İttik Dede Türbesi

Kuzey Lefkoşa'da yer alan bir türbe

İttik Dede Türbesi, Yitik Dede Türbesi veya İsmail Çavuş Türbesi, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir türbedir. Selimiye Mahallesi'nde, Selimiye Meydanı'nın güney tarafında yer alır.

İttik Dede Türbesi
İttik Dede Türbesi'nin, Kütüphane Sokak'a bakan ön cephesinin görünümü (Ağustos 2020)
Harita
Genel bilgiler
TürTürbe
AdresKütüphane Sokak, Selimiye
ŞehirLefkoşa
ÜlkeKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (de facto)
Koordinatlar35°10′35″K 33°21′55″D / 35.17639°K 33.36528°D / 35.17639; 33.36528
Yenileme1985 · 2014
Teknik ayrıntılar
Kat sayısı1

Tek odalı ve dikdörtgen biçimli bir yapı olup içerisinde üzerinde ahşap sanduka yer alan bir mezar bulunur. Bu mezarda yatan İttik Dede'nin kim olduğuna dair farklı rivayetler mevcut olup Osmanlı güçlerinin 1570 yılındaki Kıbrıs Seferi'ne katılıp Lefkoşa'daki çatışmalarda hayatını kaybeden bir asker olduğuna inanılır. 19. ve 20. yüzyıllarda çeşitli kişilerce konut olarak kullanılan türbe, 1985 ve 2014 yıllarında restore edildi. Tarihsel olarak adak yeri vazifesi gören türbenin penceresinin demir parmaklıklarına çaput bağlanmaktaydı.

Tarihçe

değiştir

İttik Dede ve rivayetler

değiştir

Türbeye adını veren ve "şehit" olduğuna inanılan İttik Dede'nin kimliğine dair herhangi bir belge günümüze ulaşmamış olup hakkındaki bilgiler rivayetlere dayanır. En yaygın rivayete göre Mora Yarımadası'nda doğan İttik Dede, Osmanlı güçlerinin Kıbrıs Seferi'ne katılan bir askerdi ve 1570 yılında günümüzde türbenin bulunduğu yerde sokak çatışmalarında hayatını kaybetti.[1][2] Savaşa Selimiye Camii'nin ilk imamı olacak olan Moravizade Ahmet Efendi ile birlikte katıldığına inanılır.[3]

Türbenin adında kullanılan "ittik" kelimesi esasen "yitik" kelimesinin Kıbrıs Türkçesiyle söylenen hâli olup türbenin adı "Yitik Dede Türbesi" anlamına gelmektedir.[2] Tuncer Bağışkan'a göre, şehitler hakkında kayıt tutulmadığından ve bu kişilerin "şan ve şöhret peşinde olmadıkları" inancından dolayı bu kişiler genel olarak "ittik" diye adlandırılırdı.[1] Neden "yitik" kelimesinin kullanılmış olabileceğini değerlendiren İsmail Güleç'in açıklamaları arasında, mezarın savaş sırasında kimliği belirlenemeyen askerlerden birine ait olmuş olabileceği, ne sağ ne de ölü olarak bulunabilen bir askerin kaybolduğu yer olabileceği veya medfun kimsenin hayatını kaybettiği yerin tam olarak bilinmediği için "yitik" kelimesinin kullanıldığı yer alır.[2]

Türbe, "İsmail Çavuş Türbesi" ismiyle de bilinir. Tuncer Bağışkan'ın aktardığı bir rivayete göre, İttik Dede'nin esas ismi İsmail Çavuş olabilir.[1] Hizber Hikmetağalar da İsmail Çavuş'un türbenin olduğu yerde hayatını kaybeden "rütbeli bir şehit" olduğunu aktarır.[4] Bununla birlikte Altay Sayıl, "büyüklerinden öğrendiği"ne göre türbede, 1878 yılında Osmanlıların Kıbrıs'ı Britanya yönetimine bırakmasının ardından adayı terk etmeyen İsmail Çavuş isimli bir Osmanlı askerinin yaşadığını ifade eder. Bu kişinin sakalları göğsüne kadar uzandığından, ilahi bir kişi olduğu düşünülerek türbeye "İsmail Çavuş Türbesi" denmeye başlandı.[5]

Tuncer Bağışkan, bu dönemde (19. yüzyıl sonları) türbede Hasan Çalıcı isimli kimsesiz bir adamın "uzun yıllar" ikamet ettiğini aktarır. Bu kişinin eski bir yeniçeri olduğu, 118 yaşına kadar yaşadığı, her daim süngülü asasıyla dolaştığı ve gezginci imamlık yaparak geçimini sağladığına dair rivayetler bulunur. Bir başka rivayete göre 1821 yılında, Vali Küçük Mehmed Paşa döneminde adada isyan çıkartmak isteyen Rum piskoposların konuşmalarını gizlice dinlediği, ertesi gün Mağusa Kapısı'ndan geçmekte olan Başpiskopos Kiprianos'u atından çekerek düşürüp ayakkabısında yer alan kışkırtıcı konuşmayı ele geçirdiği, bunu valiye götürerek piskoposların daha sonra idam edilmesinde rol oynadığı iddia edilir.[1]

