Aralık 2009 Türkiye'deki Kürt protestoları

2009'da Türkiye'de düzenlenmiş protestolar

Aralık 2009'da Türkiye'deki Kürt protestoları, Anayasa Mahkemesinin 11 Aralık 2009'da Kürt yanlısı Demokratik Toplum Partisini (DTP) yasa dışı Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile bağlantılı olmak ve "terör propagandası" yapmaktan suçlu bularak kapatma kararının ardından başlayan beş günlük protesto gösterileridir.[1][5][6]

Aralık 2009 Türkiye'deki Kürt protestoları
Türkiye-PKK çatışması, Serhildan
Tarih 11-15 Aralık 2009
Yer  Türkiye
 Kürdistan Bölgesel Yönetimi
Sebep Demokratik Toplum Partisinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması
Yöntem
Sonuç
Taraflar
Kürt protestocular
DTP
BDP
KCK
 Türkiye

Türk milliyetçisi protestocular

Öne çıkan kişiler
*Ahmet Türk *Recep Tayyip Erdoğan
Kayıplar
3 ölü[1][2]
8 yaralı[1][3]
32 tutuklu[3][4]
5 polis yaralandı[3]

Arka plan

değiştir

DTP, 2005 yılında Türkiye'nin Kürt yanlısı ana partisi Demokratik Halk Partisi (DEHAP) ile eski Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak tarafından 2004 yılında cezaevinden tahliye edildikten sonra yeni kurulan Demokratik Toplum Hareketinin (DTH) birleşmesiyle kurulmuştur. Parti kurulduktan sonra PKK'ya silah bırakma çağrısında bulundu. PKK buna 20 Eylül 2005'e kadar süren tek taraflı bir ateşkes ilan ederek karşılık verdi.[7]

DEHAP 2002 genel seçimlerinde oyların yüzde 6,2'sini alarak yüzde 10'luk seçim barajını aşamamış ve dolayısıyla parlamentoda sandalye kazanamamıştı. Bu nedenle 2007 genel seçimlerinde DTP, adaylarını bağımsız olarak göstermiştir.[8] Toplamda 726 bağımsız aday 1.835.486 oy alarak %5,24'lük bir oranla Türkiye Büyük Millet Meclisindeki 550 sandalyeden 26'sını kazandı.[9] 21 bağımsız vekil daha sonra parlamentoda bir DTP grubu oluşturdu.[10] Ancak Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki oyların çoğunluğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisine (AK Parti) gittiği için seçim DTP için büyük bir hayal kırıklığı oldu.[9] Ancak parti 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde iyi bir performans göstererek 2.116.684 oy alrak %5,41'lik bir oranla ve il belediye başkanı sayısını iki katına çıkararak dörtten sekize, ilçe belediye başkanı sayısını da 32'den 51'e yükseltti.[11] İlk kez Güneydoğu'da çoğunluğu elde eden DTP, 2004 yılında DEHAP'ın kazandığı Batman, Hakkâri, Diyarbakır ve Şırnak illerinin yanı sıra Van, Siirt ve Iğdır illerini de AKP'den almayı başardı.[12]

Mart 2009 seçimlerinden sonra yaklaşık 50 DTP üyesi tutuklandı. Nisan ve Ağustos 2009 arasında 500'den fazla DTP üyesi gözaltına alındı ve 267'si hakkında dava açıldı. Türkiye İnsan Hakları Derneğine göre, hükûmet Nisan ve Ekim 2009 arasında DTP'ye karşı üç kez baskı uyguladı ve 450'si neyle suçlandıkları kendilerine söylenmeyen 1000 kişi gözaltına alındı.[13]

2007'de kapatma davasından kurtulan DTP, 11 Aralık 2009'da Anayasa Mahkemesi tarafından PKK ile bağlantılı olduğuna[5] ve "terör propagandası" yapmaktan suçlu bulunduğuna karar verilerek kapatılmıştır.[6] Genel Başkan Ahmet Türk ve Eş Başkan Aysel Tuğluk Meclisten ihraç edildi ve Leyla Zana'nın da aralarında bulunduğu 35 parti üyesinin beş yıl boyunca herhangi bir siyasi partiye katılmaları yasaklandı.[14] Mecliste kalan 19 DTP'li, yasak beklentisiyle kurulmuş olan Barış ve Demokrasi Partisine (BDP) katıldılar.

