Antik Mezopotamya Ölüler Diyarı

Antik Mezopotamya Ölüler Diyarı veya Yeraltı Dünyası, daha çok Sümercede Kur, Irkalla, Kukku, Arali ya da Kigal ve Akadcada Erṣetu olarak bilinir, sakinlerinin "dünyadaki yaşamın karanlık bir örneğini" sürdürdüklerine inanıldığı yerin derinliklerinde bulunan karanlık, kasvetli bir mağaradır. İçecek ya da yiyecekleri sadece kuru tozdur ve ölen kişinin aile fertleri, libasyon içmeleri için serbest bırakılır. Sümer yeraltı dünyasında, antik dünyanın diğer yaşamdan sonra hayatlarından farklı olarak ölenin kesin bir yargısı yoktur ve ölüler yaşamdaki işlerinden dolayı ne cezalandırılır ne de ödüllendirilir. Bir insanın yeraltı dünyasında var olma niteliği, onun gömülme şartlarına göre belirlenir.

Eski bir Sümerce silindir mühüründen alınan ve tanrı Tammuz'un Yeraltı Dünyası'nda gallalar tarafından işkence gördüğünü gösteren bir tasvir

Ölüler Diyarı'nın yöneticisi, Ganzir sarayında yaşayan ve bazen yeraltı dünyasının adı olarak kullanılan tanrıça Ereşkigal'dir. Kocası ya "Anu'nun kanal denetçisi" olan Gugalanna ya da özellikle sonraki hikâyelerde ölüm tanrısı Nergal'dır. Akad Dönemi'nden sonra (yaklaşık MÖ 2334 - 2154), Nergal bazen yeraltı dünyasının yöneticisi olarak rol almıştır. Yeraltı dünyasının yedi kapısı, Sümercede Neti adı verilen bir bekçi tarafından korunur. Tanrı Namtar, Ereşkigal'in sukkal'ı veya ilahi görevlisi olarak hareket eder. Ölüm tanrısı Dumuzid, yılın yarısını yeraltı dünyasında geçirirken yılın diğer yarısı yerine öleceklerin isimlerini kaydeden kız kardeşi tanrıça Geştinanna bakar. Ölüler Diyarı ayrıca çeşitli demonların ikamet yeridir.