Aytunç Altındal

Türk komplo teorisyeni

Aytunç Altındal (gerçek adı: Osman Aytun Altındal; 12 Ocak 1945, Bakırköy, İstanbul - 18 Kasım 2013), din, tarih ve politika alanlarında faaliyet göstermiş Çerkes asıllı Türk teolog, gazeteci, araştırmacı, komplo teorisyeni[1] ve yazar.

Aytunç Altındal
DoğumOsman Aytun Altındal
12 Ocak 1945(1945-01-12)
Bakırköy, İstanbul, Türkiye
Ölüm18 Kasım 2013 (68 yaşında)
Defin yeriKaracaahmet Mezarlığı, İstanbul
41°00′37,33″K 29°01′46,01″D / 41.00000°K 29.01667°D / 41.00000; 29.01667
MeslekYazar, araştırmacı, istihbarat bilimcisi, felsefeci
MilliyetTürk
VatandaşlıkTürkiye Cumhuriyeti
Dönem20. yüzyıl ve 21. yüzyıl
KonuKomplo teorileri
İstihbarat savaşları
Tarih
Din
Politika
ÇocuklarEmine Altındal
AkrabalarSerendip Altındal
Aytunç Altındal'ın Karacaahmet Mezarlığı'ndaki mezarı.
Aytunç Altındal'ın Karacaahmet Mezarlığı'ndaki mezarı.
Aytunç Altındal'ın Karacaahmet Mezarlığı'ndaki mezar taşı.

Dinler, felsefe, ezoterik ve gizli örgütler ve benzeri konularda birçok makale ve kitap yazmıştır. 18 Kasım 2013'te İstanbul'da ölmüştür.[2] 19 Kasım 2013 günü Üsküdar-Karaca Ahmet- Şakirin Camii'nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir.[3]

Yaşam öyküsü

değiştir

Aytunç Altındal'ın babası Ahmet Cavit Altındal, Beşiktaş kulübünde futbol oynamış aynı zamanda Haysiyet Divanı Başkanlığı yapmıştır. Annesi Fatma Melahat Hanım ise ev hanımıydı. Aytunç Altındal, 4 kardeş içinde en küçük olanıdır. Annesinin ilk evliliğinden olan 4 çocuğunun yanı sıra, 2. evliliğinden de bir kız kardeşi bulunmaktadır.

Çocukları

değiştir

Zeyno Altındal (kızı), A. Emine Altındal Altuğ (kızı) ve Ahmet Mustafa Altındal (oğlu)

Öğrenimi

değiştir

Ailesi Melâmî meşrep Mevlevîler ile Melâmîler'den müteşekkil olan Aytunç Altındal, henüz altı yaşındayken ailesi tarafından Bâtınî-Melâmî eğilimde on yıl kadar süren bir eğitime tâbi tutuldu. İlkokulu İstanbul'da okuyan Altındal, ortaokul eğitimini 1956 yılında Diyarbakır'da tamamladı. Haydarpaşa Lisesi, Kabataş Lisesi ve Pendik Lisesi'nde eğitim aldı. Lisans eğitimini Paris Sorbonne Üniversitesi'nde aldı.[4] İsviçre'de Zürih Üniversitesi'nde Teoloji konusunda doktora tahsili gördü.[kaynak belirtilmeli]

İtikat kökenleri

değiştir

Aytunç Altındal, 1832, 1834 ve 1864 göçleri neticesinde İstanbul'a yerleşen itikadını Melâmî; tarîkatını ise Hurûfî-Rufâ’î olan bir Çerkes aileye mensup olduğunu açıklamıştı.

Siyasi yaşamı

değiştir

Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. 1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus ve Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı ise yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç ve Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika Birleşik Devletleri ve İzlanda dergilerinde de yer aldı.