Protestolar

değiştir

Yasağı protesto etmek amacıyla DTP'nin kalan 19 milletvekili meclis oturumlarını boykot etti.[13] Bu arada, Türkiye'nin ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı bölgelerinde ve İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Batı şehirlerinde protestolar patlak verdi ve tüm hafta sonu boyunca sürdü.[4]

İstanbul'da, takip eden birkaç gün içinde birkaç yüz kişilik protestolar patlak verdi. Protestocular mülklere zarar verdi, polise taş ve molotofkokteylleri ile saldırdı ve sokaklarda yangınlar çıkardılar. Polis, göstericilere göz yaşartıcı gaz, tazyikli su ve biber gazıyla saldırdı. Sultangazi ve Başakşehir ilçelerinde çoğunluğu Kürt çocuklardan oluşan 200 kişi trafiği kapattı ve otobüslere taş attı.[3] Polis göz yaşartıcı gaz ile müdahale etti. Türk milliyetçilerinin de protestoculara saldırması sonucu en az bir kişi silahla yaralandı.[2]

11 Aralık'ta, kararın açıklanmasından kısa bir süre sonra, Diyarbakır'daki DTP bürosunun önünde toplanan 1000'den fazla kişi "Kana kan! İntikam!" sloganları attı. Protestocular polise molotofkokteyliyle saldırdı ve güvenlik kameralarını kırdı. Çevik kuvvet polisi göstericilere göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile karşılık verdi. İstanbul'da yaklaşık 100 kişi "Kürt Halkına Yönelik Saldırılara Son" yazılı bir pankartla DTP il binası çevresinde toplandı.[15]

12 Aralık'ta Hakkâri'de yaklaşık 1000 gösterici güvenlik güçleriyle çatıştı.[16] Polis protestoları dağıtmak için tazyikli su kullandı.[16][17] Protestocular bir polis amiri ve bir memuru linç etme girişiminde başarısız oldular.[3] Protestolar sırasında bir genç kız hastaneye kaldırıldı[3] ve bir düzineden fazla gösterici tutuklandı.[4]

Van'da göstericilerle yaşanan şiddetli çatışmaların ardından beş polis hastaneye kaldırıldı. Van'daki protestolar sırasında 20 kişi gözaltına alındı. Şırnak'ın Beytüşşebap ve Cizre ilçelerinde protestolar gece geç saatlere kadar devam ederken, göstericiler postane, banka ve Beytüşşebap kaymakamlığı gibi binalara molotof kokteyli ve taş attılar. Cizre'de protestocular Habur Gümrük Kapısı yolunu kapatarak Irak'a giden yolu kapattılar.[3] Polis müdahale ederek yolu yeniden açtı.[3] Iğdır ve Şanlıurfa'da oturma eylemleri yapıldı.[3]

13 Aralık 2009 tarihinde Yüksekova ilçesinde protestolar devam etti. Polis, göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı. Protestocular yollara barikat kurdu ve sokaklarda ateş yaktılar. Hafta sonu boyunca Hakkâri'nin tüm şehir merkezlerinde dükkânlar kapalıydı.[3] Yüksekova protestoları Cumartesi gününden beri devam etmekteydi ve DTP destekçisi kalabalıklar polis araçlarına yangın bombaları ve taşlar atıyorlardı.[4]

14 Aralık 2009'da Diyarbakır'da 5000'den fazla kişi, üstü açık bir otobüsle şehre gelen DTP milletvekillerini karşıladı. Daha sonra bir grup genç polisi taş yağmuruna tutmaya ve sokak tabelalarını yırtmaya başladı, polis de tazyikli suyla karşılık verdi. Protestocular ayrıca yerel bir AK Parti ofisini taşladı ve birkaç kişi gözaltına alındı. Doğubeyazıt'ta göstericiler polise molotofkokteyli ve taş atarken, polis göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile karşılık verdi.[18]

