Keynesçilik
Keynesçilik, ünlü iktisatçı John Maynard Keynes'in görüşleri temelinde ortaya çıkmış akımdır.
Tarihçe
değiştirKeynes'in ilk ürünlerini 1920'li yıllarda vermeye başlaması ile Keynesçiliğin temeli atılmaya başlanmıştır. 1920'lerde savunduğu bazı fikirlerini 1930'larda terk edip yenileyen Keynes, 30'lu yıllar ile birlikte adından çok sık söz ettiren bir isim hâline gelmiştir. Dolayısıyla 1930'lu yıllar, Keynesçiliğin şekillendiği en önemli dönemeci oluşturmaktadır.
1929'da başlayacak Büyük Bunalım'ı birkaç yıl öncesinden tahmin edip haberini veren Keynes, bunalımın başlangıcı ile ekonomi çevrelerinin bakışlarını üstüne çekmiştir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Paris Barış Konferansı'nda İngiltere maliyesini temsilen bulunan Keynes, anlaşmanın daha büyük savaşlara gebe olacağını ve gerçek bir barış çıkmayacağını görerek, tepki amaçlı, görevinden istifa etmiş ve İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi, sömürge politikasından vazgeçilmemesi ile ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmıştır.
Avusturyalı iktisatçı Friedrich August von Hayek ile girdiği ekonomi ve fikir tartışmaları, önce Cambridge Üniversitesi gibi etkin eğitim kurumlarını, ardından da Dünya ülkelerini Hayekçi ve Keynesçi olarak iki bölmüştür. Bu dönemde, en önemli yapıtı olan olan Genel Kuramı yazan Keynes, tartışmalara önce virgül koymuş, hemen ardından da nokta koyarak tartışmaları sonuçlandırmıştır. Böylece Keynes-Hayek kutuplaşması sona ermiş ve tarafların büyük kısmı Keynesçi tutum sergilemeye başlamıştır.
Keynes'in Ölümünün Ardından Keynesçilik
değiştirKeynes, 1946 yılında ölür. Fakat Keynesçilik, onun ölümünden sonra savaş sonrasında Batılı ülkelerde gelişmeye devam etmiş, bir numaralı çözüm hâline gelmiştir. 1950 ve 60'lardan itibaren pazar ekonomisini seçen ülkelerde resmi ekonomi siyaseti olarak kaynak alınmıştır.
Keynes Reçeteleri, pazar ekonomisini seçen ülkelerin temel siyaseti hâline gelmişse de Keynes'in görüşlerinin ne kadar sağlandığı ve uygulandığı çoğu kesimce hâlen tartışmalı olarak görülmektedir.