Siyasi çalışmaları

değiştir

Aytunç Altındal, 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle 7,5 yıl hapse mahkûm oldu ve yurt dışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın adlı kitabı çıkardı. 1977'de İstanbul'da Havass adında bir yayınevi kurdu. 1984 yılında da Süreç yayınlarını kurdu. 1982'ye kadar Süreç dergisini yönetti. Daha sonra 1989'da Zürih'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisini yönetti. Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı. 1992'de Birleşik Krallık Edinburg'da International Academy For European and Christian Studies (Uluslararası Avrupa ve Hristiyanlık Araştırma Akademisi) kuruluşunda Project Academic Board (Akademik Proje Kurulu) üyeliğine seçildi. Aynı yıl İngitere'de yayınlanan Three Faces Of Jesus (Üç İsa) adlı kitabı dünya basınında geniş yankı buldu. Daha sonra 1993'te Rusçaya çevrildi. 1993'te International Society For The Study of European Ideas (Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu) bilimsel kuruluna üye oldu. Aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl-Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen European Secular Legacy (Avrupa'nın Lâik Mirası) adlı uluslararası konferansta Oturum ve Bölüm Başkanlığına seçildi. 1995'te merkezi New York'ta bulunan Carnagie Council On Ethics And International Affairs (Carnagie Uluslararası İşler ve Ahlak Kurultayı) örgütüne davet edilen, ilk ve tek Türk konuşmacı oldu. Aynı sene, New York'ta Birleşmiş Milletler bağlantılı Global Forum Of Spiritual And Parliamentary Leaders Or Human Survival'da (İnsan Yaşamından Sorumlu Ruhani ve Siyasi Liderler Küresel Forumu) uluslararası danışman üyesi oldu. CEDS Türkiye Başkanlığı yaptı. Uğur Mumcu'nun Sakıncasız adlı eserinin yapımcılığını da üstlendi.

Zürih'te kurduğu Modus Vivendi Yayınevi'nde aslında alşimist ve okültist bir din uzmanı olduğunu söylediği ünlü fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen ve kendisinin ölümünden sonra yayınlanmasını vasiyet ettiği, Yalvaç Daniel hakkında tamamen şifreler üzerine ve Kitâb-ı Mukaddes'teki şifrelerin çözümleri üzerine yazdığı bir kitabını da yayınladı.[5] Altındal, ayrıca Isaac Newton'un 1733 yılında Eski Latince dilinde yazmış olduğu ve sadece 50 adet orijinali mevcut olan Observations Prophecies of Daniel and Apocalypse of St. John (Daniel'in Peygamberlikleri ve Aziz Yuhanna'nın Vahiy'i Üzerine Yorumlar) adlı, peygamberlikler üzerine yazdığı, içinde İbranice, Latince ve Eski İngilizce bölümler bulunan kitabını Türkçeye tercüme etti.[6]

Kişisel siyasi görüşleri

değiştir

Avrupa Birliği ile ilgili görüşlerini:

Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmek istiyor idi. Hâlâ da isteyenler var, ama bunların oranı 2013'te yüzde beş-onlara düşmüştür.

olarak ifade etmektedir. Bu görüşünü Gül ve Haç Kardeşliği isimli kitabının son cümlesinde:

Türkiye'yi asla Avrupa Birliği'ne almayacaklar ve Türkiye asla Avrupa Birliği'nde olmayacak, vakit kaybetmeyin.

şeklinde 2001 yılında dile getirmiştir.[7] Ona göre Türkiye, Avrupa'nın tarihinde var ama kültüründe yoktur. Avrupa tarihi, Türkler olmadan yazılamayacak olan bir tarihtir. Ama kültür olarak Türklerin kültürü ile onlarınkinin uyuşmasının mümkün olmadığını, ikisinin arasında bir doku ve kan uyuşmazlığının var olduğu şeklinde izah etmeye çalışmaktadır. Ayrıca, Yasama, Yürütme ve Yargı'nın üçünün bağımsızlığı ama bir arda bulunmasının, aslında Hristiyanlığın temel itikadı olan "Baba-Oğul-Kutsal Ruh" inancından ortaya çıkmış olduğunu da öne sürmektedir. Avrupa'nın demokrasiyi kurarken Yargı, Yasama ve Yürütme'nin üçününde bir arada birbirinden bağımsız olarak bulunmasını öngörmüş olduğunu dile getirmekte ve Hristiyan Avrupa'nın burada aynen "Baba-Oğul-Kutsal Ruh" inancında olduğu gibi kendi dinini gördüğünü iddia etmektedir. Kendi ifadesiyle:

Türklerin dininin monolitik olması ve üçlü bir tanrı inancının bulunmaması nedeniyle, Batı demokrasisindeki bu üçlü mekanizmanın Türkiye'ye bir türlü uymadığını dile getirmektedir. Türklerin doksan yıldır cumhuriyet olarak bunun mücadelesini verdiklerini, yapı olarak da İslami gelenek içerisinde yetişmiş olmaları nedeniyle hep monolitik olanı, yani tevhid yolunu aradıklarını ifade etmektedir.