15 Aralık 2009'da Muş'un Bulanık ilçesinde bir esnafın dükkanının camları kırıldıktan sonra göstericilerin üzerine tüfekle ateş açması sonucu iki Kürt gösterici öldü, yedi gösterici de yaralandı.[1][16]

Irak Kürdistanı

değiştir

16 Aralık'ta Kürdistan Bölgesi'nin başkenti Erbil'de yüzlerce kişi yasağı protesto etmek için gösteri düzenledi.[19]

17 Aralık'ta İran, Irak, Suriye ve Türkiye'den 500'ü aşkın Kürt Süleymaniye'de yasağı protesto etti.[19]

İnsan hakları endişeleri

değiştir

Türkiye genelinde jandarma ve polis, DTP üyelerini sözlü tehditler, mitinglerde keyfi gözaltılar ve kontrol noktalarında alıkoyma yoluyla düzenli olarak taciz etti. Polis göstericileri rutin olarak birkaç saat gözaltında tutmuştur. Güvenlik güçleri ayrıca DTP'ye sempati duyduklarına inandıkları köylüleri de düzenli olarak taciz etti.[20]

Tepkiler

değiştir

Türkiye

değiştir
  •   Türkiye Hükûmeti: Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül mahkemenin kararını savunarak şunları söyledi: "Terör örgütünü varlık sebebi olarak ilan eden parti yöneticileri varken mahkeme başka ne yapabilir ki?"[4] diyerek protestoları kınayan bir açıklama yaptı: "Gerginlik ya da çatışmanın kimseye faydası yoktur. Tüm sorunlar demokratik ve siyasi yollarla çözülebilir. Halkımız gördü ki Türk devleti iyi niyetle hareket ediyor ama terör örgütü bunu sabote etmek istiyor."[3]
  • Türkiye Anayasa Mahkemesi: Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, partinin kapatılmasına "terör örgütü ile bağlantıları ve ülke bütünlüğüne karşı faaliyetlerin odağı haline gelmesi nedeniyle karar verildiğini" söyledi.[4]
  • Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yasakla ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yaptı: "Bu tür olayları mutlulukla karşılamak mümkün değil. Demokrasilerde bir siyasi partinin kapatılma zorunluluğunun ortaya çıkması hepimiz için üzüntü vericidir."[21]
  • Milliyetçi Hareket Partisi (MHP): MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tüm partilerin yasaklanması yerine tek tek siyasetçilerin cezalandırılmasının tercih edilebileceğini, ancak "siyasi partilerin teröre destek verdiği ve bunu bölücü amaçları için bir araç olarak gördüğü durumlarda farklı bir yaklaşım olabileceğini" söyledi.[21]
  • Demokratik Toplum Partisi (DTP): DTP Genel Başkanı Ahmet Türk mahkemenin kararını hukuki değil siyasi olarak nitelendirdi. AK Partiyi karara ilişkin sessizliği nedeniyle suçladı.[16] DTP üyeleri buna meclis oturumlarını boykot ederek karşılık verdiler.[4]

Türkiye'nin AB müzakerecisi Egemen Bağış, mahkemelerin hukuka aykırı eylemlerden siyasi partiler yerine siyasetçileri sorumlu tutması gerektiğini söyleyerek kararı eleştirdi.[16]

