Müteşâbih (Arapça: متشابه), "Muhkem" (Mânası açık) olmayan Kur'ân âyetleri ve bazı benzer şekildeki hadisler; Kur'ân-ı Kerîm âyetleri ve hadislerin mecazî mânalara gelen ifadeleri "Müteşabih" olarak adlandırılmaktadırlar. Arapça bir sıfat olan ("Müteşâbih", Arapça: متشابه) kelimesi "benzeşen" demektir. Çoğulu olan ("Müteşâbihât", Arapça: متشابهات) ise "benzeşenler" mânâsına gelmektedir.

Kur'ân'da müteşâbihât kavramı

değiştir

"Müteşâbihât kavramı" Kur'an’ın açıklanmasında ve anlaşılmasında anahtar bir kavramdır. En’âm Suresi'nin 141. âyetinde iki defa olmak üzere, Kur'ân-ı Kerîm’de toplam altı kez yer alır.[kaynak belirtilmeli] Benzeşenler (Müteşâbihat) dil biliminde (Arapça: Sarf ilmi) birbirine morfolojik olarak benzeyen sözcükler için kullanılır. Benzeşenler (Müteşabihât) eş değer olmakla birlikte eş anlamlı olmayan kelimelerdir. Bu nedenle bir kavramın müterâdif (eş anlamlı) olması ile "Müteşâbih" (benzeşen) olması birbirinden farklıdır. Farklı işaretlerle birbiriyle benzeşen müteşâbih kelimelerin anlam farklılıkları Arapçada "Meâni" (semantik) ilminin konusudur.

Müteşâbih âyetlerin yani benzeşenlerin, Kur'ân-ı Kerîm verilerinin açıklanmasında ve anlaşılmasında önemli yeri vardır. Kur'ân-ı Kerîm birçok âyetinde (Maide Suresi'nin 15inci ve Hicr Suresi'nin birinci âyetlerinde olduğu gibi) açık ve anlaşılır fakat aynı zamanda kendi kendini açıklayan (mübîn) bir kitap olduğunu vurgular. Bu bakımdan müteşabih âyetler mecazî mânalar ihtivâ etmekle birlikte aynı zamanda da gayet açıklayıcıdırlar.

Kur'an kendi kendini açıklarken ve kendi hüküm ve kavramlarına izahât getirirken aynı kelimelerin müteşâbihlerini yani benzeşenlerini kullanır. Bu bakımdan müteşâbihler yani benzeşen kelimeler veya âyetler bir araya getirilerek Kur'an’da yer alan herhangi bir konu ile ilgili detaylı sonuçlara ulaşılabilir. Örneğin Ramazan Orucu hakkında Kur'ân-ı Kerîm'den detaylı bilgi edinmek isteyen kimse, Kur'an’ın kendi metninde yer alan Oruç ve Ramazan kelimelerinin yer aldığı âyetleri ve bu âyetlerin müteşâbihlerini yani benzeşenlerini bir bütün halinde inceleyerek, Ramazan Orucu hakkında Kur'an'ın bizzat kendisinden konuyla ilgili en geniş ve detaylı bilgilere ulaşabilir.

Âl-i İmrân Sûresi’nin yedinci âyeti

değiştir

Kur'ân'daki âyetlerin bir kısmı anlamı açık, hüküm ihtivâ eden muhkem âyetler olmakla beraber, müteşâbih adı verilen bazı âyetler ise yoruma açık âyetlerdir. Bu durum Kur'ân-ı Kerîm'in Âl-i İmrân Sûresi'nin yedinci âyetinde şöyle belirtilmektedir:

Sana bu muazzam kitâbı indiren O’dur. Onda Kitâb’ın temelini oluşturan "muhkem" (kesin anlamlı) âyetler vardır, diğer bir takımları da müteşâbihattır (çeşitli anlamları olanlardır). Ama kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve te’vilini aramak (kendi keyiflerine göre yorumlamak) için sadece onun "müteşâbih" (çeşitli anlamlı) olan âyetlerinin ardına düşerler. Hâlbuki onların te’vilâtını (gerçek yorumunu) ancak Allah bilir. İlîmde rusûhu (derinleşmiş) olanlar da: “Âmennâ, biz ona imân ettik, hepsi Rabbimizin indindendir (katındandır),” derler. Gelgelelim, bunları ancak akıl sâhiplerinden başkası düşünemez.[1][2]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Tefsir-î Keşşaf, Cilt: 1, Sayfa 1361. (Âl-i İmrân Sûresi’nin yedinci âyetinde bu te’vilâta dâir beyânat vardır.)
  2. ^ Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Feza Gazetecilik, Yenibosna, İstanbul.