elçi, Ahmet Karaaslan, Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu) desteğini kazanmak için verdiği tavizler ve bu bakanların haklarında çıkan yolsuzluk söylentileri, Ecevit'e zarar verdi. Ecevit bu dönemde, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye uyguladığı ambargonun Eylül 1978'de kesin olarak kaldırılmasından sonra Amerikan üslerini yeniden faaliyete açtı.[6]

 
Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ve Bülent Ecevit'in 1978'de yaptığı görüşme

14 Ekim 1979'da yapılan ara seçimlerde başarısızlığa uğrayan Ecevit görevden çekildi ve Süleyman Demirel 25 Kasım 1979 tarihinde MSP ve MHP'nin desteğiyle bir azınlık hükûmeti kurdu.

Suikast girişimleri

değiştir

Bülent Ecevit altı kez suikast girişimine maruz kaldı.[17] Bunlardan biri ABD'de, diğerleri ise Türkiye'de gerçekleşti.

Ecevit, 70'li yıllarda koalisyon hükûmetlerinin kurulmasından itibaren çeşitli saldırılara uğradı. Bunlardan en önemlileri 23 Temmuz 1976'da New York'ta ve 29 Mayıs 1977'de o yıllarda sivil uçuşların yapıldığı Çiğli Havaalanı'nda gerçekleşti. 1976'da Kıbrıs Harekâtı sonrasında ABD'ye yapılan bir gezi sırasındaki saldırı, Ecevit'in korumalığını yapan FBI ajanı tarafından önlendi. Çiğli Havaalanı'ndaki girişimde dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan'ın kardeşi Mehmet İsvan yaralandı. Suikastta kullanılan silahın Özel Harp Dairesinde bulunduğu iddiaları sonraki yıllarda çeşitli tanıklıklarla tartışıldı.[23]

12 Eylül ve siyasi yasaklı dönem

değiştir

12 Eylül Darbesi'yle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in komutasındaki Silahlı Kuvvetler, ülkenin yönetimine el koydu. Eşi Rahşan Ecevit ile birlikte Hamzakoy'da (Gelibolu) yaklaşık bir ay gözetim altında tutulan Bülent Ecevit, daha sonra serbest bırakıldı. Diğer parti başkanlarıyla beraber siyasetten uzaklaştırıldı. 28 Ekim 1980'de siyasi parti çalışmaları durdurulunca, siyasi yasak nedeniyle "kendisi eve hapsolup sustuğunda partiyi karıştırmak isteyenlerin istediklerini yapabilecekleri" gerekçesiyle[24][25] 30 Ekim 1980'de CHP Genel Başkanlığından istifa etti. Ayrıca istifasıyla ilgili kamuoyuna bir açıklamada bulundu.[26] Askerî yönetime karşı çıkışları nedeniyle önce Nisan 1981'de yurt dışına çıkması yasaklandı. 1981'de çıkarmaya başladığı "Arayış" dergisinde yayımlanan bir yazısı nedeniyle Aralık 1981'den Şubat 1982'ye kadar cezaevinde kaldı, Arayış dergisi de 1982'de askerî rejim tarafından kapatıldı. Daha sonra yabancı basına siyasi demeç verdiği gerekçesiyle Nisan-Haziran 1982 arasında yine tutuklu kaldı.

Ecevit, 7 Kasım 1982 halkoylamasında kabul edilen 1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesi ile diğer bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl siyaset yasaklıları kapsamına alındı.

Demokratik Sol Parti

değiştir

12 Eylül döneminde eski CHP kadrolarından kopan Bülent Ecevit, 1983-85 arasında Demokratik Sol Partinin (DSP) kurulması çalışmalarını destekledi. 1985 yılında Ecevit'in siyasete girme yasağı devam ederken eşi Rahşan Ecevit'in başkanlığında DSP kuruldu. Eylül 1986 ara seçimlerinde başkanlığını Rahşan Ecevit'in yürüttüğü bu partinin propaganda gezilerine katıldı. Yaptığı konuşmalarla siyaset yasağını çiğnediği gerekçesiyle hakkında çeşitli davalar açıldı.