20. ve 21. yüzyıl

değiştir

1915 yılında yapılan bir tapu planında, türbenin bulunduğu sokağın adının Alay Bey Mehmet Ağa olduğu tespit edildi ve bu doğrultuda türbenin de aynı isimli bir kişiye ait olduğuna kanaat getirilerek üzerine "Alay Bey Mehmet Ağa Türbesi" yazılı bir levha asıldı.[5]

Kıbrıs'ta eskiden bazı yoksul kimselerin türbelerde kaldıkları ve türbede kalma olayının bir övünç kaynağı olarak kullanıldığı, bu türbede de 1960 yılında Musa isimli eski para koleksiyoncusu birinin yaşadığı aktarılır.[5]

Yıllar içinde harabe hâline gelen türbe, 1985 yılında Eski Eserler ve Müzeler Dairesi tarafından restore edildi.[1][6] 2012 yılında kapısı açık olan türbenin yine "korkunç denecek bir hâl"e geldiği ve "yıkık bir türbe" görünümünde olduğu kaydedildi.[7] 2014 yılında türbe Vakıflar İdaresi tarafından yeniden onarılarak ziyarete açıldı.[8] Bu restorasyon sırasında türbe hakkında bilgi verilen bir tabela ile "İslam inanışında türbe ve mezar ziyaretlerinde bu tür adetlerin bulunmadığını, bu ziyaret yerlerinin kirletilmemesi gerektiği"ni belirten bir pano yerleştirildi.[9] 2017 yılındaysa türbenin ziyarete kapalı olduğu bildirildi.[10]

Konum ve mimari

değiştir

Selimiye Mahallesi'nde, Selimiye Camii'nin kuzeydoğusundaki Sultan II. Mahmut Kütüphanesi'nin karşısında yer alan Kütüphane Sokak'ın Müftüzade Sokak'la kesiştiği köşede, Selimiye Meydanı'nın güney tarafında yer alır.[2][6][11] Yapının yanında Saçaklı Ev konumlanmaktadır.[11]

Dikdörtgen planlı olan türbe, tek odadan oluşur. Girişi, Kütüphane Sokak'a bakan kuzeydoğusundaki kapıdan sağlanır.[1] İçerisi "oldukça sade" olarak tarif edilir.[11] Daha önceleri güney duvarının dibinde, güneybatı-kuzeydoğu yönüne uzanan bir pozisyonda bulunan mezar; restorasyon çalışmaları sonrasında girişin soluna alındı.[2] Mezarın üzerinde ahşap sanduka, sandukanın başında bir sarık yer alır.[1][11] Kuzeyinde yer alan demir parmaklıklı pencere adak sahipleri tarafından çaput parçası bağlanmak için kullanılırdı.[1] Özellikle hasta olanlar elbiselerinden yırtarak kumaş parçalarını parmaklıklara bağlar, böylece iyileşeceklerine inanırdı. Pencerenin kapatılmasıyla birlikte çaput bağlama olanağı ortadan kaldırıldı.[2]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d e f g h Bağışkan, Tuncer (2019). Kıbrıs'ta Türk, İslam ve İslamlaştırılan Eserler. Lefkoşa: Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı Yayınları. ss. 498-499. 
  2. ^ a b c d e f Güleç, İsmail. "İttik Dede". 1 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2019. 
  3. ^ "Lefkoşa Şehidaları (1)". Yeni Düzen. 6 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2019. 
  4. ^ Hikmetağalar, Hizber (1996), Eski Lefkoşa'da Semtler ve Anılar, 1, Lefkoşa: Marifet Yayınları, s. 111 
  5. ^ a b c Çakır, Ayşe (2009). Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Yatırlar ve Kutsal Adak Yerleri (PDF) (yüksek lisans tezi). Lefkoşa: Yakın Doğu Üniversitesi. ss. 81-82. 9 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 7 Ocak 2021. 
  6. ^ a b Gürkan, Haşmet Muzaffer (2006). Dünkü ve Bugünkü Lefkoşa (3. bas.). Lefkoşa: Galeri Kültür Yayınları. s. 190. 
  7. ^ Pehlivan, Alihan. "Yok olan sadece değerlerimiz değil, tarihimiz!". Star Kıbrıs. 1 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2019. 
  8. ^ "Bizden Haberler" (PDF). Kıbrıs Vakıflar İdaresi. Ağustos 2014. 1 Mart 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Şubat 2019. 
  9. ^ "Lefkoşa'nın fethinin 444. yıldönümü..." Havadis. 8 Eylül 2014. 9 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ocak 2021. 
  10. ^ Dobran, Melin (3 Eylül 2017). "Turistik mekanlar turistlere sıkı sıkı kapalı!". Gündem Kıbrıs. 9 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ocak 2021. 
  11. ^ a b c d Okan, Ahmet (2 Ekim 2016). "Ayasofya'dan akıp geçen zaman". Havadis. 9 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ocak 2021.