Erken Hristiyan sanatı
Erken Hristiyan sanatı, Hristiyanlar tarafından üretilen, Hristiyanlık tarihinin en erken dönemlerinden başlayarak özellikle 260-525 yılları arasında ortaya koyulduğu düşünülen çoğunlukla Eski ve Yeni Ahit'ten sahnelerin tasvir edildiği sanattır. Erken Hristiyan sanatı olarak tanımlanabilecek kalıntılar bütünüyle günümüze ulaşmasa da, bulgular olası tarihlemeyi 2. yüzyıla kadar çekmektedir.[1] 550 yılından sonra Hristiyan sanatı spesifik olarak Bizans sanatı ya da bölgesel çeşitliliklere göre farklı şekillerde de adlandırılmıştır.[2]
Tam olarak özgün bir Hristiyan sanatının ne zaman başladığını kestirmek oldukça zordur. Muhtemelen MS. 100'den önce ilk Hristiyanlar, filizlenmekte olan bu dinin yasak olması sebebiyle özgür bir biçimde sanatsal üretimde bulunamamışlardır. Ancak Hristiyanlık bu dönemde alt sınıfların dini olarak büyümeye devam etmiştir. Bu dönemde şayet sanat ürünü ortaya koyulduysa bile günümüze ulaşanların sayısı pek azdır. Eski Ahit resime, oyma idol ya da putlara yasak getirmekteydi, dolayısıyla bu çeşit ürünlerin sanatsal anlamda üretimi neredeyse hiç yapılmamıştır. Hristiyanlar bir önceki dönemlerinde üretilen pagan sanatı ve onun ikonografisinden etkilenmişler ve sanatlarında kullanmışlardır. Ancak bu kullanım üretilen eserlere Hristiyan anlamını vermeyi başarmıştır. Eğer bu başarılmış olmasaydı, bugün kendisini pagan sanatından ayıran bir Hristiyan sanatından söz etmek mümkün olmazdı.
İlk Hristiyanlar onları çevreleyen pagan kültüründen beslenmişler ve yine onlar gibi freskler, mozaikler, heykeller ve Tezhipürünleri vermişlerdir. Erken Hristiyan sanatı sadece Roma'ya ait formları değil, Roma'ya özgü stilleri de kullanmıştır. Roma döneminin geç klasik stilinde insan vücudunun oransal sunulur, mekanlar empresyonist bir biçimde verilirdi. İşte bu stil erken dönem Hristiyan sanatında Roma katakomblarının fresklerinde karşımıza çıkmaktadır. Bu katakomblar ayrıca günümüzde erken Hristiyan sanatı adına en zengin kaynağı oluşturan örnekleri barındırmaktadırlar.[3]
Roma motiflerini kabul edip bir zamanlar pagan sembolleri olan bu motiflere yeni anlamlar yükleyen ilk Hristiyanlar kendi ikonografilerini geliştirmeyi de başarmışlardır. Antik dönemden edinen motifler arasında tavus kuşu, üzüm ve "İyi Çoban" sayılabilir. Ancak sonraları Hristiyanlığın sembollerinden biri haline gelen balık (ikhthus) şüphesiz ki antik dönemden alınmış bir motif değil, bizzat Hristiyan ikonografisinin pagan ikonografisinden bağımsız bir biçimde ortaya koyduğu bir semboldür.
Erken Hristiyan sanatı genel olarak bilimadamları tarafından ikiye ayrılır. Bu ayrılma temel olarak 313 yılında kabul edilen Milano Fermanı'nın öncesi ve sonrası yahut I. Konstantin önderliğinde 325'te toplanan Birinci İznik Konsili'nin öncesi ve sonrası olarak yapılır. Erken dönem "Pre-Constantinian" ya da İznik öncesi dönem olarak da adlandırılır. Geç dönem ise ilk 7 ekümenik konsilini kapsayan dönemdir.[4] Teologlar ve kilise tarihçileri erken Hristiyanlık döneminin daha erken bittiğini iddia etseler de (muhtemel 313-325 arası), erken Hristiyan sanatının bittiği dönem sanat tarihçileri tarafından tipik olarak 5. ve 7. yüzyıllar arasına tarihlendirilir.