Bülent Ecevit, Kasım 1985'te Sosyal Demokrasi Partisi ve Halkçı Partinin Sosyaldemokrat Halkçı Parti adı altında birleşmelerine rağmen birleşme taleplerine karşı geldiği ve sol oyları böldüğü gerekçesiyle eleştirilere uğradı.[27]

Yine bu dönemde kamuoyunda "aile partisi" görüntüsü giderek yerleşen DSP'de bazı muhalif sesler parti içinde demokrasi olmadığından yakınmaya başladı. 14 Haziran 1987 tarihinde Rahşan Ecevit'e muhalif olan grubun gerçekleştirdiği 2. Kurucular Kurulu toplantısında muhalif harekete önderlik eden Celal Kürkoğlu, partiden ihraç edildiği belirtilen kurucu üyelerin katıldığı toplantıda genel başkan ilan edildi. Bu süreçte muhalifler ve parti yönetimi karşılıklı suç duyurularında bulundu. Parti içi tartışmalar, açılan davalarla mahkemelere taşındı. Yaklaşık üç ay süreyle genel başkanlık iddiasında bulunan Celal Kürkoğlu 14 Eylül 1987'de 15 arkadaşıyla birlikte SHP'ye katıldı.

Demokratik Sol Parti Genel Başkanlığı

değiştir

1987 yılında yapılan referandumla eski siyasilerin siyaset yasağı kaldırılınca (%50,16) Bülent Ecevit DSP'nin başına geçti (13 Eylül 1987). Aynı yılın kasım ayında yapılan genel seçimlerde DSP'nin yüzde 10'luk seçim barajını aşamayarak milletvekili çıkaramaması üzerine Ecevit, ilk kongrede parti genel başkanlığından ve aktif siyasetten ayrılacağını açıkladı. Ancak 1989 yılının başlarında siyasete döndü ve partililer tarafından yeniden liderliğe getirildi.

20 Ekim 1991 seçimlerinde ulusal birliğin ve laikliğin korunması gerektiğini vurgulayan Ecevit, Türkiye'nin önder ülke durumuna gelmesini gerektiğini savundu. Sosyaldemokrat Halkçı Partinin (SHP) partisine karşı yürüttüğü "Sosyal demokrat oyları bölmeyin." kampanyasına karşı SHP'nin aday listelerinde Halkın Emek Partisi (HEP) üyelerine yer vermesini eleştirdi, SHP'nin "bölücülerle iş birliği yaptığını" ileri sürdü. İktidara geldiklerinde üretici, tüketici ve satıcıdan oluşan güçlü bir kooperatif düzen kuracaklarını açıkladı. Zonguldak'tan milletvekili seçilerek partisinden 6 milletvekiliyle birlikte TBMM'ye girdi. CHP'nin yeniden açılması gündeme gelince CHP Kurultayı'nın CHP'nin DSP'ye katılma kararı almasını önerdi. 9 Eylül 1992'de toplanan CHP Kurultayı'na çağrıldığı hâlde katılmadı.

 
ABD Devlet Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Bülent Ecevit

DSP'nin oyları 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan erken genel seçimde yüzde 14,64'e, milletvekili sayısı 76'ya yükseldi ve DSP solun en büyük partisi konumuna geldi. Ecevit, 30 Haziran 1997 tarihinde ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz başkanlığında kurulan ANASOL-D koalisyonunda başbakan yardımcısı olarak görev aldı. 25 Kasım 1998'de koalisyon hükûmetinin gensoruyla düşürülmesinin ardından 11 Ocak 1999'da CHP dışındaki partilerin desteğiyle DSP azınlık hükûmetini kurarak yaklaşık 20 yıl aradan sonra 4. kez başbakan oldu. Ecevit'in azınlık hükûmetinin iktidarda olduğu sırada PKK lideri Abdullah Öcalan Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi (15 Şubat 1999). Ecevit, haberi Türkiye'ye şu sözlerle duyurdu:

"Değerli Gazeteci Arkadaşlarım,
Sizlere ve aziz yurttaşlarımıza bir haberim var. Bu sabaha karşı saat 03.00'ten itibaren bölücü terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan, Türkiye'dedir. Dünyanın neresinde olsa devletimizin onu ele geçireceğini söylemiştik. Bu devlet sözü yerine getirildi. Şehit analarına verilen söz yerine getirildi. Bütün dünyadan dışlanan Abdullah Öcalan, sonunda kendini Türkiye'nin kucağında buldu. Yaptıklarının ve yaptırdıklarının hesabını bağımsız Türk adaletine verecektir."[28]