Uluslararası

değiştir
  •   Kürdistan Bölgesel Yönetimi
    • Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY): Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani'nin ofisi bir açıklama yayınladı: "IKBY, [Türkiye'de iktidardaki] Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) Kürtlerle ilişki kurmak amacıyla son dönemde gerçekleştirdiği reformlardan ve uzlaştırıcı politikalardan memnuniyet duymakta ve mahkemenin kararının bu önemli süreci rayından çıkarmamasını ummaktadır." IKBY sözcüsü Hadi Mahmud ise IKBY'nin Türkiye'nin iç meselelerine karışmayacağını söyledi ve yasağı bir iç mesele olarak nitelendirdi.[19]
    • Goran Hareketi: Kürdistan Ulusal Meclisi Muhalif Goran hareketinden Cafer Ali ise IKBY'yi sessiz tepkisi nedeniyle eleştirerek şu açıklamayı yapmıştır: "Goran hareketi yasağı kınamakta ve bunu demokrasiye karşı bir adım olarak görmektedir. Bu, Kürtlerin siyasi haklarının açık bir ihlalidir. Bu adım bize Kürt açılımının Türk toplumunda ya da siyasetinde henüz yer edinemediğini göstermektedir."[19]
    • Kürdistan İslami Birliği (KIU): KIU yasakla ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yaptı: "Ne yazık ki bu karar AK Partinin cesaretlendirici ve demokratik Kürt açılımının önünde büyük bir engel teşkil etmektedir". KIU, Türk hükûmetini konuyla ilgili olarak pragmatik davranmaya çağırdı.[19]
  •   Avrupa Birliği: Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı basın ofisi mahkemenin kararıyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Şiddet ve terörizmi şiddetle kınayan Başkanlık, siyasi partilerin kapatılmasının son derece itidalli kullanılması gereken istisnai bir tedbir olduğunu hatırlatır. AB, müzakereci bir ülke olarak Türkiye'ye, siyasi partilere ilişkin mevzuatını Avrupa Konseyi Venedik Komisyonunun tavsiyeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili hükümleriyle uyumlu hale getirmek üzere gerekli anayasal değişiklikleri yapması çağrısında bulunmuştur."[16]
  •   ABD: Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı sözcüsü kararı bir iç mesele olarak nitelendirdi ancak Türkiye'nin tüm vatandaşları için siyasi özgürlükleri geliştirmesi gerektiğini ve "bu özgürlükleri sınırlayan ya da kısıtlayan tedbirlerin son derece dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiğini" sözlerine ekledi.[16]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d "Two killed in Kurdish ban protests". 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  2. ^ a b "Timeline Kurdistan". 12 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  3. ^ a b c d e f g h i j k "DTP protests turn violent in Istanbul". 28 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  4. ^ a b c d e f g "Violence follows DTP ban in Turkey". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  5. ^ a b "Kurdish unrest erupts in Turkey after DTP ban". 17 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  6. ^ a b "TURKEY: THE AKP WINS THE GENERAL ELECTION". 12 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  7. ^ "Bumps in Road to EU Accession Expose Cyprus, Kurdish Potholes". Erişim tarihi: 15 Ocak 2024. 
  8. ^ "Opposition for the Sake of Opposition? Polarized Pluralism in Turkish Politics". 2 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  9. ^ a b "HE REAL WINNERS AND LOSERS OF TURKEY'S JULY 2007 ELECTIONS". 21 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  10. ^ "Political parties in Turkey". 27 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  11. ^ "Ruling party main loser in local ballot". 14 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  12. ^ LOCAL ELECTION RESULTS REVEAL A FRACTURED TURKEY 6 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., April 10, 2009
  13. ^ a b Democratic Society Party (Democratik Toplum Partisi, DTP)
  14. ^ Hacaoglu, Selcan (11 Aralık 2009). "Turkey bans pro-Kurdish party over ties to rebels". 15 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2009. 
  15. ^ "Turkey bans Kurdish party". The Telegraph (İngilizce). 12 Aralık 2009. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2024. 
  16. ^ a b c d e f g "Police and protesters clash after court bans Turkish party". 23 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  17. ^ "Turkish court bans pro-Kurd party" (İngilizce). 11 Aralık 2009. 20 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2024. 
  18. ^ "EU criticises Turkey's court ban of Kurdish party". 30 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012. 
  19. ^ a b c d e "Turkey Ban Draws Kurdish Ire". 17 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2024. 
  20. ^ "US Department of State. 2009 Human Rights Report: Turkey". 25 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2019. 
  21. ^ a b "AKP was Silent in DTP Closure Trial - Nilüfer Zengin Kürkçü - english". 26 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2012.