Bu görüşleriyle, olayların Türkler için vahdet ve tevhid yoluyla hep monolitik olması gerektiği görüşünü savunmaktadır. Ona göre, Avrupa Birliği ise:

Kuralları gnostik ve seküler Hristiyanlar tarafından belirlenen masonik bir yapılanmadan başka bir şey değildir. Hatta o kadar masonik bir teşkilâtlanmadır ki, inşa edilen binalar bile masonik sembollere göre yapılmıştır. Dolayısıyladır ki orada yürüyen bütün yasaların hepsi, seküler ve gnostik Hristiyanlığın getirip koyduğu kurallardan oluşmaktadır.[7]

Kişisel dini itikat görüşleri

değiştir

Teoloji alanında yurt dışında doktora derecesine de sahip olan Aytunç Altındal, Kuantum teolojisi ve evrim kuramı hakkında,

Ateistler, kuantumu kullanmak suretiyle, ne yaradılış var, ne Tanrı var, yani Tanrı yok, bakın işte kuantum bunu ispat ediyor havasına giriyorlar, girdiler ve beyin yıkıyorlar, bunların çoğu da Tavistok üyesi. Beyin yıkama kampanyaları, işte kardeşim, fizik ispat ediyor, bilim ispat ediyor. Tanrı yok ya, yok öyle bir şey yahu diyorlar. Yani, kuantum sayesinde Tanrı'yı kaldırdık diyorlar. Halbuki soru şu: Big-Bang olsun vesaire, arkadaş Big-Bang oldu diyorsunuz, peki nerede oldu bu Big-Bang? Bir mekânda olması lâzım. O mekân neresi diye sorulduğunda ise: "A biz ona girmiyoruz diyorlar, oraya gelince, onu biz bilemiyoruz, onu biz bilmiyoruz",

diye yanıt verdiklerini dile getirmektedir. Büyük Patlama'nın bir mekân içinde gerçekleşmesi gerektiğini ve bir mekân olmazsa Büyük Patlama'nın gerçekleşmeyeceğini söylemektedir.

Benzer şekilde mikrobiyolojide, sen alıyorsun bütün verilerini, sana verili o önünde duruyor, bunu yapsana, bunun nasıl olduğunu anlat bana, desen ki bana, bakın ben bunu böyle böyle izah ediyorum, dersen onu anlarım o zaman, ondan sonra sıkıştıkları zamanda, Efendim, bu sadece bir teori. Öyleyse benim beynimi ne yıkıyorsun arkadaş?

şeklinde sormaktadır. Aytunç Altındal, bu konudaki kendi tezini ise şöyle açıklamaktadır:

Din ile ilim birbirini dışlamaz. Din ile ilim birbiriyle ahenkli bir şekilde bir arada olursa, biz sonuçlara, bilimsel sonuçlara daha kolaylıkla ulaşırız. Kur'an'da, ben niye ses dedim? Yani Kur'an'nın kendisi bir mucizedir ve Allah'ın sesinin insana nakli gibidir. Ama mucizeler koymaya kalkarsanız, o mucizeler işte Hristiyanlığın kitabında var. Suyun üstünde yürüdü, şöyle oldu böyle oldu. Bunlar olmaz mı? Hepsini Allah isterse hepsi olur. Bunların hiçbiri problem değil, ama mucize vahyin üstünde değildir. Yani hep mucize, mucize, mucize, mucize diyeceğiz, Kur'an'nın şu mucizesi, Kur'an'nın bu mucizesi, bir dakika yahu, Kur'an'nın kendisinin bir vahiy olduğunu unutuyoruz. Unutturulmaya çalışılan taraf bu. Eğer bu unutulursa, oradan gideceği yer din olmaz, Teosofi olur. "Teosofi", Türkiye'de şu anda olayları Teosofi'ye sokmak, Teoloji'ye değil Teosofi'ye. Arada bir teknik terim daha kullanacağım kusura bakmayın. Bir Teoloji diye bir olay var, bir Teosofi var, arada da "Teleoloji" var. Teleoloji; bir tasarım yaparsınız, Tanrı'yı orada bir yere oturtursunuz. Anlatabildim mi? Vahiy gene yok dikkat! Vahiy gene silindi. Ben bir tasarım yaptım, dedim ki: "Yahu, Tanrı vardır diyorum, ben. İyi de şöyle şöyle şöyle olduğu için, şundan şu olduğu için bundan da bu olduğu için, Tanrı vardır" diyorum. Yahu sen kimsin ya! Senin şu küçücük aklın neye erer de Tanrı vardır ya da yoktur diyebilirsin. Mümkün mü böyle bir şey? Değildir.