Ecevit, 1970'lerden sonra yeniden patlama yaptı. DSP, 18 Nisan 1999'da yapılan genel seçimlerden yüzde 22,19 oy oranıyla birinci parti olarak çıktı. Seçimlerden sonra hükûmeti kurmakla görevlendirilen Ecevit, 28 Mayıs 1999'da ANAP ve MHP ile kurulan ANASOL-M koalisyonunda yeniden başbakanlık koltuğuna oturdu.

Hükûmetin kurulmasından sonra 17 Ağustos 1999'da yaşanan Gölcük depremi, ülkede büyük yıkım yarattı. Ecevit, depremi, "tarihimizin en ağır felaketi" olarak değerlendirdi.[29] Gelen tepkilere karşı "istifayı düşünmediğini ve gerekli derslerin çıkarılacağını" söyledi.[30]

Bu dönemde eşi Rahşan Ecevit'in önerisiyle çıkarılan (22 Aralık 2000) ve devlete işlenen suçların dışındaki suçlara erteleme ve şartlı salıverme getiren "Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası", kamuoyunda Rahşan Affı olarak nitelendirildi. Bu yasanın kapsamı, Anayasa Mahkemesinin ilgili kararıyla genişletildi, kanunu yapanların öngöremediği sonuçlar ortaya çıktı ve bazı hukuki uygulamalar kamuoyunda tepkilere neden oldu. Bu afla birlikte cezaevlerindeki mahkûm sayısı yetmiş binden kırk bine düştü.[31][32]

Süleyman Demirel'in ardından cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit Hükûmeti arasında zaman zaman bazı yasaların iade edilmesi nedeniyle gerginlik yaşandı. Bu gerginlik 19 Şubat 2001 tarihinde yapılan Millî Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında doruğa ulaştı. Cumhurbaşkanı Sezer ile yaşadığı anayasa kitapçığı krizi nedeniyle Başbakan Ecevit, MGK toplantısını terk etti. Yaşanan bu kriz ekonomide zor günlerin başlangıcı oldu. (bkz. 2001 Türkiye ekonomik krizi)

Fethullah Gülen ile ilişkisi

değiştir

Bülent Ecevit, toplumun bir kesimi ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bir tehlike olarak görülen Fethullah Gülen'le çeşitli defalar bir araya gelip sohbet etti, Gülen'in okullarını gezdi[33] ve bu okullardan övgüyle bahsetti.[34]

1997 yılında onursal başkanlığını Gülen'in yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Ecevit'e "Siyaset Dalında Ulusal Uzlaşma Ödülü"nü verdi.[35]

Ecevit, başbakan yardımcısı olduğu 1998 yılında Roma'ya giden Gülen'in karşılanması için Roma Büyükelçisi'nden ricada bulundu, bu hareket dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in tepkisini çekti.[36] Ecevit, Gülen'in okullarında çağdaş bir eğitim verildiğini savundu:

"Benim gözlemim çok olumlu. Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi'nin ve onun dostlarının bu konudaki çabalarını gerçekten takdirle izliyorum. Çağdaş bir eğitim verildiği belli."[37]

28 Şubat süreci devam ederken DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen hakkında iddianame hazırladı. Bu dönemde, Gülen'in yıllar önce yaptığı konuşmaların görüntüleri art arda televizyon kanallarında yayımlanmaya başlandı. Bu konuşmalarda Gülen'in, "bürokraside nasıl yapılanmaları gerektiğini" anlattığı görülüyordu.[38] Başbakan Ecevit, katıldığı bir televizyon programında Gülen hakkında şöyle konuştu:

"Açıklamalarında laiklikle ters düşmemeye özel bir özen göstermişti. Çağ dışı bir akım temsil etmiş olabileceği izlenimini vermemişti. Dediğim gibi bunda samimi olunabilir, gayrisamimi olunabilir fakat böyle kuşku uyandırıcı, bende kuşku uyandırıcı birtakım tavırlarına tanık olmamıştım. ... Bu okulları gören kime rastlarsam, laikliğe bağlılığını bildiğim kime rastlarsam, bu okullarda laiklik karşıtı veya Türkiye'deki rejim aleyhinde, Atatürk aleyhinde herhangi bir telkinde bulunulmadığı bilgisini aldım. Kim gezdiyse bu okulları, kim gördüyse. ... Bu okullar tabii dünyanın dört bucağına Türk, Türkiye hakkında bilgi, Türkçe, Türk kültürünü yayıyor. Ve dediğim gibi bir olumsuzluğa da rastlanmadı."[39]

Ecevit'in çıkardığı Rahşan Affı ile Gülen'in yargılaması ertelendi.[40]

Ecevit'in 2004'te siyaseti bırakışının ardından Gülen de Zaman gazetesine "BÜLENT BEY'İ UĞURLARKEN" başlıklı bir ilan vererek Ecevit'ten övgüyle bahsetti.[41]

Sağlık sorunları ve siyaseti bırakışı

değiştir
 
Bülent Ecevit, 16 Ocak 2002'de Amerika Birleşik Devletleri Devlet Başkanı George W. Bush'la Beyaz Saray'da yaptığı görüşme esnasında

Sağlık sorunlarıyla ilgili söylentiler çıkan Bülent Ecevit, 4 Mayıs 2002'de rahatsızlanarak Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesine kaldırıldı. Tedavisi sırasında durumu daha da kötüleşince[42] eşi Rahşan Ecevit tarafından hastaneden çıkartılarak[43] evine getirildi. Bir süre evinde dinlenen Ecevit, 17 Mayıs'ta yeniden hastanede tedavi altına alındı ve 11 gün burada kaldı. Rahşan Ecevit bu dönemdeki tedaviler konusundaki kuşkularını kamuoyuyla paylaştı. İddiaları tekzip edildi ancak konu sonraki yıllarda Ergenekon Davası sırasında da gündeme geldi.[44][45]

Ecevit'in rahatsızlığı sırasında görevine devam edip edemeyeceği tartışmaları gündeme geldi. Bu tartışmalar partisine de yansıdı. Kendilerini “Dokuzlar” olarak adlandıran DSP'li 9 milletvekili, 25 Haziran'da bir bildiri yayımlayarak, “Ecevitler öncülüğünde Ecevitsiz yaşama geçilmesini” istediler. 5 Temmuz 2002'de Ecevit adına basın açıklaması yapan bir grup DSP'li milletvekili, Ecevit'e en yakın isimlerden biri olan Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ı açık bir biçimde eleştirdi. 7 Temmuz 2002 tarihinde MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, partisinin düzenlediği 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda yaptığı açıklama ile 3 Kasım'da erken seçim istedi. Ertesi gün Ecevit, kendisiyle görüşmeye gelen Hüsamettin Özkan'la yollarını ayırdı. Özkan'ın DSP'den ve hükûmetten istifasını aralarında Dışişleri Bakanı İsmail Cem Muş milletvekili Zeki Eker'in de olduğu 6'sı bakan olmak üzere toplam 63 milletvekilinin istifası izledi.[46] İstifalarla koalisyon hükûmeti TBMM'deki sayısal desteğini yitirdi. Bu gelişmeler üzerine 16 Temmuz 2002'de koalisyon hükûmetini oluşturan üç partinin genel başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3 Kasım'da erken seçim yapılması kararı alındı. 31 Temmuz 2002'de TBMM Genel Kurulunda yapılan oylamada erken seçim önergesi, oylamaya katılan 514 milletvekilinden 449'unun kabul oyuyla kabul edildi.[47] 3 Kasım 2002'de yapılan erken genel seçimlerde DSP barajı aşamadı ve TBMM dışı kaldı.

Genel başkanlıktan ayrılma kararını, 3 Kasım seçimlerinden önce olduğu gibi, seçimlerden sonra da zaman zaman dile getiren Ecevit, 22 Mayıs 2004 tarihinde düzenlediği basın toplantısıyla halefini ilan etti ve görevi Genel Başkan Yardımcısı Zeki Sezer'e devretmek istediğini belirtti. 24 Temmuz 2004 tarihinde yapılan 6. Olağan Kurultay ile aktif siyaseti bıraktı.

Ölümü

değiştir
 
Bülent Ecevit'in Türkiye Cumhuriyeti Devlet Mezarlığı'ndaki kabri

İlerleyen yaşı, bozulan sağlığı ve doktorlarının karşı çıkmasına rağmen Danıştay Saldırısı'nda hayatını kaybeden Yücel Özbilgin'in 19 Mayıs 2006'daki cenazesine katıldı.[48] Törenin ardından beyin kanaması geçiren Bülent Ecevit, uzun süre Gülhane Askerî Tıp Akademisinde yoğun bakımda kaldı.[49] Bu dönemde kendisi için tutulan ziyaretçi defteri "Kaldırım Defteri" adıyla anılır. Ecevit, bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 Pazar günü Türkiye saatiyle 22.40'ta (20.40 [UTC]) dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu öldüğünde 81 yaşındaydı.[50]

Ecevit'in Devlet Mezarlığı'na gömülebilmesi için ölümünün hemen ardından 9 Kasım'da yapılan bir kanun değişikliğiyle bu mezarlıklara başbakanların da gömülmesi sağlandı.[51] 11 Kasım 2006'da yapılan cenaze törenine yurdun dört bir yanından ve başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere pek çok ülkeden gelen büyük bir kalabalık katıldı. Cenaze törenine iki eski cumhurbaşkanı ve siyasetçiler de katıldı. Kocatepe Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Devlet Mezarlığı'nda toprağa verildi.[52][53][54] 11 Kasım 2006 günü Devlet Mezarlığı'na defnedilen Ecevit için anıt mezar yapılması da gündeme geldi.[55]

Beşiktaşlı olduğu bilinen Ecevit için Çarşı grubunun "Forzabesiktas.com" adresli web sitesi karartıldı. Sitede, siyah zemin üzerine Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit'in bir mitingde halkı selamlarken çekilmiş fotoğrafları yer alırken fotoğrafın altında ise, “Karaoğlan, Kara Kartal Seni Unutmayacak." yazısı yer aldı.[56]

Kişisel yaşamı

değiştir

Bülent Ecevit Müslüman'dı ve Türk halk tasavvufu onun İslam anlayışını oluşturmuştu:

"Türkiye'de dine bağlı veya dinci kesimlerden bir kısmı daha çok başka ülkelerden, başka kültürlerden ithal edilen bir İslam anlayışına kapılmışlar. Oysa Türk halk tasavvufunun çok ilginç bir İslam anlayışı var. Başka bazı İslam ülkelerinde, toplumlarında din duygusu Allah korkusuna dayanır. Türk halk tasavvufunda ise din duygusu Allah sevgisine dayanır ve Allah sevgisi insana da sevgi olarak yansır. Dolayısıyla beraberinde hoşgörüyü getirir, özgürlüğü getirir ve barışçılığı getirir."[57]

Bülent Ecevit, siyasi hayatı boyunca seküler devlet anlayışını benimsedi, Atatürk İlkeleri'nin önemine vurgular yaptı.[58]

Barış Yarkadaş'ın "Hepsi Yaralar, Sonuncusu Öldürür" kitabındaki iddiasına göre, genel başkan seçilmesinden kısa bir süre sonra Kars'a giden Bülent Ecevit, Susuz ilçesinde arkadaşı Rasim Yarkadaş'ın (eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş'ın babası) evine konuk olur. Misafirlerini evlerinin kapısında karşılayan Anne Şahzade Şahin (Şaşo Hala), Ecevit'in boynuna sarılır ve Kars'ın kendine özgü ağzıyla, "Kurtar bizi bu dertlerden ay Garaoğlan!" der. Ecevit o günden sonra "Karaoğlan" olarak anılmıştır.[59] Bu iddia TRT'nin arşivini açması sonucu "Ateş Hattı" programında ve 32. Gün'ün arşivini paylaşması ile bir program için verdiği söyleşide Ecevit'in kendisine bu konunun sorulması ve cevabı ile gerçek olmadığı ortaya çıkmıştır. Ecevit'e 'Karaoğlan' lakabı Düzce'nin Kaynaşlı ilçesinde bir yerli kadın tarafından takılmıştır.[60][61]

Süleyman Demirel, en büyük rakibi olan Ecevit'i, darbeyle devrilen Şilili sosyalist devlet adamı Salvador Allende'ye benzetip atıfta bulunmak için "Allende-Büllende" tabirini kullanmıştır.[62][63]