Burada savunduğu fikirleri ile Hurûfî-Bâtınî Hallâc-ı Mansûr'un Tevhîd itikadı ile tam bir uyum içinde olduğu anlaşılıyor.[8] Ona göre kuantum ateizme hizmet etmediği gibi, aynı zamanda yaratılışın da delili oldu. Bu konudaki görüşlerini:

Eğer, Müslümanlar Kur'an'ı tam olarak anlayabilirlerse, Kuantum çok yararlı olabilir, Kuantum'a katkısı olabilir. Yani Kuantum teorilerine İslâmiyet'in katkısı olabilir, gelişmesi için. Kuantum'un da Kuantum Teoloji'nin de yaradılışı olumlaması gerekmiyor, ona düşmüyor o iş. Bilime düşmüyor bu iş. Arkadaş, bu iş vahiy. Yani, bilim yırtınsada, bilmem ne de yapsa, bilime düşmüyor. Bilim Tanrı'yı ispat ediyorsa, ben o zaman o Tanrı'ya bağlı olmam.

şeklinde ifade etmektedir. Bu konudaki kişisel inancı, kendi gibi Melâmetî-Bâtınî-Hurûfî itikadından olan Hallâc-ı Mansûr'un, Allah'ın varlığının ispatı hususunda uğraşılmasının aslında büyük bir günahtan başka bir şey olmayacağı fikri ile paralellik göstermektedir.

Aytunç Altındal ve Keltler

değiştir

Aytunç Altındal, Avrupa'da Roma İmparatorluğu'na son veren Keltler'le ilgili çalışmalar yapmıştı.

Kelt rahipleri olan Druidler'in ayinler sırasında kullandığı kutsal ağaç dalı (Golden-Bough) Aytunç Altındal'ın soyadının kaynağı idi.[kaynak belirtilmeli]

Kitapları

değiştir
  • Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın
  • Sir Isaac Newton - Kutsal Kitabın Yorumu (çeviri)
  • Bir Türk Casusunun Mektupları
  • Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
  • Gül ve Haç Kardeşliği: Avrupa Birliği'nin Gizli Masonik Kimliği
  • Tanrı Neden Fikir Değiştirdi?
  • Üç İsa
  • Devlet ve Kimlik
  • Türkiye ve Ortodokslar
  • Bilinmeyen Hitler
  • Türk İmparatorluğu'nun Yıkılışına Dair Kehanetler Kitabı
  • Lâiklik
  • Niçin Eşit İşe Eşit Ücret Değil?
  • Siyasal Kültür ve Yöntem
  • Türkiye ve Kadın
  • Dünün Belgeleri Yarının Tarihi
  • Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
  • Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius
  • Vatikan ve Papa'nın Gizli Türkiye Senaryosu
  • Observations Prophecies of Daniel and Apocalypse of St. John (Isaac Newton'un Vahiy Kitabı tercümesi)
  • Kültür Savaşları Serisi

Ölümü

değiştir

Aytunç Altındal'ın Polonyum 213 zehirlemesi yoluyla öldürüldüğü iddia edilmektedir ancak ölümünün ardından bir bu konuda net bir araştırma yapılmamıştır.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Komplo teorilerinin parlattığı Aytunç Altındal". odatv. 15 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2021. 
  2. ^ "Aytunç Altındal vefat etti". 19 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2013. 
  3. ^ "Aytunç Altındal son yolculuğuna uğurlandı". 21 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2013. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 28 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2015. 
  5. ^ Not 1: Sadece 500 adet olarak sınırlı sayıda altın baskı olarak basılan ve 800 dolardan piyasaya sürülen sonra da dünyada en güzel kitap olarak seçilen bu çeviri sayesinde, aslında bir "Gül ve Haç Şövalyesi" olan Isaac Newton'un büyücü ve alşimist olan diğer tarafını da bilim dünyasına tanıtmış oldu.
  6. ^ Not 2: Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, 2011.
  7. ^ a b Altındal, A. Gül ve Haç Kardeşliği: Avrupa Birliği'nin Gizli Masonik Kimliği.
  8. ^ Öztürk, Yaşar Nuri, En-el Hak İsyanı – Hallâc-ı Mansûr (Darağacında Miraç), Yeni Boyut Yayıncılık, 2011.