Ecevit, başbakanlık dönemlerinde yapılan Kıbrıs Harekâtı sonrasında "Kıbrıs Fatihi", Abdullah Öcalan'ı yakalama operasyonu sonrasında da "Kenya Fatihi" olarak anılmıştır. Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında dönemin başbakanı olan Ecevit, harekâttan sonra ziyaret ettiği adada büyük bir coşkuyla karşılanmış ve barış güvercini uçurmuştu. Daha sonra düzenlediği mitinglerde güvercin uçurmaya başladı. “Savaşın Şahini, Barışın Güvercini Karaoğlan” sloganı eşliğinde uçurulan güvercinler yaygınlaştı.[64]

Mavi gömlek giyip siyah kasket takan Ecevit; TEKEL Bafra, Samsun, Bitlis, TBMM, Tokat, Maltepe, 2000, Ballıca sigarası içer ve eniştesi İsmail Hakkı Okday'ın hediyesi olan Erika marka daktilosuyla yazardı. Bu 70 yıllık daktiloyu ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi'ne armağan etmiştir.

Günde 3 dem çay içen Ecevit genellikle klasik Batı müziği ve Türk halk müziği dinlemekteydi.

Makam otomobili olarak da hep yerli üretim ve ucuz zırhlı araçlara binen Ecevit; sırasıyla Anadol A1, Renault 12, Murat 124, Tofaş Kartal, Fiat Tempra, Renault Safrane, Renault Megane, Hyundai Dynasty ve Ford Transit'e binmiştir.[65]

Tarihçi İlber Ortaylı, "Ecevit dürüst politikacıydı." diyerek Ecevit hakkında şöyle yazdı:

"Protokol ve tevazu bakımından Ecevitler, Türk yöneticilerinin tarihi içinde bir kırılma, istisnai bir dönem meydana getirdiler. Bülent Bey, kibar üslupla konuşan bir siyasetçiydi. Türkiye'de protokole ve hitap edebiyatına ‘Sayın' kelimesini o getirdi. Genel müdüre de, bakana da, falanca kasabanın ilkokul öğretmenine de ‘Sayın' kelimesi ve soy isimle hitap edilir oldu. Giyimler sadeleşti. Mavi renk yaygınlaştı. Mavi rengi Türk çinilerinden Türk politikasına getirmek Ecevit'in işidir."[66]

Hatırası

değiştir
 
İzmir'de anısına yaptırılan anıt

Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi 2005 yılında hizmete girdi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin ismi 2012 yılında “Bülent Ecevit Üniversitesi” olarak değiştirildi.[67] Mayıs 2016'da Odunpazarı, Eskişehir'de açılan Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi'nde kendisinin bal mumundan yapılan bir heykeli sergilenmeye başlandı.[68]

2021'de İzmir'in Güzelbahçe ilçesindeki bir parka eşiyle birlikte adı verildi ve heykeli dikildi.[69]

Edebî kişiliği

değiştir

Bülent Ecevit lise hayatından beri edebiyatla uğraşmış ve şiirler yazmıştır. Kendini emekli gazeteci olarak tanıtan ve Sanskrit, Bengalce ve İngilizce dillerinde çalışmalar yapmış olan Ecevit; Rabindranath Tagore, Ezra Pound, T. S. Eliot ve Bernard Lewis'in yapıtlarını Türkçeye çevirmiş, kendi şiirlerini de kitap hâlinde yayımlamıştır.

Ödülleri

değiştir

Kitaplar

değiştir

Şiir kitapları

değiştir

Siyasi kitapları

değiştir

Çevirdiği kitaplar

değiştir

Hakkında yazılan kitaplar

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b "Bakanlar". T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. 29 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2023. 
  2. ^ Ecevit, Bülent; Umut Yılı 1977, 1. Baskı. 2010-İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
  3. ^ "Ecevit'in 2 milyar dolarlık mirası". 22 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2021. 
  4. ^ "Ecevit'in kutsal mirası ortada kaldı". 19 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2021. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Eylül 2023. 
  6. ^ a b "5 Ekim 1978 tarihli Cumhuriyet gazetesi: Bakanlar Kurulu 4 ABD üssünün pazartesi günü açılmasına karar verdi". 1 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2023. 
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2023. 
  9. ^ Aytekin Gezici, Bülent Ecevit, Bir Karaoğlan Masalı, Akis, 2006. Aras Erdoğan, Umut Ecevit, Kesit, 2006, p. 19. 31 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  10. ^ Altan Tan, Kürt Sorunu, Timaş, 2009, p. 493. 31 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  11. ^ Ertuğrul Tarık KARA, Tarihte Ramazan, 2006
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2023. 
  13. ^ "Ecevit 2 milyar dolarlık mirasını ne yaptı? haberi - BorsaGündem.com". www.borsagundem.com. 22 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2021. 
  14. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2020. 
  15. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2020. 
  16. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2021. 
  17. ^ a b Bülent Ecevit. Ortanın Solu. İş Bankası Yayınları. s. Giriş. 18 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  18. ^ Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi
  19. ^ 1970’li Yıllar...“Toprak İşleyenin, Su Kullananın” “Bu Düzen Değişmelidir” 23 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., chpetimesgut.com.
  20. ^ Ecevit'in Yükselişi 25 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Hürriyet .
  21. ^ a b "12 Eylül Belgeseli 1. Bölüm: Renklerin Çatışması". 19 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  22. ^ "Türkiye Tarihindeki Aflar". 4 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  23. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2015. 
  24. ^ CHP'nin Reddi Mirası - Orhan Akbulut, Yazan: Dr. Metehan Akbulut, Ubuntu Yayınları, Antalya, 2021, 400 Sayfa, ISBN 9786057052346, (Sayfa: 221)
  25. ^ Yalçın Doğan, Dar Sokakta Siyaset (1980-1983), Tekin Yayınevi, 1985, İstanbul, Sayfa: 75-76
  26. ^ CHP'nin Reddi Mirası - Orhan Akbulut, Yazan: Dr. Metehan Akbulut, Ubuntu Yayınları, Antalya, 2021, 400 Sayfa, ISBN 9786057052346, (Sayfa: 329, Ek-16: Bülent Ecevit'in CHP Genel Başkanlığı'ndan istifası hakkındaki basın açıklması - tam metin)
  27. ^ Siyasetin Şairi Karaoğlan - III. Bölüm 30 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., hurriyet.com.tr.
  28. ^ "Başbakan Bülent Ecevit, Abdullah Öcalan'ın yakalandığını duyurdu". 26 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  29. ^ "'Kimse moral bozmasın'". 18 Ocak 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  30. ^ ""Gerekli dersler çıkarılacak"". 11 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  31. ^ "Türkiye Tarihindeki Aflar". 4 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2021. 
  32. ^ "Rahşan Affı Nedir?". 4 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2021. 
  33. ^ "Ecevit, Gülen'e 'siper'". 11 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2023. 
  34. ^ "Kızacaklar ama tebrik ederim". 11 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2023. 
  35. ^ ""Uzlaşma Ödülleri" Haberi". 19 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2021. 
  36. ^ "Ecevit'in Bir'e şok cevabı". 11 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2023. 
  37. ^ "Fethullah Gülen'i Öven Siyasetçiler". 16 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  38. ^ "28 Şubat Belgeseli - 10. Bölüm". 29 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2021. 
  39. ^ "Bülent Ecevit'in Fethullah Gülen Hakkındaki İzlenimleri". 16 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  40. ^ "Ankara 2 No'lu DGM, 4616 Sayılı Yasa Uyarınca Erteleme Kararı Verdiği Gülen Davasının Gerekçeli Kararını Açıkladı". 23 Kasım 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2023. 
  41. ^ "Fethullah Gülen, Ecevit için ilan verdi". 22 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  42. ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2009. 
  43. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2009. 
  44. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2015. 
  45. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2015. 
  46. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Eylül 2023. 
  47. ^ TBMM, 3 Kasım'da seçim kararı aldı 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Radikal, 31 Temmuz 2002.
  48. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2009. 
  49. ^ "Arşivlenmiş kopya". 31 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2007. 
  50. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2006. 
  51. ^ "Arşivlenmiş kopya". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2006. 
  52. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2021. 
  53. ^ "Arşivlenmiş kopya". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2006. 
  54. ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2007. 
  55. ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2007. 
  56. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2016. 
  57. ^ "Bülent Ecevit & MFÖ - Sonra "Müzikli Hatıralar"". 27 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2023. 
  58. ^ "Bülent Ecevit ve Din". 8 Ağustos 2024. 2 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2024. 
  59. ^ "Ecevit, 'Karaoğlan' lakabını nasıl aldı". 23 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2021. 
  60. ^ "Bülent Ecevit'e Karaoğlan lakabı nasıl takıldı". 14 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2023. 
  61. ^ "Seçim Kazandıran Kampanyalar". 8 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2023. 
  62. ^ Meral Tamer, Hayatımın Ecevit'le değişen akışı 2 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Milliyet, 07 Kasım 2006.
  63. ^ Sosyal Demokrasi Vakfı, Onurunu alıp giden Allende’yi hatırlamak 12 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 18 Ocak 2006.
  64. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2022. 
  65. ^ Köprülüoğlu, Atilla (4 Kas 2021). "DÜRÜST SİYASETLE SİMGELEŞEN İSİM; BÜLENT ECEVİT... - Atilla Köprülüoğlu". Yurt Gazetesi. 11 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2023. 
  66. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2022. 
  67. ^ "Bülent Ecevit Üniversitesi tarihçesi". 23 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2014. 
  68. ^ "Eskişehir'de "Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi" açıldı". Haber7.com. Anadolu Ajansı. 15 Mayıs 2016. 9 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Aralık 2018. 
  69. ^ "Bülent ve Rahşan Ecevit çifti Güzelbahçe'de ölümsüzleşti". Yenigün. 4 Haziran 2021. 1 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2022. 
  70. ^ ""Uzlaşma Ödülleri"". 19 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2021. 

Dış bağlantılar

değiştir
Siyasi görevi
Önce gelen:
Mesut Yılmaz
16. Türkiye başbakanı
11 Ocak 1999 - 18 Kasım 2002
Sonra gelen:
Abdullah Gül
Önce gelen:
Tansu Çiller
Türkiye Başbakan Yardımcısı
30 Haziran 1997 - 11 Ocak 1999
Sonra gelen:
Hüsamettin Özkan
Hikmet Uluğbay
Önce gelen:
Süleyman Demirel
TBMM Ana Muhalefet Partisi Lideri
12 Kasım 1979 - 12 Eylül 1980
Sonra gelen:
Necdet Calp
Önce gelen:
Süleyman Demirel
16. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
5 Ocak 1978 - 12 Kasım 1979
Sonra gelen:
Süleyman Demirel
Önce gelen:
Süleyman Demirel
TBMM Ana Muhalefet Partisi Lideri
21 Temmuz 1977 - 5 Ocak 1978
Sonra gelen:
Süleyman Demirel
Önce gelen:
Süleyman Demirel
16. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
21 Haziran 1977 - 21 Temmuz 1977
Sonra gelen:
Süleyman Demirel
Önce gelen:
İsmet İnönü
TBMM Ana Muhalefet Partisi Lideri
31 Mart 1975 - 21 Haziran 1977
Sonra gelen:
Süleyman Demirel
Önce gelen:
Naim Talu
16. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
26 Ocak 1974 - 17 Kasım 1974
Sonra gelen:
Sadi Irmak
Önce gelen:
Cahit Talas
Türkiye Çalışma Bakanı
20 Kasım 1961 - 13 Şubat 1965
Sonra gelen:
İhsan Sabri Çağlayangil
Parti siyasi görevi
Önce gelen:
Necdet Karababa
Demokratik Sol Parti Genel Başkanı
15 Ocak 1989 - 25 Temmuz 2004
Sonra gelen:
Zeki Sezer
Önce gelen:
Rahşan Ecevit
Demokratik Sol Parti Genel Başkanı
13 Eylül 1987 - 7 Mart 1988
Sonra gelen:
Necdet Karababa
Önce gelen:
İsmet İnönü
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
14 Mayıs 1972 - 29 Ekim 1980
Sonra gelen:
Deniz Baykal
Önce gelen:
Kemal Satır
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri
24 Ekim 1966 - 21 Mart 1971
Sonra gelen:
Şeref Bakşık